• herkes biliyor da yinelemekte yarar var, kritik olan iki madde, gerisi teferruat. nedir bunların içeriği?

    tamamen darbelerin (27 mayıs-12 eylül) ürünü olan aym ve hsyk yapısında değişikliğe gidilmesi ve meclisin (halkın) mutlak iradesinin sağlanması. hükümetlere takılmamak lazım, biri gider diğeri gelir, seçimlere zaten 1 yıldan az bir zaman varken akp'yle ilişkilendirmek hata olur.

    şayet sonuç "evet" yönünde olursa, "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ifadesi bu topraklarda ilk defa manidar olacak.
  • (bkz: razor's edge)
  • akp'den avni doğan fişleme sırası bizde dediği için ceza falan almıştı di mi?
    http://www.ntvmsnbc.com/id/25060126

    aha bakın daha seçim bile yapılmadan;
    http://haber.gazetevatan.com/…krasi/327238/9/manset
    buyurun, ona göre oyunuzu verin.
  • toplumun koyun olmadığını ispat şansı. (bkz: http://www.telgrafhane.com/…surusudegilsekeger.html)
  • sayesinde soru eki olan "mi" nin ayrı yazılması gerektiğini bile bilmeyen davarların anayasa profesörü kesildiği referandum.
    ulan anayasa gibi ciddi uzmanlık gerektiren bir konunun referandumu mu olur? ha gitmişsin ameliyatlarda kullanılacak anesteziklerin çeşitleri ile ilgili referandum yapmışsın ha anayasa ile ilgili.
  • içinde ucu açık maddeler bulunduran anasaya değişikliği. isterseniz öküz altında buzağı aramak diyebilirsiniz buna. ama şunu söylemek istiyorum ki, birazdan yazacaklarım gerçekten yaşanmaya başladığı zaman, ben demiştim demek yapmak istediğim son şey olacak.

    bakın eski anayasa ne diyor "kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. devlet, bu eşitligin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür." peki yapılan değişiklik ne bu maddede? maddenin sonuna şöyle bir ifade eklenmiş. "bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz."

    ne demek peki bu? referandumdan evet çıkarsa yaşanabilecek bazı olayları yazayım örnek olarak.

    biri bir gün saçma sapan bir yasa çıkarmaya çalışacak. "kadın erkek eşitliğinin sağlanması için kadınların kara çarşaf giymesi zorunludur." diye. itiraz edenler olacak bu yasaya doğal olarak. eşitlikle uzaktan yakından alakası olmadığını, aksine eşitsizlik olduğunu söyleyecekler. yasayı çıkarmaya çalışanlar çıkıp bu yasanın eşitsizlik değil kendi gözlerinde eşitliği sağlayacağını, tecavüzleri azaltacağını, tacizleri azaltacağını, laf atılmasını azaltacağını söyleyecekler. sonra da bak sen neye evet dedin diyerek yeni anayasamızı gösterecekler. "bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz." diyecekler.

    buna da itiraz etmek isteyeceksin. anayasa mahkemesine davalar açılacak. ama hepsi reddedilecek. neden? çünkü anayasa mahkemesinin 19 üyesinden 16'sını atayan cumhurbaşkanı. anayasa mahkemesi akp'nin kontrolünde. onlar ne isterse o olacak.

    bu anayasa değişikliğinin tek amacı hsyk'yı, anayasa mahkemesini ve orduyu ele geçirmek. 12 eylül anayasasını değiştirmekmiş, kadın haklarıymış, eşitlikmiş bunların hepsi sadece birer göz boyama. referandumdan evet çıkarsa zaten kısmen bağımsız olan yargı tamamen sindirilecek ve olası bir rejim değişikliğinin önü açılmış olacak.

    bundan sonraki anayasa paketinde "türkiye devleti bir islam cumhuriyetidir" gibi bir madde bulunursa şaşırmayın.
  • anayasa değişikliği ne getiriyor

    maddelerle ilgili tüm değişiklikleri değerlendirdim. okuyacağınız üzere siyasi görüşlerimi değişikliklerle ilgili objektif görüşüme çok karıştırmamaya çalıştım.

