• *ne anlattın be sevişmeyi nihal. yemin ederim genç erkek ergenler gibisin. dün gece var ya offf falan.

    *yüzümden belli mi de yüzümden belli mi. nihal'cim sen bu şevişme olayını ne zannediyorsun ben anlamadım ki. her sevişmede yüzüne çentik mi atılıyor sanıyorsun nedir.

    *adnan yine atölyeye yollandı. gece seviş olmayınca kendini atölyede tatmin ediyor. yazık, o kadar paran olsun git tahta döv olacak iş değil.

    *ne aşağıdakiler yukarıdakiler muhabbeti döndü be şu ortamda. sınıf çatışmasının bu kadar sevişmeli bir dizide bu kadar ön planda olması gerçekten ironik bir durum.

    *ergen bülent beni iyi dinle. arkadaşların halı sahaya gidiyor playstation oynuyor efendime söyliyim kızlara takılıyor, sen varsa yoksa piyano çalıyosun, 50 yaşında insanlarla kokteyllerle takılıyorsun. gerçekten kötü bir ergenlik geçiriyorsun, hayatını bir gözden geçir bence.

    *'ben bu evin hanımıyım, ben bu evin hanımıyım' diye çığıran bihter kendini 'hanımın çiftliği'nde mi sanıyor ne?

    *adnan tahta dövmeyi ne önemsiyor arkadaş, hilmi-the röbdşambr-önal davası için bilgi vermeyi bile salladı sırf tahta dövmek için.

    *'hilmi önal favorilerini daha fazla uzatmasın xd' diye grup açıcam facebooka. çünkü biraz daha uzarsa o favoriler diziyi ele geçirebilir.

    *evde elele dolaşan nihal behlül çifti, size sesleniyorum. evin içinde elele gezilmez, hayvan evladı mısınız siz?

    *seni özledim diyen azgın nihal sana sesleniyorum, daha dün bir bugün iki be bir rahat dur be.

    *adnan'ın olayları anlamaya çalışırkenki surat ifadesi çok boş ya. hiç bir şeye anlam veremiyor adam. sonsuzluk, berrak, bembeyaz.

    *ziyagil köşkünde yaşamak zor iş arkadaş, her gün makyaj yap gece sil sabah bir daha yap akşam döpyes giy piyuuu.

    *şöför seyit'i istiklal caddesinde gördüm bunu da belirtiyim arada heheh.

    *beşir bırak artık şu samsun 216'yı ya. öksür öksür bir hal oldun.

    *lan bir ağız tadıyla 'güzeldir viyana mıh mıh ben de severim' diyemedim. adnan malı bile dedi ya.

    *adnan'ın devasa bir cücük bölgesi var, kocaman böyle. farketmişsinizdir. o devasa cücük

    *behlül çok duygusal bir sahnede şunu söyledi; 'ben sana son sözümüo meyıl ile söyledim.' evet aynen bu şekilde, meyıl dedi. mal ya yemin ederim mal sarı.

    *hastane sahnesinde figüran anne 'oğlanmış' dedi ultrasondan sonra. o ne lan erkekmiş desene oğlan nedir?

    *dikkat ettiyseniz her sahnede behlül'ün eski bir sevgilisi var. bihter var olmadı nihal, bilemedin peyker, en kötü elif.
  • "ben bu evin hanımıyım, bunu kimsenin unutmaması lazım, ben adnan ziyagil'in karısıyım."

    nasılsınız canlarım? bu hafta siz canım okuyucumu ihmal ettim farkındayım ama tam da aşk-ı memnu saati sınavım vardı. şu an sizin için hasta hasta klavye başındayım, toparlayamıyorum, madde madde yazacağım.

    -bir erkek olarak beren saat'i çok güzel buluyorum ve sanırım üzülmesine kıyamıyorum. o yüzden behlül ve nihal ikilisi ölmenizde bir sakınca yok.
    şu kızın üstüne gitmeyin abicim. şu son bölüm bakıyorum ağlamalar dellenmeler bence gayet de güzel oynuyo. özellikle final sahnesinde içim burkuldu lan. ben buraya dalga geçmeye geliyorum ağlamamak için zor tuttum kendimi.

