• acun bir programında yarışmacılara şarkı söyletiyordu ve söylenen şarkının sahibine bağlanılıyordu. ardından ezhel'in "felaket" isimli şarkısını çaldılar ve ezhel yerine bu ablaya bağlandılar. buraya kadar her şey normal çünkü hepimiz biliyoruz ki hiç bir tv kanalında ezhel'i yayına bağlayacak göt yok ama bu abla en azından "felaket" isimli şarkının ezhel'e ait olduğunu söyler diye düşündüm. söylemedi lan. resmen şarkı kendisine aitmiş gibi davrandı. acaba öyleymiş gibi davranırsa öyle olacak mı sandı? bu ablaya karşı nötr bir algım vardı ama o olaydan sonra gıcık oldum. isterse dünyanın en iyi şarkılarını o çıkarsın, şarkısı sayesinde parladığı kişinin adını bile söylemekten aciz biri.
  • sizi önce 2000'lerin başına götürmek istiyorum. farklı bir ismin nasıl ünlü olduğunu anlatacağım.

    reklam ajansında çalışan bir kız var. kızımız pek çok reklam projesinde çalışıyor filan. sesi de güzel.
    eh ama tabii, aynı zamanda ajansın sahibinin sevgilisi.

    turkcell'in bir reklam projesi var. yeni bir ön ödemeli (kontörlü) kart piyasaya sürülecek ve reklam çekimi için bu ajansla da görüşüyorlar.
    o görüşmeler nasıl ilerledi bilmiyoruz ama görüşmelerin sonunda
    reklam ajansının sahibinin sevgilisinin reklamda oynamasına,
    bu reklam kampanyasının uzun süreli bir seri olmasına,
    reklamda diğer ünlü isimlerin de oynamasına karar veriliyor.

    2000 yılında reklam büyük bir bütçeyle yayına giriyor. herkes markadan çok bu kızı konuşmaya başlıyor.
    bir sonraki reklamda tarkan da rol alıyor.
    kızımız ve tarkan bir single kaydediyor.

    2002'de kızımız ilk albümünü de piyasaya çıkarıyor: nil dünyası
    evet, nil karaibrahimgil'den bahsediyorum.

    nil karaibrahimgil, konvansiyel reklamın gücünün hem iyi hem de kötü anlamıyla en önemli ikonlarından biri.
    çünkü kendisinin tanıtımı ve imajı için türkiye'nin en uzun süreli tanıtım kampanyalarından biri yapıldı ve parasını da turkcell ödedi.
    nil elbette yetenekli bir reklamcı ancak sevgilisi/kocası serdar erener'in desteği olmasa "asla" günümüzde olduğu noktada olmazdı.
    elbette albümünü çıkarabilir, farklı bir pr stratejisi izleyebilirdi. o zaman kariyeri ve şöhreti hangi düzlemde ilerlerdi, bilmiyoruz.

    zeynep bastık da online reklamın gücünün son örneklerinden biri oldu.
    tıpkı özgür kız gibi, "sıradan biri" gibi tanıtıldı (arkasındaki reklam gücü/bağlantılar afişe edilmeden.)
    ünlü olduktan sonra zaten bu bağlantıların konuşulmasının bir önemi olmuyor, gördüğünüz gibi.
    çünkü amacına zaten ulaşmış durumda.

    kendi adıma nil'in en azından şarkılarını kendi yazdığı için daha yetenekli olduğunu düşünüyorum.
    ama bu, iki kadının da sevgilileri sayesinde ünlü olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

    sevgiler,
  • guzel desen, degil.

    seksi desen, kimsenin islak ruyalarini susledigini sanmiyorum.

    sirin desen, surekli siritarak sirin olunmuyor.

    ses desen, ortalama bir ses tonu ve memlekette cok cok daha iyi sarki yorumlayabilen kadin vokaller var.

    ee bu torpil ne? bu neyin reklami? ben her yerde bunu gormek zorunda miyim?

