ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
i i
-
albümü dinledikçe favoriler ve pek de favori olmayanlar olarak ayrılmaya başladı zaten. çıkış parçası olarak seçilen hey, ma içinde çok güzel anlar barındıran hem ikinci albümün şarkılarının yapısını kullanması ve bir önceki albümün etkilerini taşıyan tam sentez bir şarkı olmuş. bu nedenle çıkış şarkısı olarak seçilmesi manidar bence. vurmalılar bu albümdeki diğer bir çok şarkıda olduğu gibi inanılmaz güzel aranje edilmiş.
şunu söylemeliyim albümün düzenleme, kayıt işi tam bir usta işi olmuş. ilk veya üçüncü albüm gibi justin vernon'un kişisel bir projesi gibi durmaktan ziyade çok daha grup albümü olmuş bu nedenle. albümün bir yarısı elektronik örenklerle bezeli şarkılar (ki kimi ritmler olduka ucuz geliyor kulağa), diğer yarısı da zaten şekline katkıda bulundukların 2000'ler folk/indie müziğine yakın duruyor.
benim sorunum şu son iki albüm ile ilgili olarak; her nekadar içinizde müzik dehası bir adam olsa da, herkes herşeyi çok iyi veya çığır açıcı bir şekilde yapamaz. bu yapmak istediğinizi frank ocean, james blake hatta kanye west epey iyi bir şekilde önümüze koydular, bunların üzerine çıkamayacaksanız, yeni bir şey getirmeyecekseniz bu toprakta debelenmenin anlamı var mı emin değilim.
albümü isimlere bakmadan bütün halinde dinlediğim için şarkı şarkı yorumu sonraya bırakmak istiyorum ama her ne kadar memnuniyetsiz gibi yazsam da albümü beğendiğimi ama maalesef yılın en iyi albümlerinden biri olmayacağını şahsi fikrim olarak söyleyebilirim. ama tüm bunların yanında naeem diye bir şarkı yapmış bu adamlar; uzun süredir dinlediğim en güzel şarkılardan biri. nefis tek kelimeyle. imi, faith, hey ma, salem çok beğendiğim şarkılar ama naaem bambaşka olmuş. isminin hakkını vermiş.
doların bir küsur lira olduğu dönemden anılar
-
d&r'dan 60 dolarlık bir oyunu çıktığı gün kutulu olarak almıştım. hem de biriktirdiğim lise harçlıklarım ile. sene 2008, kur 1,45 falandı. 90 lira ödemiştim yani.
şimdi ise lise harçlığı ile almayı bırak, asgari ücretli bir çalışan olmak lazım aynı oyunu alabilmek için.
oruç tutmak
-
bu olay "fakirleri anlamak için yapıyoruz biz bunu." argümanını temel alır.
peki biri bana söylesin; kaç tane fakir akşama kendisini evde mezelerin, pidelerin, kebapların, tatlıların beklediği bilinciyle açlığa dayanıyor?
bu mudur fakirleri anlamak?
oruç tutulacaksa eğer, aza razı olarak, mütevazi bir şekilde tutulmalı ya da hiç tutulmamalı. öyle beş yıldızlı otellerde bilmemkaçyüz liralık iftar menüsüyle oruç açarken durumu yeterli olmayanların eriştiği farkındalığa erişilmez.
kısacası türkiye'nin büyük kısmı için artık dinsel değil geleneksel olan eylemdir.
milletim isteyince gazze'ye gitmezsem namerdim
-
siyaset müthiş bir şey değil mi lan. istediğini söylüyorsun ama yapmak zorunda değilsin. bol keseden salla gitsin aq, sanki git mi diyecekler. bende yarın amerika'ya girecem devlet baba. bakalım yani allah büyük *
yeni mezun itü'lünün 10000 tl maaşla işe başlaması
-
ulan biz başka itude mi okuduk yoksa
kızlardaki arkadaş kalalım tribi
-
bu hafta uykusuz dergisindeki "gelen kutusu" bölümünde servet turan imzalı müthiş bir karikatüre konu olmuştur.
- ayrılalım ama arkadaş kalalım samet.
- o zaman evlenelim!! evlilikte de bir süre sonra aşk bitiyomuş, arkadaş oluyomuşsun eşinle öyle diyolar.
- ...
- kabul et. kafan karıştı teklifime...
şapırdatarak yiyip höpürdeterek içen insan
-
babam. bir bardak soğuk suyu bile içerken höpürdetir. bu yaşta sinirden saçlarım döküldü.
filli boya 8 mart 2017 dünya kadınlar günü reklamı
-
başı kapalı kadınların varlığı, ulu önder atatürk'ün anılması, ahmak arınç'ın kahkaha atmasın hezeyanı..
ülkede bu yürekte hiçbir siyasi parti yok be şanssızlığa gel arkadaş!
büyüksün filli boya..
işe yeni giren elemanın patrondan önce çıkması
-
-oo ıspanak bey, gidiyorsunuz demek.
-napiyim be piç kurusu mesai bitmedi mi? kov lan beni.
-kovmuyorum ulan.
-tamam hadi iyi akşamlar.
topuklu ayakkabıyla ofiste koşturan hatun
-
sürekli nefes nefesedirler.
tipine baksan atomu parçaladı sanırsın oysa printerdan çıktı almıştır sadece.
(bkz: test sayfası)
cia'den erdoğana seni gezi parkına gömeriz tehdidi
-
allah'tan arada "öncelikle, türk insanı gerçekten de farkındalığı yüksek bir kitledir. " cümlesine rastladım hızlıca geçerken. yoksa bütün yazıyı okumak zorunda kalacaktım.
adresi bulamayan kuryenin telefonla araması
-
buna canı sıkılanın başka derdi yoktur.
beni de arayan oldu birkaç kere. tarif ediyorum geliyor. konum atıyorum geliyor. canları sağ olsun.
youtube'daki itici tuhaf ve irite edici aile
-
30 yaşındayım ve babamla biraz aram bozuk. yarın arayıp aramın bozukluğunda haklı olduğumu düşünsem de diyeceğim "gel barışalım, sen mükemmel bir insansın."
adam en fazla bizi denizde daha çok yüzmeye falan zorluyordu da ona kızıyorduk.
çocukluğum vlog dönemine denk gelse ve çocukluğumda böyle videolarda iradem dışında (evet canım gamze ne kadar istekli görünse de videolarda, bir irade ortaya koyduğunu düşünmüyorum) oynatılsam; muhtemelen şu an alaska'da balık temizleyip geçimimi sağlamaya çalışan ruhsal sorunları olan bir insan olurdum.
vermeyin ya, çocuğun bebenin eline bu tableti vermeyin o zaman. eve kedi alın, köpek alın, bitki alın. onunla büyüsünler. gamze'nin abartılı ve garip mimikleriyle dolu çılgın videolarıyla uyuyacaklarına. bunlar ve benzeri türevli videoları izlemesin çocuklar da; gamze de salih de şu an kendilerine eğlenceli gelen ama baya baya "sürüklendikleri" sanal garipliğin içinde yaşamaya devam etmesinler.
ana baba ne tür videolar çekiyorlar, nasıl para kazanıyorlarsa kazansınlar.
gamze'nin lise sona kadar hayatı zor, ben diyeyim. zalimlik dolu ergenler gamze ile fütursuzca dalga geçeceklerdir ergenliğinde. bunun olacağını tahmin etmek zor değil ve aslında kız açısından üzücü.