    -"ah bihter çok ayıp belki bunu açıklamak ama içimde tutamadım."
    "her şey o kadar romantikti ki."
    "behlül, behlül her zamankinden ne kadar farklıydı o kadar romatikti ki"
    "gecenin başından beri bana sevgilisi olduğumu hissettirdi."
    "behlül bugüne kadar tandığım kadınlardan çok farklısın dedi."
    "sende arınmak istiyorum dedi."
    "dün gece yeni bir behlül tanıdım bihter."

    nihal reklam ajansı behlül haznedar'la seks saati'ni gururla sundu. e bizi de siksin bari, vallahi aklımız kaldı.

    -çetin özder'in eve bak, hele hele... herif istanbul arkeoloji müzesi'nde yaşıyormuş da bilmiyormuşuz... zenginlikten çok soğudum yalnız, şöyle plazma tv karşısında kıçımızı başımızı kaşıya kaşıya bi dizi bi maç seyredemeyeceğiz anlaşıldı. hep heykeller, piyanolar, avizeler, abajurlar. otel lobisi gibi laaan... ay içim bulandı.

    -bölümün kötüsü cemile... kimse istemiyor onu, herkes cemile konusunda bihter'e hak veriyor. cemile nasılsa iş bulur. cemile nasılsa cambridge mezunu.

    "hatalı olduğuma karar verirsen özür dilerim cemile'den" dedi bihter... ne münasebet, allahın fakirinden özür mü dileceyeceksin bihto? senin bi özrün en az 2,5 milyon yavro bebeğim. pis, fakir, kokuşmuş, ezik hizmetçi parçasından özür dilemek mi, ne münasebet? alt tarafı 1810 yılındayız bihtop; sat köleyi, al köleyi... özür dilemek de neymiş?

    "önce beşir, sonra ben; bihter hanım da rahata erecek..." cemile'nin kafaya erişmek için kuru sulu ne varsa getirin bebeğim. hepsini içeceğim. kuru sulu karıştırıp içeceğim...
    ev onun gülüüm... seni her platformda savunurum ben cemile lakin bir insanın evinde rahata ermek için seni göndermesine itirazım olamaz. ev onun rahat onun. sen de al bir ev sen de düşünürsün "bu evde benim rahatıma kim, ne mani oleyor?" diye.

    -dizide zengin görgüsüzlüğü, hatta hayvanlığı ile fakir terbiyesi, tevazusu arasında bir korelasyon kurmaya çalışıyorsanız o olay bi 40 yıl geride kaldı. yaşar usta ve fabrikatör saim bey diyalogları yok artık. biz zenginler de gayet mütevazıyız.

    ama hizmetçi tayfası harbiden kafasızmış lan. tekmeyi yeyince kalacak yerleri olmadığı için "matmazel hizmetçi barındırma tesisleri"ne sığındılar.
    dördüncüye falan söylüyorum. söylemekten bıkmam; yemeyin bizi. ana, baba, kız en aşağı beşer milyardan aylık onbeş milyar geliriniz var oğlum. yemesi, içmesi köşkten. bir gün de burnunuzu çıkarmadınız ordan zaten. alamadınız mı bi toki'den daire? yarını da mı düşünmediniz? nasıl kök salmaktır bu? "bu adnan ölür, kalır, batar, çıkar" da mı demediniz? bu nasıl patrona yamanmaktır? siz resmen ziyagil köşküne yeyici kadrosundan girmişsiniz. müstehak size. hakikaten de dramı gören sürgüne yolladılar sanır. bu üçünün toplam maaşı nihat dengi şirket çalışanınınkinden fazla değilse ben bir bok bilmiyorum.

    brrreh... katya, cemile, nesrin, şaheste, süleyman, beşir yetmiyor. büyük temizliğe ekip çağrılıyormuş. vay anasını. benim garip kuş beyinli anama bak sen 120 metrekare evi bedavaya haftada bir dip köşe silip süpürüyor vay gerizekalı. ekip çağırsana. demek maaş verip hizmetçi tutsak bi de büyük temziliğe ekip bulmak gerekecekmiş. ev hanımlığı da zor zanaat kardeş...

