• google ile araştırınca nedense pek bir fazla gözüken malvarlığı.

    eee, öyle google efendiye sorup, sadece onunla yetinirsen olacağı bu. senin niyetini bilmiyor ki o arama motorcağızı, sadece soruna cevap veriyor. sen sor bakayım o motora bunlar sonradan ne olmuştur, kimlere kalmıştır diye. o zaman anlarsın.

    yahu anlamıyorum, adamın elinde bırak şu kada arsa şu kadar öküzü, yasama-yürütme-yargı vardı. memleket adamın elindeydi, memleket. sen şimdi çıkıp böyle inceden google alayım arkama bokumu atayım diye çıkarsan olmaz değil mi? memleketin bütün yönetsel organlarını elinde tutan bu kişi bir diktatörlük kurmamış, halk egemen bir rejim yaratmaya çalışmış, sen gelmiş bana anlatıyorsun şu kadar öküz bu kadar solucanı vardı diye. atatürk orman çiftliğini, amerikan kovboyunun teşebbüsü mü sandın?

    ah be canım, ah be yavrum... google efendiler götürsün seni, ey benim yurdumun şahane insanları.
  • atatürk'ün şu an da sahip olduğudur.

    varlığı biziz.
    görüyorum ki bu hikayedeki mal da sizsiniz.
  • http://hasanrua.wordpress.com/…aturkun-mal-varligi/ adresini kaynak gösterenler için kaynağın altındaki bazı yorumları da buraya aktarmanın güzel olacağı liste

    engin:

    neremle güleceğimi şaşırdım.unatıkan feto ve tayyibe gelelim biraz.feto siz sanıyormusunuzki mirasını hizmete bağışlıcak, unatıkan akpyemi bağışlamış tayyip akpyemi bağışlıcak sanıyorsunuz.atatürk hiçbir zaman yannış adım atmadı ülkesi için yaptı ne yaptıysa o paraların hepsini chpye bağışladı.atatürk ne yaptı kızına villamı aldı, oğluna gemimi aldı ? biraz gerçeklerin farkına varın görmemezlikten gelmeyin 70 yıl önceki hesabımı soruyorsunuz.
    elimize baykalı alın baykal ne yaptı bu ülkeyi batırdımı?
    bu ülkeyi borcamı soktu ?
    maliye bakanlıgı yaptı sevdiği adamlara vergi kaçıttırdı, sevmediklerine cezamı kesti.

    dış işleri bakanlıgı yaptı kıbrısı sattımı o zamanlar.

    atatürkün bu yaptıkları onu küçültmez aksine yüceltir..!
    —-
    t.c. ankara 3. sulh hukuk mahkemesi
    sayı: 1938/95 t.
    terk-i hayat eden cumhurbaşkanı atatürk’ün 28.11.1938 tarihinde mahkememizde açılan vasiyetnamenin sureti aşağıya çıkarılmıştır.
    dolmabahçe, 5.9.1938 perşembe

    “malik olduğum bütün nükut ve hisse senetleriyle, çankaya’daki menkul ve gayrimenkul emvalimi, cumhuriyet halk partisi’ne atideki şartlarla terk ve vasiyet ediyorum.

    1- nükut ve hisse senetleri şimdiki gibi iş bankası tarafından nemalandırılacaktır.

    2- her seneki nemadan bana nispetleri şerefi mahfuz kaldıkça yaşadıkları müddetçe makbule’ye ayda 1.000, afet’e 800, sabiha gökçen’e 600, ülkü’ye 200 lira verukiye ile nebile’ye şimdilik 100'er lira verilecektir.

    3- sabiha gökçen’e bir ev alınabilecek ayrıca para verilecektir.

    4- makbule’nin yaşadığı müddetçe çankaya’da oturduğu ev de emrinde kalacaktır.

    5- ismet inönü’nün çocuklarına tahsillerini ikmal için muhtaç olacakları yardım yapılacaktır.

