• her kürt pkk'lı değildir inancımdan ve bilgimden hareketle, artık sesini duyurmasını, elini taşın altına koymasını istediğim kürt kardeşimdir.

    dtp "devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı eylemlerin odağı" haline geldiği ve "terör örgütü pkk" ile bağlantılı olduğu gerekçesiyle 11 aralık 2009 tarihinde kapatıldı. dtp'nin kapatılmasını yanlış bulan birisi olarak artık bir şeylerin değişmesi gerektiğine inanıyorum.

    toplum giderek kafasında kürt=pkk denklemini kurmaya başladı. bundan zarar görecek olanlar pkk militanı/sempatizanı olan kürtler değil sadece. ne yazık ki pkk'yı tasvip etmeyen, hatta pkk'dan nefret eden kürtler de bu durumdan zarar görecek. nefret çarkları dönmeye başladı mı ayırım yapmakta zorlanır. çünkü bu çarkın dişlileri kolaycıdırlar ve renkleri tonlarıyla değil, ya hepsini beyaz ya da hepsini siyah görürler.

    şahsi gözlemlerime göre kürtlerin çoğunluğu pkk'yı tasvip etmiyor, ancak seçimlerde oyunu kendisine en yakın gördüğü, haklarını savunacağını düşündüğü dtp'ye veriyordu. şu anda dtp kapatıldı. bu kapatılma kararı dtp tam da bütün siyasi mesaisini pkk terör örgütünün başı abdullah öcalan için gemileri yakmaktayken alındı. şüphesiz esas neden 2007 genel seçimlerinden bu yana dtp'nin pkk ile arasına mesafe koymak bir yana, liderlerinin pkk'nın siyasi kanadı rolünü benimser tonda konuşmalar yapması, hareketler sergilemesi ve söylemler kullanmasıdır. ancak, kararın alındığı günümüz koşullarının mahkeme heyetinin yargısını etkilememiş olduğunu söylemek de saflık olur.

    ben artık pkk karşıtı olan kürdün ortaya çıkıp "pkk beni temsil etmiyordu", "ben devletimi, ülkemi seviyorum, ayrılmak istemiyorum, geleceğimiz birlikte olmakta. farklı düşündüğümüz çok nokta var ama bunları konuşarak bulmak istiyorum" dediğini görmek istiyorum. çünkü şu anda dipten tehdit edici ölçekte bir dalga geliyor. pkk gerek kırsalda, gerek şehir merkezlerinde yaptığı terör eylemleriyle bugüne kadar toplumu sürekli kaşıdı. bu ağır tahriğe rağmen halen toplum kürtleri genelleyerek büyük bir karşı tavır koymuş değil. bu durumu "halkın henüz pkk'ya pek tepki göstermiyor oluşu" başlığında ayrıca inceleyeceğim. ancak bu tepkisizlik yavaş yavaş terk edilmeye başlandı. artık pkk bir yerde eylem yaptığında karşısında eli silahlı/sopalı insanları görmeye başladı. daha dün muş'ta iki gösterici öldürüldü.

    sormamız ve cevaplamamız gereken bazı temel ve hayati sorular var.

    1. mevcut durum en çok kimin işine gelir?
    ...pkk'nın.

    2. terör neyden beslenir?
    ...karışıklık, acı ve belirsizlikten.

    3. terörü kendi adaletini sağlayarak yenmek mümkün müdür?
    ...değildir. terör ancak ve ancak ortaya çıkmasını sağlayan sebepler toplum halinde dirayetli bir şekilde hareket edilerek ortadan kaldırıldığında yenilebilir.