    -beşir'in durumu kötüye gidiyormuş, olley!.. işin doğrusu diye aşkı yüzünden, patronuna sadakati yüzünden sağlığından olan adam örneğini mi kakalamaya çalışıyorsunuz bize? dizideki yaşı olsun olsun 23-24... bu yaşta adamın canı pahasına sevmesini de sikerim ben sadakatini de, o kadar... biz sağlığını düşünenler bencil, ibne, götoş, sağlığını düşünmeyen beşir azılı romantik oldu canım. sağda müsait bi yerde ineyim ben.

    -inanır mısın firdevs'çiğim benim de alışveriş yapmaktan viyanayı gezme fırsatım hiç olmadı. hep alışveriş, hep para harcamaca... gözü kör olsun bu zenginliğin. allahın fakirleri, orta direkleri ne güzel sırtlarına bi çanta alıp geziyorlar kiliseleri, müzeleri. ya biz elit kesim? evropadan 20 çantadan aşağısı getireni daha dış hatlar çıkışı cemiyet hayatının seçkin yüzleri odunla dövüyorlar...

    bu arada viyana'da deniz mi var? ne mehtabı? varsa da var demeyin mesaj atıp yüzüme vurmayın cahilliğimi. dedim ya alışveriş yapmaktan gezmeye fırsatım olmadı.

    -ana kız ne hain ayol bu yöreoğulları? adamın sene-i devriyesi oldu bi helva kavrulmadı, bi mevlüt okutulmadı... şu an belki gülüyorsunuz ama sıkıysa siz yapmayın bakalım eş dost tefe koyuyor mu sizi komuyor mu. iki mevlit şekeri yaptırıp dağıtsaydınız bari anacım. herifin daha mezarı oturmadı herkes anasının tiffany yüzüğünü merak etmekle meşgul. gidin babanızın mezarına da iki ot yolun.

    -şimdi behlül; nihal'e çakınca farkettin ki bihter'e olan hislerin yalanmış. hayatının ilk sevişmesi gibi olmuş. ya seneye x'e çakarsan da yine hayatının ilk sevişmesi gibi olursa? ya nihal'e olan hislerin de yalansa? kimi salak yerine koyuyosunuz arkadaşım? herkese aynı lafları mı söyleyeceksin?

    görüyoruz ki ki süper ,über fantastiko erkeğimiz haznedar şaraptan da anlıyor. tekne de kullanır, piyano da çalar, am üstünde göt de siker... isveç çakısı mübarek, magic bullet... her zenginlik nişanesini taşıyor. legion d'honneur eksik bi.

    herif şirket toplantısına bile atkılı matkılı nişantaşı-suadiye style, komple tikiyiz üniformasıyla gidiyor. freestyle'a bak. memleketin en başat holdinglerinden birinin toplantısına bak hele sanırsın medrano sirki.

    behlül'ün holywood-yeşilçam kırması "beni çok sev yalvarırım sana" tipi romantizmi nedir ki? ay tiksindim. lafla sevgi mi olur? aşkım, böceğim deyince aşk mı olur? biz anamıdan babamızdan böyle coşkulu sevgi görmedik kusura bakmayın. sevgi gece uyuduktan sonra gösterildi, ama biz hep bildik sevildiğimizi bu ne mıç mıç? yanıma kova koydum aşk meşk sahnelerinde içine öğürüyorum. ağda gibi yabış yabış.

    filaşbeklerden de anladık ki bu behlül olacak götoş ikna etmiş kızı da. oh hem kendine aşık et, öyle evde dal taşak gezmek suretiyle ağzına gözüne zoom yapmak suretiyle, sonra da "senden tiskindim bihter öte git..." yeminle erkekliğimden soğuttunuz beni. lezbiyen oluciim.

    .........

    -kız evin mahzeni var inanabiliyor musun? sinema salonu da var mı acep?

