hesabın var mı? giriş yap

  • snowglow'un (kardan yansıyan şehir ışıkları) sebep olduğu aydınlıktır.

    2019 yılında yapılan çalışmaya göre yapay ışığın kardan yansıması dolunay'ın iki katı kadar aydınlık bir geceye sebep olabilmektedir.

    araştırmacıların, finlandiya'da portimo adlı köyde, almanya'da ludwigsfelde şehrinin banliyölerinde ve letonya'da saunags köyünde bir plajda yaptıkları çalışmaya göre; yeni yağan karın oluşturduğu örtüden yansıyan şehir ışıklarının, banliyo bölgesindeki gökyüzü aydınlığını %33 oranında artırdığı, ek olarak hava bulutlu ise, karın etkisinin dolunay'ın iki katına kadar aydınlığa sebep olacak kadar fazla olduğunu görüldü.

    çalışmada, finlandiya'da kar yağışı sonrası bulutlu gökyüzü sırasında yapılan ölçümler, kar sonrası, bulutsuz gökyüzü sırasında yapılan ölçümlere göre 50 kat, almanya'da ise kar yağışı sonrası bulutlu gökyüzü sırasında yapılan ölçümler, kar sonrası, bulutsuz gökyüzü sırasında yapılan ölçümlere göre 1000 kat parlak sonuç verdi.

    nüfusun dolayısı ile ışık kaynağının fazla olması kar yüzeyinden yansıyan ışığın miktarını artırmaktadır. gökyüzünün bulutlu olması ise bu yansıyan ışıkların bulutlardan tekrar yansımasına ve daha da parlak bir gökyüzüne sebep olmaktadır. bunu, duvara tuttuğunuz fenerin, aynaya tuttuğunuz fenerden daha az aydınlatması ile örnekleyebiliriz. feneri karşılıklı duran 2 aynadan birine, diğerine yansıyacak şekilde (yerdeki kar ve bulut) tutuğunuzda ise daha da fazla aydınlatacaktır.

    kaynak: 10.3390/jimaging5080069, science.org

  • "avrupa görmemiş öküz türkler." demişim gibi olacak biliyorum ama vallahi amacım türkiyedeki alkol fiyatlarına dikkat çekmek.
    şu pakete verilen 169 tl ile çek ripablikte mandıra alınıyor.
    iki ortak daha bulursanız bira fabrikası kurup bira dolu havuzunuzun keyfini sürebilirsiniz.

    geyiği bir tarafa bırakırsak ölümü gösterip sıtmaya razı ediyorlar insanı türkiyede.
    o fiyata içki mi olur lan.

    sırf nasıl düdüklendiğinizi daha açık anlayın diye aynı yahut muadil markaların fiyatlarından örnek vereceğim.

    bira, 60 kuruş. (onlu pakette alınırsa 50 kuruşa kadar düşüyor)
    votka 70lik 19 lira
    johnnie walker black label 32 lira
    şarap 11 lira (tekrar baktım da bugün 11'e çok daha kaliteli şaraplar alınıyor. standart sofra şarapları 6 lira)

    içki içmeyi lüks hale getiren politikaya sokayım.
    onu kanıksayan halkın da dibine vurayım.

  • kürt bölgelerinde gün içerisinde yalnızca gözleri açık yerel kıyafetler giyen kürdo-ninjaların yaşadığını öğrenmemize vesile olan çocuk.
    ayrıca ak-47 de yerel kıyafeti harikulade kombinlemiş.

  • ukrayna'nin isgali konusu uzerine daha isgal'den once, donetsk ve luhanks bolgelerinin ozgurlugunun taninmasi aksiyonu ardindan, (bkz: nato/#134187974) yazisinin uzerine bir yazi olarak dusunulmelidir bu yazi.

