hesabın var mı? giriş yap

  • flannery o'connor öyküleri, "hiçbir iyilik cezasız kalmaz" öyküleri. güney gotiği diye adlandırılan tarzın alabildiğine tutucu, cahil ve ırkçı karakterleri. cehalet, tutuculuk ve ırkçılığın korkunç birleşimine sahip karakterlerin, en basit günlük olaylarda bile nasıl bir yıkıcılığa sahip olabileceklerinin tasvirleri. her bir öykünün, öykü ne kadar rahatsız edici olursa olsun, gülümseten bir afallatıcılığa sahip olan sonları. şiirsel adaletler ve güney gotiğinin hakkını veren günlük hayatın şiddet kapasitesinin sonuçları. tekinsiz atmosferler ve ustaca kurguyla yetkin bir üslubun birleşimiyle yazan flannery o'connor biraz daha uzun yaşasaymış, kimbilir ne başyapıtlar çıkaracakmış dedirtiyor. metis'ten çıkan iyi insan bulmak zor ve her çıkışın bir inişi vardır adlı öykü derlemelerini okurken, öykülerin sarsıcılığı, mutlaka sıcak bir içecek eşliğinde okumalıyım dedirtir size.

  • başlık: beyler bugün 86 model murat 131 le

    entry: 0 dan 100 e kaç saniyede çıkcak diye bi deneme yapayım dedim. izmirden afyona vardım hala 100 e çıkamadım amk.

  • eğer bir çakal (veya ceylan) sizinle çatır çatır flörtleşmesine rağmen sevgili olmaya yanaşmıyorsa sizi tam olarak yanına yakıştıramıyor, dükkanın önünü kapatmak istemiyor demektir.
    size de "peh popişimin kenarı!" demesi düşer. n'apak?

    flört edilen kişiyi kola takıp; "eeeey okul/iş arkadaşlarım, ailem, kuzenler muzenler, intsa ve twi takipçilerim, sevgili romalılar... işte bu benim aşık olduğum kişi ve biz birlikteyiz." sinyali yayma seviyesine ilişki deniyor malum.

    eskiden bu listede sosyal medya yoktu. "aşkım birlikte fotoğrafımızı koyalım" lafı literatüre girmemişti. herkesin bir tık iki stalk'la ulaşabileceği ortak bir ortam yoktu.
    çapkın flörtözlerin balonu uzun süre patlamıyordu.
    çünkü tilkilerin kuyrukları birbirine değmiyordu. mesela lisedeki eski arkadaşlar, üniversitedeki çevre, iş çevresi, mahalledekiler, yazlıktakiler, netten tanışılanlar vs. hepsini ayrı ayrı idare etmeyi beceriyordu ilgi manyağı çapkıncık tipler.

    mesela;
    feriha, üniversitede bora'yla tanışıyordu, biraz flörtleşip sonra sevgili oluyorlardı. buraya kadar sorun yok. daha doğrusu feriha öyle sanıyordu. halbuki bora'nın bir de ailesinin yaşadığı şehirde, mahallesinde bir sevgilisi daha vardı o esnada. ama tilkilerin kuyrukları birbirine değmiyordu. bir şeylerden şüphelenen feriha, bir tık iki stalkla bora'nın gerçek ve fake hesaplarına ulaşıp "abaaaw" diyemiyordu.

    işte bu hikayenin günümüz versiyonunda, çapkıncık boramız bu kızlardan biriyle sevgili olmak yerine ikisiyle birden flörtöz takılmayı yeğliyor. böylece olayı çevreye ilan etme topuna girmemiş oluyor.
    tam olarak yanına yakıştırıp da "bu benim sevgilim" pozunu yaymak isteyeceği birine denk gelene dek dükkanın önünü kapatmıyor.
    (bkz: adam pisliğin teki çıktı rıza baba)

    not: bu olayın karşı cins versiyonu da var elbette.
    çünkü mesele bora veya buse değil yeğen, mesele ilgi manyaklığıııı... *

  • bir arena polis baskını:

    polis fuhuş yapıldıgı iddia edilen bir eve baskın yapıyor. ev travesti kardeşlerimizle dolu. ince bir ses duyuluyor:

    -sevcan kalk polis!

    sevcandan ses yok

    -sevcan uyan polis baskını!

    sevcandan yine ses yok

    -ahmet abi kalk uyan polis geldi

    ahmet abi bir kalkıyor ki o ne kalkış rööah noluyo lan diye. işte bunun videosunu bir türlü bulamadık. gören beri gelsin.