    -bekareti bozdurmayı bilmem ama kürtaj surattan belli oluyormuş. haberiniz olsun.

    -peyker de maşallah kaynanası götü dibinden ayrılamıyor. gelin kaynana toprağındandır...

    -yuuuh kafadan 20 yıllık çalışanlarının kızı, eline doğmuş insan evi terkediyor hem de senin yelloz karının kovması sonucu, sadece omza iki pıt pıt. insan nezaketen bi sarılır be. hadi canım hadi cemile'm yolun açık ola. sıvaz sıvaz.

    -yine yeni yeniden kapı aralığından dinlemece. şu an çöktüm bi köşeye ağlıyorum. artık katlanamıyorum çünkü. keşke bir buzdolabı kutusu olaydı da onun içine girip ağlasaydım. sürekli kapı aralığından devam ediyor lan dizi. ben hayatımda kapı aralığından bir boka kulak misafiri olmadım. ya çevrem adam başı üçer gramdan fazla beyin sahibi, ya da entrika bizim yörelere uğramıyor. çoktan seçmeli.

    -bu arabesk tavırlar hiç yakışmıyordu bu eve mi? e katya rus? ondan mı kalıyor. batılı uşak getirtin. elimde çok grotesk uşaklar var ister misiniz?

    -bülent'te obsesyon olmuş artık onu farkettik bu bölüm, herif piyano başından sıçrıyo araba sesi duyunca. cam güzeli.

    -"nasıldı tekne üşümediniz mi?" cinselliğe yaklaşımın bu işte adnan pıtırcığı. tek derdin üşümeleri he mi? ısıtmışlardır birbirlerini sen nasıl bişi olduğunu unuttun tabi.

    -behlül ve adnan ikilisinin spor salonu diyaloglarını bıraktım dağınık kalsın. izlerken zaten güldüm ben bol bol. üzerine bişi katamam diye düşünüyorum. ama behlül ile ortak noktamız varmış bak. her sene aynı planlarla çıkıyoruz ebeveyn karşısına. lakin biz adnan ziyagil tarafından finanse edilmiyoruz. götümde bile çıban çıktı stresten laaan.

    ...........

    aşk-ı memnu izleyicisi ve yorumlayıcısını küçümseyen burnu büyüklere sinkaflı küfürlerimi, siz canım okuyucularıma da kokulu öpücüklerimi yolluyorum.
  • 60 ve 70'li yıllarda çekilmiş türk filmleri'ni sayısız kez izlemenin sakıncaları, olmadık yerlerde tezahür edebiliyor bazen.. işte bu dizideki şayeste rolünü oynayan fatma karanfil'i her ama her görüşümde, aklıma bundan 42 yıl önce sergilediği dans figürleri geliyor.. bir anda ziyagil yalısı'nın mutfağında benzer hareketler sergileyeceğini düşünüyorum..

    http://www.youtube.com/…rwfv66jt_44&feature=related (2.10'dan sonrası)
  • ah bihter vah bihter. ağzı burnu yamuk bihter. geberiyorsun işte yavaş yavaş. nihal'ime kaldı behlül. şimdi aşk zamanıdır, nihal behlül'ün baharıdır, bırak bihter sarhoş olsunlar içtikleri adnanın şarabıdır.
  • haziran ortası itibariyle bitecektir. bitene kadar elbette ki the firdevs hanım, nihal'i behlül'e yar etmemeye çalışacaktır. kızın 'ölüyorum' diyecek, dayanamazsın, taş kalpli gibi gözüksen bile için yanar.

    ha ben bihter'in yerinde olsam, ednan bey'den boşanır, nafakam ile 'konağın sırları' diye tüm bu olayları afişe eden bir kitap basar, bestseller yapması için tüm medyayı ayağa kaldırır, sonra behlül'den daha yakışıklı, daha eğitimlisini koluma takıp karşılarına geçer gülerim.

