• (bkz: alkol referandumu)
  • şu referanduma bakıp "oh oh, biz burada camileri kapattıramıyoruz, hiç değilse isviçre'de kapattırsınlar" diye sevinen türkler olduğunun her iddiasına varım.
    ...ki işin komik tarafı, böyle düşünen insanların büyük ihtimalle türkiye'de rahatsız olduğu kısıtlayıcı manteliteyle, isviçre'dekinin birçok yönden benzeşiyor oluşu.

    schrödinger'in kedisine hitap ediyormuş gibi düşünsel yaklaştık ama hadi neyse bakalım...
  • kimse çıkıp ötmesin arkadaş isviçre avrupa medeniyetin başkanı diye. yok kendini, kültürünü koruyormuş da yok isviçre hristiyanmış da ne bekleniyormuş da falan filan. yani bi dolu kafa siken zırva.

    ben vakt-i zamanında iskenderunda kaldığım dönemde hiç ezan sesi duyamazdık bulunduğumuz yerden. ramazan ayında büyüklerimiz oruçlarını iskenderun yerel tv'sinden açardı. lakin her pazar balkondan çalan çan sesini dinlerdik kuzenimle. yani her ülke bünyesindeki vatandaşının inandığı dinin argümanlarını korumakla mükelleftir. bak ben ezan duyamazken hristiyanlar çan seslerini duyuyordu. hayatları yasakların gölgesinde geçmişler için bu tip faşizan dayatmalar normal olabilir.

    şimdi bu ülkede musevi ya da isevi azınlıkların dinsel sembollerinin yasaklanması hakkında bir halkoylaması yapılsa sözlük yiğitlerinin tepkisi ne olurdu acep. hemen ortaya çıkıp bık bık öterdi bir grup magma yok islam dini böyle işte. yok bu ülkede diğer dinler,azınlıklar sevilmiyor falan diye.

    yurdumuza gelen elin ecnebileri rahatsız olmasın diye kimi müftülükler turistlerin yoğun yaşadığı yerlerde ezan okunmasını minumuma indirme gayreti içindeler. bu tip bir uygulama zorunlu değil aslında. neticede sen bu ülkeye gelirken buranın müslüman bir yapıya sahip olduğunu biliyordun ve ona göre geldin. şimdi ezandan rahatsız oluyorum yasaklayın, kaldırın deme hakkına/lüksüne sahip değilsin. ama bu ülke senin konforunu gözetiyor. şu halde yurtdışında yaşayan müslüman azınlığın haklarının gözetilmesini beklemek de benim hakkım.

    konuyu çok dağıttım farkındayım lakin böyle sikindirik,boktan bir kararı daha rasyonel ve itidalli yorumlama kabiliyetine sahip değilim.
  • isviçrelilerin kendi iradelerini ortaya koydukları basit, çok basit bir olaydır. buna faşizm demeden önce, 1400 yıldır gram ilerlememiş insanların, fersah fersah yol almış avrupa'ya akın akın göç etmeleri (nedenleri de ayrı konu) ve aynı yaşam tarzını sürdürmedeki ısrarları ile islam'ın isviçre halkına nasıl yansıtıldığını görmek lazım. insan hakkı olarak "kızlarımızı okula göndermek istemiyoruz" diyebilen bir topluluktan bahsediyoruz. adamlar kale alıp konuşup tartışıyorlar en azından...

    ha bir de, burda her türlü olay için "halka soralım o zaman" diyorsunuz da, isviçre'liler halka sorduğunda neden faşizim oluyor lan bu? adamlar ibadet özgürlüğünü elinden almıyor, komün yaşamlarına müdahale etmiyor...ama sizin istemediğiniz her şey faşizm, üstelik adı da demokrasi...faşokrat lar sizi...
  • http://www.firatnews.org/…p?rupel=nuce&nuceid=17820
  • (bkz: dünya sikine minare götüne)
  • yorumları okudukça dinime küfreden müslüman olsa dedirten, son derece demokratik bir uygulamaya sahip referandum. birçok kişi referandumun demokratik olmadıgını savunmak için avrupa nın geçmişteki yanlışlarından ve şuanki hatalarından bir demet sunmuş. ama yok bize karşı bir olay ya, bunun adı faşizm olmalı tabi; yoksa bu cihanda kim türk ün ve müslüman dünyasının aleyhinde bir karar alma hakkına sahip olabilir?

