hesabın var mı? giriş yap

  • zamanın ötesinden gelen edit: arkadaşlar ilk entry uçmuş ilgili kaza şudur: kaza
    motorcunun haklı tavırları, masrafımı karşıla git saçmalıkları irrite edebilir...

    motorların trafik kuralları farklı mı bilmiyorum ama sağdan araç geçilmez. bu durumda motor suçlu oluyor.

    edit:
    kanun numarası: 2918 (karayolları trafik kanunu)
    madde 54/3
    geçme, geçilecek aracın solundaki şeritten yapılır. geçilecek aracın sürücüsü ses ve ışık cihazları ile uyarılarak, geçerken kullanılan şeritte güvenli mesafe gidildikten sonra işaret verilip izlenecek şeride girmekle tamamlanır.
    araçların sağından veya banketlerden yararlanmak suretiyle geçmek yasaktır.
    ancak, herhangi bir araç, başka bir yola, karayoluna bitişik bir mülke girmek veya sola yanaşıp durmak için bu niyetini sola dönüş işareti ile belirtmiş ise bunların sağındaki şeritten geçilebilir.

    motorun herhangi bir özel mülke girme veya durma gibi bir derdi olmadığı için suçludur ve polis suser'in dediği de yanlıştır. işine daha fazla saygı duyup öğrenmesi dileği ile.

  • devletin bana vergi iadesi vermesi. saka gibi la. hala guluyom. mektubu sakladim. cercelevetip duvara asacam. vatandas bile degilim. adamlar bildigin fazla vergi odemissiniz siz. biz kontrol ettik su kadarlik cek yolluyoz size. istediginiz gibi harcayin yazmislar.

    inanmadim is yerindeki arkadaslara sordum acikladilar falan. dedim baba buyuksunuz. hala soktayim be

    (bkz: god save the queen)

    yillar sonra edit: hahaha gene yaptilar, dun posta kutumda bir cek daha buldum !!! gene vergi iadesi !!!

  • tam 87 yıl öncesinden gelmiş, tokat gibi bir cevaptır.

    ''bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki, başında bir bez, peştemal veya buna benzer birşeyler asarak yüzünü, gözünü gizler ve yanında geçen erkeklere karşı arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. bu tavrın manası neye delalet eder? medeni bir millet anası, bir millet kızı için bu garip şekiller, bu vahşi vaziyet nedir? bu hal milleti çok gülünç gösterir ve derhal düzeltilmesi lazımdır.'' 1925 inebolu

  • kemal kılıçdaroğlu'nun açıkladığı olay.. şimdi iktidar zamları geri alsa bir dert, almasa bir dert.

    halk için zaten bir dert de, iktidar için de zor bir durum. zamları geri alsa, "kılıçdaroğlu bastırdı ve zammı geri aldırdı" diyecekler. zamları geri almasa bu sefer de zamlardan dolayı bunalan halk iktidardan daha da bir soğuyacak. birkaç puan oyları birden düşecek...

    iktidarı fena sıkıştırdı..

    edit: faturayı ödemediği takdirde kılıçdaroğlu'nun elektriğinin kesilmesi hususunda da olabileceklere dair tahminlerimi de şurada yazdım.
    (bkz: kemal kılıçdaroğlu'nun ev elektriğinin kesilmesi)

  • şahsi fikrime göre arabayla hava atmaktan ya da evi ile övünmekten farkı olmayan durumdur.

    sosyal medyada kişilerin paylaşımlarına dikkat ederseniz kendini konumlamaya çalıştığını görürsünüz. adam nefret ettiği ofisinden bin tane foto paylaşır çünkü kendini beyaz yakalı pozisyonuna konumlandırmak ister. arabasını paylaşan adam kendini zenginliğe, çocuğunu öne çıkaran kadın ise kendini anneliğe konumlandırmaya çalışır.