    senaristlerin sorunu da bu ya, romanı 21.yy'a uyarlamak sadece marka kıyafetler ile bihteri rol model haline getirerek olmaz, kadınların rolleri değişti artık, bunu kabul edip cesurca yeni açılımlar yapabilmek lazım.
  • uzaktan takip ettiğim dizidir.. hatta yalan olmasın epey uzağım. aylardır arkadaş sohbetlerinde,sağda solda ufak ufak bu diziye gönderme yapanlara, birbirine diziden sahneler anlatan arkadaşlarıma denk geldim. sonradan akşamları yemek yerken falan bir yandan da tv.de zap yaparken denk geldiğinde daha da dikkatimi çekmeye başlamıştı.diziyi şöyle göz ucuyla izlerken fark ettim ki bildiğin arkası yarın yapmışlar diziyi. günlük hayatın vazgeçilmez mottolarından da yararlanmışlar bravo doğrusu. biri birini tokmaklıyor,birisi dediğim de yengesi tabi; sonra başka hatun bizim tokmakçı yeğeni kıskanıyor..sonra yeğen dayanamayıp onu da tokmaklıyor.. amcanın bu yenilen boklardan haberi yok tabi,gelinin anası ayrı bi karakter, kendisi ve kaşları ayrı bir karakter. odadan odaya geçmeler,saklanmalar,tehditkar bakışlar,göz ucuyla süzmeler,laf sokmalar,yalanlar dolanlar. göt kadar konakta bin bir türlü alicengiz oyunu..

    peşin edit: ne kadar öküzüm di mi sevişiyorlar demiyorum da tokmaklıyor diyorum bakın.. halbu ki adam tozunu alıyor di mi hatunların.. ama kütür kütür toz alıyor. uzun süreli ilişkinin sırrı bu olabilir belki.

    hakiki edit: kütür kütür izleyin zamanın ötesine gönderin böyle. belki behlül bir gün tozunuzu alır..
  • eğer gerçek anlamda bu kadar kısa sürerse, kitabın asıl senaryosu alabildiğine cıvıtılmazsa çok net söylüyorum;

    efsane olur!
  • bu dizi gelmiş geçmiş en iyi türk dizisi olarak tarihe geçmeye az kalmıştır, tabi sona doğru saçmalamazlarsa ama bu zaman kadar gerçekten çok güzel geldi ve güzel şekilde biteceğine inanıyorum. bu dizinin en önemli başarısı olarak iki kadın senaristin heyecanı dizide hiç düşürmemesidir, bunun yanında başrol oyuncuların mükemmel oyunculuk sergilemesi diğer etkendir.

    beren saat tam bir oyuncudur o bakışlar, o gülüşler, o laf sokmalar, ağlamayı bile çok güzel yapıyor, çok mu güzel bence kesinlikle hayır, evet saf bir güzelliği vardır ama insanları etkileyen onun bakışları büyük cesareti değil midir? kıvanç tatlıtuğ ise belki de bugüne kadar oynadığı dizilere inat çok daha iyi oynuyor ve o role yakışıyor. kıvanç tatlıtuğ evet cidden aşırı şekilde yakışıklıdır ve yaşı geçtikçe daha da yakışıklı oluyor ama onunda oyunculuğunu da bir numara kimse beğenmiyorum diyemez.

