• okurken ürperdiğinizi hissettiren zarifoğlu şiiri.

    ellerimin önündeki dallar da
    sarıldı yaprağa
    göremiyorum karşı yamacı
    erken mi yoldayım
    ben mi geciktim
    yoksa ben mi geciktim

    önümüzde bir çınar yükseliyor
    her gece atlılar geliyor ona
    destan söyleşip gidiyorlar
    esmerlikleri
    tutuşup kuruyan dudakları kalıyor sabaha

    dostum üşüyorum dedin
    üşüme
    korkuyorum -korkma
    kaçıyorum -kaçma
    ürperiyorum düşünceden -ürper

    sabah trafik
    çınara kim bakar
    kim geçer dallarından
    bahar mı geliyor
    komşunun balkonunda
    çamaşırlar renk rengarenk

    kızlar göğüslerini
    baharın ağacına
    ilk açan çiçeğine
    dayadılar

    arılarla erkekler boğuşuyor
    arılarla uçan bütün çiçeklerle
    ayaklarında taşınan tozlarla
    akıyorlar alıp götürülürken
    yaprak evlerin içindeki dişiliklere

    dostum geç kaldın
    güneş ne gün doğacaksa
    söylediler duymadın geç kaldın
    otur ağla sonra soframda doy
    ekmek tut zeytin tat
    açlığını eğlerken sen
    bak nasıl ayçağın erleri
    savaşarak ve devirleri aşarak geldiler
    karanlığı karaladılar yolları tuttular
    at tepmedeler

    bak nasıl savaşı bindiler. gece çınara gelip söyleşip
    kelime ettiler söz bilediler
    zorun yamanı kolayladılar

    sahip olun taşa demire
    aleve
    küle bile
  • ak parti hükumeti ile çeşitli politika alanlarında muhalefet edemeyenlerin karşısında yeni muhalif siyasi aktör. entler diye parti kursalar mevcut durumda chp'den daha aktif muhalefet yapılır "yeşil" mücadelesinde.

    fuat keyman'dan dinleyelim:

    ***
    gezi parkı’ndan odtü arazisine; ağaçlar, başbakan erdoğan’ın başını ağrıtmaya devam ediyor.
    başbakan’ın konuşmalarının odak noktalarının başında artık ağaçlar var.
    ağaçlar, başbakan’a meydan okuyorlar, eleştiriyorlar, direniyorlar; hatta muhalefet ediyorlar, hem de çok etkili olarak.
    ilginç bir durumla karşı karşıyayız...
    asker, başbakan’a ve ak parti’ye muhalefet etti, başarılı olamadı.
    yargı, başbakan ve ak parti’ye muhalefet etti, başarılı olamadı.
    bürokrasi muhalefet etti, başarılı olamadı.
    chp de, ana muhalefet partisi olarak, şimdiye kadar başarılı olamadı.
    2002-2011 döneminde; tüm muhalefete karşın, başbakan ve ak parti, girdiği tüm seçimleri kazandı, güçlendi, güçlü hükümet olarak türkiye’yi yönetti.
    ak parti, “egemen-hegemonik parti” konumuna geldi. başbakan erdoğan, 1950’den bugüne parlamenter demokrasi tarihimizin en güçlü lideri oldu.
    asker, yargı, bürokrasi, chp; hiçbiri, yaptıkları muhalefette başarılı olamadılar.
    darbe teşebbüsleri oldu, parti kapatma davaları açıldı; ama hiçbiri başbakan ve ak parti’nin başını ağrıtmadı, etkili olamadı.
    ta ki, 31 mayıs 2013 gününe kadar. gezi parkı’nda ağaçlar kesilene kadar.
    o günden bugüne, türkiye değişti ve ağaçlarla tanıştı.
    dün gezi’de, bugün odtü’de; ağaçlar, türkiye’nin ve siyasetin gündemine girdiler, ana gündem maddelerinden biri oldular, hükümeti ve muhalefet partilerini etkilemeye, hem de ciddi boyutta etkilemeye başladılar.
    yurtiçi, yurtdışı görsel ve yazılı medyada, gazetelerin ilk sayfalarında, köşe yazılarında, haber bültenlerinde, ağaçlar yer almaya başladılar, ilgi odağı oldular.
    ağaçları okumaya, dinlemeye başladık. ağaçlar, türkiye’nin dönüşüm sürecindeki yerlerini aldılar.
    ağaçlar, siyasi bir aktör gibi, başbakan ve ak parti’ye muhalefet yapıyorlar, direniyorlar, rahatsız ediyorlar.
    başbakan, ak parti hükümeti bakanları, istanbul ve ankara belediye başkanları, ağaçlardan konuşuyorlar, her kesilen ağaç için dikecekleri ağaç sayısını her geçen gün artırıyorlar.
    ak parti ile ağaçlar arasında, sanki ağaç dikme pazarlığı yapılıyor.
    chp de ağaçları keşfetmiş durumda; onları yanına çekmek istiyor. ağaçlardan konuşuyor, ağaçları koruma çabasına giriyor. chp milletvekilleri vinçlerin önünde duruyorlar, ağaçların yanında görüntülenmek istiyorlar.
    başbakan ve ak parti, ağaçlardan çektiğini, son 11 yılda hiçbir muhalefet aktöründen çekmedi.
    türkiye gibi, doğayı sürekli kirleten, çevre dostu olmayan bir ülkede, ağaçlar, tüm dikkatleri üzerlerine çekiyorlar.
    artık ağaçların zamanı. ağaçlar, etkili muhalefet aktörü konumuna geliyorlar.
    çünkü; ağaçlar, olması gerekeni, başta başbakan ve ak partiye ve chp ile diğer siyasi partilere ve de bizlere, tüm türkiye’ye, hem de inandırıcı bir biçimde anlatıyorlar.
    güç yoğunlaşmasına ve aşırı kalkınmacılığa karşı; dostluğu, adaleti, vicdanı, paylaşmayı, müzakereyi, katılımı seslendiriyorlar. ağaçlar, “demokrasi nokta” diyorlar.
    gezi’nin ve odtü’nün ağaçları, tolkien’in, yüzüklerin efendisi’nin entleri yani ağaçların çobanları gibiler: erdemli ve bilge, aynı zamanda da güçlü.
    ağaçlar erdemli, bilge ve güçlü muhalefetin nasıl yapılacağını türkiye’ye gösteriyorlar.
    gezi parkı’nın gücü, aslında ağaçlardan geldi. gezi’ye gidenler, gezi’nin entlerini dinlediler. o nedenle de türkiye tarihinde, görülmemiş bir muhalefet gezi’den, gezi’nin ağaçlarından çıktı.
    entler, şimdi de odtü’deler.
    ağaçlardan öğreneceğimiz çok şey var.
    ***
  • (bkz: die baume)*
  • "ağaçlar kutsal alanlardır. onlarla nasıl konuşulacağını bilen kimse, onları nasıl dinleyeceğini bilen kimse, gerçeği öğrenebilir. onlar öğrenmeyi ve emirleri telkin etmezler, sabırlı özellikleri ile hayatın kadim kanununu öğüt verirler." -hermann hesse
  • pıynarlarda çok pelit olursa, ayva bol verim verirse, ağaçlar tepeden sararırsa kış çok olur. yapraklar ortadan sararırsa orta halli geçer. aşağıdan sararırsa kış ılıman olacaktır. selvi, ceviz, elmalar ama en iyi selvi* ve ceviz gösterir. 2017 güzünde çukur çeylen'de ortadan sararmışlar... anlamlıdır. rumi ağustos on beşinde yerden bir taş kaldır, altına bak, ıslaksa kış ağır yani sert geçer.

