hesabın var mı? giriş yap

  • her şey bir yana, şunu yazmadan geçmek istemedim:

    saha içinden izledim konseri; sanırım toplamda otuz bine yakın insan katıldı. genç bir kadın olarak ne girişteki sırada, ne içerdeyken herhangi bir anda, ne de dönüş yolunda bir an bile normal şartlarda artık gece taksim’e çıktığımda yaşadığım güvensizlik ve tedirginlik hissini yaşamadım. sadece kadın olmakla ilgili bile değil; insanların dip dibe müzik dinlediği o ortamda acaba cebimin kenarından cüzdanım, telefonum çalınır mı vs gibi şeyleri bile hiç düşünmediğimi fark ettim.

    yanımdaki insanlarla sohbet edebilmek kolaydı, millet birbirine yanından geçerken gülümsüyordu, sıra beklerken kimse kimseyi sıkıntıya sokmaya, ezmeye vs çalışmadı. öne geçmeye çalışan çakalları bir kenara bırakırsak (o kadar da olsun), epeydir hissetmediğim bir iyilik ve medeniyet dalgasının içindeydim.

    öyle güzel bir kalabalık, öyle ışıklı bir topluluktu.

    umarım haklısındır harun, umarım bu ülkenin yarını artık bizlerizdir. içimiz umut doldu, emeklerinize sağlık.

    debe editi: çok güzel insanlarsınız yahu, hayallerimiz umutlarımız ortak. şukulayan elleriniz dert görmesin. çok teşekkürler :)

  • ogrettigi dersi uygulamali bizzat yerinde yasayan vatandas. sansina sikayetci olan cikmamis. olsa direk meydanda kellesini alirlardi.

  • baba olacak sevgilinin şirinleştiği anlar. karnımla bıdır bıdır konuşması.

    -kızıııım, ben senin babanım. babbaa. burdayım bak, vur bi bakiim. hadi kızım vur bi bakalım babanın eline. anne gitti korkma, vur sen.

    biri içimde, diğerini de böyle içimde saklayasım geliyor.

  • - sizin kazancınız= onun/onların kaybı veya tam tersi sonuç veren oyunları temsil eder. burada ince nokta şudur ki eğer oyunu başlatırken elinizde bir değer varsa (sermaye, petrol, kumar partisine giriş parası gibi), oyunun sonunda elde ettiğiniz gelirden bunu çıkarmanız gerekir. yani kazancınız karşı taraftan aldıklarınız olmalı.

    - üç arkadaş (ali, veli, ayşe) masaya 50 şer lira para koydunuz. her biriniz aynı anda zar atacaksınız şartlar :
    a)eğer zarlardan biri diğer ikisinden de büyük gelirse o tüm parayı alacak
    b) zarlardan ikisi birinden büyük gelirse parayı ikiye bölecekler
    c) üç zar da aynı gelirse kimse bir şey almayacak

    - ilk senaryoya gelelim alinin zar 6, veli 3 ve ayşenin zarı 4 geldi. ali tüm parayı alır. ilk maddede açıkladığımız gibi alinin kazanıcı 150 tl değildir. çünkü 50 si zaten kendi parasıydı. alinin kazancı 150 tl(total para)-50 tl(kendi koyduğu para) = 100 tl. peki veli ve ayşe kaçar lira kaybetti 50 şer tl. oyundaki toplam kazanç (100 tl) = toplam kayıp (50+50 tl)

    - ikinci senaryo, ali ve ayşenin zarları 5 geldi, veli 1 attı. ali ve ayşe 75 er lira aldığı için
    ali ve ayşe kazanç (25+25)=velinin kayıp(50)

    - üçüncü senaryoda ise üçünün de zarı 3 geldi. o zaman herkes kendi parasını geri aldığı için toplam kazanç gene 0 oldu.

  • anlamadığım nokta hangi ırktan olduklarını öğrendiklerinde neden duygusallaşıp gözyaşı döktükleri. şimdi ben %60 alman olduğumu falan öğrensem, sadece vay babayn kemiğine der şaşırırım.

  • babanı görmek ister misin? dediler.
    istemem mi? babamdı o benim. sarılacaktım bile. boylu boyunca yatıyordu yatakta.
    günlerdir başında beklediğimiz gibi. ama yüzünde acı çeken bir ifade yoktu sadece.huzurlu bir.. bir.. bir..
    evet huzurlu bir gülümseme vardı sanki. sarıldım. dudaklarımı yavaşca yanağına dokundurdum.

    soğuk bir mermeri öpmek gibiydi.

    "baban öldü"den daha acı, daha soğuk, daha şok edici bir şeydi bu.

    o zaman ölüm'ü anladım ben.

    yıllar sonra, "anneni görmek ister misin?" dediklerinde yüksek sesle "hayır" deyişimdeki garipliği aşırı üzüntülü oluşuma bağladılar.
    oysa ben soğuk mermere değil, anneme dokunmak isterdim.
    anlatamazdım. anlatsam da faydası yoktu zaten.

  • motosiklet sürücü tamamen geri zekalı. en sağ şeritten tam gaz gidip de niye önüme kırdın diye mal mal hareketler sergiliyor.
    ben de aktif motosiklet kullanıcısiyim ve çok şükür çevremde böyle mal apaçiler yok.

    arkadsslarina güvenip de arabanın önünu kesip kavga etmek falan. katıksız mal.