    yazının altındaki linklerde anayasadaki değişikleri gösteren tabloyu ve görüşlerimi içeren dosyaları bulabilirsiniz.

    değişikliklere ilişkin objektif olmaya çalıştım ancak “sonuç olarak anayasa – beraber yaşamanın kuralları değiştiriliyor. bu değişiklikleri kimin yaptığı önemli değildir” şeklinde düşünmüyorum. unutmayalım ki bu değişikliklere bağlı kanunlar ve alt düzenlemeler siyasilerce (akp ve sonraki iktidarlar tarafından) yapılaktır. o nedenle bu değişiklikleri kimin yaptığı da önemlidir, nasıl yaptığı da önemlidir. zaten değişiklikler çoğu yerde önemli detayları bağlı kanunlara ve siyasilerin insiyatifine bırakmaktadır.

    yaptığım incelemenin naif ve çok eksik olabileceğinin farkındayım. kaçırdığım noktalar hakkında bilgilenmek ve farklı görüşleri dinlemek için bir miktar daha vaktim olduğunu sanıyorum.
    degisikliklerin gösterildiği tablo:
    http://tinyurl.com/referandum-tablo
    değişikliklere ilişkin görüşlerim:
    http://tinyurl.com/referandum-gorus

    değiştirilen maddeler
    değişiklik:
    madde 10 (kanun önünde eşitlik): “pozitif ayrımcılık” yapılmasına imkan veren bir anayasa değişikliği. kimler için pozitif ayrımcılık yapılabilir? çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler.
    görüş:
    - bu “pozitif ayrımcılık” zaman zaman eşitlik olgusunu zayıflatabilecek noktalara kadar gelebiliyor. örneğin evlenen kadınların “kocam istemiyor – ev kadını olacağım – aileme bakacağım” bahanesi ile tazminat alarak işten çıkma hakkı vardır. (bu hak kadının hakkı mı kocanın hakkı mı?). anayasa mahkemesi kadınlara hak tanıyor gibi görünüp aslında onlara belli bir rol biçen bu düzenlemeyi dahi anayasaya aykırı bulmamıştır. bu çok tartışmalı uygulama bile kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı bulunmazken yeni düzenleme ile yapılabilecek değişikliklerin tehlikeli ve yanlış şeyler getirebileceğini düşünüyorum.
    http://www.anayasa.gov.tr/…n=karar&id=2632&content=

    - evlenmemiş ve çocuk sahibi olmayan kadınların erkeklerden daha erken emekli olabilmelerini yanlış buluyorum. çocuk sahibi olan annelere çalışamadıkları dönemler için bir telafi getirilmelidir. ancak aynı şekilde çocuğuna tek başına bakmak zorunda olan babalar da bu haklardan yararlanmalıdır. onlar da erken emekli olabilmelidir.
    - sosyal destekleri sorun yaratan unsurlara yönelik değil de kategorilere bağladığımızda türlü sorunlar çıkabilir. gelir durumuna bakmadan her özürlüye, her yaşlıya sosyal yardım verilmesi doğru olmayacağına göre neden böyle bir değişiklik yapalım?
    - bu desteğe ihtiyaç duyabilecek kesimlere ilişkin kanunla düzenlemeler hali hazırda da yapılıyor, yapılabiliyor. özürlülere, yaşlılara … kolaylık sağlamak için bu maddeye gerek yok.
    - bu değişiklik prensip olarak aslında kötü bir değişiklik değil, çok olumlu uygulamalar için uygun bir zemin oluşturabilir. örneğin kadın istihdamını özendirici vergi indirimleri vb. uygulamalara da imkan verebilir. ancak bu yöndeki bir iradenin önünde anayasal engel olduğunu düşünmüyorum. ayrıca bu hükümetin bu yönde uygulamaları istemeyeceğini düşünüyorum.
    bu nedenlerle kanunlar önünde eşitlik kavramının sulandırılmasına karşıyım. destekler kategorilere değil gerekçelere dayanmalıdır. özürlü – yaşlı vatandaşın geliri yerindeyse yardım yapılmasın. karikatürize bir açıklama ama “babalar emzirebiliyorsa süt izni alsın”.