    "konuşmaktan yoksun ağaçlara ve taşlara varıncaya dek her şey insan ruhundan az buçuk bir şeyler taşır. insanlar arasında, nasıl ortak düzenden ayrılıp falcı, büyücü, kabile şefi, hastabakıcı varsa, aynı biçimde hayvanlar arasında da hekim-kuşlar, hekim-kurtlar vb'leri vardır. bu adlar, eşitlik önyargısına karşı çıkan, alışılmışın dışında davranış gösteren hayvanlara verilen onursal sıfatlardır." carl gustav jung - insan ruhuna yöneliş

    "caddy ağaçlar gibi kokuyordu." william faulkner - ses ve öfke

    (bkz: işaretler/@ibisile)
    (bkz: ağaç/@ibisile)
  • "ağaçlar en etkileyici vaizler olmuştur benim için. tek başına duran ağaçlara daha da hayranım. yalnız insanlar gibidir onlar. şu-bu zaaftan ötürü sıvışıp giden münzeviler gibi değil, yalnızlaşmış büyük insanlar gibi, beethoven ve nietzsche gibidirler."

    -hermann hesse (ağaçlar)-
  • nobel ödüllü alman yazar hermann hesse' nin ağaçlardan yola çıkarak varoluşu yorumladığı pek güzel kitabı.insan ve ağaç arasında kurduğu anlam bağıyla varolma acısını hafifletiyor.
  • hermann hesse kitabıdır. eserin kapağındaki o yemyeşil büyüye kapıldığımı söyleyebilirim. içerisindeki her şiir de ayrı ayrı dokunaklı ve birbiriyle entegre.

    “üzgün olduğumuzda ve hayata katlanamadığımızda bir ağaç şöyle konuşabilir bizimle: sus! bak bana! yaşamak kolay değil, yaşamak zor değil. bunlar çocuksu düşünceler. bırak konuşsun içindeki tanrı, o zaman susacaklar. yolun seni anandan ve yurdundan uzaklaştırdığı için endişelisin. ama attığın her adım, her yeni gün seni anana yaklaştırır. orası ya da şurası değildir yurdun. yurt ya içindedir ya da hiçbir yerde.
    yollara düşme özlemiyle kederlenir yüreğim, akşamları rüzgârda uğuldayan ağaçları duyduğumda. sessizce, uzun uzun dinlerseniz, bu özlemin esası da anlamı da çıkar ortaya. sanıldığı gibi acıdan kaçıp gitme arzusu değildir bu. yurda, ananın belleğine, hayatın yeni kıssalarına duyulan özlemdir. eve götürür insanı. her yol eve götürür, her adım doğumdur, her adım ölümdür, her mezar anadır.
    böyle uğuldar ağaç, çocuksu düşüncelerimizden ürktüğümüz akşam vakitlerinde. [...] ağaçları dinlemeyi öğrenen, ağaç olmayı arzulamaz artık. kendisi dışında başka bir şey olmayı arzulamaz. yurt budur. mutluluk budur.”
  • "ağaçlar hep en etkileyici vaizler olmuştur benim için."
  • hermann hessenin okurken beni çarpan, ormanlarda dolaştıran, zarif, yemyeşil kitabı...
hesabın var mı? giriş yap