    6- her sene, nemadan mütebakı miktarı yarı yarıya türk tarih ve dil kurumlarına tahsis edilecektir.

    k.atatürk

    vasiyetinden de anlaşılacağı üzere manevi kızlarına ve ismet inönü’nün çocuklarına ilk entryde sayılan malların yanında çok çok ufak kalacak yardımlar dışında bir şey bırakmamıştır. tüm mal varlığı uğrunda ömrünü harcadığı genç cumhuriyetin kurumlarına yani halka bırakmıştır.

    ela:

    onemli olan bu malvarligi uzerinden daha sonra bir saltanat yaratip yaratmadigi degil mi? bugun kizi ulku’nun 5 bin lira maas aldigini soyluyorsunuz. saltanat, diktatorya pesinde olsa kendine bir tane de erkek evlat edinip butun uzerine kayitli mal varligini onlara birakmaz miydi? oldukten sonra bunlarin hepsini kendi cocuklarina devretmis da onlar da hala ulkeye hukmediyorlar gibi bir tavriniz var ya… o iste beyninizin ne kadar curumus oldugunun bir gostergesi. kotulemek olsun diye gozunuz kapali her seye saldirabiliyorsunuz, geri kafalilik dedikleri bu zaten.

    bugun muhtemelen benzer gorusleri savundugunuz basbakan, cumhurbaskani ve bakanlar surusune bir bakin allah askina. kendi kendilerine sefalarini surmuyorlar mi? bizim cocuklarimizin mi gemileri oldu o kadar erken yasta? benim sucum neydi de babam bana gemi, sirket falan alamadi gece gunduz calistigi halde? ya da kisaca o gemiler o basbakan gittikten sonra bizlere kalacak mi? ulkeye mi yoksa kendilerine ve cemaatlerine mi katkisi olacak? ac gozunu, cemaatlerin pesinde suruklenip yontuluyorsunuz, maneviyatiniz somurulmek suretiyle baskalarini zengin ediyorsunuz. allah’in herkese birazcik akil fikir vermesi dilegiyle…

    mehmet iskender:

    bu mallarin hepsi devlete kaldi. ayrica listeyi dikkatle incelerseniz hepsi tarim ve endustri ile ilgili seylerdir. yani ulkeyi gelistirmek icin. ataturku karalamak icin yobazlarin ya da ilimli gecinen islamcilarin atmayacagi iftira, yapmayacagi basit kurnazliklar yok tabii. bunu zaten biliyoruz. cok liberal ve entellektuel gecinen insanlar da bazen safca, cogunlukla cikar icin buna canak turuyorlar maalesef.

    sinirli vatandaş:

    “atatürk’ün mal varlığı” yazısına cevap

    atatürk’e, türk devrimi’ne, bu devrimin kazanımlarına ve savunucularına yönelik saldırıların artık doruk noktasına ulaştığı bir dönemde, hüzünlü bir ‘merhaba’ ile yazılarıma başlıyorum.

    güya niyetimiz apır sapır konuşanlara bu sayfadan yanıt vermek, ama özellikle son yıllarda akp hükümetinin sunduğu nimetler ve verdiği cesaretle sayıları ve etkinlikleri git gide artan bu devşirmelerin hangi birine laf yetiştireceğimizi biz de şaşırdık. ne diyelim… bir başlayalım da hele, gerisi allah kerim!

    son zamanlarda internet ortamında “atatürk’ün mal varlığı” başlığı altında bir listenin dolaştığını duymuşsunuzdur. listenin internetteki çıkış noktası http://hasanrua.wordpress.com/ adresinde yer alan bir kişisel blog sayfası… sayfa sahibinin yazısına ilham veren kaynak ise ismail cem ipekçi’nin türkiye’de geri kalmışlığın tarihi isimli kitabı… ben de kitabın mart 1989 tarihli 10. baskısını elde ettim ve söz konusu listeyi inceledim. yazılanların fazlası yok, hatta eksiği var. kitabın 281. ve 285. sayfaları arasında yer alan liste aynen şöyle:

    toplam olarak 154.720 dönümü bulan örnek çiftlikler: ankara’da orman, yağmurbaba, balgat, macun, güvercinlik, takar, etimesgut, çakırlar çiftliklerinden meydana gelen orman çiftliği; yalova’da millet ve baltacı çiftlikleri, silifke’de tekir ve şövalye çiftlikleri, dörtyol’da portakal bahçesi ve karabasmak çiftliği, tarsus’ta puloğlu çiftliği