    değişiklik:
    madde 20: (özel hayatın gizliliği): yasa kişinin kendisi ile ilgili tutulan veriler hakkında bilgilenme, bu bilgilere erişme, düzeltilmesi veya silinmesini talep etme hakkını getiriyor. kanunlar da bu hakkın nasıl kullanılacağını düzenliyor.
    görüş:
    - bu bilgilerin korunması ile ilgili devlete sorumluluk yüklenmemiş. “ilgili kurumlar bu bilgilerin gizliliği ile ilgili gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür” gibi bir ibare halen yok.
    - getirilen değişiklik olumlu bir adım ancak çok çok yetersiz. kullanılan dil nerdeyse yapılan haksızlıklara anayasal bir açıklama getiriyor.
    - kişisel bilgilerin toplanmasına getirilen gerekçelerdeki muğlaklık giderilmemiş. örneğin “genel ahlak” “kamu düzeni” “suç işlenmesinin önlenmesi” vb. referanslar bence gereğinden fazla esnek. internetten porno indiren biri hakkında işlem yapılabilmesi bu madde sayesinde hala mümkün.
    - halihazırda yürürlükte olan bilgi edinme ile ilgili kanun bu maddenin getirdiği hakları zaten büyük ölçüde sağlamakta.
    bu nedenlerle bu değişikliğe de karşıyım. bunca önemli eksiği ola bir değişikliğe evet diyerek özgürlükçü bir adım atıyor olmayacağız.

    değişiklik:
    madde 23: (yerleşme ve seyahat hürriyeti): getirilen değişiklik yurt dışına çıkma yasağını açıklayan hallerden “vatandaşlık ödevi” referansını iptal ediyor. hakim kararına bağlıyor.
    görüş:
    - çok olumlu bir değişiklik olarak görüyorum. askerlikle ilgili sıkıntılar nedeniyle içeride ve dışarıda hapsolanların sorunlarına çözüm olacağını düşünüyorum.

    değişiklik:
    madde 41: (ailenin korunması (ve çocuk hakları)): buradaki anahtar değişiklik “devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır.” ifadesinin eklenmesi olmuş.
    görüş:
    - mevcut yasalar elbette bu mücadele için yeterli bir zemin oluşturuyor. internet üzerinde takip – sansür, karartma vb. uygulamalara cevaz veren düzenlemelerin “çocuk istismarı” bahanesi ile yapıldığını, bu hakkı düzenleyen kanunun bu “bahane” ile meclisten geçirildiğini hatırlıyorum. bu bahanenin uygulamada temel amacından sapan, özgürlükleri gerekçesiz şekillerde engelleyen bir hale dönüştüğünü hep birlikte gözlemledik. bu bahaneyi bir kez kullandılar. ikinci kez bu tuzağa düşmemek gerek. o nedenle bu boş laf gibi görünen değişikliğe de karşıyım.

    değişiklik:
    madde 51: (sendika kurma hakkı): değişiklik “aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz.” ifadesini iptal ediyor. kısıtlayıcı hükümlerdeki belirsizlik giderilmemiş.
    görüş:
    - benim fikir oluşturabileceğim bir konu değil, ancak sendikal özgürlükler açısından önemli hatta olumlu bir değişiklik olduğu konusunda şüphelerim var. eylemci sendikaların mücadele gücünü azaltan, iktidara yakın sendikaların daha da güçlenmesine yol açacak bir düzenleme olabilir. bilmiyorum. çekimserim.

