• sonsuza kadar suren a$klar, durust insanlar, kotu ama tutkulu ve zeki adamlar, kotu ama ne istedigini bilen guclu kadinlar, zavalli ama babacan aileler.. bunlarla buyumus bir neslin ilgiyle takip ettigi film kusaklaridir. televizyonda, bayanlara hitap eden, yemegimi ocaga koydum, pembe dizi iki saat sonra baslayacak saatlerinde, veya milli mac var ama elimizde kemal sunal filmi kalmadi saatlerinde yayinlanirlar. bazen de sabaha karsi, yirmidort saat aciklik politikasina katkida bulunurlar.
    hakettikleri degeri gorurler yine de. turk milleti ilgiyle ve sevgiyle takip eder onlari, unutamaz. yalniz kendi celiskileri de susler davranislarini: bayan aktrisin her zaman evlenmeden hamile kali$ina uzulur aglar da minik etek giyen birine hakaret edebilir.. filmler belki de bu anlayisi degistirmek icin yapilagelmistir.
  • orospu olan kadınlar filmin bir yerlerinde dine imana gelip bomboş bir caminin ortasında dua ederken görülürlerdi.
  • kadrosunda illa ki babacan, bıyıklı, heybetli bir adam, tıfıl ama gururlu genç erkek ve yer yer fakir, gerektiğinde zengin, güzelliği ön planda olan bir adet genç kız bulundururlar. senaryonun gidişatı ve yönetmenin kafasının güzelliğine göre araya uşak, hizmetçi, şoför, kabzımal, levazımatçı vb. meslek gruplarından insanlar serpiştirilir ve filmden filme kendi aralarında yer değiştirirler. bu tür filmlere bir adet kötü adam genellikle yeter de artar bile ama yönetmen o gün sağından kalkmamışsa ve filmin orta yerine biraz aksiyon katma niyetindeyse filme, dar pantolonlu ve dar gömlekli birkaç kötü gülüşlü ve pis bakışlı adam sokulabilir. zamanın getirdiği genellemelere göre arap bacı, haminne ve hatta kundaktaki bebekten bile yararlanılabilir. öngörülen kurallar sınırında aşk, kaydırılarak ekrandan uzaklaşırken, aynı zamanda görüntüyü bulanıklaştıran son teknoloji ürünü kameralar sayesinde seyirciye en kötü şekilde aksettirilir.
  • "hani ulan çocukken reçelli ekmek yerken gündüz kuşaklarında izlediğimiz bu filmlerde bize empoze edilenler? hani o günlerdeki arkadaşlıklar, delicesine aşklar? ne oldu otuz - kırk yılda ne değişti de bu hale geldik" diye sordurtan filmlerdir.

    insanların tüm zaafları ile oldukları gibi sevildiği, manavların şen, erkeklerin bıyıklı olduğu günlerin üstünden ne geçti ne değişti hissiyat bazında? türkan şoray ve ediz hun'un birbirlerini çile adlı filmde sevdikleri gibi sadri alışık'ın esen püsküllü'yü ah müjgan ah filminde sevdiği gibi bir sevginin gerçek olması için kıyametin kopmasını ve aradan 1960 yıl geçmesi mi gerekir? kadınların eşlerini selvi boylum al yazmalım'daki gibi sevmeleri için cahit berkay'ın öylesi besteler yapması mı gerekiyor... şimdi her şey küçük sırlar, küçük kadınlar gibi hıyar dizilerdeki gibi.statü, güzellik bazlı geçici hevesler. o zamanlardan bir şarkı linki;

    http://fizy.com/#s/1md13k
  • hala daha aramakta olduğum filmlerdir. çünkü duyduğuma göre biz bu yıllarda örümcek adam, superman, batman tarzı filmler çekmişiz.

    (bkz: düşünsene lan)
hesabın var mı? giriş yap