• zımnî; osmanlıca; "üstü kapalı, açıkça olmayan" anlamına gelen kelime...
  • doğru yazılışı zımnî olan kelimedir. kapalı, üstü örtük manalarına geldiği gibi mazmun kelimesiyle aynı köken gelir.
  • tazmin etmek (to cover) ile de aynı kökten gelen kelimedir.

    tek başına ingilizcedeki implicit veya implied kelimesini karşılar.
    zıttı sarihtir. (bkz: explicit)

    özellikle sosyal bilimlerde artık zımni yerine örtük tercih edilmektedir.
    (ara: örtük)
  • zımni üstü kapalı, örtülü; zımmi ise islam idaresi altındaki ehl-i kitap gayrı müslimlere denir. başlığa bakınız verdik bir izah eden olmamış ayrım konusunda.

    (bkz: zımmi)
  • anlamı balla bölüp
    içini boşaltmışım
    o yüzden her şey zımni
    hep mazruf aramışım
  • "michael polanyi'nin en orjinal fikri biri zımni diğeri açık iki biliş türü olduğudur. bunları kısaca ve şimdilik kaydıyla açıklamak gerekirse; açık bilgi kelimelere aktarılabilen, yahut bir şekilde de olsa çeşitli semboller halinde ifade edilebilen bilgi türüdür. zımni bilgi ise ne kelimelerle ne de sembollerle ifade edilebilir.

    (...)zımni anlayışla ilgili bir diğer örnek de piyano çalmayı öğrenme ve daha sonra da onu nasıl çalacağını bilmedir. piyano çalmakla ilgili her şeyin öğrenciye kelimelerle aktarılmasının mümkün olmadığı açıktır. öğrenme temel olacak örnek ve pratikle gerçekleştirilir. piyano çalmada da öğretmenin sadece aynı bu metodlarla iletişim kurabildiği geniş alanlar söz konusudur. konser veren bir piyanistin herhangi bir parçayı çalarken bu bilginin büyük kısmının zihninde açık olarak bulunduğunu söyleyemeyiz. bu daha ziyade onun hareketlerinde, sanki parmaklarındadır. belki "ezberlemek"le kastedilen anlam da budur. eğer piyanistin yaptığı her şey piyano çalarken gözünün önüne gelseydi büyük olasılıkla piyano çalması yarıda kesilecekti. bu aynen merdivenlerden inen birinin bacaklarının tam olarak nasıl çalıştığını düşünmeye başlaması durumunda düşüp boynunu kırmasına benzer.

    polanyi bütün tecrübelerin temelde bu türden -ilk önce zımni- olduğunu ima eder. tecrübe geniş bir arazi parçasına benzer, öte yandan onun hakkındaki açık ifadelerimiz ise yolumuzu bulmamızı sağlayan bir harita, bir semboller ve göstergeler bütünüdür. bu arazi parçasının haritası yeniden çizilebilir, birçok şekilde keşfedilebilir, ancak onu yeniden keşfetme, haritasını yeniden çizme imkanı her zaman var olacaktır.

    zira sözcüklerin doğal bir objeyi tamamıyla tanımlaması imkansızdır. yani açık olan daima eksiktir." (graham dunstan martin/mağaradaki gölgeler)
  • (bkz: mazmun)
  • (bkz: implicate)
  • kati
  • bir idari işlem çeşidi. idareden bi karar alması beklenirken idarenin hiç bir karar almayıp susması. kanuna göre zımni işlem red sayılmaktadır. eğer 60 gün süresince idare kararını açıklamazsa reddetmiş olur. örneğin dilekçe hakkının kullanılmasına karşın idarenin susması. bunun kabul sayıldığı istisnaları da vardır. örneğin belediyeden ya da valilikten yapı izni almak için yapılan başvuru 30 gün içinde sonuçlandırılmazsa izin verilmiş sayılır. yani bu durumda zımni kabul olur.
hesabın var mı? giriş yap