• köy takimi olarak nitelendirilen eskisehirsporun mecidiyeköy takimini rutin olarak yendigi mactır.
  • verilen penaltı bana arif erdem'i hatırlattı.
  • hakemi makemi bir kenara bırakırsak.

    eskişehir hakederek maçı kazanmıştır. galatasaraylı futbolcular gol pozisyonu üretmekte zorlanmışlar, baskı karşısında çaresiz kalmışlardır. gs'nin golü hiç olmadık bir pozisyonda depar atıp kendini yere bırakan bir futbolcunun kazandırdığı penaltı ile gelmiştir öte yandan eskişehirin gollerinde gs defansının hataları ve eskişehirin hücum oyuncularının yetenek ve azimleri etkili olmuştur.
  • hakemlik açısından facia yaşanan maçtır.
  • 2-0 yine koray
  • yazıya zorunlu açıklama ile başlayım yanlış yere gitmesin..rijkaard ve ekibinin önümüzdeki 3 yıl takımın başında olmasını istiyorum ve kendisinin kesinlikle iyi bir hoca olduğuna inanıyorum...o yüzden her maç olumsuz şeyleri görmezden gelip şu iyiydi, bu iyiydi, ha şu da olacak, ha şu gelecek diye çok yazı yazdım..fakat sezonun son 10 maçına geldik ve artık batmaya başlayan bir takım gerçekler var..kısa bir şekilde madde madde gideyim eli belinde dert yanan teyzeler gibi;

    1. galatasaray bu sene iyi oynayarak ciddi zor bir rakibe karşı galibiyet elde edemedi. sezon başından beri rakibe geniş alan vermeyen, sert ve istekli oynayan takımlara karşı hep zorlandı. sezon başında 3-0 yendiği beşiktaş, 4-3 yendiği trabzon, 3-1 yendiği pana maçlarında bile sayısız pozisyon verdi, hiç bir maçı 90 dakka konsantre olmuş bir şekilde oynayamadı. oyunun kontrolünü rakibe verdiği dönemler hep oldu. son dönem beşiktaş, atletico maçlarında ise eskisi kadar pozisyon vermese de gene çok pozisyon verdi ama bu defa da eskiye nazaran çok az pozisyon üretti..

    2. bu takım 4-3-3 oynuyor bunu anladık. altyapı bile bu sistemle oynuyor, uzun yıllar rijkaard bunu bizim topçulara öğretene kadar da böyle devam edecek anlaşılan lakin sezon başından beri bunu kaç kez yazdım bilmiyorum, orta saha 3lüsü, yani oyunun sistemin herşeyin merkezi olan bölge -yetenek olarak kısıtlı adamların elinde olmasını geçtim- hep değişik bir kurgu ile oynuyor. tek ön libero, çift ön libero, 3 düz orta saha..her maç değişik bir şeyler izliyoruz. mustafa sarp sol iç falan oynadı. rijkaard bu konuda ne hesap ediyor, ayhandan, sarptan, topaldan ne bekliyor..uzun vadede planı ne buna benim zaten bir cevabım yok, onu geçtim..cevap veren bir spor yorumcusu, blog yazarı falan da bilmiyorum. melih şabanoğlu sadece gayinsin.net de biraz takım halinde savunma aksadığı için 2 ön liberolu oyunu güvenlik önlemi gibi görüyor.

    3. şimdi burada 1. maddeye değinecem gene kısaca, hadi 4-3-3 oynaması zor bir sistem, yeni bir sistem, her maç kurgu değişiyor takım halinde oynamakta zorlanıyorsunuz..eyvallah. ama yenilen ilk gol akıl alır gibi değil. top galatasaray yarı sahasında, rakipten saymadım ama 3 oyuncu falan var gs yarı sahasında ve zorlayacak bir presde yok..lakin 4 gslı oyuncu 3 pas yapamadı ve gol geldi..sonra elle atmış..valla neresi ise atarsa atsın, ben o golü helal ettim. mübahtır..bu örnekten geleceğim şey, gs'ın maç içinde - ama hemen hemen her maç- uyuduğu futbolu unuttuğu dakikalar oluyor. bunlar bu gece 40 ve 50. dakkalar arasında idi, 2 gol yedi. buna benzer çok maç sayarım isteyene. rijkaard'ı konunun dışına itmek için, geçen senede vardı aynı maçlar bu kadro iskeleti ile (malum uefa maçları misal). son şampiyon olduğumuz sene ali samiyedenki 1-0 kazandığımız fenerbahçe maçını hatırlıyorum. 4-4-2, hakan, ümit çift forvet. 90 dakika tam saha pres yapıp fenerbahçeye futbol oynatmadık. en azından o kadar mücadeleyi, o savaşan şampiyon olmak isteyen takımı sahada görmek istiyoruz biz. veya 5-3 biten sivasspor maçı. yılmayan, her dakikayı savaşarak geçiren bir takım..bunu bu sene malesef hiç bir maçta gördüğümü hatırlamıyorum. ya çok eliter oynadık, habire ataklar bindirmeler rakibi bunalttık, ya da orta saha yol geçen hanı gibiydi..ama savaşan rakibe orta sahayı dar ettiğimiz bir maç bu sene olmadı..