    26 aralik 1986'da pripyat'daki chernobyl atom santralinin, asil adiyla vladimir lenin nuclear power plant, sovyet rusya'sinin akil almaz adamsedeciligi ve liyakatsizligi yuzunden patlamisti. civardaki toprak geri dondurulemez sekilde zehirlendi ve hatta turkiye de bu patlama sonucu cok buyuk acilar yasadi. benzer aymazlik, donemin bakanlari tarafindan "biraz radyasyon sagliga faydalidir" gibi soylemleriyle, canli yayinlarda cay icildi. bugun de zaporizhzhia nuclear power station, dunyanin en buyuk 10 atom santralinden biri oldugu soyleniyor, benzer tehdit ile karsi karsiya. bu konuda putin'e guvenmek imkansiz. ozellikle putin demek gerekiyor, cunku bu kuduruk hayvan, rus ordusunun ozgur karar vermesini engelliyor. rus ordusunun durduk yere bir atom santraline zarar verecegini, kasitli sekilde patlatacagini dusuemiyorum fakat konu putin olunca her sey mumkun.

    rusya tarafindan donetsk ve luhansk bolgelerini ukrayna'dan bagimsiz, ozgur ulkeler olarak taninmasi ardindan genel olarak kamuoyunda abd ve avrupa'nin yani bati'nin, ve nato'nun konu uzerinde cok pasif kaldigi dusuncesi hasil olmustu. bunun uzerine bir gun sonra, bati'dan inanilmaz yaptirimlar gelmeye basladi. bunlarin fitilini atesleyen de ingiltere oldu. atlantik'in oteki tarafindanda birkac saat sonra cok benzer yaptirim kararlari gelmisti. daha sonra bu yaptirimlar avrupa'nin aksiyonlariyla devam etti. bir noktadan sonra ise is dostoyevski'yi mufredattan cikarmaya, rus ogrencileri universitelerden kovmaya kadar vardi. avrupa'nin ikiyuzlu siyaseti ve hicbir zaman yakayi kurtaramadigi -belki de hicbir zaman kurtulmak icin cabalamadigi- irkciligi yuzunu gosterdi. savas basladiginda avrupa'dan "sarisin, mavi gozlu insanlar oluyorlar" soylemleri yukseldi. bir delirmislik hali yukselmeye basladi ve akla gelmeyecek sacmaliklar avrupa siyaseti tarafindan tedavule alindi.

    putin'in demonize edilecegi asikar olmasina karsin, zaten putin'in telaffuz ettigi uzere, dislanan rusya ve rus halki, bu yaptirimlarla daha da dislaniyor olmasina sebep oldu. bu da tabii ki putin'in soylemlerini dogrular bir siyasi ortam yaratmis oldu. her ne kadar aldigi karar hem askeri stratejik olarak hem de siyasi olarak yanlis olsa da onulmaz putin savunuculari tarafindan desteklerini surdurebilecekleri bir bahane olusmus oldu yaptirimlarin bu akildan uzak sekilde tedavule alinanlari yuzunden. yani dostoyevski'nin yasaklanmasi veya rus ogrencilerin universitelerden atilmasi, rus ve avrupa arasindaki oldugu iddia edilen rupture, derin yarigi, acikligi, eger yoktuysa olusturur, vardiysa da daha da derinlestirir ve sonuc olarak putin'in aksiyonlarini, seytancil aksiyonlarini, delirmis bir insan aksiyonlarina olarak donusturulebilirligini mumkun kilar. yani sunu demek istiyorum, putin'in bu aksiyonlarinin daha onceden rasyonel zeminde, koktenci savunular disinda, hicbir akilci turden aciklamasi mumkun degilken, avrupa'nin bu tur gulunc ve yersiz yaptirimlari sayesinde, gerek olundugunda kategori degisikligine olanak tanimis oluyor. sonucta putin "bakin haksiz miyim?" dedigi zaman, bu dostoyesvki yasagi gibi sacmaliklar ardindan, dunya'da kendisine kitle toplayabilir hale geliyor. ki bunun had safhasini, daha bu dostoyevski yasaklanmasi olaylari olmadan once dahi ulkemizdeki putin savunucularinin soylemleriyle gorebiliyorduk.