    1.bunlarda mevcut arazi:

    a) 582 dönüm çeşitli meyve bahçeleri

    b) 700 dönüm fidanlık, buralarda meyveli meyvesiz muhtelif yaşlarda ve çeşitlerde 650.000 fidan vardır

    c) 400 dönüm amerikan asma fidanlığı. burada 560.000 kök bağ çubuğu vardır.

    d) 220 dönüm bağ. burada 88.000 adet bağ çubuğu vardır.

    e) 370 dönüm çeşitli sebze yetiştirmeye elverişli bahçe.

    f) 220 dönüm 6.600 ağaçlı zeytinlik

    g) 27 dönüm 1.654 ağaçlı portakallık.

    h) 15 dönüm kuşkonmazlık.

    i) 100 dönüm park ve bahçe.

    k) 2.650 dönüm çayır ve yoncalık.

    l) 1.450 dönüm yeni tesis edilmiş orman.

    m) 148.000 dönüm ziraata elverişli arazi ve meralar.

    yekun: 154.720 dönüm arazi.

    2.bina ve tesisat:

    a) 45 adet büyük ve küçük idare binası ve ikametgah, bütün mefruşat ve demirbaşlarıyla beraber.

    b) 7 adet 15.000 baş koyunluk ağıl.

    c) 6 adet aydos ve toros yaylalarında tesis edilen mandıralar.

    d) 8 adet at ve sığırlara mahsus ahır.

    e) 7 adet umumi ambar.

    f) 4 adet hangar ve sundurma.

    g) 4 adet lokanta, gazino ve eğlence yerleri, lunapark.

    h) 2 adet çeşitli imalat yapan fırın.

    i) 2 adet çiçek ve tezyinat (süsleme) nebatı yetiştirmeye mahsus yer.

    yekun: 51 bina.

    3.fabrika ve imalathaneler:

    a) bira fabrikası: senede 7.000 hektolitre çeşitli bira yapacak kabiliyette, bütün müştemilatıyla ve bütün işletme levazımı ve mütedavil kıymetlerle beraber.

    b) malt fabrikası: senede 7.000 hektolitre biraya kafi gelebilecek miktarda malt imaline kabiliyetli, bütün müştemilatı ve işletme levazımı ile beraber.

    c) buz fabrikası: günde 4 ton buz yapma kabiliyetinde, bütün müştemilat ve işletme levazımı ile beraber.

    d) soda ve gazoz fabrikası: günde 3.000 şişe soda ve gazoz yapma kabiliyetinde, bütün müştemilatı ve mütedavil kıymetleriyle beraber.

    e) deri fabrikası: senede 14.000 çeşitli deri imaline elverişli bütün müştemilat ve mütedavil kıymetleriyle beraber.

    f) ziraat aletleri ve demir fabrikası

    g) 2 adet modern süt fabriksı: biri ankara’da, diğeri yalova’da günde ayrı ayrı 15.000 litre pastörize süt ve 1.000 kilo tereyağı işlemek kabiliyetindedir. bunlar da bütün müştemilat ve işletme levazımı ve mütedavil kıymetleriyle beraber.

    h) 2 adet yoğurt imalathanesi: biri ankara’da, diğeri yalova’da bulunmaktadır.

    i) şarap imalathanesi: yılda 80.000 litre şarap imaline elverişli bütün müştemilat ve mütedavil kıymetleriyle beraber.

    k) iki taşlı elektrikle işler bir değirmen: bütün müştemilatı ve mütedavil kıymetleriyle beraber.

    l) istanbul’da bir çelik fabrikasının %40 hissesi.

    m) biri orman çiftliği’nin, biri tekir çiftliği’nin olmak üzere her biri 15'er bin teneke beyaz peynir, 600 teneke tuzlu yağ yapmaya elverişli iki imalathane. bütün işletme levazımatı ile beraber.

