ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
10 çocuk annesi fin kadın
-
son bebeğin adı enough olabilir.
#80milyonkardeşizbiz
-
üzgünüm ama değiliz. hayır çıksaydı böyle hashtag olur muydu? muhtemelen seçim yenilenir, kasap bıçaklılar sokağa çıkar, doblolarıyla dehşet saçardı.
kullanan insandan soğumaya sebep olan kelime
-
dewamke adlı iğrenç kelime.
neandertal
-
insanın doğaya aykırı bir canlı gibi görünmesi, aslında hatalı bir bakış açısından kaynaklanır. zira insanı doğadan ayrı bir yere koymak, doğanın ve insanın anlamını daraltarak büyük resmi görmeyi engellemekten başka bir işe yaramıyor. doğa, milyonlarca yıldır değişen halleriyle, birbirinin kuyusunu kazan milyarlarca canlısıyla, soyu tükenen ve yeni türeyen türleriyle, düzenli işleyen bir sistemden ziyade böyle bir tarifin içine sokulamayacak ölçüde kaotik bir dinamik üzerinde hareket ediyor. o yüzden doğayı düzenli bir sistem ve onun belirli niteliklere sahip canlıları gibi dar kapsamlı bir tarifle ele alarak, insanı bu sistemin dışına koymak birçok şeyi ıskalamaya sebep olacaktır. ama yine de, insan denen canlının doğanın diğer evlatlarından farklı özelliklerle donatılmış olduğunu reddetmek mümkün değil.
iki ayak üstünde yürümekle mi başladı acaba her şey? iki ayaklı duruştan kaynaklanan kalça daralması sebebiyle erken doğuma zorlanan insan, henüz gelişimini tamamlamamış yavrusuna bakabilmek için tek başına yaşayamazdı. irili ufaklı sosyal gruplarda işbölümünün kurulması zorunluydu. hayatla tek başına mücadele etmek yerine güvenli bir kalkan oluşturan yetişkinler arasında büyüme şansı bulan insan yavruları, hazır reflekslerle ve kıskaç, zehir, ağ gibi doğal silahlarla doğmak yerine, bunları zamanla edinme şansı buldu. silahlarını kendi bedeninin dışında kurabilme, yani alet yapma yeteneği sayesinde edindiği esneklikle diğer düşmanlarıyla mücadelede büyük avantajlar kazandı ve soyunu genişletti. hazır verili silahlarla hayata atılmak yerine bunları dış çevrede imal edebilmek için, yapı malzemeleri ve enerji bedenin diğer bölümlerinden ziyade büyük bir beynin kurulmasına harcandı. bu da akılla hareket etme yetisini daha da artırdı. akıl, sebep sonuç ilişkilerini çözdü, simgeleri kullanma yeteneğini yani dili doğurdu, dil yeni bir bilgi aktarım alanı olan kültürü kurdu, kültür nesillerin birbirine bilgi aktarmasını sağladı; öyle ki, neden sonuç zincirleri kurduğunda zorunlu olarak ölüm gerçeğiyle karşılaşan, kendisinin de ölümlü olduğunu farkeden insanoğlu, bu kaçınılmaz sonu ruh gibi bir kavramla, insanın ölümsüz bileşeni ile aşmaya çalıştı. cenaze törenlerinin ne kadar eski tarihlere uzandığı bunun göstergesidir.
şu anda beyne bu kadar yatırım yapan başka bir canlı yok bildiğim kadarıyla, yani o bizim en büyük silahımız. ama bir zamanlar, buna benzer bir gelişim gösteren bir canlı türü daha vardı: neandertaller. ölülerine tören yaptıkları, alet edevat geliştirdikleri biliniyor. demek ki bir zamanlar şu koca dünyada "taşı elimden bırakırsam düşer" gibi basit olgulardan yola çıkıp ölümlülük gibi inanılmaz gerçeklere ulaşan, neden sonuç ilişkisi kurma yeteneğine sahip olan tek tür biz değildik. inanılmaz...
o kadar yalnızız ki... kendi aramızda konuşuyor, tartışıyor, ama bulduğumuz sonuçları bizden farklı olan hiçbir canlı ile mütala edemiyoruz. verdiğimiz her karar, nereye varacağını bilemeyeceğimiz yollara sokuyor bizi. deneme-yanılma üzerine bir dünya inşa etmişiz, çünkü başka şansımız yok. bu yüzden elfleri, hatta orkları icat ediyoruz. bizden olmayan, ama yine de ölüm gerçeğiyle yüzleşebilecek kadar akıl sahibi olan, bildiklerimizi karşılaştırabileceğimiz sanal türler yaratıyoruz. uzaylıları arıyoruz belki bir şeyler biliyorlardır diye. ama, yalnızlığımızdan kurtulamıyoruz.
