• karakola getirildiginde dogruyu soylemek disinda fazla secenegi olmayan insanimizin, mahkemeye cikarilana dek dusunup kitabina uygun yalanlar bulmasiyla neticelelenen adalet drami.
  • turkulerimize konu olmus bir riyakarlik ifadesi.
    (bkz: karakolda dogru soyler mahkemede sasar)
  • karakolda söylenenlerin doğru olması şart değildir. karakolda bulunan bazı alet edevat, duyulmak istenen şeyin söylenmesine yol açabilir sadece.
  • yurdum şartlarında tam tersi düşünülmesi gereken terim. zira karakolda size doğruyu söyletmeye çalışan polisin, ayağı kayıp yanlışlıkla yere düşebilir,bu sırada elinde bulunan silahının, emniyet zımbırtısı koluna sürtünmek suretiyle açılıp,düşerken ki basınç etkisiyle silah ateş alabilir. mazallah o kurşun seker bi yerinize girer, olayı mahkemeye taşıyacak zamanınız bulunmayabilir. en güzeli karakolda duymak istenileni söyleyip, mahkemede doğruyu söylemek şeklinde uygulamaktır deyimi. olay anayasa mahkemesine intikal etmediği sürece (bkz: haşim kılıc) , türk adaletine güvenebilirsiniz.
  • mahkeme zabıtlarında polise verdiği ifadeyi kabul etmemek şeklinde geçer.
  • karakolda ifade veren şahsın yanında bir avukat yoksa ve o ifade zaptında avukat imzası yoksa, hukukumuza göre hakime verilen ifade geçerlidir. o zaman neden karakolda ifade verir bu şahıslar. çünkü insanlara haklarını anlatmayıp, anlatmış gibi bir kağıda imzalatılırsa böyle olur. (bkz: susma hakkı)
    eğer ki şahsın yanında bir avukat var ve ifadeyede imzasını atmışsa, "karakolda doğru söyleyip mahkemede saşmayı" hiç bir hakim kabul etmez.
hesabın var mı? giriş yap