    bati, putin'in daima bahsi yukselten bir karakter oldugunu cok iyi bildigi icin, putin'in bir seviye ileri gitmesi icin ne gerekliyse onu yapiyor. burada elde veri olmadan konusmak cok riskli, cunku mesnetsiz tahmine donuyor is. fakat bu atom santralinin askeri ates altina alinmasi ve santralde yangin cikmasi, bu yangina mudahelenin engellenmesi veya gecikmesi ciddi sorunlara yol acabilir. burada asil sorun da topraktir. toprak radyoaktivite ile zehirlendigi zaman insan icin artik kullanilmaz hale geliyor. orada radyoaktivitesi yuksek bitkiler kendi hayatlarina devam edebiliyor fakat o yuksek radyoaktivite insan icin olumcul oluyor. bugun ukrayna'nin da dunya'nin tahil ambari oldugunu artik hepimiz ogrendik. toprak zehirlenmesi sonucu bugday uretiminin kalici olarak dusmesi, anlik olarak gida emtiasi fiyatlarinda dalgalanmaya degil, bir daha dusmemek uzere cok ciddi bir artisa sebep olabilir. bu da bastan ayagi butun her seyin tekrardan ciddi bir fiyat enflasyonuna maruz kalmasina sebep olabilir. buradaki savas artik sadece bolge insanini etkileyen sicak bir savas olmaktan cikmistir. buadaki savas butun dunya'yi ilgilendiren, kuresel problemlere kapi aralayan bir savasa donusmek uzere.

    "bugday fiyati artarsa, olsun olsun ekmek fiyati 2-3 katina cikar e ne olur ki?" diye dusunenler olabilir. bu boyle olmuyor ne yazik ki. ornek olarak vermek gerekirse, hayvan yemi icin kullanilan bir misir turu var, bu misir ile yem hazirlanip, kumes hayvanlari ve sigirlarin yemleri uretiliyor. bugun bugday fiyatlari eger iki katina cikarsa bu misir ureticilerinden bazilari bugday uretimine gecebilir ref. bu da et ve tavuk fiyatlarinin daha da artmasina sebep olabilir. zaten bugun dunya'da kirmizi et uretiminin yavas yavas azaltilmasi planlanan bir durum. buna uygun bir senaryo ortaya cikiyor. diger bir taraftan da cin'in en buyuk tarim emtiasi ithal eden ulke oldugunu unutmamak gerekiyor. cin beslenmek icin ithalat yapmak zorunda. ref2, ref3.

    cin'in en cok ithal ettigi gidalarda et ve bugday ust siralarda yer aliyor. yukaridaki senaryoda oldugu gibi cift tarafli vuran bu olay, bugday fiyatlarinin artip, misir ureticilerinin bugday uretmeye baslamasi, bugdayin fiyatinin ancak daha da yukselmesini engelleyecektir. buna mukabil misir uretiminde de bir dusus olacak ve misir fiyatlarinda da bir artis soz konusu olacaktir. bu da et fiyatlarini yukseltecektir, emtia piyasalarinda cattle olarak gecen bir urun. kisacasi butun tarim ve yeme icme emtilarinda bir artisin tetiklenecek bir donem baslayacaktir. bu da zaten enflasyon ile kavrulan dunyayi daha da sikistiracaktir. bu noktadan sonrasi komplo teorisyenlerinin isi, cip takacaklarcilar buradan sonrasini alip istedikleri yere goturebilirler.

    simdi rusya bu nukleer santral olayi ile bir kart daha oynadi. bunun hemen ardindan abd'nin iran nukleer anlasmasini nihayetlendirecegini dusunmek yersiz olmaz. rusya petrolunun dunya sirkulasyonundan cekilip bunun baska bir tedarikciyle ikamesinin saglanmasi gerekiyordu ve tam da bu noktada iran petrolu devreye giriyor. bu sekilde artan petrol fiyatlari da bir nebze dususe gececek ve rusya'nin petrol satisi yaptigi pazarlarin azalmasi bir yana stabildigi petrolun de fiyatinin daha da dusuk hale gelmesi ile rus ekonomisi daha da kistirilacaktir.