    tanim: turk insaninin vasata olan inanilmaz ilgisi, anlamsiz yuceltmeleri sayesinde unlu olabilmis bir kisi.
  • youtube'da bazı videoları karşıma çıktı, izledim ve dehşete kapıldım. çok kötü olan performansıyla sanat değeri olmayan şarkılar söylerken dünyanın en önemli işini yaptığını zannediyor. üstelik şarkı söylerken kutsal bir cezbeye kapılıp kendinden geçercesine bu işi yapıyor ama söylediği şarkıların öyle bir tesire karşılık gelebilecek bir derinliği yok
  • bazı ünlüler yaşam tarzıyla ve gündeme/toplumsal olaylara yönelik fikirleriyle çok ön planda olur. bu durumlarda insanlar o şarkıcıyı sevenler ve sevmeyenler olarak ikiye ayırır. hakkında çok tartışma olur. haluk levent, ibrahim tatlıses, demet akalın, cem yılmaz vs vs .

    peki neden bu zeynep bastık'ta da aynı durum var? kendi halinde bir kız çocugu, etliye sütlüye karışmıyor ama sevmeyeni ve eleştireni çok.
    sözlükte hergün gündem. neden?

    çünkü gerçekten haketmediği bir yerde ve günlük yaşamımızda bizi bıktıracak derecede zoraki bir popülerlikte!
    devamlı olarak, gizli bir pr çalışması ile hayatımıza zorla sokuluyor.
    youtube'da yıldız tilbe açıyorum. 2 şarkı sonra zeynep bastık çıkıyor. 90'lar türkçe pop açıyorum, devamında zeynep bastık çıkıyor. lan death metal açtım, amon amarth dinliyorum 1 saat sonra bir şekilde bakıyorum zeynep bastık'a gelmişiz. ben hayatta zeynep bastık kelimesini hiçbir yerde aratmamışım! bu nasıl oluyor.
    uyku müzikleri açtım, zeynep bastık çıktı. şirin uykumdan uyandım.

    türkiye'nin bir çok şarkıcısıyla ünlüsüyle tanışıklığım var. hayatta kimse hakkında internette yazı yazmam, yorum yapmam. delirdim artık, geldim bu kadına şu an kıymetli zamanımı ayırıyorum. koltukta oturan, 1.55 boyunda küçük bir kız çocugu tarafından tüm türkçe müzik dünyası kuşatılmış durumda. onun olmadığı hiçbir yer yok.

    birileri çok ciddi bir reklam ve pr desteği veriyor bu kıza. yırtık dondan çıkar gibi her yerden çıkıyor. youtube 'da sürekli karşımıza çıkınca çoğu dinleyici bunda bir iş var zannetti. eskiden olurdu ya, üstün yetenekleriyle youtube'da kendi kendine meşhur olan bazı şarkıcılar vardı. onlar gibi zannedildi. o içimizden biriydi, çok yetenekli ve milyonlarca tık almış birisi. herkes dinliyorsa eğer var bunda birşey diye düşündük ve insanlar dinlemeye başladı. biraz kitle kazandı. mükemmel bir pr oldu. meğer o milyonlarca dinleme youtube'a verilen paralarla yapılmış.

    bu kızdan çok daha güzel, sempatik, sesi bin kat iyi olan vokalistler var. yıllarca onun bunun arkasında geri vokal yaparken bir gün ünlü olma hayaliyle onlarca da beste yapmışlar. alt yapısı var, çevresi var, bestesi var, ama parası yok. ya da pr yapacak birini bulamamış. şu sempatik dediğiniz ıslak yavru kedi tipli, külkedisi saçlı kızın üstüne kimler var, kimler...

    ama kendine ait alper tunga kalitesinde bile bir dörtlüğü, 2 notalık bir bestesi olmayan bu kadın star olmuş!!!
    çalıştığım otel&casino adına bizim arkadaşlardan birisi menejerine konser teklif etti. 150bin tl istedi. ya sen kimsin!! selami şahin 80, aleyna tilki 80, koray avcı 120, yıldız tilbe 150, ebru gündeş 180bin tl alıyor. sen kimsin 150bin tl istersin!
    kabul edilmeyeceği bariz! pr'ını kim yapıyorsa buradan da bir strateji peşinde.

    edit: bu sabah uyandım fikri karayel'den yol şarkısını açıp duşa girdim. ben duştayken şarkı, bitti zeynep bastık'tan aynı şarkı çıktı hemen arkasına. abv.
    youtube'da engel mengel yok mu . midem bulanıyor artık kusacağım. allah aşkına bilen varsa öğrensin.
  • 1) kendinizi zeynep bastık yerine koyun.

    diyelim aileniz sizi şımarık yetiştirdi. (şımarık ses nasıl oluyor bilemiyorum.) yıllar sonra farkettiniz ki, müziğe ve şarkı söylemeye bir ilginiz var. eğitim aldınız. (bilmiyorum belki de almadınız). doğru şarkı söylemeyi, detone olmamayı öğrendiniz.