şimdi bu pencereden baktığım zaman, bir zamanlar dünya üzerinde ölümlülükle yüzleşmiş tek tür olmadığımızı, bizler gibi varoluşunu anlamlandırmaya çalışan bir türle aynı dünyayı paylaştığımızı görüyor ve irkiliyorum. dünyayı anlayan, ama bana benzemeyen bir canlı ile yüzyüze gelmek... ürpertici!
ama dünya sohbet odası değil ki oturup varoluşumuzun ve evrenin anlamları üzerine istişare edelim? büyük bir yaşam mücadelesinin içinde, sana bana çok benzeyen, düşünen, alet yapan, ama özünde farklı bir canlı ile karşılaşıyorsun. iç dünyasında ne olduğunu bilme şansın yok, ama eylemleri senin için ölümcül olabilir. zira, en büyük silahın olarak inşa ettiğin beynin bir benzerine o da sahip. seni günlerce gözleyerek davranışını çözümleyebilir, tuzak kurabilir, kabileni yok edebilir. diğer canlılarla mücadelende eşsiz bir fark getiren akıl, karşında olduğu zaman başına gelebilecek en büyük beladır, bunu seziyor, biliyorsun.
o halde, ne yapacağını da biliyorsun insanoğlu: "o saldırmadan önce sen ona saldır. habil'i öldür!"
hayattaki küçük mutluluklar
-
dergiye yazı yetiştirmeye çalışırken bilgisayarım bozuldu. ne yapayım derken aklıma babamdan onun bilgisayarı ödünç almak geldi.
annem ve babam, büyük bir fedakarlık yaptı, ücretsiz iznim bitip işe başladığım dönemde çocuklarımla ilgilenmek için izmir'den gelip karşı apartmanıma taşındılar. yani komşum oldular.
gittim aldım komşudan bilgisayarı. yazıyı yazmak için bir açtım, masaüstünde kocaman bir fotoğrafım. muayenehanedeki koltuğuma oturmuş gülümsüyorum.
insanlar küçük çocuklarının fotoğrafını masaüstü resmi yapıyor ve bu normal geliyor ama babamın kocaman bir kadın olan kızının fotoğrafını koyması hem beni gülümsetti hem de mutlu etti. bilgisayarı her açtığında ona bakıp gülen kızını görmek istemiş demek.
canım babam.
dünyanın en yorucu şeyi
-
terli atlet çıkarmak.
nba tarihinin en kötü kontratları
-
*jim mcilvaine, 7 yıl 33 milyon dolar
*allan houston, 6 yıl 100 milyon dolar
* jon koncak, 6 yıl 13 milyon dolar
*adonal foyle, 6 yıl 42 milyon dolar
*erick dampier, 7 yıl 73 milyon dolar
*timofey mozgov, 4 yıl 64 milyon dolar
*raef lafrentz, 7 yıl 70 milyon dolar
*bryant reeves, 6 yıl 65 milyon dolar
*luol deng, 4 yıl 72 milyon dolar
*austin croshere, 7 yıl 51 milyon dolar
*eddy curry, 6 yıl 60 milyon dolar
*jerome james, 5 yıl 30 milyon dolar
*jayson williams, 6 yıl 90 milyon dolar
*chandler parsons, 4 yıl 94 milyon dolar
*penny hardaway, 7 yıl 87 milyon dolar
*steve francis, 6 yıl 85 milyon dolar
*gilbert arenas, 6 yıl 111 milyon dolar
*amare stoudemire, 5 yıl 100 milyon dolar
*shawn kemp, 7 yıl 107 milyon dolar
*joakim noah, 4 yıl 72 milyon dolar
metrobüste başörtülü kadına saldırı
-
(bkz: geçen yine mağduruz)
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: eski sevgilimi unutacağıma
1. amca oğlunu unutmuşum amk çok ayıp oldu.
tasfiye edilen fetöcüler ne yapacaklar
-
epdk mülakatında elendim.
trt 2 kez mülakatında elendim.
16 kez kamu kurumlarının mülakatından elenince kimse bana ulan cemaatçiler girecek diye sahipsizleri işsiz bıraktık bu adamlar ne yapacak demedi.
(bkz: su veren itfaiyenin hortumu)
hakkımı kimseye helal etmiyorum.
hem maddi zararım çok büyük hem psikolojik.
debe edit:(bkz: feto darbesine karsi askeri ogrencilerden aciklama)başka mağdurlar da varmış. hoş bu ülkede fetöcü değilseniz bir şekilde mağdur durumuna düşersiniz. yatacak yeriniz yok.
ne bu dünyada ne de ahirette
fsm'de meydana gelen korkunç kaza
-
en sag seritte duran araca bahane bulan ve kazanin gerekcesi olarak gosteren herkesin -varsa eger- surucu ehliyeti elinden alinmalidir.
3 serit degistirerek makas atan pust dururken sag seritte duran araca suc bulmak gercekten buyuk aptallik.
evet, bazi yollarda duramazsiniz, duraklayamazsiniz, park edemezsiniz. zorunlu haller disinda bir sebep disinda durmussa eger, hep beraber linc edelim ancak durma gerekcesini bilmeden bu kadar aptalca yorumlar yapmayalim lutfen.