hesabın var mı? giriş yap

  • bu insanlar genelde çok yanlış anlaşılır ve içe dönük olmak sanki burnu büyük bir insan olduğunuz ya da değiştirmeniz gereken bir özellik gibi lanse edilir. fakat bu insanlardan mükemmel dostlar ve hayat arkadaşları ortaya çıkar genelde.

    öncelikle bu insanlar yalnız kalmayı severler. kendi özel alanları vardır az insan öz insan felsefesini benimserler. sizi yakınına alması çok zordur ama aldığı zaman da harika bir insan kazandınız demektir. çünkü bu insan bir insanla yakın ilişki kurduysa fazlasıyla emek verir.

    insanların ne dediğini pek umursayan tipler değillerdir. bu yüzden genellikle başarılı olurlar. çünkü dış onaylara ihtiyaç duymazlar. onlar kendi dünyalarında mutludur. zaten az insan sevdikleri için geriye kalan insanların onun için bir önemi yoktur.

    kendi kendilerine vakit geçirmeyi çok sevdikleri için fazlasıyla okuyan tiplerdir. bu nedenle de empati yetenekleri fazlasıyla gelişmiştir. karşısındaki insan bir şey anlatırken öyle dikkatli dinler ki en önemsiz detayları bile hatırlar. onlarla sohbet etmek fazlasıyla keyif verir çünkü kendinizi önemli biri olarak hissedersiniz.

    kendini pazarlamayı hiç bilmez ve bunu yapan insanlara da biraz acıyarak bakar. çünkü dikkat çekmeyi sevmez ama fazlasıyla sorumluluk sahibidir. bir işi yaparım dediyse yapar ve ama bunu dile getirme ihtiyacını hissetmez.

    biraz güven problemi yaşayan tiplerdir. kendi özel dünyasını açması çok zordur. dünyası onun en büyük sırrıdır ve kendini her önüne gelen insana açarsa kendine ihanet ettiğini düşünür. sadece çok önem verdiği birkaç kişi onu gerçekten tanımayı başarır ki bu da bir elin parmaklarını geçmeyen dostları ya da hayat arkadaşı olacaktır. bir arkadaşım benimle ilgili güzel bir tespit yapmıştı yıllar önce "herkesi kitap gibi okuyorsun, dinliyorsun ama kendi iç dünyanı açma konusunda tam bir pintisin." demişti. onun için iki tip insan vardır ya çok samimi olduğu bir insansındır ya da yabancı.

    çevrelerindeki insanlar tarafından çokça yanlış anlaşılma potansiyelleri vardır. genelde oldukça naif insanlardır, her daim her şeyin en iyisini yapmaya çalışırlar, kendilerini bile bulundukları yerden daha ileriye taşımaya çalışırlar. başkalarını üzmek gibi bir amaçları yoktur bu hayatta ama nedense işin sonunda genelde üzülen taraf bu insanlar olur. belki de her şeyi güzel yapma amaçları onların omuzlarına daha fazla yük almak anlamına geliyordur.

    bu insanlar gerçekten gözlem yeteneği sayesinde insanları iyi tanırlar, onların yaralarını iyi görürler. ezmeye değil de destek olmaya çalışırlar. bu özellikler çok nadirdir ve herkeste bulunan şeyler değildir. bu yüzden de genellikle belli başlı meslekleri tercih ederler. kısaca kimseye zararı olmayan ve sanıldığı gibi de utangaç olmayan güzel insanlardır.

    ayrıca benim uzun zaman önce dinlediğim, psikoloji okumama karar vermemi sağlayan videoyu buraya bırakmak isterim.

    susan cain içe dönüklerin gücü

    içe dönük insanlar her anlamda hayatlarındaki kişiler için iyi partnerler olurlar. genelde zor insanlar olarak görülürler ama aslında sadece herkesin yanında aynı şekilde olmayı tercih etmeyen ve kendi dünyasını koruyan insanlardır. onun için özel bir insan olduğunuzu anlamanın tek yolu size kendini açıyor olmasıdır ve sizin yanınızda bambaşka yanlarının ortaya çıkmasıdır. bu naif insanları kırmayın bence. sonra size özel olarak açtıkları her kapıyı kapatıyorlar, yeniden kendi dünyalarına dönüyorlar ve bunun da pek geri dönüşü olmuyor...