    2) baktınız bu işi seviyorsunuz. aldınız bavulunuzu çıktınız yola, şansınızı denediniz. gittiniz güzel şarkılara, şarkıcılara arka vokal yaptınız. edit: (geri vokal olcak o )

    3) meslek olarak şarkıcı oldunuz artık ve şarkı söylemeniz lazım. işinizi yapmanız lazım. insanları eğlendirmeniz lazım. hüzünlendirip kadehi ağzına alırken, ahh ülen be dedirtmeniz lazım.

    birisi çıkıyor, ya da belki sen çıkıyorsun, bir gitarist arkadaşını alıyorsun. akustik takılıyorsun böyle.

    4) sonra zengin olduğu iddia edilen(ajans sahibi, nüfuzlu) birisi senden hoşlanıyor. ilişki talep ediyor.

    5) cover takılıyorken, araya 3-5 cover olmyan şarkı atıyorsun. fena da olmuyorlar. fırça diyorsun. her yerde sen diyorsun. ilgi görüyor söylediğin şarkılar.

    6) devir yutup devri. birisi diyor ki, zeynepcim sen güzel coverlar yapıyorsun. gel şunları yutuba koyalım. üstelik yutup şarkıları koyarken, soruyor diyor. eser senin olmasa bile bu işten para kazanma yolları var diye bilgi veriyor. alacağın reklam gelirlerini bölüştürüyor diyor. sen ne dersin?

    7) tamam diyorsun. korkuların var. lan 500milyon kişi var ben nası fark yaratıp, öne çıkıcam. para kazanıcam?

    sevgilin destek oluyor. kayıtları biraz eli yüzü düzgün yapıyorsun. videoları biraz güzel ortamda şekilli şukullu çekiyorsun. klarnetçine filan güzel gömlek giydiriyorsun.

    çünkü bazı ortamlar güzelse için açılır. sen de içini açan ortamlarda, biraz para yardımıyla kayıtlar yapıp, kötü olmayan şeyler çıkartıyorsun. (güzel süper görecelidir ama kötü işler yapmıyorsun işte) edit: klarnetci değil, bağlama mı cura mı saz mı neyse artık!

    8) sonra geldikçe geliyor. çalışıyorsun. konserler veriyorsun. insanlar seni dinliyor.

    sonuç: para verip konserine gelen insanlar var. yutupta gönül rızasıyla tıklayıp dinleyen keyiflenen ya da hüzünlenen insanlar var.

    şimdi soruyorum. bu 8 maddenin hangisine nasıl müdahale etseydi bu kız da sizin istediğiniz gibi olsaydı. şukelaya tıklayınca gördüğüm yorumlara akıl sır erdiremiyorum. ne var abi

    1)kız şarkı söylemesin mi?
    2)dalkılıç ile harika düeti var lan bu kızın.
    3)akustik güzeldir. napsın? böyle bir talep varsa, atomu mu parçalasın? alt tarafı şarkı söyleyecek. neden söylemesin akustik?
    4) kocişi zenginse kızın suçu ne. daha da önemlisi adamın suçu ne amk ya? parası var diye sevdiği kadına destek olamayacak mı? kıza destek olsa suçluyorsunuz. destek olmasa ayrı suçluyorsunuz. paranız olsa sanki siz kendi yaptığınız işi reklamla çoşturmayacak mısınız?
    5)ben türkiyede yaşamadığım için önce bu kızın spotifydaki kendi şarkılarını dinledim bu arada. çok sevdim. üstüne bir baktım oha biton cover yapmış. çok sevindim.
    6)yutupta tamam milyon tane sikko şey var ama bu kızın şarkıları kesinlikle onlardan değil. yine soruyorum. napsın istiyorsunuz? sen olsan napardın? şarkı söyleyebiliyorsun. ortamın var. yutup var. koymaz mısın? neye lan bu kinin?
    7)klarnetcin gömlek giymesin mi? edit: klarnetçin değil. saz üstadın
    8)hayatı sevin ya. bu kadar nefret dolmayın. bu kızın yerinde olsanız ne yapardınız düşünün. olay sadece bu kız da değil.

    bu yazıyı niye yazdım? senin için yazdım güzel kardeşim. seni senin dünyaya olan nefretinle başbaşa bırakmak içime sinmiyor.

