• onuncu nesil sabırtaşı yazar. hoşgelmiş.
  • devamlı kedinin etrafında dolanan faredir.
  • kendisini bir tanısanız böyle bir ismi sözlükte de olsa kullanmayacağına emin olabilirsiniz. neticede hepimiz hata yapıyoruz...
  • şimdilerde kuşların yerine mermilerin havada uçtuğu bir yerde askerliğini yapan yazar. 3 numaralı kafasını garipsemesin diye birlikte berbere gidip ben de 3'e vurdurdum saçlarımı. otogarda tüm asker yakınları çocuklarıyla asker selamı yaparken biz de turist ömer selamı yaptık birbirimize. herkes el sallarken gözleri yaşlı, biz bilek çekiştik ağzımız bir karış açık.

    kendisi benim 23 senelik arkadaşım. eski kıyafetlerini hep ben giydim, yeni kıyafetlerini de gizli gizli giydim. okul servisinde 5 sene omzuna kafamı yaslayıp uyudum. hafif poşetin bir ucundan o, bir ucundan ben tuttum. aynı takımda ben sol açıkta, o forvetin arkasında birlikte top koşturduk. pas verdi gol attım, ben pas verdim, o atamadı, ben tamamladım ve golü attım. denizde aynı havluyla kurulandık. sağımı, solumu, ayakkabı bağlamasını, çarpım tablosunu hep o öğretti. çerez tabağındaki çam fıstığı karşılığında birasının yarısını bana verdi. bu kadar iyi biri değil aslında, onun da kusurları var. attığı kazıklara gelelim. okudukça utansın, yere baksın.

    mesela birlikte çikolata alırdık, ikiye bölerdik. bir pay daha büyük olduğunda ısırır, eşitlerdi, ''al eşit oldu şimdi'' derdi. çikolatayla beraber bu kazığı 15 yaşına kadar yedim.

    bir keresinde de beni bizim evin balkonuna kilitlemişti, sokağın köşesini dönüp ''ben gittim bi daha gelmicem'' şakası yapacaktı, niyeti oydu, iki dakika sonra kafasını duvarın arkasından uzatacak, kahkaha atıp gelecekti. ama bi kaç saat sonra terli terli geldi, top oynamış okulun bahçesinde. sokağın öbür tarafında çocuklar top oynamaya çağırmış, gitmiş bu da. eve geldiğinde ben balkonda mandallardan robot yapıyordum. hiç ağlamadım ama. ''ben seni unutmuşum'' dedi ve kapıyı açtı. 2-3 tekmeyi de masucuktan yedi benden. sonra çikolata aldık, ikiye böldük ve yedik.

    böyle örnekler çok. karşılıklı pembe kazık atmalarımız devam ediyor birbirimize. ama bir çikolatayı paylaşarak unutuyoruz her şeyi. anne dayağından sonra uyuya kalan çocuklar gibi, biz de birbirimizi dövdükten sonra uyuya kalırdık, aynı yatağa yatırırlardı bizi küçükken. üstümüz açıldıysa birbirimizin üstünü örterdik. öyleydi bizim dostluğumuz. dostluğundan da emin olduğum tek insandır kendisi. etrafımda olsun hep.
  • askerliğe uğurlama gibi önemli bir konuda yalnız bıraktığım badim, kankam, sırdaşım, tek dostumdur. öyle bir durum ki bu kendimi affettirebilmemin hiç bir yolu yok. ömür boyunca aklıma gelip utanacağım bir durum yani. böyle bir günü unutan yarın düğünü filan da unutur. "böyle arkadaşlığın içine sıçarım ben" sözünü sonuna kadar hakettiğimi tüm kamuoyuna böylece duyurmak istedim. (70milyonun şu anda bu entry'yi okuduğuna eminim)
  • ece'sini alacağım, kendisini sepetleyeceğim fare.
    (bkz: yerim)
hesabın var mı? giriş yap