    değişiklik:
    madde 53: (toplu iş sözleşmesi hakkı) mevcut anayasa kamu görevlilerinin haklarına ilişkin mutabakatı ve anlaşmazlığı sonlandıracak nihai karar mercii olarak bakanlar kurulunu gösterirken, yapılan değişiklik topu kamu görevlileri hakem kuruluna atıyor. bu kurulun kararlarının kesin hükmünde olduğunu belirtiyor (bu herhalde yargı yolu açık değil demek).
    görüş:
    - bu düzenleme siyasi özerkliği olan bir kurum oluşturularak popülist uygulamaları engelleyebileceği gibi, hükümetin hem süreci yönlendirip hem de sorumluluğunu almayacağı bir uygulamaya dönüşebilir. hükümetin özerk kuruluşlara olan genel tavrı ile bakanlar kurulunun yetkisini dağıtan bu kararını çelişkili ve art niyetli buluyorum. bu konuda zaman içinde (özellikle akp iktidarında) somut içtihatlar koyabilecek, şeffaf bir kurumun oluşturulma ihtimalini zayıf buluyorum. prensip olarak kurumun teşkili, çalışma usul ve esasları ilgili kanunun somut kısıtlar ve prensipler çerçevesinde oluşturulması halinde olumlu sonuçlar doğurabilir. ancak akp’nin yetkilerini böyle bir olgunluk çerçevesinde devredebileceğini sanmıyorum.
    - bu değişikliğe olur demem ancak bu kanunun nasıl düzenleneceğine bağlıdır. anayasa metninde de bu yok. bu nedenle yetkisi olup sorumluluğu olmayan bir kurumla değil hükümetle yapılacak bir düzenlemeyi tercih ederim. konu zaten siyasi otoritenin yetki alanına girer. kamu görevlilerinin toplu sözleşme taleplerine perde arkasından değil doğrudan muhatap olsunlar. bu konuda kural koymak istiyorlarsa o kuralın ne olduğunu açık olarak yazmadıkları sürece sorumluluktan kaçmalarını yanlış buluyorum.
    - yeni düzenleme lafı dolandırmadan “memurlar ve diğer kamu görevlileri, toplu sözleşme yapma hakkına sahiptirler” diyor. bu ise tek başına bakıldığında olumlu bir düzenleme. ancak pratikte konulan engellerin durduğu yönünde yorumlar okudum. sanıyorum mevcut olan görüşme hakkının kağıt üzerinde sözleşme olarak çevrildiği yönündeki eleştirlerde haklılık payı var.

    değişiklik:
    madde 54: (grev hakkı ve lokavt): getirilen değişikliklerle “grev esnasında greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya kusurlu hareketleri sonucu, grev uygulanan işyerinde sebep oldukları maddî zarardan sendika sorumludur.” “siyasî amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev ve lokavtı, genel grev ve lokavt, işyeri işgali, işi yavaşlatma, verim düşürme ve diğer direnişler yapılamaz.” ifadeleri iptal ediliyor.
    görüş:
    yapılan değişiklikler grev hakkı ve lokavt kapsamında bir ileri adım gibi görünüyor. ancak diğer maddeler halen bu haklar kapsamında oldukça kısıtlayıcı ve muğlak hükümler içeriyor ve muhtemelen daha da kısıtlayıcı kanunlara referans veriyor. (örn: grev hakkı ve lokavt iyi niyet kurallarına aykırı tarzda, toplum zararına ve millî serveti tahrip edecek şekilde kullanılamaz). sınırların hassas çizilmesi gereken bir alanda yapılan olumlu bir değişiklik. onaylıyorum. ancak diğer hükümlerin ağırlığı nedeniyle pratikte bir etkisi olacağını sanmıyorum.