    2 milyon editi: işi sadece şarkı söylemek olan kızın bu kadar abonesi olmuş yutupta. tebrik ederim kendisini.

    çok sonralarda gelen edit: bu entry o gün debeye girmişti. daha sonrasında ara ara mesajlar alıyorum. kimileri izah etmeye çalışıp komik duruma düşüyor. lan oğlum manyak mısınız? hayatınız bu kadar mı renksiz? cevap yazıp tartışmayı alevlendirsem kazanacağımız hiç bir şey yok. amacınız ne bana mesaj atarak?

    ben bu kıza olan nefretinize ortak olsam mutlu mu olacaksınız? hayat o kadar geniş ki, sizin boktan hayatlarınızın renklenmeye ihtiyacı var. benim hayatım inişlerle çıkışlarla dolu. acayip mutlu olduğum anlar var. ölmeyi kucaklamak istediğim anlarım var. neler neler yaşadım. ama şunu biliyorum. hayat ne zaman renkli oldu. o zaman ben çok eğlendim. mutlu oldum. daha detaylı açıklardım da şu an durumum müsait değil. bu kızı beğenmiyorsanız geçin gidin. başka şey izleyin. illa da nefret etmek istiyorsanız ona da bir şey yapamaz ki kimse zaten. devam et.

    sizin benim bu girdimle ilgili olumsuz yorumlarınızı merak etmiyorum. bu olumsuz görüşlerinizi bana bilahare mesajla niye atıyorsun? yaz başlığa istersem okurum ordan. hayatınızdan bu kadar olumsuz şeyleri siz de çıkartın istiyorum. ama o sizin bileceğiniz şey. ben istemiyorum. çevremde barındırmıyorum öyle insanları. yapabiliyorsam onları gönderiyorum. yapamıyorsam kendim kaçıyorum. bu, sigaralı ortamdan uzaklaşmak gibi bir şey benim için.
  • eksisözlük'ün iyice kafayı sıyırması bir tarafa, sözlük tayfasının artık "güzellik" kavramında da tozuttuğunu anlamama vesile olan medyatik tip.

    sol frame'de görünce tıkladım, şöyle bacak var, böyle güzel kız, bacak dekoltesi vs. doldurmuşlar. hatta birisi insanı ayak fetişi yapar mealinde birşey paylaşıp bir de link vermiş, tıkladım..

    olm deli misiniz lan siz, bu kadar mı yokluk içindesiniz. yüz güzelliği desen ortalama bile değil, bacak desen herkeste olduğu kadar, ayak demiş ya birisi, sadece parmakta oje var, kalanı , üstünü görmesek erkek mi kadın mı tutturamayabiliriz.

    biraz kendinize gelin olm, her medyatik tip bulunmaz hint kumaşı değil. evlenmiş barklanmış, allah mesut bahtiyar etsin tamam da bu kadar yere göğe sığdırılmaz. size yemin ediyorum, işlek bir caddede durayım, yoldan geçen yüz kızdan en az 60 tanesi bundan güzel değilse ben de bir şey bilmiyorum. ünlü yalakalığını abartıp ekşi'nin itibarını yere düşürmeyin lütfen.
  • boşanıyormuş.

    normalde “reklam için evlendiler/boşandılar” haberlerine hiç inanmam güler geçerim ve fakat temmuz 2021’de evlenip haziran 2022’de boşanmak??
    tolga akiş “evlilik işini beceremedik” demiş abicim zaten siz senelerdir aynı evde yaşayan birbirinizi 100 yıldır tanıyan insanlar değil misiniz, neyini beceremediniz, trabzon işi bilezik mi istedi kız tarafı?

    şu kızın artık her adımı nasıl daha fazla görünürlük elde ederim gibi kokmaya başladı kusura bakmasın.
  • müzikten çok da anlamayan insan turnusoluna dönmüş başlık. herhangi bir sahil beldesinde bir cafede program yapan gitarcı çocuklardan bir tık bile fazlası olmayan fazlasıyla overrated kişi.
hesabın var mı? giriş yap