• emir kusturica'nın 'komiklik' yaptığı gibi büyük bir yanılgı taşıyanların, beklentilerini alamadığı/alamayacağı filmdir. ve entry'nin bundan sonraki kısmı tamamen benim galeyanımla yazılmış şahsi açıklamalardır.

    ilginç görünüşlü tipler, ritmik bir melodi, türlü muziplikler, renk, karmaşa, dağınıklık, absürdlük kusturica'da hep vardır ve bu komedi değil bir felsefedir. ama muzip bir felsefedir. 'büyüklere masal'dır. güldürme çabası değil, bir tavırdır. 'hayatı işte böyle algılıyorum' dur. her yeri kuşatmış; sıradan, renksiz, samimiyetsiz ve lezzetsiz mekanları, suratları, ilişkileri yerle bir etmektir. içine, koşarak dahil olmak isteyeceğin, hiç bitmesin dediğin bir masal, bir gösteridir. bir mutluluk anlayışıdır. bir hüzün anlayışıdır. ama asla sadece bir film değildir. kusturica'yı bir yönetmenden öte bir dahi yapan da budur. keza zavet de "haaaa eveeet bravo" dedirtecek bir şey anlatmaya kasmamış, zaten her karesiyle aşmış bir anlatıma sahip bir filmdir. öyle ya, bir filme "anlatmamış" demek için, önce o filmin ne anlatmak istediğini anlamak gerekir.

    bu arada filmde tipik ve muhteşem kusturica film müzikleri eşliğinde, masal gibi güzel sahneler vardı yine;

    --- spoiler ---
    çocuğun bir ineği de kendisine ortak edip çıplak bir kadını dikizlemesi, dedenin akla hayale sığmayacak mucitlikleri, kir pas içinde bir yavru kedinin sabah çocuğu kulağını yalayıp uyandırması, düğün ve cenaze alayının karşılaşma anı, oğlanla kızın araba bagajında sevişmesi ve çıktıklarındaki halleri, dedenin bir koca sepet elmayı yuvarladığı havuzda elmalar arasında kalan torununu nasihat vere vere yıkayışı, tüm film boyunca gökte uçup kadraja bir girip bir çıkan mavi pelerinli adam, aklıma ilk gelenler.
    --- spoiler ---

    *
  • izlerken, bir mucize olsa da yaşadığım, çalıştığım, sızlandığım, dağıttığım ve dağıldığım dokuz metrekarelik oda içi elmalarla dolu bir havuza dönüşüverse diye dilek tuttuğum, bende bir tür "neverland" kamaşması yaratan o harikulade ve küçücük köye gitme, gitme, gitme hissi duyduğum, her köşesinden tılsımlar, melekler fırlayan masal filmdir...
  • bulgaristan'ın deliorman bölgesinde bulunan razgrad ilini oluşturan yedi belediyeden biri olan ve türklerin yoğun olarak ya$adığı yerle$im birimi. kocaeli'nin karamürsel ilçesi ile karde$ kent olan zavet'in belediye ba$kanı ahmet topçu'dur.

    ülke haritası: http://upload.wikimedia.org/…/1a/oblast_razgrad.png
    $ehir haritası: http://en.journey.bg/…mages/bulgaria/ob_razgrad.jpg
    fotoğrafı: http://www.zaman.bg/2004/07/26/resim/rz1.jpg

    ukteyi veren: grapes of butcher (18.06.2006 20:10)
  • emir kusturicanın en absürd filmlerinden biri* olsa gerek. genelde insanlara uzun ve sıkıcı gelse ve bunun biraz sanki haklı sebepleri de olsa da, şahsen oldukça eğlendiğim filmdir.

    sohbet ederken arkada oynamasından büyük zevk alıyor, müzikleri sebebiyle duramıyor, mütemadiyen oynuyorum. kıvırmayı seven memleketiz vesselam.
  • evde sıkıntıdan, öylesine izlediğim bir filmdi ama gecemi şenlendirdi valla! ben "aşk filmi miydi, macera mıydı, yoksa komedi miydi şimdi bu? ya da hepsinin karışımı mıydı?!" diye düşünürken, bu tür filmlere kısaca "emir kusturica filmi" denildiğini öğrendim.

    --- spoiler ---

    - biliyor musun...
    - neyi?
    - çok iyi yalan söylüyorsun.
    - bu yalan değil ki! sadece süslenmiş gerçek. büyükbabam "bu olmazsa hayat çok sıkıcı olur" der. kışları geceler boyunca birbirimize hep yalan, yalan, yalan söyleriz; garip hikayeler uydururuz. kış bu şekilde gözünü açıp kapayana kadar geçmiş olur... seni güldürmek istemiştim.

    --- spoiler ---

    filmin aksiyonlu tarafına kendimi kaptırmışken ironi miydi değil miydi anlayamadığım o esrarengiz diyaloglar da cabası üstelik.

    --- spoiler ---

    - düşünüyordum da, insanın sözünde durması çok güzel.
    - ciddi olanlarda mı?
    - hangisi olursa...

    --- spoiler ---
  • oğuz savaş'ın topuz karakterini canlandırdığı film.
    (bkz: stribor kusturica)
  • edit: spoiler içerir

    buram buram balkanlar kokan bir emir kusturica filmi daha. esas oğlanın köyündeki o mükemmel başıboş yaşantısı, dedenin yaptığı icatlar, az ama öz arkadaşlıklar ve balkanların o alkol sevdası insanı o köye taşınmak için adeta özendiriyor. onun dışında tsrna maçka beli maçor'de karşımıza çıkan mafya bu kez de var tabi onun elemanları değişmiş ve bu sefer hayvanlara dadanmış durumdalar. ayrıca filmde amerika'ya geçirdikçe geçiriyor emir. bu filmi sığ bulanlar var birde.onlara cevabım: bergman'ın filmleri ahududu gibidir; birçok ögenin bir ara gelmesinden oluşur ve genelde ahududu'yu doğada bulup toplamak zordur. kusturica'nın filmleri ise bir elma gibidir; rahat bulursunuz ve tek parçadan oluşmuştur. fakat bu asla elma'nın tatsız bir meyve olduğunu göstermez.
  • an itibarı ile cnbc-e ekranlarında son sahnesi yayınlanınyor. bir kaç saat sonra tekrarı yayınlanır heralde, müziğinden tanıdım direk.

    tanım gerekirse, acaip bir film.
  • mis gibi balkan havaları kokulu, absürd emir kusturica filmi. izlerken iyi zaman geçirtip insanı bulunduğu ortamdan alıp götüren filmlerden.

    soundtrack albümü ayrı bir lezzetlidir.
  • salonda bir anda 'aaa bunlar da çorba diyormuş' nidaları yükselmesine sebep olup, o andan itibaren filmi izlemekten ziyade iki dildeki ortak kelimeleri bulmak için kulak kabartan bir kitle yaratabiliyor. (ya cümlede bir yamukluk; bir orhan pamukluk var ama tam çözemedim.)
hesabın var mı? giriş yap