    değişklik:
    madde 74: (dilekçe -bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma- hakkı): yapılan değişiklik kamu denetçiliği kurumunun kurulmasını öngörüyor. benim yorumum hali hazırda yürürlükte olan bilgi edinme kanunu kapsamında kurulan başbakanlık iletişim merkezi’ne (bimer) yasal bir statü kazandırıldığı şeklinde.
    görüş:
    - ben bu bilgi edinme kanununun büyük bir destekçisiyim. pratikte yeterince yaptırımı olmadığı ve kamu kurumları tarafından “çok sallanmayan” bu düzenlemenin daha etkin bir şekilde hayata geçirilmesini sağlayacak her türlü düzenlemeye varım. bu yeni kurumun sadece rapor üreten bir konumda değil bir yaptırım gücü ile donatılmasını diliyorum. gönül isterdi ki arpalık olacağı gün gibi aşikar olan bir bürokratik düzenleme yerine bilgi edinme kanununun gereğini yerine getirmeyen kurumların karşı karşıya kalacakları yaptırımlardan bahsedilseydi. ancak bu düzenlemenin yine de olumlu olacağını ümit ediyorum. hiçbir değişiklik getirmese bile bu hakkın bir kurum çerçevesinde şekillenmesi olumlu bir adımdır. böyle bir düzenlemenin daha verimli olacağının takdirini hükümete bırakmakta sakınca görmüyorum. sonuna kadar destekliyorum.

    değişiklik:
    madde 84. (milletvekilliğinin düşmesi): mevcut anayasadaki ~partisinin kapatılmasına neden olan milletvekillerinin milletvekilliği düşer~ diyen madde iptal ediliyor. amaç partisi kapatılsa da kişilerin milletvekilliğinin devam etmesi herhalde. ancak “milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının genel kurula bildirilmesiyle olur” ifadesi korunduğundan çıkartılan paragrafın herhangi bir hükmü yok bence.
    görüş:
    - tamamen etkisiz bir değişiklik de olabilir. partisini kapattıran milletvekilinin milletvekiliğinin devam etmesini sağlamaya yönelik bir değişiklik gibi görünüyor. parti kapatmalara da milletvekilliğinin siyasi nedenlerle düşmesine de karşıyım. ancak bence yapılan değişiklik istenilen amacı sağlamıyor. yine de bu yönde yapılacak bir değişikliği uygun buluyorum.

    değişiklik:
    madde 94 (başkanlık divanı): sadece yazımdaki ifadede bir değişiklik yapılmış.
    görüş:
    - tamamen etkisiz bir değişiklik.

    değişiklik
    madde 125 (yargı yolu): değişiklik (terfi işlemleri ve kadrosuzluk nedeni ile emekliye ayırma hariç) yaş kararı ile ordudan ilişiği kesilen kişilere yargı yolunun açılması imkanını getiriyor.
    görüş:
    - söylenecek hiçbir şey yok. yerinde bir değişiklik. destekliyorum.

    değişiklik:
    madde 128 (genel ilkeler): toplu iş sözleşmesi hakkında yapılan değişikliklerle (madde 53) birlikte değişen bir madde.

    değişiklik
    madde 129 (genel ilkeler): “uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz”. ifadesi “disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz” şeklinde değişmiş.
    görüş
    - bu kararın zamanında böyle kabul edilmesi de bugüne kadar böyle kalması da büyük ayıp. değişmesi çok doğru.

    değişiklik:
    madde 144 (hâkim ve savcıların - adalet hizmetlerinin denetimi): değişiklik biraz dilde sadeleşme ve kanuna referans verme şeklinde olmuş. eski hali daha anlaşılır. somut farklılık adalet bakanı’nın soruşturma ve inceleme işlemlerini inceleme yapılacak olandan daha kıdemli bir hakim ya da savcı eliyle yaptıramaması, ancak ve ancak adalet müfettişleri aracılığı ile yaptırabilmesi. buna karşın denetim için adalet müfettişleri yanı sıra hakim ve savcı mesleğinden olan “iç denetçileri” de kullanabiliyor.
    görüş:
    - iç denetçi kavramı ile ilgili getirilen değişikliklerin adalet bakanlığı bünyesinde ürkütülen kurbağaya değeceğini düşünmüyorum. prensip olarak da karşıyım. dahası soruşturmaların neden kıdemli hakim veya savcılarca yürütülemeyeceğini anlayamıyorum. içimden bir ses adalet müfettişlerinin daha az bağımsız olduklarını değişikliğin bu nedenle yapıldığını söylüyor. belki de çok önemli bir değişiklik değil ancak hali hazırdaki esnekliğin bozulması için neden görmüyorum. hakim – savcı, müfettişten daha bağımsızdır. gerekli durumlarda soruşturma yürütebilmelidir.

