• das land der dichter und denker (şairlerin ve düşünürlerin ülkesi) der övünürler kendileriyle. almanlar tasarruflu, çalışkan, disiplinli, kuralcı, düzenli, (düzenle ilgili başka sıfat kaldı mı türkçede? kaldıysa ondan) bir millettir ve bu özellikleriyle, nazi almanyasında işledikleri büyük suçu telafi etmek için de önemli çabaları olmuştur son 60 yılda. sosyal piyasa ekonomisini geliştirmiş, avrupa'da kapitalizmin yıkıcı etkilerini güçlü bir devletle belki de bir ölçüde gidermenin mümkün olabileceğini göstermişlerdir. insan eliyle barış, demokrasi, adalet gibi temel ilkelerin işlediği, insanların temel hak ve özgürlüklerinin kuvvetli yasalarla güvence altına alındığı bir sistem yaratmanın mümkün olabileceğini de göstermiştir almanlar. sonra istendiği takdirde sokakların temiz kalabileceğini, çöplerin ayrıştırılabileceğini, çocukların saat 8'de yatabileceğini, akşamları sıcak yemek yemenin bir zorunluluk olmadığını ve 'insanın kendisine iyi bakması halinde' 100 yaşını pekala devirebileceğini de göstermişlerdir/göstermektedirler. bunlar neticede medeniyete önemli katkılardır. brahms, bach, beethoven vardır, schiller, brecht, goethe, freud, marx, hesse, arendt vardır... ard, wdr, taz, süddeutsche zeitung, faz vardır. müzeler, koruma altındaki şatolar, koruma altındaki ağaçlari koruma altındaki ormanlar, koruma altındaki yollar, koruma altındaki binalar ve koruma altındaki insanlar vardır... evet, bu cümleyi yazarken benim de nefesim tükendi. korunması gereken ne varsa korunur, bergama müzesi'nde koca zeus sunağı korunur mesela.

    katkı çoktur da, ruh yoktur almanya'da. o yüzden katkıları da kendileri gibi sönük ve eigenartig(tuhaf) kalır. ispanyolların sanatı, ingilizlerin asaleti, italyanların mutfağı, fransızların özgürlüğü vardır, ama alman deyince saat 7 de yatan filinta bir sarışından başka bir şey gelmez aklınıza. almanya, kendisine özgü özellikleri ile avrupa kıtasına ruh katan bu ülkelerin arasına sıkışmış patatestir. komplekslidir de bu yüzden, bkz: merkel. yani, ruh parayla alınan bir şey değil bebeğim, o ya vardır, ya da yoktur.

    edit: otomobil bir de bak, nasıl da unuttum. alakam olmadığından olsa gerek.
  • şu devirde hala slip mayo giyerek bir düşünceyi ayakta tutma çabaları.
  • almanya dünyaya katınca bizim de katmış sayıldığımız katıkılar bütünüdür.
  • (bkz: blitzkrieg)
  • 1415 yılından beri ilk kez emekli olan, 1294 yılından beri de bunu kendi isteğiyle yapan bir papa...
    (bkz: joseph aloisius ratzinger) nam-ı diğer (bkz: benedict xvı). adamlar görev bilincinin ötesinde ne zaman vazgeçeceklerini de bilebiliyorlar. (bkz: bilebilmek)
  • (bkz: yılmaz vural)* *
  • aya gitmek için gerekli teknolojiyi amerikalılardan ve ruslardan 20 yıl önce geliştirmek. (20 yıl sonra birileri daha iyisini geliştirdi sanılmasın. aynı teknoloji değiştirilmeden aynen alınarak kullanıldı.)
    (bkz: v2)
hesabın var mı? giriş yap