    debe edit: içe dönük özelliğe sahip insanlar ki bunlar toplumun yarısını ya da üçte birini oluşturuyor. yani karşınıza çıkan 3 kişiden birisi içe dönük bir yapıya sahip oluyor. eğer bu yapıya sahip bir insansanız bu içe dönük özelliklerin değişmesi çok zor oluyor. o nedenle dışa dönük olmaya çalışmak yerine kendi özelliklerinizi öne çıkarmak ve kabullenmek gerekiyor. içe dönük insanlar çok fazla kişiyle yüzeysel ilişkiler kurmaktansa az sayıda kişiyle derin ilişkiler kurmayı tercih ederler. yapılan araştırmalar empati yeteneklerinin çok gelişmiş olduğunu gösteriyor. dünyada iz bırakmış bilim insanları genelde içe dönük insanlardır. çünkü içe dönük insanlar için kendi dünyası ve düşünceleri çok daha önemlidir. yalnız kalmak bu insanlar için mükemmel bir deşarj olma yöntemidir. zaten genel olarak sakinliği çok seven insanlardır, kavga, gürültü gibi ortamları hiç sevmezler. bu kişinin en yakınları ile kavga ederken bile kolay kolay sesini yükseltip, hakaret ettiğini duymazsınız çünkü özünde naif insanlardır ve bu durumların içine girmeyi sevmezler. az laf çok iş durumunun insanlarıdır. yapılan araştırmalar içe dönük insanların okulda ya da iş yaşamında daha başarılı olduğunu ortaya koyuyor ama bu insanlar bunu dile getirme ihtiyacı hissetmiyor. yüzeysel şeyleri gerçekten sevmiyoruz ve her durumda derinleşme ihtiyacı hissediyoruz.

    hatalı olan siz değilsiniz tam tersine günümüz sisteminde bize dayatılan dışarıya dönük olma durumu ve toplumun bu şekilde dizayn edilmiş olması bize kendimizde bir hata olduğunu düşündürmeye çalışıyor. halbuki kendimizi kabul ederek güçlü yönlerimizi öne çıkarmak zorundayız. insan sevmiyor değiliz sadece az insan tercih ediyoruz o kadar. insanın kendini kabul etmesi kadar güzel bir şey yoktur bu hayatta. içe dönük olmak bir sorun değil tam tersine oldukça ender özeliklere sahip olduğunuz için gurur duymanız gereken bir şey.

    kendinizi, kendinizle zaman geçirmeyi yalnızlık sanmayacağınız şekilde yetiştirin. (andrey tarkovski)

  • sauron elflerin şehrini yakıp yıktıktan sonra ele geçirdiği güç yüzüklerini büyük liderlere dağıtmıştır. zira elindeki tek yüzük sayesinde diğer yüzükleri takanları kontrol edebilecektir. böylece dokuz güç yüzüğünü alan aç gözlü insan kralları sauron'un kölesi olup nazgul'e dönüşmüştür. ne ölüdürler ne de diri.
    bu arkadaşlar hakkında en büyük tartışma dokuz yüzüğü halen taşıyıp taşımadıkları yönündedir. benim kanaatim taşıdıkları yönünde. bunun sebebi tabi ki güç yüzüklerinin doğasından ileri gelmektedir. onları takanların akılları ve iradeleri tek yüzük sayesinde sauron tarafından kontrol edilebilmektedir. bunun yanında güç yüzükleri ölümlülere sonsuz yaşama şansı vermektedir. yani nazgul eğer yüzüklerini çıkarmış olsaydı ruhları normal insanlar gibi dünyanın dışına giderdi. hem sauron'un dokuz yüzüğü nazgul'den almasına sebep de yok. diğer ırklara verilen yüzükleri geri almaya çalışmıştır çünkü o yüzükler istediği gibi sonuç vermemiştir. elfler sauron tek yüzüğü takınca kendi yüzüklerini çıkaracak kadar bilge davranmıştır çünkü. cüceler için ise öyle inatçıydılar ki güç yüzükleri ile bile iradeleri kontrol edilemiyordu denmektedir, yalnızca bu kendilerine verilen yüzükler sayesinde çok büyük zenginlikler elde ettiler, bu altın yığınları da eninde sonunda kötülük getirdi diye anlatılır.
    tolkien'in nazguller hakkında yaptığı bir açıklama da şu minvaldedir. bu arkadaşların etraflarına saldıkları büyük korkudan başka çok da büyük bir güçleri yoktur aslında. dövüş yetenekleri eşsiz değildir sadece karşısındaki kişiyi ümitsizliğe düşüren korkuları ile kazanırlar. ayriyeten tolkien demiştir ki bu nazguller tek yüzüğe öyle bağlanmışlardır ki frodo hüküm dağında tek yüzüğü sahiplenip de parmağına taktığında hobbite saldırmak şöyle dursun, frodo ne derse yaparlardı.
    yalnız hobbitin üçüncü filmindeki hallerini bir tek ben mi beğenmedim bilmiyorum. peter abi neden böle bi şey yaptı bilinmez ama kara çarşaflıyken de ruhlar alemi beyazlığındayken de çok daha karizmatiktiler.
    edit; bu arkadaşların bindikleri kanatlı yaratıkların bir ismi yoktur. aslında kitapta görüntüleri de filmdeki gibi dinozor şeklinde değil de kuş bozması gibidir. şöyle mesela. kitapta

