ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
büyüdükçe özlenen şeyler
-
çocukluk aşkıyla balkondan balkona bakışmak..sokakta oynarken onun topunu hep senin oynadığın tarafa atması..
beyaz futbol
-
rasim'in on numara trollediği program:
prandelli istifa ettikten sonra burak'la selçuk bunu ziyaret etmişler. çıkarken gözleri dolmuş. bu bilgi sinan engin'e gelmiş. o da önceki hafta bu ikili hakkında ağır konuşan ahmet çakar'a "hocam ayıp ettin" gibilerinden takılıyor ve diyalog:
a.ç.: kardeşim bunlar timsah gözyaşları, mafyada bile bu işlerin raconu vardır. vurulan adamı ilk vuranlar ziyaret eder.
r.o.k. : ya da çiçek gönderirler hocam
a.ç.: aynen
r.o.k.: hocam senin tanıdığın mafya falan var mı?
a.ç.: var bi kaç tane
r.o.k.: neden sinan engin'e bakarak konuştun hocam
selçuk-burak konusu güm :)))
bir nişan tahtının 13 bin tl olması
-
arkadaşına söyle derhal nişanı atsın dedirten olay. daha bunun kınası var, düğünü var, baby showerı var.
mansur yavaş benim belediye başkanım değildir
-
hah işte yavaş yavaş bizim 17 yıldır yaşadığımız kıvama geliyorlar, kişiye değil makama saygı göstermeyi bileceksiniz.
21 aralık 2021 dolar yakıp halay çekenler
-
cyberpunk 2077'deki npc'ler bile bu milletten kat be kat daha akıllı.
barış manço
-
sene 1963. barış manço, üniversite eğitimi gördüğü belçika'nın liege kentinde kendine bir ev tutmuştu..
genç bir kızları olan çok tatlı yaşlı bir karı-kocaydı ev sahipleri.. onlarla akraba gibi olmuşlar ve deyim yerindeyse bu çift, barış manço'yu adeta damatları ilan etmişti. genç bir fotomodel olan marie claude ile barış manço, 31 ocak 1970'te evlenmişlerdi.
barış manço'nun üzerinde, dededen kalma 175 yıllık, üzeri gümüş işlemeli mor bir kaftan varken, marie claude ise beyaz bir gelinlik yerine, üzerinde turkuaz işlemeler bulunan siyah bir gelinlik giymiş, başına yörük işi bir gelin başlığı takmıştı.
barış ve marie, nikah sonrasındaki üç günü birlikte geçirir. sonra ikisi de işlerine döner. barış manço bir plak doldurmak üzere londra'ya giderken, türk dergilerindeki fruko reklamlarında da yer alan marie claude, yeni bir kampanya için istanbul'a uçar. genç çift çok mutlu, her şey çok güzeldir. daha doğrusu görüntü öyledir. nikahın üzerinden henüz 40 gün geçmişken, barış manço, eşinden boşanmak üzere mahkemeye başvurur.
arda uskan, bu boşanmanın sebebini şöyle izah etmişti:
"fikret kızılok, o günlerde barış'ın gurubunda gitar çalardı. fikret ile marie birbirine aşık olmuşlar.. bir gece fikret bizim evin kapısını çaldı. yanındakini görünce küçük dilimi yutacaktım değil sahiden yuttum. barış'ın eşi marie idi yanındaki. "bu gece sende kalabilir miyiz" dedi fikret. bir şey soramadım haliyle. ertesi sabah uyku tulumlarını sırtlayıp anadolu'nun yolunu tuttular.
sevmişler birbirlerini yapacak bir şey yok.. barış ise hiçbir şey yapmadı. sessizce boşandı kızdan."
barış manço bu konuya sessiz kalmış gibi görünse de olaydan sonra şu şarkıyı besteleyip müzik tarihimize adını altın harflerle yazdırmıştır.
"ellerimle büyüttüğüm
solarken dirilttiğim
çiçeğimi kopardın sen
ellere verdin."
şimdi "dağlar dağlar"ı bir de bu öykünün ışığında dinleyelim.
iyi ki doğdun barış manço, iyi ki geçtin hayatımızdan..
iq puanının birdenbire 50 puan düşmesi
-
(bkz: puan değil sıralama önemli)
doların bir anda durması
-
cumartesi olduğu için olabilir mi?
manavgat'taki yangın manzaralı yemek sofrası
-
senin şehrinde kafede oturmandan ne farkı var? suçluyu yanlış yerde aramayın.
edit: insanların hangi ruh halinde olduklarını bu açıdan nasıl anladınız?
imei kayıt ücretinin 500 lira olması
-
şimdi 20.000 tl olmuş. sizin ben ananızı
malesef saçmalıktır. yurtdışından aldığınız bir cihazı sırf ülkede kullanın diye alınan öşür vergisi gibimsi bir şeydir. zaten kendi kazandığım parayla emeğini çekip aldığım şeye devletin "dur hele cihazının yarısı ya da çeyreği gadan da para vir" demesidir.
whiplash (film)
-
rocky'nin davullu olanı.
tüm komşularımızın kendi alfabelerini kullanmaları
-
öncelikle çin gibi ülkeler okuma yazma öğretme konusunda sıkıntı çekiyorlar. illa kendi en eski alfaben olursa güzel olacak diye bir şey yok. japonya'nın alfabesi de zaman içinde değişmiştir. latin alfabesini değiştirip kendi alfabemizi yapmışız, yazıldığı gibi okunuyor mis gibi. önemsiz bir olay gibi geliyor ama altı ayda okuma yazma öğreniyorsun. okumada tutarsızlıklar yok denecek kadar az. ingilizce veya çince okuma öğrenen çocuklar bu seviyeyi 3 senede görüyor. o yüzden şu an kullandığımız alfabe dilimiz için mükemmel. kaldı ki dünyanın bilim ve iletişim dili olan ingilizceyi ikinci dil olarak öğrenirken de kolaylık sağlıyor. özetle alfabe bizim, yedirmeyin.