    şu an yaşanılanlar henüz bir başlangıç. toplum pkk'nın cezalandırılmadığını, yaptıklarının yanlarına kar kaldığını, terör estirip canlar alıp, mala zarar verip yaptıklarına "barış eylemi" dendiğini gördükçe giderek artan bir tepkisellikle cezayı kendisi kesmeye kalkacaktır. kartopu etkisiyle büyüyecek bu hareket tarzı, ülkeyi içinden çıkılamaz bir duruma sokabilir, bir iç savaş olmasa da büyük bir kardeş kavgasına yol açabilir. bundan sadece pkk zihniyetliler zarar görmez, daha çok pkk karşıtı kürt görür, türk görür sonucunda da ülke olarak canımız feci yanar.

    bunun gerçekleşmemesi için pkk karşıtı kürtlere çok büyük bir rol düşüyor. gerek güneydoğuda gerekse batıdaki şehirlerde bu kardeşlerimiz yıllardır pkk taraftarları tarafından sindirildiler. korucu olanların köyleri sürekli basıldı, batıda olanlar terör eylemlerine katılmaya ve/veya haraç vermeye zorlandı.

    dtp, pkk'nın siyasi uzantısı olarak görüldüğü için bu vatandaşlarımız siyasete aktif katılımdan ya uzak durdular ya akp veya diğer partileri tercih ettiler ya da başta da belirttiğim gibi ne yaparsa yapsın kendilerine en yakın gördükleri parti olduğu için dtp'ye oy verdiler.

    ancak artık pkk karşıtı kürtlerin ellerini taşın altına koyma vakti geldi. bırakın akp'yi/xxp'yi/xyp'yi... dtp'nin yerine kurulacak olan barış ve demokrasi partisi'nin saflarına katılın. orada siyaset yapın. o partinin de pkk'ya kurban edilmesine izin vermeyin. dtp inisiyatifi pkk'ya devrettiği her durumda en büyük acıyı kürtler çekmiştir. artık inisiyatif alın. kürtlerin siyasi hareketini bölücülükten, terör destekçiliğinden uzaklaştırın. bir türkiye partisi haline getirin.

    çünkü bu yeni parti dtp'nin yaptığı hataları yapmamalıdır. çünkü bana öyle geliyor ki bu parti artık hem kürtler hem de türkler için son şanstır. kılıçlar çekilmek üzere. pkk'nın bizi birbirimize kırdırmasına izin vermememiz için bu belki de son şans.

    tarihe not düşmek adına, dtp'nin pkk söz konusu olduğunda yaptığı hataların ne olduğuna kısaca göz gezdirirsek şunları görüyoruz:

    1. kürt sorununda muhatap pkk ve öcalan'dır - emine ayna (dtp eski eş başkanı ve mardin milletvekili)
    http://www.tumgazeteler.com/?a=5414243

    2. pkk ile aramıza mesafe koyamayız - aysel tuğluk (dtp eş başkanı ve diyarbakır milletvekili)
    http://www.hurriyet.com.tr/…ndem/4646596.asp?gid=48

    3. pkk ile duygusal bağımız var - veysi dilekçi (dtp van il başkan vekili) (organik değil duygusal)
    http://www.hurriyet.com.tr/…dem/6341446.asp?gid=180

    4. pkk kürt halkını biz de pkk'yı destekliyoruz - ahmet ertek (dtp şırnak belediye başkanı)
    http://www.tumgazeteler.com/?a=2171474

    5. pkk'yla bağlantısı olmayanın dtp'de yükselememesi savı ise yine eski bir pkk militanı olan şemdin sakık'a ait.
    http://www.hurriyet.com.tr/…70.asp?gid=180&sz=38998