    toplumumuzun bu hastalığa tutulmasının sebebi ise kendine yatırım yapmayan bir sürü olduğumuz gerçeğidir. bireysellik anlayışının da pek gelişmemesi ile kendi başına bir varlık olmaktan ziyade bir kitlenin parçası olmak için çırpınmamızdır. çocuk doğuran kadın annelere dahildir ve bunu öne çıkararak o kitleye dahil olur. beyaz yakalı adam işten çıkmak için saniye sayan haliyle beyaz yakalı sürüsüne dahil olmak için her ritüeli yerine getirir. pahalı kıyafet, saat, son model telefon hep bu aitlik çabası ile satın alınır. gezmekle övünen insan bile böyledir ki gezmek kendine bir yatırımdır ama gezen kişi ayhh ben de çok geziyorum yha diye bağıra bağıra bi hal olmak zorunda hisseder. örneğin ben yurt dışında türklerden başka full makyaj ve düğüne katılsa sırıtmayacak abiyelerle gezen başka bir ırk bilmiyorum. çünkü gezmek sosyal medyada paylaşmak içindir, kendine yatırım için değil. bir amerikalıya bakarsınız, eski bir tişört, şort ve parmak arası terlikle gezer. sıfır makyajı belirtmiyorum bile.

    herhangi bir şirkette çalışırken yırtık çantayla gezen sade giyimli bir üst düzey çalışana illa denk gelmişsinizdir. bu kişi mesela avrupalıdır, bireyselliği oturmuştur, kendine sürekli yatırım yapar ama bir sınıfa dahil olmak için çabalamak zorunda hissetmez. 10k dolarlık saati olmazsa ölecek hastalığına yakalanmamıştır.

    kendine yatırım yapmak bir kitap okuyup bir fikir edinmektir, bir müziği dinlemek, bir filmi izlemek, eğitim almak, hep öğrenmek, kendini geliştirmek, dünyayı merak etmek, yeni yerler keşfetmektir. vizyon edinmektir. fizyolojik olanaklarla elde ettiklerimiz veya parayla üzerimize iliştirdiğimiz nesneler değil.

    kısacası birey olduğumuzu anladığımızda bu şımarmalar, sosyal medyayı çöplüğe çevirmeler bitecek. o vakit gelene kadar bir kitleye dahil olmak için çırpınmalarımız bitmeyecek. kimseye bir şeyi kanıtlamaya çaışmayacağız. ama o zamanın gelmesine daha çok var.

  • 2. dünya savaşı devam ettiği sırada, savaşı kazanmak için amerikalıların aklına alternatif parlak! bir fikir geldi. kazanmak için yarasaları kullanma fikri!

    ilk olarak pennsylvanialı bir diş doktoru olan dr. lytle adams' ın aklına geldi bu dahiyane! fikir. bir seyahat dönüşünde arabasında öğrendi pearl harbor baskınını ve aynı anda frontal lob, parietal lob, oksipital lob, temporal lob, serebellum' un çalışması ile ortaya çıktı bu müthiş idea. kaynağı ise adams' ın new mexico’daki carlsbad mağaralarını ziyaret ettiği yarasalardı.

    ana fikir şuydu; bir şafak vakti 1.000.000 ( birmilyon ) yarasanın bir uçak vasıtası ile japonların üzerine bırakılmasıyd tabi yarasalar uçuştan önce sakinleştiriliceklerdi ( çok ince bir düşünce.). uçak hedefin üstüne geldiğinde yarasalar bırakılacak ve düşerken kendilerine gelen yarasalar her tarafa uçmaya başlayacaklardı. gece yaratıkları oldukları için, kolayca yanabilen japon binalarında buldukları her deliğe gireceklerdi. yaklaşık on beş dakika sonra, zaman ayarlı bombalar şehrin dört bir yanında binlerce yangın başlatacaktı.

    böyle demoniac bir planı hayata geçirmek tabi ki saçma gibiydi ama adams' ın çevresi bayağı genişti özellikle dönemin first lady’si eleanor roosevelt’e çok yakındı. dolayısı ile franklin delano roosevelt' e ulaşması hiç zor değildi. planını bir şekilde fdr ile paylaştı, konuyu danışmanları ile görüşen fdr “bu adam deli değil,kulağa ne kadar olanaksız gelse de önerisini düşünmeye değer.” dedi ve proje ulusal savunma araştırmaları komitesi ve hava kuvvetleri’ne gönderildi.