  • çok teşekkür ederim. şimdi youtube benim için bir süre halay tavsiyesi yapacak.

  • ne evlatlar var amk diye içlendiren bi soru. biz daha hala "anne iki liran var mı bozuk minibüse bincem" diye para istiyoruz.

  • parmenides'in durağan ve değişmez varlığına karşı, niteliksel değişme olarak oluşun gerçekliğini öne sürmüş olan antik yunan filozofu.

    bilgi bakımından, empirik ya da duygusal bilgiye hiç değer vermeyen herakleitos, gözlerin ve kulakların kötü tanıklar olduğunu öne sürerek, gerçek bir rasyonalizmin savunuculuğunu yapmıştır. çok şey bilmeye, ansiklopedik bir bilgiye karşı çıkan filozof, çok şey bilmenin akıllı olmayı öğretmediğini söylemişti. siyasi alanda, demokrasi karşıtı eğilimlerini, çoğunluk geniş halk yığınlarına karşı duyduğu nefretle birleştiren ve "bir kişinin, yetkin biriyse eğer, kendisi için, on bin kişiden daha değerli olduğunu " söyleyen herakleitos'un metafiziğin en önemli tezi, hiç kuşku yok ki, çatışma ve savaşın her şeyin babası olduğu düşüncesindeydi. ona göre, karşıtların savaşı, varlık ya da oluşun tek ve en önemli koşuludur. zira bu savaş olmasaydı, hiç birşey var olmayacaktı. bundan dolayı, varlıkların doğuş ya da varlığa gelişi, birbirlerine karşıt olan ve dolayısıyla birbirlerini varlıkta tutan karşıtların çatışmasında bağlıdır.

    onun varlık öğretisinin ikinci tezi ise, her şeyin birliğini ortaya koyar. birlik, tıpkı iyonyalı düşünürlerde olduğu gibi, evrenin ilk maddesinden, evrendeki her şeyin kendisinden doğduğu maddi tözden meydana gelir. bu birliği ateşte bulan herakleitos'a göre, ateş, örneğin yoğunlaştığı zaman, nemli hale gelir ve basınç altında suya dönüşür. su donduğu zaman ise, toprak olup çıkar. onun ilk madde olarak ateşi seçmesi, daha çok ondaki oluşu, değişme ve birlikten çokluğa geçiş sürecini en iyi, yakarak ve yıkarak yaşayan ateş ifade ettiği için önem taşır.

    herakleitos birliğin olduğu kadar, çokluğun da hakkını veren bir filozoftur. başka bir deyişle o monist bir filozof olduğu kadar, aynı zamanda bir çokluk filozofuydu. onun çokluk filozofu olmasını mümkün kılan şey ise, oluşu ön plana çıkartmış olmasıydı. herakleitos'a göre, çokluk ya da karşıtlar olmaksızın, varlık ya da oluş olamaz. o, bir yandan da çokluğun birliğine dayandığını söylemekteydi. bundan dolayı, çokluk olmadan birlik, birlik olmadan da çokluk olamaz. evren, aynı zamanda hem bir ve hem de çoktur; bu da oluşla ifade edilir.

    birlikten çokluğa geçiş ve oluş sürecini, ateşle ve dolayısıyla akış düşüncesiyle ifade eden herakleitos'ta bu, onun varlık görüşünün üçüncü temel tezini meydana getirdi: şeylerin sürekli akışı, her şeyin akmakta oluşu, evrenle ilgili en önemli doğrudur. ona göre, evrende kalıcılık ve durağanlık yoktu; her şey değişmekte, yakarak, yıkarak yaşamaktaydı.

    herakleitos kendisinden önceki filozofların boşu boşuna evrende kalıcılık ve süreklilik aradıklarını, oysa evrende kalıcılık bulunmayıp, mutlak bir değişmenin söz konusu olduğunu öne sürmüştü. nehir akıp gittiği için, aynı nehre iki kez giremeyeceğimizi belirten herakleitos'a göre, evrende hiçbir nesne, nesnellerin hiç bir özelliği yoktur ki, değişmeden kalsın. her şey bir başka şeyin yıkımı ve ölümü sayesinde varlığa gelmekte ve daha sonra yok olup gitmektedir. evrendeki tüm öğeler arasında sürekli bir çatışma ve savaş hali vardır ve değişmeyen tek şey, bu değişme halinin sonucu olan kozmik denge durumudur.

    kaynak:

    ahmet arslan, ilkçağ felsefesi tarihi
    léon robin, la pensée grecque
    eduard zeller, grek felsefesi tarihi

  • buna mı dava açmışlar? ihlas'a açsınlar davayı milletin parasının üstüne oturdular yıllardır ve isimleri ihlas. kuran'da sure ismi ve ayrıca saf, temiz demek.

    şerefiniz varsa diyanet yetkilileri dava açın.

  • 17 yaşındaki timur cihantimur'un arabayla çarparak öldürdüğü oğuz murat aci’nin babası özer aci:

    "çocuğun okula da aynı araçla gittiğini ve olaydan birkaç ay önce aynı bölgede 5 kez hızdan ceza yediğini öğrendik."

    18 yaşından küçük bir katil. 5 kere hızdan ceza yiyor. aile, şımarık veletlerine "bak keyfine" demeye devam ediyor. peki bu arabayı, ehliyetsiz şekilde kullanan ve defalarca araca ceza kesilen aileye kimse hesap sormadı mı? devlet nerede? emniyet ne yapıyor?