    değişiklik:
    madde 145 (askeri yargı): değişiklik ergenekoncuların ve vicdani redcilerin(?) davalarının askeri mahkemelerde değil adliye mahkemelerinde görülmesine izin veriyor.
    görüş:
    - söylenecek hiç bir şey yok. sonuna kadar destekliyorum. prensip olarak doğru bir değişiklik.

    değişiklik:
    madde 146 (anayasa mahkemesi - kuruluşu): kanun kapsamlı değişiklikler getiriyor. atama ile ilgili değişiklikler şöyle:
    http://tinyurl.com/anayasa-resim
    resim hürriyet gazetesinden alınmıştır.
    görüş:
    - basit bir yaklaşım getirdim ve kurumların bağımsızlıklarını 1’den 5’e derecelendirelim. hükümetten en bağımsız kurum 5 ile yargı kurumları, en bağımlı kurum da 1 ile tbmm olsun. sayıştay ve yök’e 2, cumhurbaşkanı’na 3 verdim. malum bu atamaları da nihayetinde hükümet yapıyor. seçim iki aşamalı olduğunda ortalamasını aldım. sonuç eski anayasanın yargı bağımsızlığı açısından daha ileride olduğunu gösteriyor.

    - ayrıca üye sayısı artırıldığı için birçok atama doğrudan doğruya bu hükümet döneminde gerçekleşecek. bu nedenle bağımsızlık açısından üye yapısı ile ilgili düzenlemeleri yanlış buluyorum.

    değişiklik:
    madde 147 (anayasa mahkemesi – üyelerin görev süresi ve üyeliğin sona ermesi): anayasa değişikliği, üyelerin 12 yıl sonunda ayrılmalarını da zorunlu kılıyor. eskiden ancak 65 yaşında emekli olarak ayrılıyorlardı.
    görüş:
    - üyelerin daha sık değiştirilmesine neden olacak bir düzenleme. 12 yıl uzun bir süre, ancak yine de bağımsızlık açısından geri bir adım. mevcut üyelerden 12 yılını dolduranları (akp öncesinde atananları) tasfiye etmeye yönelik bir girişim olduğunu düşünüyorum. art niyetli ve yanlış buluyorum.

    değişiklik
    madde 148 (anayasa mahkemesi – görev ve yetkileri): değişiklikle birlikte anayasa mahkemesine bireysel başvuru imkanı sağlanıyor. tbmm başkanına ve üst düzey askerlere yüce divanda yargılanma yolu açılıyor.
    görüş:
    - isabetli bir değişiklik. destekliyorum.

    değişiklik
    madde 149 (anayasa mahkemesi – çalışma ve yargılama usulü): değişiklik parti kapatma yanı sıra devlet yardımından yoksun bırakma kararından bahsediyor ve bunun için (salt çoğunluk değil) 3’te 2 çoğunluk şartı getiriyor.
    görüş:
    - akp’nin bu zorlaştırmayı neden yaptığı malum. ancak yine de parti kapatmaların zorlaşması ve para cezası seçeneğinin yerleştirilmesini olumlu buluyorum.