    bugüne kadar izlediğim bölümler içinde en son bölümdeki sahne beni bitiren sahne olmuştur. bihterin bölümün sonunda annesine yalvarması ve ağlaması beni bitirmiştir, o ağladı, gözlerim doldu boğazıma bir düğüm atıldı sanki. burada yasak bir aşkı savunmak istemiyorum ama bihter aşk acısı çekiyor hem de hiç bir suçu yokken. evet yasak olan şeyleri yapmak, yaşamak bize heyecan verir, hangimiz okul köşelerinde sevgilimizi öpmedik hocalarımıza yakalanma uğruna, hangimiz ailemize yalan söyleyerek dershaneye gidiyoruz diyerek, sevgilimizle birlikte olmadık, hangimiz(ben hariç) yasak sevişmeler yaşamadık, evet heyecan bu değil miydi? biz bu diziyi zaten bu yüzden çok benimsemedik mi? dizide bu yasak ilişki devam etmeli ve sonunda büyük aşkın bedelini öyle bir ödemeliler ki, dizi yıllarca unutulmasın. bence final şu şekilde olmalı bu iş yasak kalsın ve böyle devam etsin bizde bundan heyecanlanalım, sonunda herkes her şeyi öğrensin ve son kez fütursuzca sevişsinler ama öyle sevişsinler ki ağzımız açık kalsın sonra ikisi birden intihar etsinler reyting rekorları kırsın ve bitsin.
  • aşk-ı memnu canımmsss, bir süredir ben mi okul bitiriyorum yoksa okul mu beni bitiriyor, ben aslında yaşıyor muyum pek bilemediğim için sen, bihter, peyker, behlül, nihal` :mümkünse bununla apayrı kalalım zaten`, pek sevgili deniz hanım, sonracığıma hilmi ve katya bebişlerimle ayrı kalmanın üzüntüsünü duyuyorum. seni izlemediğim, sadece çizer ve çizerken dinlediğim ve sana radyo tiyatrosu muamelesi yaptığım nice boşa gitmiş kıyafetli, uzun bakışmalı, gölgesinden korkup elini böğrüne götürmeli, birine yazılmış notlar bulmalı ziyan olmuş bölümlerin ardından ilk kez geçen hafta yayıla yayıla ve adeta mesih olmanın 7 sırrı filan gibi birşeyi izliyormuşçasına huşu içinde izlediğim son bölümünden sonra seni çok özlediğimi anladım ve sana laflar hazırladım.

    bihter şekerim,

    öncelikle en sonda söyleyeceğimi pattadanak şimdi söylüciim, dünyanın en manasız 2. yaşam formu olan behlül için intihar edersen sana ağzımla gülmem, çok kızarım ve arkandan çok ağlarım. tamam mı. oldu mu.
    canım bitterim biliyosun ki en başından beri, hayat felsefesi "bak şimdi. eha eha" olan baban yaşındaki bir adamla ama huzur buluyorumm, ama taç nevresimlerin boncukları uyurken orama burama batmasın diye kendini siper ediyor, ama anneme kapak oldu bahanelerine sığınıp evlenmiş olmanı hiç ama hiç tasvip etmedim. açık konuşacağım huzur huzur nereye kadar? çok huzur arıyosan gidip pörsümüş bi adam yerine mevlevi dergahına sığınsaydın?! ama bu fazla huzur yüzünden östrojen salgılarım birikti acilen tüketmezsem zehirleneceğim diyerek o eblek, o vasıfsız, o bir dönem çok kilo alıp "aşığınım yanında olamasam da" diye şarkı söyleyecekmiş gibi bir tipe bürünen hint tavuğu behlül'e kendini bu kadar kaptırmanı gerektirmiyordu. bunu sen zaten biliyorsun. ama bunu bile bile düştüğün şu durum beni ziyadesiyle geriyor artık.
    dudaklarımı büzüp gözlerimi belerterek söylüyorum, sen bihter donudantelligil'sin. ve artık memelerin de var. iki dakika analitik düşün, behlül katamaranı seni bırakıp sırıtışıyla gönüllerimizi tırpanlayan azgın ergen nihal'le evlense ne olucak? bir de ayrı eve çıkacaklarmış. görüyorsun ki bu kız onca hizmetçi, dekorasyoncu, laz balıkçı, gelen giden içinde bile tahammül edilebilecek bir şey değil, behlül bununla evlenip bir de ayrı eve çıkarsa 1 yıla kalmaz olacakları ben sana söylüyorum:

    - eski günlerimiz ne güzeldi değil mi bihter, seralarda, kafelerde, rivalarda, mahzenlerde, eski dostlaarr esk.. neyse bihter seni aşığım, sana ölüyorum, seni, zeka ve beyin sahibi olmanı, saçını başını, giyim tarzını ve zevkini, her bi tarafını çok özlüyorum. ühü ühü. nihal beni evin içinde kovalıyor :((