    yarasaların bir çoğu bomba taşımaya uygundu ama tercih edilen ve bu iş için tercih edilen yarasa türü kuyruksuz meksika yarasasıydı.normalde bir yarasa 10-20 gr. ağırlık taşıyabiliyordu ama bu çok düşük bir kapasiteydi zira ordunun elindeki en hafif bomba 1 kg. ağırlığındaydı ayrıca o irtifada yarasaların yaşayıp yaşamayacakları bile belli değildi. çalışmalara bir süre devam ettiler hatta ilerleme bile kaydettiler, bu sırada adams daha yüksek maliyetle olan başka bir projenin, kendi projesinin önüne geçtiğini öğrendi ve tarihe geçen şu sözleri söyledi " evet! biz burada savaşı kazandırması garanti olan yarasa bombaları üzerinde çalışıyoruz, onlarsa küçük atomlarıyla oynuyorlar. ağlamak istiyorum."

    hükümet artık adams' a destek vermiyordu tüm masrafları cebinden karşılamak zorunda kaldı hatta evini bile bu proje uğruna sattı. adams yarasa taşımak için kullanılan bir düzenek tasarladı, toplamda her yarasa bombası, 1040 tane yarasayı ve bir paraşütü uygun koşullarda taşıyabiliyordu. projede göreli kimyager louis feiser ise napalm adını verdiği yeni bir yanıcı maddeyi kullanmayı tercih etmişti bunu selüloit bir kaplama ile çerçevelemiş ve ağırlığını 17,5 grama indirmişti.

    3 mayıs 1943’te yapılan testler başarıya ulaşmadı, 15 mayıs 1943' te ( new mexico- carlsbad hava kuvvetleri merkezi) ikinci testleri yaptılar ve yarasalara sahte bombalar bağlanmış ( gerçek bomba olduğu takdirde bir felaket olabilirdi.) yarasaları uçaktan attılar ve yarasalar bulabildikleri her deliğe girdiler.

    louis feiser bu durumdan umutlandı 6 tane yarasayı aldı ve üzerine gerçek bombalar yerleştirdi, sakinleştirilmiş yarasaların bombalar patlayıncaya kadar hareketsiz duracaklarına inanıyordu ve tabi ki yanıldı... yaraslar çöl sıcağı ile birlikte kendilerine geldiler ve her yöne uçuşmaya başladılar çok kısa süre içerisinde kontrol kulesi alev aldı ve sıçrayarak tüm tesisi etkisi altına aldı proje gizli olduğu için itfaiyede içeri alınmamıştı görevlilerin yapabildiği tek şey tüm tesisin kül olmasını izlemekti.

    bu tam bir fiyaskoydu fakat planın işe yaradığını göstermişti 6 yarasa bir hava üssüne bunu yapabiliyorsa bir milyon yarasa japonya' ya neler yapmazdı?
    fakat ordu ikna olmadı adams planı’na verilen destek geri çekildi ve proje suya düştü.

    projenin aptalca olmasının yanında bir de başımıza bela olan plastik patlayıcıların geliştirilmesinde katkısı çoktur.

    ahh adams ahh..

  • yaşları hakkında ziyadesiyle bilgi sahibi oldum;

    -ilkokuldayım. sarp apak geldi. naber dedi. çok utandım.

    olm yumurtadan çıkar çıkmaz sözlüğe mi geliyonuz nedir bu amk

  • aklıma fıkra getirmiş kınama:

    --- spoiler ---

    isviçre çin`e savaş ilan etmiş. bir şekilde
    çine kadar gelmişler.
    haber çin başbakanına geç ulaşmış.
    — başbakanım isviçreliler saldırdı pekine
    girdiler
    — isviçre de ne?
    — avrupa’da bir ülke
    — kaç kişi bunlar?
    — 5 milyon
    — peki, hangi otelde kalıyorlar?

    --- spoiler ---

  • (bkz: world of warcraft)

    hadi hadi kıvırmayın.

    liseyi zorla bitirip zorla bir üniye girdiniz. 8 sene üniversiteyi uzattınız. hatun matun hak getire. raid aralarında 31 çektiniz.

    ama ingilizceniz gelişti demi haytalar.