    değişiklik :
    madde 156 (askeri yargıtay) ve madde 157 (askeri yüksek idare mahkemesi): yapılan değişiklik, “askerlik hizmetlerinin gereklerine” ifadesinin iptalini getiriyor. bu mahkemeler de sivil mahkemelerle aynı esaslarla düzenleniyor.
    görüş:
    - prensip olarak doğru bir değişiklik. karikatürize edecek olursak askeri mahkemeler de evrensel değerlere göre yargılama yapacak. askerin doğrusu farklı sivilin doğrusu farklı diye bir şey olmayacak.

    değişiklik:
    madde 159 (hâkimler ve savcılar yüksek kurulu): kanun kapsamlı değişiklikler getiriyor. üye yapısı ile ilgili değişiklikler aşağıda görülüyor. hsyk’nın meslekten men cezalarına karşı yargı yolu açılmış. adalet bakanı’nın (ilk toplantıda oylanma koşuluna bağlı olan) geçici görevlendirebilme yetkisi elinden alınıyor. ancak adalet bakanına inceleme ve soruşturma açılmasına olur vermek gibi ekstra yetkiler de getiriyor. bir de kurum için bir genel sekreterlik kurulması öngörülüyor.
    http://tinyurl.com/hsyk-resim
    resim hürriyet gazetesinden alınmıştır.
    görüş:
    - üye yapısının bağımsızlığa etkisine basit bir yaklaşım getirdim ve kurumların bağımsızlıklarını 1’den 5’e derecelendirelim. hükümetten en bağımsız olanlar 5 ile yargı kurumları, hakimler ve savcılar oldu. en bağımlı kurum olarak da 1 ile adalet bakanı ve müsteşarı oldu. cumhurbaşkanı’na yine 3 verdim, türkiye adalet akademisine da 3 verdim. genel kurulunda çok seslilik var. ancak adalet bakanlığının 8 üyesi daha yüksek oy almalarını engelledi. (genel kurul için: http://www.taa.gov.tr/yonetim/genelkurul.html) sonuç yeni anayasanın hsyk üyelerinin bağımsızlığı açısından daha ileride olduğunu gösteriyor.
    - hsyk’nın meslekten çıkarma kararlarına yargı yolu açılıyor. bu da elbette olumlu bir gelişmedir.
    - adalet bakanı’nın kurulun başkanı olması bağımsızlık açısından olumsuz bir nokta iken bu durum aynen korunmuş. bununla da yetinilmemiş adalet bakanına ilave yetkiler verilmiş. bu ilave yetkiler arasında soruşturma inceleme açılmasına olur vermek – adalet müfettişlerini ve iç denetçileri atamak gibi şeyler de var. bu ise bana çok çok ters gelen bir uygulama. tehlikeli ve kötü niyetli buluyorum. soruşturma ve incelemelere de kurulda oylanma usulü ile olur verilmelidir. madem demokratik bir kurum oluyor artık o zaman o demokratik kurula güvenmek gerekir!
    - kurum için belli kurallar çerçevesinde bir genel sekreterlik kurulması öngörülüyor. bunun ne getireceğini hiç kestiremiyorum. ancak bunun da adalet bakanının nüfuzunu artırmaya yönelik bir düzenleme olacağını düşünmek için çok neden var.
    - yapılanları kurulun yapısını bağımsızlaştırıp yetkisini adalet bakanına devretmek şeklinde görüyorum. bu kanunda arzulanan değişim elbette adalet bakanının yetkilerini kısan bir yönde olmalıydı. son derece tehlikeli ve yanlış buluyorum.

    değişiklik:
    madde 166 (planlama ekonomik ve sosyal konsey): sadece hükümete danışmanlık vermek üzere anayasal bir kurum oluşturuluyor.
    görüş:
    - bu kurum anayasal olarak kuruluyor ama yetkisi yok sorumluluğu yok. kanunun nasıl düzenleneceği belli değil. iktidar güdümünde tarafların ağırlık kazanacağı bir bürokratik hamallıktan öte bir işlevi olacağını düşünmüyorum. evet denmesini istiyorlarsa ayrıntıları görmek isterim. dengeli, işlevli bir kurum olacağına ikna etsinler. hali hazırda gayri resmi bir konseyimiz var mı? kimler bunlar? ne iş yaparlar? ben aradım ve bulamadım. bunun iletişimini de yapmıyorlar.

