• başlıktan da anlaşılageldiği üzere, 25 kasım'da kamu emekçileri tarafından,

    - kriz karşısında emekçilerden yana önlemler alınması

    - istihdam politikalarında esnekleşmeden vazgeçilmesi

    - örgütlenme özgürlüğünün önündeki engellerin kaldırılması

    - toplu görüşme sürecinin toplu sözleşme sürecine çevrilmesi

    talepleriyle gerçekleştirilecek genel grev.

    "2009 toplu görüşme sürecinde hükümetin kamu emekçilerinin haklarını tanımaması ve toplu görüşme sürecinin tıkanması üzerine kamu emekçileri 25 kasım'da greve giderek hayatı durduracak!"

    http://www.alinteri.org/?p=10631
  • umarız gerçek anlamda hayat durduran bir grev olur da; grev kelimesinin ne anlama geldiğini tepede oturanlara birazcık olsun hatırlatır.
  • kamu çalışanları sendikası'na bağlı türk ulaşım sendikası izmir 2 no'lu şube başkanı mehmet ali ulusoy un yaptığı açıklamaya göre bu tarihte izmir adnan menderes havalimanı'ndan uçuş olmayacağını herkesin tedbirini alması gerektiğini bildirmiş.

    http://www.haberturk.com/…da-ucaklar-ucmayacak.aspx
  • ofis çalışanlarının da desteklediği, rapor alarak veya yıllık izinlerinden kullanarak katılacakları grevdir.
    http://www.plazaeylem.org/
  • grevden ziyade iş bırakma eylemidir. grev işyerinde yapılır.

    sonuna kadar yanındayız tabi.
  • eğitim camiasından eğitim-sen ve türk eğitim-sen'in de destekledikleri iş bırakma eylemidir. iki sendikanın toplam üye sayısının üç yüz bine yakın olduğu düşünülürse eğitim camiasında şimdiye kadar görülen en yaygın iş bırakma eylemine sahne olacağı kesindir.

    çağrı sadece eğitim emekçilerine değil öğrencileredir de...

    25 kasım'da okula gitmiyoruz!

    alanlardayız!

    otorite sınırlarını genişletmesin diye...
  • kesk ve türkiye kamu-sen'in katılımına rağmen, memur-sen'in nedense(!) desteklemediği eylem.
  • grev sermaye düzenini çıldırtan en iyi araçlardan biridir. bu haliyle bile övgüyü hak ediyor. darbe düzeni yasaların gölgesinde bırakın pratiğini, kararının alınması bile heyecan verici. hele ki söz konusu kamu emekçileri olunca. bu durumda baskı, yıldırma, dezenformasyon daha ağır olmakta. bunun için düzen sahiplerinin elinde yeterince dayanak da vardı taa ki açılan davalara ve sonucunda kamu emekçileri yönünde verilen kararlara değin. herkes eşine, dostuna anlatsın arkadaşım. türkiye’nin imzalamış olduğu ilo, genişletilmiş avrupa sosyal şartı, aihs gibi bağlayıcı hususlarla beraber artık kimse grevi manipüle etmeye kalkmasın, yalan olur. işyerlerinde yayılan korkular tamamen grev kırıcılığıdır. onurunu ve yarınları düşünen emekçilerin zaten cezalar, baskılar, sürgünler umurunda değil ama hatırlatmakta yarar var.

    danıştay 12. dairesi’nin 2005/313 sayılı kararı, bunun üzerine çeşitli idare mahkemeleri’nin vermiş olduğu kararlar, en mühimi aihm’in vermiş olduğu “satılmış ve diğerleri davası” hükümet edenler için bağlayıcı nitelikler taşır. hele anayasa’nın 90. maddesi var ki, tadından yenmez. korkular yersizdir, ki kesk’in tarihi de bunu reddeder. bahsim türkiye kamu sen’e bağlı çalışanlar için.

    kamu sen ile örgütlenmesi, hayli geç kalınması, yayımının doğru düzgün yapılamaması eleştirilerimi sonraya bırakarak yarını izlemekte yarar var. sadece emekçiler adına değil türkiye halkı adına uyarıda bulunulacaktır. bugün birbirine saldıran düzenin yeni ve eski sahipleri görün yarın nasıl kardeş olacaklar. sermayesi var, sermayeyle kardeş medyası var, kendini yere göğe sığdıramayan işveren örgütleri var, gücetapan gazetecileri var, neoliberal iklime yemin etmiş hükümetleri var. var da var. bu saydıklarım doğası gereği işçi sınıfından yükselen hak taleplerine küfürle yaklaşıyorlar, bunda bir anormallik yok. zaten benim problemim de ezilmişliğinin zerre kadar farkında olmayıp bunlardan yana saf tutan aklı evvellerde.

    yolları açık olsun vesselam. ilaç gibi gelecek.
hesabın var mı? giriş yap