• ekşi sözlük seeding çalıştayını da devreye sokarak viral olarak yayılmaya devam eden sürprizdir. "tüylerim diken diken oldu", "oha, inanığaalmmmaazz" replikleri ile ortamlarda at koşturmaktalar an itibariyle.
  • fikrin çalıntı olması bir yana, klasik müziğin sıkıcı olmasından yola çıkmış olan hiçbir fikir bence "harika" değil.

    adamlar basketçi beyler, kazma değil..
    (ya da ben öyle sanıyorum)
  • reklamcı gözüyle;

    artıları:
    - ses getirdi mi? getirdi
    - beğenildi mi? çakma diyenlerin bile çoğu beğendi.

    eksileri:
    - türkiye pazarında payını artırmaya çalışan heineken en az efes kadar konuşuldu mu? konuşuldu.
    - heineken'in reklamını izlemeyen kaldıysa bu sayede izlettirildi mi? izlettirildi.
    - herhangibir reklamın çakması/kopyası/esinlenmesi yapılabilecekken, en tehlikeli rakiplerden birinin reklamı seyircinin kafasına kazındı mı? kazındı.

    edit: heineken'i efes getiriyormuş. sıkıntı yok o zaman. bir taşla iki kuş hatta.
    editiki: heineken'i kimin getirdiğini bilmeyen reklamcı gözümü de zikim afedersin.
    editüç: ula efes getirmiyomuş ki! bütün dediklerim geçerlidir. beni yanıltan dhögü zikim afedersin.
  • reklamcı gözüyle;

    artıları:
    - çok konuşuldu.

    eksileri:
    - ayıp denen bir şey var!
  • orjinalinde (heineken) hiç kimse, hiç bir meslek grubu rencide edilmezken, söz konusu çakmasında klasik müzik camiasını gayet güzel yerler altına alan reklamdır en çakmasından...

    dikkatli irdelendiğinde orjinalindeki ince düşünce, söz konusu fake eventin, "maç günü" yapılması ve oyuncuların kız arkadaşlarının zoruyla konsere getirtilmesidir. oyuncular, kız arkadaşları ile birlikte gayet şık giyinmiş, ortamın, olayın adabına göre, huşu içerisinde sanki yıllardır hiç bir klasik müzik etkinliğini kaçırmıyormuşcasına gelmişler. sıkılsalar, akılları maçta kalsa dahi, profesyonel biçimde belli etmemeye çalışmışlar. ayrıca kız arkadaşlarını kırmayıp maçı ekiyor olmaları, centilmenliklerinin de göstergesidir. iyi sporcu, önce kendi hanesinde centilmen olmalıdır.

    bizim ileri zekalı abilerimiz de sağolsunlar sonrasında çekilen ropörtajlarda "klasik müzik konserine getirildik, çok sıkılacağımızı, işkence olacağını sanıyorduk" türevi demeçler versinler, sen de kurgula ve yayınla !.

    ayrıca kendi oyuncuları için kültürsüz, hiç bir şeyden anlamayan, odun yerine koyan bir firma ben görmedim daha önce...

    hem gel, en yakın yabancı rakibini böyle bir reklamı ilk düşünüp çektiği ve gayet zekasıyla, incelikleriyle başarılı olduğu için kendi müşterilerine takdir ettir, hem kendi oyuncuna salak de, hem de o kadar para harca, günlerce haftalarca orkestranın bulunması, mekan kiralanması, jenerik şarkının aranje edilmesi, orkestra ile prova edilmesi için uğraş, didin dur.

    olmadı efes... bundan sonra bir "klasik müzikçi" olarak bilerek ve isteyerek heineken içeceğim. artık bu göbeğin altında o bira yok hacım !..
  • her yerde paylaşılmasına taş atanları anlayamadığım sürpriz.

    size göre sıradan bir reklam falan olsa gerek. akbank reklamlarını izlemenizi tavsiye ederim.

    eveett şimdi anadolu gurubuna olan santral tepkisini de düşünmek gereklidir.kim haklıdır kim haksızdır?
  • reklamı boşver de mekanı iyi seçmişler, zira sgm hakikaten gizli kamera sürprizleriyle dolu bir yer. sene 2005, sgm'de şimdi hatırlayamadığım bir organizasyon var, dans mı folklör mü striptiz mi (öyleydi sabancı, hey gidi, bizim zamanımızda striptiz direklerinden geçilmezdi) artık neyse; ardından da efsane olacak liverpool milan maçının büyük ekranda yayınlanacağı söyleniyor. organizasyon ikramı beleş içki olur mu diye maçın başlamasından bir müddet önce mekanda konuşlanmışız. hakikaten de var, birasından şarabına rakısından kuruyemişine, yok böyle hizmet. insanı "kardeş al sen içkini yemişini, gir salona, ohh dev ekranda sür keyfini maçın" diye davet ediyor, ki karşılıksız bırakmıyoruz. çaktırmadan elde içkiler ve yedekleri, koltuklara kuruluyoruz. öyle şişede bira kolaycılığına, karton bardakta şarap kamuflajına kaçan da yok anasını satayım, elde rakı bardakları (suyu da eksik değil, keyfe kest!) koltuk aralarını çilingir sofrasına çevirmişiz. maç başlıyor, derken hızlı da başlıyor, rakılardan yudumlar alınıyor, yok böyle bir keyif. lakin maçın sesi kesiliyor bir anda, mekan sahibinin sesi, "salonda içki içilmemesini" salık veriyor. ciddiye almıyoruz, lalettayin bir uyarıdır deyip geçiyoryuz, salonun muhtelif yerlerinde üçerli dörderi gruplar halinde toplanıp bir yandan içip bir yandan maç izleyen diğerleri gibi. meğer anons fragmanmış sadece. iki dakika geçmiyor, maçın sesi yine kesiliyor, ama bu kez ekrandaki görüntüde de bir tuhaflık var. tanıdık bir mekan görür gibiyim. ayaklar ve aralarında saklanmış bira şişeleri. aaa bu, burası lan! üç sıra önde sağ çaprazda oturan gençler değil mi onlar? kalabalık olsak bir efes bir heineken coşkusu yaşayacağız, sürprizin böylesi, ekrandasınız, ünlü olmuşunuz a dostlar. ama coşkudansa bir utanma var öndekilerde. ekrana yansımayan diğerleri ve bizlerinse cam şıngırtılarıyla beraber dışarı topuklama sesleri.
  • buna baştan sona çalıntı diyen arkadaşın ben vicdanına sıçayım. buna esinlenme derler. kamera şakalarında temel mantık aynı. o zaman bütün kamera şakaları çalıntı mı oluyor? ulan bu memleketi beğenmeye niyetiniz yok anladık da, sizi beğenen mi var acitler.
  • mark zuckerberg'den her an açıklama getirecek video.

    - anadolu efes de bir yere kadar bunun gigabytena para veriyoruz !
hesabın var mı? giriş yap