• ve perde indi seklinde turkce cevirisi bulunan eser. oyle sadece perde yazarsak turk okuyucusu almaz sanilmis herhal.
  • (bkz: iron curtain)
  • (bkz: curtain)
  • sözlükte bugüne dek nasıl olup da bahsinin geçmediğini anlayamadığım muhteşem snarky puppy - metropole orkest işbirliği.

    https://www.youtube.com/watch?v=jlrw-ahq22k

    çok eğlenceli bir bas solo*, muazzam bir trompet solo*, ondan hiç aşağı kalır yanı olmayan moog solo* ve duyduğunuzda tüylerinizi diken diken etmekle kalmayıp, mod ve ortamınıza göre ağlatabilecek bi piyano solo* içermekte. metropole orkest'in katkılarıyla klasik müzik ruhu da ihtiva eden bu eserle, shofukan ve lingus gibi harika çalışmaların da ötesinde bir iş ortaya çıkarmışlar.

    böylesine epik eserleri övmekte pek başarılı olmadığımdan, sözü youtube yorumlarından birine devrediyorum:

    "i think there's something just ultimately freeing and satisfying about looking around a room of other musicians and being able to say to yourself, "these people get it. we're all speaking the same language right now."
    this entire tune is just 30+ musicians all speaking the exact same language, expressing their own internal dialogue, and adding to the voice of the piece to make it that much deeper.
    and then bill just sobbing through the piano for 5 minutes...
    this isn't music.
    it's a bunch of people's souls all lining up and talking to each other and we get to hear and see it."

    tercümesi: bence bir oda dolusu müzisyene bakarak, kendine "bu insanlar bunu anlıyor, şu anda hepimiz aynı dili konuşuyoruz." diyebilmenin sonuna kadar özgürleştirici ve tatminkar bir yanı var. tüm bu eser 30'dan fazla müzisyenin aynı dili konuşuyor olması, kendi iç diyaloglarını ifade etmesi ve derinlik katmak için esere dahil etmesinden ibaret. ve sonrasında bill'in 5 dakika boyunca piyano vasıtasıyla hıçkırarak ağlaması... bu müzik değil; bu bir grup insanın ruhlarının sıraya girip birbiriyle konuşması ve bizim bunu işitip görebilmemiz.
hesabın var mı? giriş yap