    4.umumi tesisat:

    a) biri ankara’da, diğeri yalova’da kurulu iki tavuk çiftliği.

    b) yalova’daki çiftliklerde iki hususi iskele ve liman tesisatı.

    c) üçü ankara’da ve ikisi istanbul’da beş satış mağazasının bütün tesisat ve demirbaşları.

    d) orman çiftliği’nde hususi sulama tesisatı, kanalizasyon, telefon tesisatı, elektrik tesisatı, küçük beton köprüler, hususi yollar, içme su tevziatı şebekesi. yalova çiftlikleri’nde hususi su tesisatı, telefon tesisatı, elektrik tesisatı, küçük beton köprüler ve yollar. silifke tekir çiftliği’nde hususi sulama tesisatı, beton köprüler.

    e) orman çiftliği’nde kurulu çiftlik müzesi ve ufak mikyasta hayvanat bahçesi tesisatı, bunların işletme levazımı ve demirbaşları.

    5.canli umumi demirbaş:

    a) 13.000 baş koyun. kıvırcık, merinos, karagül, karaman ırklarıyla bunların melezleri.

    b) 443 baş sığır. simental, hollanda, kırım, jersey, görensey, halep yerli ırklarıyla bunların melezleri; yeni üretilen orman ve tekir cinsleri.

    c) 69 baş ingiliz, arap, macar, yerli ve bunların melezleri, koşum ve binek atları. 58 çoban merkebi.

    d) 2.450 baş tavuk legorn, rodayland ve yerli ırklar.

    6.umumi cansiz demirbaş:

    a) 16 adet traktör, 13 adet harman ve biçer döver makinesi ve bilcümle ziraat işlerini görmekte bulunan ziraat alet ve edevatın tamamı.

    b) yalova çiftliği’nde 35 tonluk bir adet deniz motoru.

    c) çiftliklerin nakliye işlerinde çalıştırılan 5 adet kamyon ve kamyonet.

    d) çiftliklerin umumi servislerinde çalıştırılan 2 adet binek otomobili.

    e) çiftliklerin umumi servislerinde çalıştırılan binek ve yük arabası(1).

    tabii konu, atatürk’e sataşmak olunca, bazıları haliyle mal bulmuş mağribi gibi bu listenin üzerine atlamış, üzerine alaycı imalarla bezenmiş yazılar karalamayı da ihmal etmemişler. mesela, ekşi sözlük’te yine atatürk’ün mal varlığı başlığı altında bu listeyi ilk yazan kişi, “atatürk saltanatı sürdürüp kendini padişah ilan etmedi. zerre malı olmadan bir cumhurbaşkanı maaşıyla geçindi.” lafları doğru mu, diye merak edermiş bi zamanlar. bir başka yorumcu da, halkın yoksulluk içinde yaşadığı dönemde bu malvarlığını pek ‘manidar’ bulmuş.

    listeyi gündeme ilk getiren kişi olan http://hasanrua.wordpress.com/ sitesi yazarının da yaklaşımı alaycılıkla yüklü…

    atatürk aynı zamanda döneminin en büyük zenginlerinden biridir! peki, bu nasıl olabilmiştir? acaba allah “yürü ya kulum!” mu demiştir dersiniz? ilginçtir, çok baktım ama atatürk’ün bu ani mal artışıyla ilgili hiçbir şey bulamadım.

    (…)

    peki maaşı ne kadardı? 40 lira! yani o dönemin kuruyla düşünürsek 28 dolar. sonralarda ise bu meblağ 150 liraya kadar çıkartılıyor. atatürk vefat ettiğinde iş bankası’nda açtırdığı hesabında 19 bin 566 lira birikiyor.

    atatürk’ün chp’ye bıraktığı nakit miras tam 1 milyon 664 bin liraydı.

    (…)

    bu mal varlığının kaynağı konusunda ise bir şey söylemek yanlış olur. belki gerçekten de “alın teriyle” kazanılmıştır; ya da değil. elde belge yokken konuşmak doğru değil.

    iddia açık: mustafa kemal atatürk büyük bir servet sahibiydi. bu servetin kaynağı cumhurbaşkanlığından gelen devlet maaşı olamazdı. birisinden falan bir miras da kalmış olamazdı, zira kalsaydı o engin araştırmalarıyla bizim hasan rua bunu hemen tespit ederdi. o halde, geriye tek bir olasılık kalıyordu. erzurum ve sivas kongrelerinde üzerine giyecek ikinci bir elbisesi bile olmayan mustafa kemal atatürk beyt’ül malı talan etmiş, rüşvet almış, yolsuz işlere bulaşmış, zaten fakir olan ülkede bir de yetim hakkı yemişti.