    hiçbir özgürlügü olmayan ve özgürlükten de anlamayan, faşist yapıda oldugunun farkında olmayıp ona buna faşist diyen kişilerce bok atılan referanduma sahip ülkedir ayrıca.

    lan avrupalı buraya gelip kendi yaşantısını uyguladıgında -ki bu sadece kendisini ilgilendiren, artısı eksisi kendisine olan bir durumdur- ona orospu deme hakkını, gavur deme hakkını kendinde buluyorsun , sırf senden degil diye her türlü rezilligi yapıyosun da, o kendi topragında senin düşünce ve yaşam tarzını baskı altına alıcı davranışlarını halkına sorup yasakladı diye hangi pişmişlikle faşizm diyorsun?

    tabi biz her mahalleye 2şer 3 er tane cami diktiren, boş bulunan her vakıf arazisini camiyle mescitle degerlendiren bir yapıyla yönetildigimizden ve adamlar da "hastane ve okul sayısını ibadethane sayısından yüksek tutan" bir anlayışta olduklarından bizim bu olayı kavrayamamız çok normal.

    2003 itibariyle 75bin küsür camiye sahip olan, yani her iline yaklaşık 1000 adet cami düşen bir millet olarak, isviçredeki cami, minare sayıları pek bir az gelmiş olabilir tabi bizlere.
  • http://yesilgazete.org/…iller-grubu-paranizi-cekin/
  • (bkz: whitney toyloy)
  • isviçre'nin "100 bin imza getir referanduma git" kuralını müktesebatından çıkarması veya bu kanunda bazı değişiklikler yapması gerektiğini göstermiştir. burada temel sorun minarenin yasaklanması değil, bu yasağın bir referandumla getirilmesidir. eğer minare yasaklanacaksa bu parlamentodan çıkan bir kanunla olmalıydı. mevcut parlamentonun aşırı sağcı nitelik taşıdığını, dönemsel olduğunu, zaman içinde gelecek daha ılımlı bir meclis dağılımıyla sorunun çözüleceğini düşünürdük. faşizm demek biraz ağır kaçar, hafif deyimle 21. yy'da avrupa'nın göbeğinde "ayrımcılık" halkoyuna sunulmuştur, tehlike budur. eğer bu ayrımcılık cılız tepkilerle geçiştirilip yasalaşırsa bu defa ırkçı refleksler taşıyan ülkelerde (isviçre, almanya, danimarka, avusturya vb.) diğer başka konular da faşizan uygulamalar halk oylamasıyla yasalaştırılabilir. "diğerleri"ne karşı yapılan tüm referandumlar (birkaç istisna ülke dışında) tüm dünya ülkelerinde kazanır. bugün türkiye'de "kiliselerin kapatılması" konulu referandum yapılsa ezici çoğunlukla "kapatılsın" kararı çıkar. "tüm ermenileri toplayıp ermenistan'a sürelim mi" referandumunun sonucu da "evet" çıkar. demokrasi bu değildir, demokrasi "farklılıkları koruyan rejim"dir. zaten farklılıkların korunması telaşı olmasa, yani halkın %51 çoğunluğunun düşüncesi ne olursa onun uygulanması mutlak doğru olsaydı demokrasiye gerek kalmazdı. zamanın hitler'i yaptığı uygulamarı halkoyuna sunsaydı o da %51'den fazla bir oranda halkından destek alırdı.

    temel hak ve özgürlükler, yabancılar, azınlıklar, farklı kültürler halka bırakılmayacak kadar ciddi konulardır. umarım isviçre parlamentosu tehlikenin farkına varmıştır. en azından bu saydığım konularda referanduma gitmeyi yasaklamaları gerekmektedir.
hesabın var mı? giriş yap