    peki, bu süreçte bize, yani kimilerinin "milliyetçi", "ulusalcı", hatta ileri gidip "faşist" diye andığı, benim ise "yurtsever" veya "vatansever" dediğim kişilere ne rol düşüyor? kısaca özetlemek gerekirse bize düşen görevin kürdün ikiz kardeşimiz olduğunu unutmamak ve kardeşin kardeşe göstereceği sevgiyi ve saygıyı ondan esirgememek olduğunu düşünüyorum. kardeşimiz bizden farklı ancak bu farklar "iyi" veya "kötü" diye nitelenebilecek farklar değil. sadece "farklı". ama eninde sonuçta o bizim kardeşimiz. kavga da etsek, kapışsak da aynı evde yaşayacağız. o bizimle geçinmeyi öğrenecek biz de onunla. ki zaten bu çok zor bir şey değil; çünkü farklı olsak da aslında müthiş benziyoruz.
  • (bkz: #17520202)
  • (bkz: ben) eğer inanmayan göt kafalılar varsa özel mesaja gelsinler pls.
  • bazilari devlet yandasi agasinin korucusudur.
  • varlıkları kanseverleri alaylı küçümseyen yaklaşımlara itendir.

    düşünmeden bir topluluğu zan altında bırakan demeçler veren partinin milletvekilleri gibi kendi düşüncelerine uymayanların da şimdiden sevmedikleridir. sırf bahsi bile böyle bir etkiye neden oluyorsa düşünün gerisini.

    edit: farklı fikirleri direk asimile olmakla sepetlemekte bambaşka tabii. (bkz: #17130338)
  • aslında coğunlukta olan kürtlerdir ve bu aran %75 gibi ezici bir çoğunluktur fakat pkk yandaşları gibi şiddet ve bilimum tüm versiyonları uygularayarak boy göstermezler. sessiz kalmayı tercih ederler gerçi sesleri çıksa da köktenci pkk taraftarı kürtlerin düşüncelerini ne derece değiştirebilirler tartışma konusu.
  • derdimi, tasamı, sevincimi paylaşabileceğim oturup rakı balık eşliğinde memlekette yaşanan son gelişmeleri kardeşçe tartışabileceğim insandır..
  • pkk karşıtı kürtleri "devlet yandaşı ağasının korucusu" olarak ifade etmek en basit tabirle ırkçılıktır. hani devlet bahçeli'yi izlerken "ırkçı" diye bağırıyoruz ya, onun kürt simetriğinin daha da aşırı ucu olmaktır.

    pkk karşıtı kürtlere "devlet yandaşı ağasının korucusu" demek ne demektir biliyor musun? pkk karşıtı olan kürt, ağanın satın aldığı kürttür demek. kürtlerin yegane temsilcisi pkk'dır demek. bütün kürtleri pkk'ya angaje etme çabası. işte molotof kokteyli atan, serap'ı öldüren, dağa çıkıp karakol basan, lojmanlara roketatarla saldıran zihniyet budur.

    işte şiddetle, kanla, ayrımcılıkla, ırkçılıkla beslenen zehirli zihniyet budur.

    pkk karşıtı kürtlere "devlet yandaşı ağasının korucusu" demek, "ya bizdensin ya onlardan" demektir. "ya pkk'lısın ya korucu" demektir. bölücülüktür. "ya sev ya terk et" lafına sövdük ya yıllarca, işte bu onun silahlı versiyonudur.

    pkk karşıtı kürt, kimi sözlük yazarlarından on kat daha demokrat, on kat daha barış yanlısı, asıl önemlisi on kat daha samimidir. bunu sizin anlamanızı beklemiyorum.

    edit: entry'nin başına "bazıları" ekleyince ırkçılıktan kurtulunmuyor malesef.
  • "kurtlerin cogunlugu dtp'ye oy veriyor" gibi tutarsiz bir cumleyle yaratilmamasi gereken fikir. kurt nufus turklere gore 10 milyon, kurtlere gore 20 milyon. agirlikli ortalama al: 12 milyon. secme hakki olanlari filtrele: 7 milyon. dtp'ye oy veren kac kisi son secimde? 2-2.5 milyon kisi. kurtlerin cogunlugu dtp'ye oy mu vermis? hayir, yaklasik %30'u sadece.