    acaba gerçekten öyle miydi?

    yine ismail cem ipekçi’nin türkiye’de geri kalmışlığın tarihi isimli kitabına dönüyoruz. kitabın 285. sayfasında, atatürk’ün mal varlığı listesinin hemen arkasından gelen satırlar:

    atatürk’ün mal varlığının iki kaynağı vardır. biri, hindistan’dan milli mücadele’ye yardım için atatürk’ün şahsına gönderilen paradır. “hindistan’dan gelen paranın 500-600.000 lira civarında bulunduğu sanılıyor. atatürk, bu paranın 500.000 lirasını büyük taarruz’dan önce, maliyenin karşılayamadığı bazı özel giderler için garp cephesi kumandanlığı emrine vermişti. zaferden sonra, bu 500.000 liranın 380.000 küsür lirası, bir bakanlar kurulu kararıyla kendisine geri verildi. bu paranın 250.000 lirası, atatürk’çe türkiye iş bankası’na sermaye olarak verilmiştir. yine bu paranın bir kesimiyle çiftlikler satın alındı. (…) ikinci kaynak, eski mısır hidvi abbas hilmi paşa’nın türk uyrukluğuna girmesi münasebetiyle, cumhuriyet halk partisi’ne bağışladığı 900.000 lira civarındaki paradır(2).

    anlaşılan, bizim hasan rua, atatürk’ün mal varlığındaki artışa çok değil, biraz şaşı bakmış ki, satır satır özenle yazdığı listenin hemen bir sayfa sonrasında, atatürk’ün mal varlığı kaynağını açıklayan bölümü atlayıvermiş! eğer derseniz ki “gözleri şaşı değil, atatürk ve türk düşmanlığı kendisini kör etmiş”, o da bir ihtimal tabi. neyse, biz devam edelim:

    atatürk, sözü edilen teşebbüslerin yanı sıra, iş bankası’nın kuruluşuna sermaye koyarak katılmış, çeşitli şirketleri teşvik etmiştir. atatürk’ün vasiyeti eserinde, m.leventoğlu, hisse senetlerinin bulunduğu iş bankası hesabının atatürk’ün adına açılmış olmakla beraber onun kişiliğiyle ilgisi bulunmadığını, atatürk’ün bu hesaptan kişisel hiç bir harcama yapmadığını belirtmektedir(3).

    yani atatürk, türk milletini sömürerek(!) hasan rua’nın kaynağını açıklayamadığı derecede büyük paralar topladığı(!) banka hesabıyla da pek alakadar değilmiş, iyi mi!

    toparlarsak, atatürk’ün mal varlığı, biri doğrudan şahsına, diğeri ise lideri olduğu partiye teslim edilen iki büyük mebladan kaynaklanıyordu.

    peki banka hesabıyla az bile olsa ilgilenmediğini yukarıda gördüğümüz, maddi birtakım hırslardan uzak atatürk, ne olmuştur da bu kadar büyük yatırımlara girişmiştir? inanmayacaksınız; ama cevabı yine aynı eserde ve bu kez atatürk’ün mal varlığı listesinden hemen önceki satırlarda verilmiş! “hasan rua iyi ki çok bakmış” diyesi geliyor insanın. kitaba dönelim:

    abdi ipekçi’nin “atatürk’ün siyasi ve iktisadi doktrinler karşısında aldığı bir vaziyet, açık ve kesin bir görüş var mıydı?” sorusunu, mustafa kemal’i en yakından tanıyan kişi olmak sıfatıyla ismet inönü şöyle cevaplamaktadır: “görüşlerinde meçhul bir yer yok. cumhuriyet halk partisi’nin prensipleri, atatürk’ün düşüncesini gösteriyor. başından beri özel teşebbüsü esas tutmuş ve ölünceye kadar bu prensibi tatbik etmiştir.”

    mustafa kemal, kendi özel yaşamında da ekonomik görüşünü tanıtmaya çalışmış, doğan avcıoğlu’nun deyimiyle “örnek müteşebbis” olmuştur(4).