    + sana, senin aile geleneği olarak salak amcan ve sülalesine mi kaldım ben? beni bir daha rahatsız edersen seni bihtertirim! hah.. eteklerimin hışırtısına kurban ol sen.

    bu herif için mi intihar ediceksin bitter, hala "evet onun için ölüyore" diyorsan annenin odasına girip çantalarına geceliklerine bi yüz sür bence. 21. yüzyılın istese behlülüş'ü topuğuna sakız diye yapıştırabilecek bihterinin intihar etmesine hiç gerek yok kocakafalı bihter.

    nihal,

    insan değil kamu hizmeti cezası mübarek. ben çok salaklar gördüm, çok koca delileri, çok telli baba fans gördüm de senin gibisini hiç görmedim. sen öyle "ehahahğğehaehahahaehağğğ" diye güldükçe dizi sadece tüm gün katya'yı göstermekten oluşsun istiyorum ona bile razıyım. çok ciddi soruyorum senin bir işin gücün yok mu? tüm günlerini bir milisaniye ziyan etmeden, saçımı kestirdim behlül beğenir mi, adım attım behlül beğenir mi, acaba behlül tuvalette oturma süremi beğeniyor mu diye düşünerek geçiriyorsun lan resmen. kolun kırılmış, acıdan gebermen lazım ama sen "behlüüeğğll nolur beni terk etme, isterse tüm kemiklerim kırılsın hayatıma dart vader kostümü içinde devam ederim ama kıçından ayrılmam canım nişanlım" diye höykürerek o vıcık vıcık var oluşuna yeni bir boyut kazandırdığından beri nişanlılıktan da kocadan da soğudum. seviştiğimi cümle aleme nasıl duyurabilirim diye bir tarafını öyle bir yırttın ki, suratının resmini nasılsa çok zengin benim babamm diye hürriyet'e tam sayfa ilan verdirip altına da hala o çok sevdiğin masum ve tatlılıktan ölen opak çoraplı kız diliyle "yüzümden belli oluyor muğğ :/:/ (utandım)" yazdırmadığına bin kez şükrederek sana bir giyim tüyosu veriyorum ve seni terk ediyorum: allaşkına şöyle mini düz elbiseler giyme, biliyorum ki üvey annene her anlamda çok özeniyorsun fekat o elbiseler sen giyince revü kızı kostümü gibi duruyor, her an voulez vous coucher avec moi ce soir diyecekmiş gibi oluyorsun, insan babasının yanında giymeye utanır aaa, üstüme iyilik sağlık. kıyafetlerin de, sen de, son anda çükünden yakalayacağın nişanlın da, bok gibi dizayn edilmiş odan da yok olunuz lütfen (bkz: marilyn monroe'nun folloş edilmesi)

    adnan,

    yaşına hürmeten bunu demedim uzun bi zaman, ama tambimalsın işte hey adamım. kızın yaşındaki karın gotik kliplerdeki gibi ayna filan parçalamış, yere oturmuş depresif bir aczmendi gibi iki yana sallanıyor ve senin o hımbıl beyninin üretebildiği tek soru cümlesi: "neyin var bihter?"
    kızın mahzen fantezisi yapmaya iner aynı sırıtış,
    karın keçileri kaçırmış, vücudundaki tüm kan çekilmiş, aynı anlayışlı sandığın sırıtış,
    19 yaşındaki güya lise 2.si ` :asdfghjklşdfgh pabucumunn` vasıfsız kızını yine en az onun kadar vasıfsız yeğeninle evlendiriyorsun, allahım yine aynı sırıtış!
    zaten ki sen en başından beri böyleydin, aklı havada 25lik bi çıtır "al beni ednan, sende huzur buldum (rahmetli dedemi andırıyosun)" diyesiye "bende huzur buluyormuş, şefkatliymişim, ihihih ne tatlı adamım" diyerek sorgusuz sualsiz aldın. bazı bazı senin bir şizofren olduğunu ve gidip, öpüşen firdevs görünce şoka giren uhrevi ablanla dedikodu yapmaktan başka bir iş yapmadığın tüm o holding düzeneğinin seni oyalamak için kurulmuş olduğunu boşuna düşünmüyorum, insan bir kendini sorgular benim huzurum ve tatlı mı tatlı sarkık yanaklarım 25 yaşında bir gacının neyini ne kadar tatmin eder, bu bayan 1 yıla kalmaz bana benim sponsorluğumda boynuzlar kazandırmaz mı? bir tek hilmi var seni düşünen o olmasaydı hala bihter ve behlül gözünün önünde şeyetse "yok canım yanlış görüyorum yakın gözlüğümü getirin" diyecek durumdaydın, ve kanımca bu dizinin son sahnesi de senin 2 metre x 2 metre bir tahtaya oyduğun hilmi portresini salonun baş köşesine asmanla bitmeli..