    acikcasi ukrayna-rusya savasi resmen finansal piyasalara ayar cekme alani haline geldi diyebiliriz. cin'in 2022 icin kendi icine donuk uretim yapacagi politikasindan sonra, dunya'da zaten pandemiler sonrasi artan celik fiyatlari biraz daha artmisti. bunun uzerine bir de bu atom santrali ile ayni bolgede bulunan buyuk bir celik fabrikasi da risk icine girmis oluyor. bu celik fabrikasi, konu ile ilgilenenlerin bilecegi hrc yani hot rolled coil denen mamul butun celik piyasasinin fiyatini belirler. bu fabrikanin da belli bir sure calisamaz olmasi, bugun turkiye icin buyuk avantaj olusturmaktadir fakat pahali celik, ekonomilerin buyumesini engelleyen de bir faktordur, celik cok pahali olursa bazi yatirimlar yavaslatilabilir ya da bir sure bekletilebilir, eger ileride fiyat dususleri ongoruluyorsa. eger fiyat dususu ongorulmuyorsa da bir hesap yapilir ya hizlica proje bitirilir ya da tamamen durdurulur. bu ekonomileri cok daha dengesizlestirir. yani bir anda hizlanip sonra aniden yavaslayan bir otombilin icindeymis gibi bir hareket olarak dusunulebilir bu durum.

    eger kabaca, dunyada bugday ve celik fiyatlari yukselirse, a'dan z'ye her seyin fiyati yukselecektir. cunku celigin kullanilmadigi ve bugdayin da tuketilmedigi yer yok. bu ikisini uretmek icin de sirasiyla komur ve petrole ihtiyac var. komurun fiyati da petrol ile belirleniyor. petrol fiyatlari arttikca ekonomiler yavaslamaya baslar. rus petrolunun cevrimden cikarilmasi ile petrol fiyatlari 119 dolara cikmisti gectigimiz gun ve iran nukleer anlasmasinin hatirlanmasi ile de 116 dolara geriledi. bu dusus cok cuzi bir dusus tabii ki. eger burada da bir dusus gerceklesmezse, bir tur da petrol fiyatinin artisi yuzunden, ozellikle tarim urunlerinde fiyat artislari olacaktir. cunku tarim dizel makinalar ile yapiliyor. traktor, bicerdover vs bunlarin hepsi dizel makinalar. elektrikli ile calisanlari da vardir illaki fakat su an dominant olan dizel motorlar hala. komur fiaytlari da celik fiyatlarini etkiliyor benzer sekilde.

    goruldugu uzere, bu zaporijya nukleer santraline yapilan saldiri ile gercekte bir patlama olmasa bile o aslinda atilmamis atom bombasi finans piyasalarina coktan atildi bile, yayilan radyasyonu ilerleyen gunlerde, enflasyon olarak gorecegiz. bugun ukrayna'da olanlari biraz da finansal perspektiften baktiginizda donen tiyatral tantanayi da gormek mumkun oluyor. bu demek degil ki bu savasin hic gercek taraflari yok var, fakat uzadikca bu is finansal manipulasyon mecrasina donusmekte. avrupa'nin sacma aksiyonlarinin da uzun vadede ciddi sosyolojik etkilerinin olacagi asikar fakat bu baska bir oturumun konusu.

