• bu vizeyi alamazsanız alamazsınız olur biter. asıl mesele türkiye vizesi almak; mesela yakın zamana dek etnik olarak türk oğlu türk olan başka ülke vatandaşlarına vize verilmiyordu, verilse bile türkiyeye göç etme ihtimaliniz yüzünden ailecek türkiyeye gelmeniz mümkün değildi. amerikalılar ise konsoluslukta sizi adam yerine koyuyor. randevu alıyorsunuz, gidiyorsunuz form doldurup kısa bir görüşme yapıyorsunuz, adınız usame bin ladin değilse ve bir ev ve arabanız varsa vizeyi alıyorsunuz, sonra pasaportunuz kargo ile evinize geliyor. siz bir de türkiye vizesi alıp öyle şikayet edin.
  • j1 olanını 1 dk görüşme ile alabildiğim vizedir. alacak arkadaşlara şimdiden başarılar. konsoloslukta çekilmiş gizli kamera görüntüleri için bana başvurabilirsiniz*
  • turistik vize için konuşacak olursak başvurunuzu online olarak yaptığınızda sonuçlanıp sonuçlanmayacağı belli olduğunu düşündüğüm vize. zira konsolosluğa gidip tomar tomar evraklarınızı vermek istediğinizde size usulden iki soru sorup sadece başvuru formu ve pasaportunuzu alıp gerisini bakmadan elinize tutuşturuyorlar. bir de benim gibi vize işlemlerini kimseye müdana etmeden halletmeyi seven biri olarak online başvurumun çıktısını aldığımda son sayfadaki barkodun hatalı olduğunu farketmeyişim neticesinde kapıdan dönüp karşıdaki muamelecilere mahkum olmak canımı sıkmıştı. tabi asıl can sıkıcı olan vize denen illetle uğraşmak zorunda kalmak.
  • bu sabah, yaklasık 25 saniyede alarak, guiness rekorlar kitabına başvuru yapmayı düşündürten vizedir.

    ben - merhaba
    görevli - merhaba, nasılsınız
    b-iyiyim, siz?
    g- eh işte, ugrasıyoruz.
    g- halihazırda, x üniversitesi'nde ögrencisiniz, dogru mu?
    b- evet, x bölümünde 3. sınıfım.
    g- yani önümüzdeki sene mezun oluyorsunuz
    b- evet. zaten amerika'ya gitme amacım da o. ortalamam hebele oldugu icin, hocalarım master için amerika'yı tavsiye ediyorlar. bu yaz gidip bir üniversiteleri gezmek istiyorum. buyrun, bu da transkriptim.
    g- gerek yok. hangi üniversitelere gideceksiniz?
    b- mit, harvard, new york üniversitesi. (halbuki yalan. çok daha dandik üni'lere bakıncam genellikle)
    g- ne kadar kalmayı düşünüyosunuz.
    b- bir ay. buyrun bu gidiş dönüş uçak biletim
    g- gerek yok. vizeniz onaylanmıstır. ups bla bla bal.
    b- (abd vizesi hakkındaki efsanelere dayanarak, bu kadar kolay olmaması gerektigini düşünüyordum). şey bi de lowell'a gitcem. orda da bi üni var.
    g- ok. vizeniz onaylandı.

    yani tam olarak 25 saniye olmasa da gayet rahat olmustur.

    giderken yanımda götürdügüm; gidiş dönüş satın alınmış uçak bileti, okuldan kapalı zarfta alınan ögrenci belgesi ve transk., bankaya yatırdıgım paranın varlıgını bildiren, banka şube müdüründen alınmış yazı, banka hesap cüzdanları, peder'e ait tapular, işyeri vergi levhaları, ıvır zıvır vs. ulan ayıp olmasın diye yalandan bakar insan. onları çiçek besler gibi şefkatle yerleştirdim şeffaf dosyalara. başına bir iş gelmesin diye, vize sabahına kadar dolabımdan çıkarmadım. banka müdürüyle kavga ettim. insan bi sorar; nerede kalacaksın, ne zaman gitcen, nasıl gitcen, ne zaman döncen, ne ile geçinceksin, paran var mı yok mu.

    basvuranlar için öneri;
    mümkünse ingilizce görüsmeyi tercih edin. görevliye pek konusma fırsatı vermeden, kendinize güvenle, güleryüzle ama sırıtmadan, akıcı bir şekilde soruları cevaplayınız. rahat olun.

    okuldan aldıgım kapalı zarftaki transkript'in zarfının kenarı az kaydı diye vizemin kabul olmayacagını düşünerek tüm gece uyuyamayan ben bile gayet rahat bir şekilde tamamlayabildim. siz de yapabilirsiniz. haydi göreyim bakiim. aslansın kaplansın.
  • evrakla ilgisi yoktur. zilyon tane de evrak hazirlasaniz buyuk ihtimalle bakilmayacaktir.
    butun giz: goz temasi ve o bir iki dakikalik konu$ma ve muhatabinizin halet-i ruhiyesidir.
    bir nevi poker..
  • ben ulkemden memnun degilim, siteler yasaklaniyor, oyle oluyor boyle oluyor diye ba$vurursaniz saniyesinde red yersiniz. bilakis, ulkemi cok seviyorum, i$te bunlar $unlar da ulkemle olan baglarim, abd'de i$imi halledip hemen guzel memleketime geri donecegim demek lazim. direkt boyle denmese bile bu $ekilde imalarda bulunmali..
  • kesinlikle tipe bakılarak verilen bir vizedir.
    kendisi ingilizce öğretmenliği 3. sınıf okuyan, oldukça esmer bir arkadaşıma gün içerisinde "10 dakika sonra tekrar görüşeceğim seninle. bekle!" deyip 3 sefer çağırdıktan sonra oldukça iyi ingilizcesine rağmen vizesini onaylamamışlardır. ben ise sadece 2 soruya cevap vererek vizeyi almışımdır. esmer olmak teröre daha yakın olmak anlamına geliyor onlar için. sana el kaide'li gözüyle bakıyorlar.

    hele ankara'daki konsoloslukta bir asyalı vardı ki, orada bulunduğum iki buçuk saat boyunca sadece 1 kişinin vizesini onayladı.
  • şahsım ve eşim tarafından 1 dakikada alınmıştır.

    edit: tekrardan bi hey maşallah diyorum (:
  • ben istemediğim halde ısrarla evime gönderiyorlar bundan, nasıl yalvar yakar görmeniz lazım.
hesabın var mı? giriş yap