  • baslik yetismedi ama su aslen:

    karanlikta inilen ya da cikilan merdivenin var olmayan son basamagi gerilimi ve yanilsamasi

    karanlikta merdivenden inilmesi halinde var olmayan son basamaga basmak istegi dizkapagi ve kalcaya dogru yayilan siddetli bir aciya, cikilmasi halinde ise antep yoresinden halk oyunlari figurune donusmesi ile sonuclanan varsayimsal basamak.

    zorlasam kesin paralel bir tecrubeye, hayattan baska bir soyut ornege baglarim. karanlikta merdiven cikmak, inmek "hayat da boyle degil midir"lesmeye cok musait bir imgelem.

  • 300.000 tanesi kız olsa, 150.000 tanesi güzel olsa, 75.000 tanesi benim yaş aralığıma hitap etse, 37.500 tanesi bana yüz verse, 18.750 tanesini ben beğensem..

    süper haber!

  • çok güzel bir şey...

    uzun zamandır kendi tercihimle asosyal bir yaşam sürüyorum. dünyanın düzenine karşı umudumu kaybeder gibi olmuştum, insan içine karışmayı bıraktım. baktım ki ben dışarı çıkıp dünyaya karışmak istemiyorum, o zaman dünya benim evime gelsin diye düşünerek gezginleri ağırlamak üzere bu siteye kaydoldum.

    ilk misafirimi ağırlıyorum. iskoç bir gezgin. geçtiğimiz yıllarda bir süre iskoçya'da yaşadığım için konuşacak pek çok ortak nokta bulduk. dün sultanahmet'i falan gezdirdim, bugün de haritayı eline tutuşturup tek başına yolladım, yarın da gidiyor zaten...

    bir sürü şey öğrendim, inanılmaz seyahat anıları dinledim. her insan yeni bir dünya derler ya, misafirimin bana kattığı şey de "later is now" mottosu oldu. bir de çekilişten kazandığım kahve makinasını nasıl çalıştıracağımı öğretti. hediye olarak getirdiği glenfiddich whisky ise bonus.

    tabii bir de couchsurfing'i sarmış olan -şahsi fikrimce- hıyarlar var. çiftleşmek için dating site gibi kullanmaya çalışıyorlar. geçenlerde biri şöyle yazmış:

    "avrupa yakasında oturuyorum, cumartesi anadolu yakasına geçeceğim, önce bir yemek yeriz, sonra bir kulübe gideriz, saat geç olacağı için gece sende kalırım ;) ertesi gün öğleden sonra kahvaltının ardından eve dönerim. telefon numaram: ..."

    bu özgüven nereden geliyor cidden bilmiyorum. bildiğim tek şey misafirimin de dediği gibi insanların çoğu aslında iyi, dünya düşündüğümüzden daha yaşanılası bir yer ve seyyahlar da çoğunlukla pozitif insanlar. masaya koyacağınız bir sıcak kap çorba ve vereceğiniz bir oda ile dünyanın öbür ucundan gelen bir insanı hayatınızda misafir ediyorsunuz ve onun da hayatına misafir oluyorsunuz.

    dünya büyük ve görülecek çok şeyin olduğu bir sahne... bölüm sonu canavarlarına rağmen bu oyunun sonunda iyiler kazanacak.

  • sorusunu 7 yıllık diye cevaplayıp şok ettiğim kız.

    edit: debe'den selamlar, takip ettiğim ve yönlendireceğim bir kampanya yok üzgünüm. varsa hayırlı bir şey paylaşayım.

    edit 2: tıp okumadım, öğretmen de değilim. 4 senelik fizik bölümüyle 7 yıl mücadele ettim.

  • demek ki önceki başkanlar, belediye çalışanları musakka yerken kendileri antrikotu gömüyormuş.

    bunu bize gösteren hadise.

    aynen devam başkan

  • kapı açılmak üzereyken yanınızda duran teyzeye acıyıp "bekleyeyim de yol vereyim" demeyin, o sizi zaten ezip geçecektir. skill level'ı 100'dür kendisinin, sizden tecrübelidir. metrobüste acıma yoktur. herkes kendi başınadır.