    değişiklik:
    geçici madde 15 (12 eylülcülerin dokunulmazlığı): 1980’de iktidara gelen hükümetlerin ve milli güvenlik konseyinin… karar ve tasarruflarına karşı yargı yolunu kapayan madde anayasadan siliniyor.
    görüş:
    - olumlu bir değişiklik. bugüne kadar kalması dahi utanç kaynağıdır. destekliyorum.

    değişiklik:
    geçici madde 18 - 19 (yargı kurumlarına atamalar): değişen anayasa ile birlikle anayasa mahkemesindeki ve hsyk’daki üye değişikliklerinin nasıl olacağını düzenliyor.
    görüş:
    - dikkate değer bir olumsuzluk görmedim.

    değişiklik:
    madde 26 (halkoyunu suistimal): “bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer ve halkoyuna sunulması halinde tümüyle oylanır” diyen madde.
    görüş:
    - onlarca değişiklik yap tek bir oy iste, ondan sonra da birlikte yaşamanın kuralları - anayasa değiştiriliyor neden siyasallaştırılıyor değişiklikler tartışılmıyor de. vatandaşı eşşek yerine koymanın, aşağılamanın, demokrasiyi suistimalin referanduma sunulan hali. referandumdan hayır çıkması halinde umuyorum bu terbiyesizlik bir daha kimsenin aklına gelmez, tekrarlanmaz.

    özet tablo
    10 - kanun önünde eşitlik (pozitif ayrımcılık) <hayir>
    20 - özel hayatın gizliliği <hayir>
    23 - yerleşme ve seyahat hürriyeti <evet>
    41 - ailenin korunması (ve çocuk hakları) <hayir>
    51 - sendika kurma hakkı <çekimser>
    53 - toplu iş sözleşmesi hakkı <çekimser>
    128 - genel ilkeler (53 ile ilgili hüküm) <çekimser>
    54 - grev hakkı ve lokavt <çekimser>
    74 - dilekçe -bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma- hakkı <evet>
    84 - milletvekilliğinin düşmesi <evet>
    125 - yargı yolu (yaş kararları) <evet>
    129 - genel ilkeler (uyarı ve kınama'nın yargı denetimi) <evet>
    144 -hâkim ve savcıların - adalet hizmetlerinin denetimi <hayir>
    145 - askeri yargı (sivil mahkemelere yetki devri) <evet>
    146 - anayasa mahkemesi (kuruluşu) <hayir>
    147 - anayasa mahkemesi (üyelik) <hayir>
    148 - anayasa mahkemesi (görev ve yetkiler) <evet>
    149 - anayasa mahkemesi (çalışma ve yargılama usulü) <evet>
    156 - askeri yargıtay - ve 157 - askerî yüksek idare mahkemesi <evet>
    159 - hâkimler ve savcılar yüksek kurulu <hayir>
    166 - planlama; ekonomik ve sosyal konsey <hayir>
    geçiçi madde 15 (12 eylülcülerin yargılanması) <evet>
    geçiçi madde 19 (a. mahkemesi referandum sonrası atamaları) <hayir>
    geçiçi madde 19 (hsyk referandum sonrası atamaları) <hayir>
    geçici madde 26 (referandumda tümüyle oylanma) <hayir> siyaseten değil ahlaken yanlış

    özetin özeti:
    http://i54.tinypic.com/nb4w93.jpg
  • kemalistlerle cemaatcilerin erk mucadelesi.
  • nerede birlik orada dirliğe daha doğarken inanmış, kavgayı seven ama ettireni affetmeyen bir toplumun heyecanla beklediği aktivite.
    o tencereye o tekmeyi atmıycaktınız.
hesabın var mı? giriş yap