    behlül,

    bence harika bir seçim yaptın! iyi ki bihter'i terk ettin ve artık milli kelebeğimiz nihal'i seviyorsun. bence düğünü bile beklemeden nihal'i de alıp kaçmalısın, kimsenin olmadığı bir ıssız adada bir ev tutmalısınız, tüm gün onunla başbaşa kalmalısın ve o seni çok sevmeli, sen kendini prenses ve peri sanmalısın. lütfen bu dediklerimi hemen yap behlül, bir an önce nihal'le evlenip başbaşa kal, bunun için daha fazla bekleme.. bence şu ayırttığınız mekanların hepsinde düğün yapın kaparolarınız da yanması. lütfen kavuşsun bu tatlı aşıklar hemen... (nihahahahahahahaha-el ovuşturma hareketi)

    matmazel,

    siz çok emek verdiniz ama olmayınca olmuyor. neyse ki uzun ve zorlu bu eğitim sürecinden kazandıklarınızla kendinize hiper bir daire aldınız, ki bence kurtların kemirdiği ziyagil höyüğüne tur bindirir. eğitim süreci başarıya ulaşamadı ve fransızcasını sadece siz ona "hadi nihal geç oldu yat" dediğinizde "durun matmazel behlül'e yamanmaya çalışıyorum birazdan çişimi yapıp yatacağım:(" demekten başka bir şey için kullanamayan nihal yakında evleneceğini sanıyor, tavsiyem o evlenemese bile sizin buradan topuklayarak kaçmanız. nişanlısı gidince bu iyice çekilmez olur, çoban olsa güdemez ıyyy...

    firdevs the great,

    bana bak kadın, şu kızına söyle behlül için intihar filan etmesin senin gibi 10 tanesini eskitsin. bir de şu merlin'deki arthur'a aşığım, bana da bir el at, başarabileceğini biliyorum kib.

    çetin özder,

    ev değil adams malikanesinde mi yaşıyorsunuz sayın çetin özder, yüzünüz haribo ayıcığını andırsa da firdevs'le ikiniz bir tristan-isolde, sülayman-şayeste, lady gaga-beyonce kadar tencere kapak durumundasınız. bihter intihar etmeyip size taşınabilir mi ve gotikli konak adlı bir spin off'unuz olabilir mi, lütfen lütfen.

    peyker,

    sana yazacak pek bir şey bulamadım bari hatrını soruyum, naber? ara sıra bihter'le kahve içiyorsun, bazen doğuruyorsun, ne yazsam aynı peykersin. yalnız şu günlerde eşin nihat'a dikkat et, her zamankinden daha prostat prostat bakmasının bir sebebi var. iz üstünde ol peyker.. ve kaynanası.

    duydum ki 8 bölümün kalmış, şimdi oeehh bitsin artık desem de biliyorum ki seneye bir seni bir de atolyelerin toz, aydınger, marker, laptop karışımı kokusunu çok ama çok özleyeceğim. şu son kalan bölümlerinde entrikalarını, dolaplarını, kıyafetlerini, manzaralarını ve rengarenkliğini doruğa çıkar ve afallat beni aşk-ı memnu, nihal ve cemile hariç hepinizi gözlerinizden öperim.
hesabın var mı? giriş yap