    4. kimse alınmasın etmesin..bu ligde hakemle uğraşan maldır. hakemler kötü, görmüyorlar işte. sen bununla uğraşıp sinirlerini geriyorsun, kart görüyorsun..dikkat darmadağın oluyor, maçı rakiple değil hakemle oynamaya başlıyorsun. bu nasıl bir zekadır bana biri anlatsın, geçtiğimiz sene, aynı rakip aynı stat..2-1 öndeyken (barosun golü elle attığını bir belirtmiş olayım parantez içinde) maç 2-2 oluyor gslı oyuncular tarafından tartışmalı ilan edilen bir golle. baş rollerde gene ayhan, ümit, sabri vs..ve o maç sırf sinir harbinden 4-2 veriliyor. bu sene gene dediğim gibi aynı stat, aynı takım..gene aynı hikaye..jo gidiyor rakibe arkadan kafasına şaplağı koyyo, yerdeyken tekme atıyor, ayhan gene kasıtlı tekmeler gergin hareketler..sonra çıkıp utanmadan sıkılmadan hakem demeleri beni deli ediyor. hakem kötü ama sen de az akıllısın. bırak hakemi maça bak. gio gibi girersin ceza alanına, düştüğün vakit hakemde onu penaltı gibi görüverir..

    kısa yazayım dedim ama gene uzadı..şöyle bitireyim, geçen adnan polat bir röportajda şampiyon olmanın yaklaşık 30 milyon euro gibi bir gelir getirdiğinden bahsetti, şampiyonlar ligine direk girme, yayıncı kuruluş bonusları, artan ürün satışları vs..vs..bu dönüm noktası demek..30 milyon euroya takımın kimyasını değiştirecek 2 oyuncu alıp çıtayı dandik uefadan şampiyonlar ligine taşımak demek..hiç şakaya gelir tarafı yok yani..o yüzden ayhan, mehmet,leo falan diye sallayınca kimse kızmasın, öfkemizde haksız değiliz. bunca yatırım var, proje var, 3 tane avanak pas yapamıyor diye 5 puan önde olduğumuz bir ligde şampiyonluk dışında bir sonuç istemiyoruz. 90 dakka dikkat ve istekli & samimi bir futboldan fazlasına zaten gerek yok, eldeki kadro itibari ile.
  • karşılaşmayı canlı olarak tribünden izleyen bir eskişehirli olarak, eses açısından inceleyeceğim karşılaşma olacak.

    birkaç haftadır bu sezonun kritik, sezonu anlamlı kılacak maçlarını oynuyoruz. düşme tehlikemiz yok ancak geçen haftaki gaziantep ve bu haftaki galatasaray maçlarını kaybetseydik sezon bizim için bitmiş olacaktı. gaziantep ya da ibb gibi anlamsız bir şekilde 7., 8. ya da 9. olmak için yarışacaktık. bunun da ne manevi ne de maddi bir katkısı olacaktı esese. ancak ilk altı şansının devam etmesi, yeni yayın ihalesi sonrasında yaklaşık 1,5 milyon gibi bir fazlalık yaratıyor sezon sonunda alacağınız parada. bu eses için tarihinin belki de en yüksek bütçesiyle yeni sezona girmek ve doğal olarak hedefi daha da büyütmek demek. üstelik ilk altıdaki takımlar birbirileriyle kapışırken aradan sıyrılabilme ihtimali uefa şansını da beraberinde getirir ki bu da yeme de yanında yat olur. üstelik tüm bu maddi getirinin yanında ilk altı gibi bir hedifin hala canlı tutulması eskişehir gibi futbolla yatıp kalkan bir şehir için manevi anlamda da ateşi harlamak, heyecanı üst seviyede tutmak anlamına gelir. ki bu da takım için müthiş bir pozitif etkidir. karşılaşma hakkında yorum yaparken, eskişehirin futbolunu "tü kakalarken" bu ön koşulları da görmek gerekir diye düşünüyorum.