    arti; turklerin cogunlugu da alperenlere ve turksolu gibilere karsi. ama bu, turklerin gidip bu adamlarin kapisinin onune i$emesini beraberinde getirmiyor degil mi? sadece sozluk gibi anonim yerlerde elestiriyorsun. cunku i$i teror olan adamlara mahalle halki olarak gidip dovemezsin. tek basina onlerine de cikamazsin. bu "pasiflik" nasil "destek" olmuyorsa; kurtlerin cogunlugunun suskunlugu da "destek" olmuyor. hele karsindaki; tek isi adam oldurmek olan pkk gibi bir teror grubuysa. teror orgutunu egitimsiz, bilincsiz, gelirsiz kurt azinligin ("kurtler icindeki azinligin") onayladigini fark edin artik. 10 milyon adam bu ulkeyi bolmek istese, bu ulke bir gun tek parca kalir mi?
  • "biz barışçıl yolları deneyip, kürtçenin, kürt kimliğinin anayasal güvence altına alınmasını, özerklik verilip , eyalet sistemine geçilmesini istiyoruz. bunun için bütün barışçıl yolları deneyeceğiz, şiddetin de karşısında duracağız!" derlerse, ulusalcıların falan nasıl tepkiler verecekleri merak ediliyormuş. (kürt'ü pkk'ye özgülemeyi rasyonalleştirerek pkk aklayıcılığı yapanların ise daha ağır "pkk karşıtı kürt" tenkitlerine değinmeye zaten gerek yok)

    yukarıdaki söylemle siyaset yapan yapmalıdır. talepleri demokratik platformlarda, hukuk kuralları içerisinde tartışılmalıdır. hattâ taleplerinin önünde engel teşkil eden hukuk kuralları dahi sorgulanmalıdır.

    ancak işin başından beri, inatla ve dirayetle barış içinde kalabilmeleri, şiddetin karşısında durmaları; siyasi aksiyonları, anayasal düzende oyla, seçimle resmi tercih olmadığı sürece her türlü demokratik sonuca tahammüllerinde gene barıştan, şiddet karşıtlığından yana durmaları en önemlisi şovenizmin tuzaklarına düşmemeleri temel kriterdir.

    türban, azınlık hakları, teokrasi savunumu, üniter yapının yerine fedaratif yapı önerisi, türklüğe ve t.c.'ye turancı yayılmacı önerimler, avrupa birliği karşıtlığı, yeni osmanlıcılık her şey ama her şey şiddetten ari, siyaseten savunulabilmeli, konuşulabilmelidir. tüm bu tezlerin "çağa, halkların mutluluğuna aykırı tezahürleri olabileceği, insanları küresel efendilere oyuncak ve köle yapabilecek mekanizmalara yol açabileceği" yönündeki açıklama, bilimsel mütalaa ve yaklaşımlara da savunanların kendilerine talep ettikleri hoşgörü ve tahammülle yaklaşabilmeleri kaydı şartıyla.

    yoksa kendine demokratların en üst oktavdan aklına geldiği talep ve önerilerle siyaset parçalayıp, "kardeşim bir dakika. bu hususların şöyle mahsurları olabilir" diyene de dakikasında "faşik", "kafatasçı", "geri kafalı", "statüko uşağı" yaftası yapıştırmak, derhal düşman ilan etmek ve uzlaşı duyargalarını hem kendisi hem kitlesi için kapamak; icra edilecek siyasette fiziksel şiddet olmasa da düşünsel şiddet ve barbarlıktan kurtulunamayacağı manasına gelecektir...

    (herkes birbirini gerçekten anlamaya, dinlemeye bir çalışsın. hamaset karşılıklı bir bırakılsın. "öteki"leşmekten bir kurtulalım ve gerçekten uzlaşı için terörü, geçmiş - belki de tam geçememiş- derin devlet mezalimini bir sorgulayıp sevilesi yönlerimizi, birbirimize somut muhtaçlıklarımızı öncelikle keşfe çıkalım hele)
hesabın var mı? giriş yap