    elbette tüm bunlardan daha önemlisi, mustafa kemal atatürk, 1936 yılında tüm örnek çiftliklerini hazineye bağışlamış, mal varlığından geriye kalanları da 11 mayıs 1938 tarihinde bizzat imzaladığı bir belgeyle, halkın yararına çalışmalarda kullanılmak üzere, türk dil kurumu ve türk tarih kurumu gibi o dönemde özerk yapıya sahip kurumlara bırakmıştır.

    bu arada, ekşi sözlük’te atatürk’ün mal varlığını ağızlarına sakız yapanların, ‘bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak’ başlığı altına da yorumlarını bekliyorum. hasan rua kardeşime de bol bol havuç yemesini tavsiye ediyorum. gözleri kuvvetlensin ki, atatürk’ün ısrarla sosyalist olduğunu söyleyen birilerinin de kim olduğunu da bi zahmet araştırıversin, öyle birileri gerçekten var mı, yok mu öğrensin.

    bitirirken, sayesinde memleketimizde baya bi malın var olduğunu bir kez daha gördüğümüz büyük kurtarıcının aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.

    (1) kitapta 209 numaralı dipnot yeri… mazhar leventoğlu, atatürk’ün vasiyeti; zikreden fethi naci atatürk’ün temel görüşleri, s.72.

    (2) kitapta 210 numaralı dipnot yeri… mazhar leventoğlu, atatürk’ün vasiyeti; zikreden fethi naci atatürk’ün temel görüşleri, s.78.

    (3) kitapta 211 numaralı dipnot yeri… mazhar leventoğlu, atatürk’ün vasiyeti; zikreden doğan avcıoğlu türkiye’nin düzeni.

    (4) ismail cem ipekçi, türkiye’de geri kalmışlığın tarihi, s.280-281.
  • atatürk kendi mal varlığından kazandığı paralar ile o ülke senin bu ülke benim gezmiştir. monte carlo'da kumarhanelerde çatır çatır parayı ezmiştir. dolmabahçe sarayında alemlerin kralını yapmıştır. canı sıkıldıkça rusya'ya ziyaretler yapmıştır. kısacası zevk ve sefa içerisinde yaşamıştır.

    ayrıca çoluğunu çoçuğunu okusunlar diye amerika'ya özel okullara göndermiştir. eşi dostu, çoluğu çoçuğu iş kursun diye küçük kayıklar almıştır.

    mirası konusuna ise hiç girmeyelim. mirası kuranı kerime göre dağıtmadığı için uygunsuzdur.

    (bkz: kuran'da miras bölüşümü)

    bu kadar parayı da yandaşlarına ihaleler vererek, ihalelerden komisyon alarak, örtülü ödeneği her sene sonuna kadar kullanarak ve kendisine rant yaratacak işlere imza atarak kazanmıştır.

    arta kalan zamanlarda da ülkeyi kurtarmak, devrimler yapmak, halkına aklına bile gelemeyecek özgürlükleri vermek, yine halkını medeniyetle tanıştırmak için uğraşmıştır ama neden uğraştın be atam neden?
  • atatürk'ten nefret edenlerin, çok sevdikleri efendilerini savunmak için dillerine doladıkları mal varlığıdır.

    ne yazık ki, atatürk bu mal varlığının çoğunu da bu adamların dahil olduğu bu millete bırakmıştır.
    şakirtlerin ve tayyipistlerin en büyük yanılgısı da burada başlar.
    "ama atatürk'ün de gazete kuracak, bilmem ne yapacak kadar çok parası vardı" dediğin yerde senin taptığın adam 7 sülalesini düze çıkardı. sana ne kaldı o padişahından?

    sen gel burada kus içindeki kini. belki inandığın allaha yaklaşırsın bu sayede.
  • savunanların da, saldıranların da hakkında saçmalamaya doymadığı varlık..

    okumanız da mı yok..?

    suretleri verilen dokümanları zahmet edip okursanız eğer, adı geçen varlıkların (orman çiftliği ve bağlı üretim merkezlerindeki zikredilen taşınır-taşınmaz varlıklar) memleket ziraatinin geliştirilmesi, kazanılan tecrübelerle yeni tarım usulleri üretilmesi, halka yüksek kaliteli ziyaret, yeme-içme ve gezi yerleri oluşturulması gibi maksatlarla hazineye devredildiği anlatılıyor..