  • hedef kitlem; cumartesi gecesi evde oturan ezik ve yalnız insanlar . evet, hep beraber gülümseyelim istemez misiniz? haydi toplanın öyleyse.

    neredeyse her allahın günü üreticide yatıp kalktığımız günlerden bir gün, fabrikada bazı denemeler yapıyoruz yine. yorgunluk, sinir, stres had safhada. yüzler de, bunlarla doğru orantılı olarak, asık. ben de beş karışlık suratımla üretimde dolaşırken, pres makinasının arka tarafında duran atıl tezgahın üzerinde üç adet ansiklopedi gördüm. iki tane ana britannica bir tane de meydan larousse, gazetelerin verdiklerinden... önce yanlış görüyorum sandım, çünkü resimde öyle sakil duruyorlar ki. sonra tezgahın başına gittim, üstleri başları etrafa uyum sağlamış halde ve eser miktarda yağ içinde olan ansiklopediler orada duruyorlardı, evet. fırsatı kaçırmadım ve hemen pres ustasına seslendim;

    - hayırdır veysi usta, bunlar nedir?
    + ha, onlar mı? onlar benim büyük sözlükler. geçen hafta bizim evin oradaki çöpün kenarında buldum. birileri atmış, ben de aldım buraya getirdim. her gün vardiya molalarında, öğle yemeklerinden sonra, açıp okuyorum biraz biraz. bir görsen dünya bilgi dolu içi, bir sürü de şey öğrendim. bu yaştan sonra, bunun bağımlısı olduk iyi mi?

    (tarifsiz bir gülümseme ve ışıl ışıl gözler eşliğinde, devam ediyor)

    + bizim okuma şansımız olmadı ki. ortaokulu bitiremeden usta yanına verdiler bizi. şimdi benim çocuklar okusun istiyorum. ama her gün başka başka şeyler öğreniyorlar, görüyorlar, gelip evde soruyorlar, “bilmiyorum” demek çok ağrıma gidiyor. belki bunları okursam, onlara da bir faydam dokunur.

    bazı insanlara babalık nasıl da yakışıyor değil mi? veysi usta, o gün bana da babalık etti bir anlamda. okul okumadan da öğrenebildiği, ve etrafına öğretebildiği, şeyler var çünkü. bazılarımızın parayla pulla, çok okumakla, çok bilmekle sahip olmaya çalıştıkları var, onun cümlelerinde...

  • erdoğan'ın 5 yıldır mal bildiriminde değindiği 500 bin tl alacağını hatırlayın. esad bu paranın üstüne yatan kişidir zannımca, erdoğan alacağını almak için nüfuzunu kullanıyor. esad parayı faiziyle ödese de bu tatsızlık bitse artık.

  • oğlum dalga geçtiğimiz oyun büyük yeğenim diyen amcalar haklı galiba lan. anadolu irfanı dedikleri bu olsa gerek.

  • dün brain games'in bi tekrar bölümünde katılımcılara önce antika bir kalem gösterildi ve bunun eisenstein'a ait olduğu söylendi. haliyle herkesin ilgisi daha bir arttı bunu öğrendikten sonra. sonra bir hırka gösterildi ve bunu da bütün katılımcılar ellerinde evirdi çevirdi ilgiyle. hatta sorulduğunda giymek, denemek isteyenler çıktı içlerinden. muhtemelen bu da çok mühim bir isme aittir düşüncesiyle. ama sonra söylendi ki bu hırka amerika'da büyük bir katliamın failine aitmiş. o hırkayı ilgiyle elinde evirip çevirenlerin suratı düştü, hırkayı parmak uçlarıyla tutmaya, hala denemek istiyor musunuz diye sorulunca yok kalsın bakışı fırlatmaya başladılar. neyse ki sonradan hırkayı gösteren bilim insanı hırka benim ehehe dedi de rahatladılar.

    şimdi bunu niye anlattım ben? çünkü bu anlattığım normal olanı. bizim son bir kaç gündür şahit olduğumuz selfieler ise ciddi ciddi sosyologlar, psikologlar tarafından incelenmesi gereken vakalar. katilin birine çok normalmiş gibi ünlü muamelesi yapılması bence toplumun içinde bulunduğu sapkın halin bir yansımasından başka bir şey değil. işin kötüsü kimse bu durumu düzeltmek için uğraşmıyor, uğraşmayacak.

    bu yüzden atalay filiz toplumu okumamız açısından muhteşem bir yardımcı oldu.