    gelelim maça, öncelikle eskişehirin futbol yapısını eskişehirdeki futbol algısını anlamak gerek. bu takımın 3.ligini de gördüm, 2.ligini de daha öncesini de canlı tanıklardan dinlemişliğim var. eskişehir hiçbir zaman yumuşak oynayan bir takım olmadı. her zaman sert, dişli, basan bir takım olmuştur. bu, kentin futbol karakterinde var. yani galatasaray buraya gelirken, kasımpaşa gibi dokuz kişiyle atak yapıp arka tarafını kabak çiçeği gibi açacak bir takım bulmayacağını önceden bilmeliydi. rijkaard bunu bilmiyorsa, ki olabilir, yanındaki türk yöneticiler ya da profesyoneller bunu anlatmalıydı. defansif anlamda zayıf, fazla fiziki mücadeleye girmekten hoşlanmayan arda, keita, elano ve caner gibi oyuncular zaten eskişehir için pozitif bir katkı sağladı. üstüne ayhan ve m.topal'ın formsuzlukları doğa, alper, sezer ve koray'a orta sahada istediklerini yapma fırsatı verdi.
    rıza hocanın taktiği çıkarttığı ilk 11 den belliydi, arda ve caner'in olduğu kanadı koray ve sezgin gibi iki bekle kapat -koray aslında sağ bektir ancak dediğim gibi bu arda'ya karşı alınmış bir önlemdi- keitanın olduğu kanadı da volkan ve sezerle kapat. orta da zaten doğa ve alper gibi ısıran, tempo yapan defansif ortasahalar koyarak galatasarayı kilitle. tahminim bu taktikle galatasaray'ı durdurduktan sonra rıza hoca, sağ kanada beşiktaştan kiralık gelen ve son haftalarda iyi oynayan sağ açık erkan'ı alarak gol bulmaya çalışacaktı. ama asıl yeri bek olan koray iki gol birden atınca planda değişikliğe gidip sola bülenti çekti, sezeri m.yılmaz'ın yanına forvete yakın bir yere attı ve sarı kartlı ümit karan'ı oyundan aldı.
    galatasaray ise orta sahadaki bu kapana kısılmasına çözüm üretemedi. tek çözüm olarak elano'nun geriye gelip top alarak eskişehir defansına doğru 30-35 metrelik uzun toplar atması ise esesin ekmeğine yağ sürdü. nasıl sürmesin ki, kalede 2.05 lik vanja ivesa ve stoperde 1.95'lik luka vucko vardı. penaltı pozisyonu da olmasa bu kapandan galatasaray'ın çıkması zor gözüküyordu ki penaltıdan sonra da zaten yine çıkamadı. bunda sert oyuna karşılık veremeyen keita ve arda'nın oyun anlamında da çözüm üretemeyişi etkili oldu.
    velhasıl bizim açımızdan baktığımızda haddimizi bilerek, puan tablosundaki pozisyonumuzun gereğini ve gelecek haftalarda getireceklerini düşünerek oynadığımız bir maç oldu. kazandık, özgüvenimiz daha da arttı, umut tazeledik. sezona daha anlımlı ve umutlu bakmaya başladık. umarım sezon sonunda kayseri ya da trabzonu -en yakın onlar gözüküyor- aşağı çekerek ilk altıda kendimize yer bulur ve gelecek ekstra parayla bu kadroya nokta birkaç transfer daha yapabiliriz.
  • gercek futbol konusmak gerekirse, duvar paslari ve verkaclari iyi yapan eskisehirspor'un cok rahat tehlike yaratabildigi, ve presle galasatasaray'a oyun oynatmadigi, ayhan'in acilen bu takimdan kesilmesi gerektigini bir kere daha gosterdi bu mac.

    galatasaray neden inatla yarim ay seklinde geriye dogru atak yapmaya calisiyor anlamadim. 20 tane pas yapiyorsun hala ayni yerdesin. mehmet topal ve caner geride ve ortada hic guven vermiyorlar. oyleki mehmet'in bir tane bile ileriye yonelik pasi yok, hatta buna sinirlenen neil artik one cikmak durumunda kaldi. arda'da topu gene gereginden fazla tutuyor.

    hakem konusuna deginmeyecegim, kesinlikle tum kararlar skora etkisi vardi ama galatasaray buna ragmen bu oyun sekliyle zaten biraz pres yapan takima karsi bu kadar etkisizligi asil beni dusunduren. boyle biterse zirve yarisina tum takimlar birbirini ittirerek finale boyle giderler.

    edit: eskiden de mevcut olan nasil girdi nasil soktu insanlarinin son alimlardan sonra katlanarak her takim taraftarinda genel bir artisa neden olmus. eskiden biraz daha seviyeli sohbet vardi. simdi mutemadiyen aglama melis. fener basliginda da var cimbom basliginda da, besiktas basliginda fa.
  • bülent yıldırım'ın rezalet bir yönetim gösterdiği ve iki takım adına da yanlış kararlara imza attığı maç olmaktadır.

    edit: fenerbahçeliyim
  • eskişehirspor taraftarının bir çok maçta olduğu gibi "ulan şu stadın üstü kapatılsa anasını ağlatıcaz ama"dediği maçtır
hesabın var mı? giriş yap