hesabın var mı? giriş yap

  • az önce egm tarafından tarafıma yollanmış sms. yanlış. newton'ın fizik kurallarını egm'ye hatırlatacak olursak:

    d = v.t

    yani

    mesafe = hız x zaman

    buradan hesaplarsak

    zaman = mesafe / hız

    yani mesafe aynı olduğu zaman hız arttıkça zaman azalıyor bölen olarak değeri arttığından. eğer

    aşırı hız > hız

    denklemine bakarsak aşırı hızın her zaman zaman kazandırdığını söyleyebiliriz. dolayısıyla doğru cevap:

    "aşırı hızla kazanılan zaman, kaybedilen hayatlara değmez"

    olacaktı. bir emniyet genel müdürlüğü eğitiminde daha görüşmek üzere.

  • fad, fashion, trend diye süreler vardır pazarlamada.
    ürün henüz 1 yılını doldurmadıysa fat kategorisindedir.
    1-5 yıl arasında fashion,
    5 yıldan uzun zamandır pazarda ve belli bir ivmeyle devam ediyorsa trend olmuştur artık.

    öngörüsüz arkadaşlar yanlış ürünle piyasaya çıkıp(yaratıcı yıkım olduğunu düşünerek) iyi paralar kazanacaklarını düşünüyorlar ve sonuç hayal kırıklığı. bundaki en önemli kriter ürün pazar araştırmasının yeterince yapılamadan piyasaya sürülmesi. zamanında çiğköfteci çılgınlığı da vardı mesela. ilk giren arkadaşlar pazarın kaymağını aldı(market skimming), şubeleşti, daha sonrakiler(fashion dönemindeki yatırımcılar) pazarda yer almaya, tutunmaya çalıştılar, pazar belli bir doygunluk noktasına ulaştıktan sonra da tutunamayanlar tek tek kepenk indirmeye başladı.
    diyeceğim o ki, doğru zamanda girmek çok önemli, işte bu lokmacı arkadaşlar da ürün henüz fat dönemindeyken girip belli bir pazar payı almayı umut etti ve fakat ürün doğru bir ürün değildi.

  • üstteki yazar realiteden o kadar uzak ki tam olarak neye yakın bir türlü anlayamadığım başlık,her argümanına bir cevap mutlaka var ama (bkz: burasi turkiye) burda at,avrat,silah emanet edilmez.toplu taşıma hiç de öyle avrupadaki gibi rahat bir ulaşım yöntemi değil.sana ütopyanda tatlı rüyalar

    çok sayıda yazarın ısrarı üzerine gelen edit:şükela modu kullananlar için üstteki yazar: (bkz: #92175541)

  • 8 yaşındaki mayolu kızdan tahrik olan kişiden daha tehlikeli olmayan tiptir.

    edit: baslik basa kalmis, mevzu bahis konu baslığı sahibi akıllanıp, utanıp kaçmış sanabilirsiniz pek tabi bu ihtimal vy canis majoris etrafını bisikletle 1 günde dolaşmak ile eşdeğerdir.

  • bir pul biberli çorbadan nerelere bağlamış.
    zengin adam ya kafadan suçlu. şimdi bu adam yaptığı hayırları instagramda paylaşsa görgüsüz olacak, paylaşmasa zenginliğini paylaşmıyor olacak.
    ya çalgı çengi 1 filmi parasızlıktan vizyona giremezken bu adam işin içine girince gişede iyi para kazanmadi mi, ya da arog setinde yillardir araba almak isteyen set işçisine bu adam tak diye araba almadı mi.
    kime göre neye göre cennetlik maşallah herkes munker mekir meleği herkes yargıç şu dünyada herkes bir öğretmen sanal yollu da olsa.

  • bazen sevinirsiniz.

    abim 7 yaşında geçirdiği su çiçeği sonrası rasmussen ensefaliti hastalığına yakalandı. bir kaç kez beyin ameliyatı oldu. beyin hücreleri öldü falan bir çok zorluk. doktorlar yürüyemez dedi, yürüdü. konuşamaz dedi, konuştu. ama yardımla, ama destekle. 21 yaşına kadar bakıma muhtaç yaşadı. yemeğini biz yedirdik, altını biz sildik, banyosunu biz yaptırdık. zor günler zor yıllardı.

    21 yaşında öldüğünde zekası 3.5 yaşındaki çocukla birdi. sol eli ve ayağı beyninin sol kısmındaki hücrelerin ölmesi sebebiyle felçliydi. ilaçları yeşil reçeteydi ve çoğu yurt dışından geliyordu. sürekli epilepsi nöbetleri geçiriyordu. son yıllarında kalbinde pille yaşıyordu. nöbetleri o şekilde durdurabiliyorduk. engel oranı yüzde 97.

    o zekasına rağmen her şeyin farkındaydı aslında. anlıyorduk biz de. o da dışarı tek başına çıkmak, kafasında kask olmadan, yanında biz dikilmeden maç yapmak istiyordu. kız arkadaşı olsun da istiyordu biliyorum. gerçi 50'ye yakın sevgilisi vardı. hemşireler dahil konuştuğu her kadın onun sevgilisiydi. çocuk aklı*

    neyse çok uzatmayayım. ölmeden son 1 yıl itibariyle ağırlaştı. yerinden kalkamadı, ilaçlar böbrekleri bitirmeye başladı. yatalak hale geldiği için kalça kısmında yaralar olmaya başladı. her zamankinden daha zor şekilde yattığı yerden temizlemek, yedirmek ve tuvaletini yaptırmak zorunda kaldığımız 1 sene sonunda öldü.

    üzüldük mü? çok... ama aynı zamanda çok sevindik. çünkü onun kurtuluşu oydu. ben bunu söylediğim zaman bana kızan çok insan var, hatta bunu okuyup saçma sapan mesajlar da gelecek biliyorum ama yaşamadan bilinmiyor. onun yaşaması onun ve bizim açımızdan çok zordu. o öldü ve kurtuldu böyle bir yaşamdan.

    bugün aramızdan ayrılışının 16. yılı. abim ama çocuğum gibiydi. çoğu şeyden feragat edip çok baktım ona. güzel baktığımı düşünürüm hep. hâlâ canım yanar, içim cız eder ama iyi ki diyorum, iyi ki öldü ve kurtuldu. onun adına yıllar geçmesine rağmen çok seviniyorum.

    debe edit: arkadaşlar mesajlarınız için çok teşekkür ederim. taktir edersiniz ki tek tek cevaplama şansım yok. buradan teşekkürümü kabul edin lütfen.

  • sadece temizliğe değil; 10-15 dk.'lık işler dışında eve uzun soluklu iş yapmak için gelen herkese (usta, servis vs.) yemek saatlerine denk gelen işlerde yemek verilir. kimse sultan sofrası kurun demiyor, ama bir dürüm ısmarlamak da çok zor bir şey değil bence.

  • yarım günün hesabını yapan askerlerin dünyasını başına yıkan haber. plakalar yeniden dağıtılıyor.