    o "kanıt" diye ortaya attığınız belgeler, mustafa kemal merhumun kendi mal varlığını t.c. devleti hazinesine devredişi üzerine hazırlanmış..

    bu ne saçma tiyatrodur..? maksadınızı bir anlasam keşke..
  • "manidar" kavramının kimi dillerde nasıl kendi kendini tatmin malzemesi çıkardığının göstergesidir. saldıracak başka bir şey bulamayan iğrenç zihniyetin zehirli dilini uzattığı ve asla sonlanmayacak karalama zincirin herhangi bir halkasıdır.
  • bir çoğu keyfi nedenlerden üzerine alınmamış varlıktır. o sayılan malların bir kısmını görmediğine ve herhangi bir fayda sağlamadığına dahi eminim, bir nevi himaye gibi bir durum olduğunu düşünüyorum. değilse de canı sağolsun, 10 katı helal olsun... daha "mal varlığı" yazamayacak durumdaki insanları görünce de keşke tdk ya daha fazla miras bıraksaymış diye düşünüyorum. (başlık böyle açılmıştı, editlenirse bilemem)

    sizi gidi malvar lığı sizi.
  • böyle bir durumda öncelikle mal varlığının kaynağı önemlidir. atatürk milleti kandırıp, dolandırıp kendine haksız gelir mi sağlamıştır? hiç sanmıyorum. böyleyse, delillerini ortaya koyması gerekir iddia sahibinin. mal varlığının kaynağı hakkında bir bilgim yok, ama bilgisi olan insanlar mutlaka vardır. paylaşırlarsa biz de öğreniriz. listeye baktığımda aklıma gelen ilk şey "vay vay, atatürk malı götürmüş." olmadı. aksine, gördüm ki ülkeyi kalkındırmaya yönelik alanlara yatırım yapılmış. ziraat ve sanayi. belirtildiği gibi savaştan çıkmış bir halkta bu kadar yatırım yapabilecek kimse mevcut değildir. devletin başındaki kişi dışında. heralde atatürk'ün bu bağ, bahçeleri kendine meyve tabağı hazırlatmak için kurduğunu düşünmediniz. ne demiştik başta? ülke ekonomisine katkı. o bağları, bahçeleri, fabrikaları atatürk kendisi işletmiyordu haliyle. yani işçi de para kazanıyordu. aklıma "alın verin ekonomiye can verin" sloganı geldi bak şimdi. diyebilirsiniz "madem halkı kalkındırmak istiyordu o zaman bu toprakları bağışlasaydı." diye. tabii canım. günümüzde oturduğun yerden para kazanmak, gemicik almak yadırganacak bir şey olmayabilir. ama bu insanları hazıra kondurursan, ortada bir haksızlık olur, tembellik olur gibi geldi bana.

    "savaşta o kadar mal, can kaybettiler." de diyebilirsiniz. ben de size "savaş bu. mal, can kaybedilmeyecek de ne kaybedilecek?" diye sorarım. toprağını kaybetseydin ne olacaktı? bu da hazıra konmak için yeterli bir sebep değil. iş alanı oluşturulmuş, halka iş sağlanmış, aş sağlanmış ve ticaret kaynağı sağlanmış. bence yeterince adil. "atatürk yaşarken paraların hepsini cukkalamış" diye düşünüyorsanız, sizin beyin yapınıza bağlıdır derim. suçlayamam, keyfiniz bilir. bu mallar öldükten sonra halka hibe edilmesine karşın, "öldükten sonra ne işe yarayacak?" diyenlere de hiçbir şey demiyorum, bağışlamasaydı daha mı iyiydi? bir düşünsünler sadece. bir de arada sokulmuş, yaşarken atatürk ismi oraya, buraya verildi diye. eminim atatürk kalkıp "şuraya, şuraya benim ismimi verin aslanlarım." demiştir. yoksa sevgi ve hürmetten teklif edilmiş, meclisten de kabul görmüş olduğu aklımın ucundan bile geçmez.
hesabın var mı? giriş yap