  • hala bazilarinin " büyük milletler hic alfabe degistirmemistir taam mı" seklinde yorum yaptigi hadise. peki japonlar türkler gibi yüzlerce yildir turkce ile uzaktan yakından alakasi olmayan bir lisanin alfabesini mi kullanmaktalar. o japonya kendi dilinin alfabesini kullanmaktadır. slavlarin krill alfabesi aziz krill tarafından slav halkları için geliştirilmiş bir alfabedir bin kusur yıl önce. senin bu tabanda yapabileceğin tek eleştiri "neden göktürk alfabesi değil de latin alfabesi kullanmayı seçtik?" olabilir en fazla. ayriyeten türkler kendisi dişinda uluslarla en fazla ilişkide bulunmuş ırklardan biridir dünyada. karsilasmadigi milletler pek azdir tarihte. bunun beraberinde getirdiği kültürel etkileşim ile türkler pek çok değişim yasamis, pek çok defa alfabe değiştirmiştir. çinliler, japonlar gibi izole yasamamislaridir uzun yillar boyu. uzun lafin kısasi bok atacak başka bir şey bulun sevgili arap milliyetçileri.

  • ingilizce kursu hocasına "do you know how i met your mother?" diyerek kısa süren bir gerginliğe sebep olmak.

  • şimdi 14 ocak günü diyelim ki istanbul'dan sao paulo'ya gitmek istiyoruz.

    skyscanner'dan ve kayak'tan aratıyorum:

    thy'nin sao paulo'ya direkt uçuşu var. ve belirtilen tarihte bilet fiyatı : 2663.59 tl

    http://imgur.com/lrnrz08

    ---

    sonra aynı thy'nin aynı tarihte roma sao paulo uçağına bakıyorum.

    bu uçak roma'dan direkt sao paulo'ya uçmuyor. önce roma'dan istanbul'a geliyor. ondan sonra da istanbul'dan sao paulo'ya giden ve türk vatandaşlarının 2663.59 ödeyerek bindiği uçağa aktarma yapıp sao paulo'ya gidiyor.

    yani ilk uçuşa ek olarak bir 2.5 saat roma-istanbul uçuşu var.

    peki bu uçuşun bileti ne kadar? hazır mısın? tam 1000tl

    http://imgur.com/yr6rpn4

    tam tersi olması gerekirken sözde milli! havayolumuz türk vatandaşlarına %160 kazık bileti layık görüyor.

    bu durumda pegasus'la 250tl'ye önce roma'a gidip. oradan thy ile tekrar istanbula dönüp, oradan sao paulo'ya uçmak bile 1250 tl yani 1400 tl daha ucuz.

    ağıza geleni söyleseeem çok ayıp olacak çok.

  • gece devriye onbaşılık görevini icra ederken alay karargah bölüğünün akşam kumanyasını alma görevi de bendeydi. her gün zar zor 3 asker bulup 90-100 kişinin yemeğini alma görevini icra ettiğimiz bir gün, sorunlu olduğunu bildiğim bir astsubay bizi gözüne kestirdi ve yanımıza yaklaştı. biz de selamı çaktık tabi, üzerine beni pas geçti ve diğer asker arkdaşlarıma ilk soru geldi.

    ast - sen nerelisin asker ?
    asker1 - vanlıyım komutanım.
    ast - oo bu sıkıntılı.
    ast - sen nerelisin asker ?
    asker2 - mardinliyim komutanım.
    ast - oo bu da sıkıntılı.
    ast - sen nerelisin asker ?
    asker3 - hakkariliyim komutanım.
    ast - oo sen terörist misin ? var mı ailende terörist ? destekliyor musun ?
    asker3 - komutanım ben yürüyerek dağa çıksam daha yakındı, buraya (çorlu 105. topçu alayı) 1600 km yol teptim. adam gibi askerliği yapıp gideceğim. ayrıca babam da koruculuk yaptı.

    astsubay dumur oldu ve çekti gitti. sorguladığı 3 adam da üniversite mezunu kısa dönem askerlerdi. adamların yüzündeki hayal kırıklığını görebiliyordum. kendi aralarında zorla bizi destekçi yapacak vs diye söylendiler.

  • turist: türko sigara verelim mi?
    türk: ver abim, siğala ver.
    turist: şu fransıza küfret sana sigara verelim.