• tanrısı olmayan, tanrı tanımayan.
  • onuncu nesil çaylak.
    (bkz: allahsız)
  • ateist / ate sözcüğü için ille de bir karşılık bulunacaksa, tanrıtanımaz sözcüğünden çok daha uygun bir çeviri.
    (bkz: tanrıtanımazlık/#108730540)
  • insanları hemen herkesi kapsamak üzere dört kategoriye yerleştirebiliriz: dindar veya tanrılı inançlılar, dindar/tanrılı inançsızlar, tanrısız/dinsiz inançlılar, tanrısız/dinsiz inançsızlar.

    bunlardan tanrılı inançsızlar çelişkilerini, kötülüklerini gördüğümüz, sezdiğimiz dindarlar olup dinle ve dindarlıkla ilgili eleştirilerin çoğu aslında bu kategori insanlarla mücadele sayılır. tanrısız inançlılar ise söylemleri dinsiz/tanrısız olduğu halde ahlaktan, iyilikten yana açık vermeyen, dahası insanın çekimine kapılıp, onaylayası geldiği tipler. dışında kalan iki kategori, içi dışı bir, tutarlı, adeta karikatür ve uç sınıflar.

    kurtuluş/huzur/bilgi için tanrılı inançsızlık yeterli mi, makbul mü bilmiyorum. (çekince, itiraz ve karşı savlarım var.) tanrısız inançlılık sahibinin kurtuluşunu dışlama, reddediş için yeterli bahane mi? değil gibi. tanrısız inançsızları kavramakta zorlandığımı, empati yapamadığımı, sadece var olsalar gerek diye tasarladığımı söyleyebilirim. aslında kategori kast gibi bir şeydir, neyin içinde bulunuyorsan ömür boyu oraya hapis olabilirsin. bu temelde yaşama aykırı. oluş, olmakta olan zırt pırt ve vergisiz değişmiyor sayabilirim. kategori kutusunu değiştirici bir ilham gelse, o ilhamın ya öncesinde ya sonrasında bir hesaplaşma, sorumluluk, varlık vergisi söz konusu olabilir. insanlar genellikle kutularını değiştirmek istemez görünür. krizler, dönüştürücü ve büyük olaylar tam bunun olabilirliği için, tam insanlığa göre.

    bu tasavvuf veya inanç işlerinde mensubiyet ve disiplin, grup disiplini önemlidir, kabul ederim. benim elimde sadece muhabbetim ve ilgim var, mensup değilim. kendim de bir tür solcu olmama karşın solcularla ilişkim de öyleydi. bu tam içine girmeyişler herhalde ya korkak, ya bencil ve bireyci oluşum gibi şeylerle açıklanır sanırım. korkaklığı listeme aldım, ama içimden korkak değil bağımsız ve gözlemci hissediyorum. aslında bir tanrım olsaydı tapınma eylemleri gerçekten bir olgunlaşma disiplini olurdu. benim tanrısız evrenimde her şeye en azından teorik olarak yakınlık esas, ama olgunlaşma disiplinim ritüeller üstünden değil olgular, farkındalık ve duyguların işlenmesi-sindirilmesi üzerinden.

    bir kurulu yapı olması gerekmez, insanın dini inancı yoksa, insan inancı yoktur. tersiyle, insan inancı olanın, öyle veya böyle bir dinsel inancı vardır. "sizin dininize inanmıyorum," demeyi dinsizim demekle aynı saymak, kolaycılık. ateist bile bu itibarla tanrısız ve inançsız demek değil.

    "uyumsuz*, tanrısız günahtır." albert camus - le mythe de sisyphe

    "tek tanrı durumu tekele dönüştürünce,
    kendini etkisiz yaptı; bu yüzden tanrısız ve inançsız kaldık şimdi." d. h. lawrence

    "bir tanrıtanımazın ilkeleriyle, en yüce, en dindarca şeyleri yazıyordu; içindeki ölüm duygusu ve ıstıraptan, sevinç ve yaşama biçimleri yaratıyordu." herman melville - pierre ya da belirsizlikler

    (ilk giri tarihi: 7.9.2017)

    (bkz: ateist/@ibisile), tanrıtanımaz, mülhid
    (bkz: tanrısızlık/@ibisile)
  • mehmet atılgan'ın 2021 yılında yayımladığı kitaptır.

    polisiye ve bilimkurgu karışımı güzel bir eser.

    en çok dikkatimi çeken yer şu bölüm oldu, burada ne yazılacaktı da yazılamadı acaba baya merak ettim.

    --- spoiler ---

    52. bölüm
    not : bu bölüm türkiyede şu güne dek yasaklanan kitaplara ve halen düşünceleri yüzünden tutuklu bulunan yazar ve gazetecilere adanacaktı ki, malum madde yüzünden yazılanlar karartıldı.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap