• zatürre olunduğunda nefes almak zorlaşır. her derin nefes almaya çalışıldığında göğüs çok feci biçimde batar. göğse yavaş yavaş piçak sokulması gibi bir batmadır bu ve kısa kısa (hiyhi hiyhi şeklinde) nefes almak zorunda kalınılır. bu şekilde olursa batmaz ya da az batar. ancak bi süre sonra derin nefes alma isteği bünyeyi sardığında her şeyi göze alır ve hhiiiiyyykk diye nefes alırsınız. akabinde gözden yaşlar gelmeye başlar. bütün bir günün böyle geçtiği düşünüldüğünde ne kadar iğrenç ötesi bir hastalık olduğu anlaşılır. ancak gariptir uyurken bu tür bir batma hissi oluşmaz. uyurken nefes alınmaz mı? alınır. baba gibi antibiyotiklerle ve dinlenerek hastalıktan kurtulunabilinir. eşşek gibi koşup top oynadığınızı zanneder, danalar gibi soğuk su içer, duştan soora da havalar sıcak deyip pencere açıkken sadece donla yatarsanız başınıza gelecek olan budur. böyle bi hastalıktır.
  • yeni doğan yeğenim efe'min doğarken yakanlandığı hastalık.
    normal zamanından üç hafta erken doğdu.
    kesin bilinmiyor ama annesinin hamileliğinde geçirdiği ciddi idrar yolu enfeksiyonu olabilir nedeni dendi.
    iki gece uykusuz karşımdaki cihazda bi kalp atışlarına bi oksijen durumuna baktım
    kalpte sıkıntı hiç olmadı ama oksijenin 50 nin altına düştüğünü gördüm zaten o anda o bölümdeki doktorlar bebeğin başına toplandılar.
    bitti ölüyor dedim o an öyle şeyler düşündüm ki aptallaştım sanki!
    annesi sezaryan ile doğum yapmış olmasına rağmen ikinci gün sabah hemen cesareti toplayıp bi kere kucağına alamadığı görmediği bebeğinin yanına geldi.
    bebeğe müdahale ediliyor anne kapıda! çok acıymış...rabbim daha acısını yaşatmasın ben bi teyze olarak dayanamıyorum...
    ablamı hastaneden çıkardılar bebeği yoğun bakıma aldılar ve biz bekliyoruz her telefon çalışından korkuyorum herkes korkuyor ama kimse kimseye birşey demiyor!

    edit: efe'm 7. ayı bitirdi zatürrenin üstüne bi bronşit bi de gribal durum geçirdi ama şükür şu an çok sağlıklı çok mutlu bi bebek sanki o olmasa hayatım eksik olacakmış gibi.
  • çok alengirli bir hastalık. son on gündür hangi ağrımın sebebi zatürre hangisinin değil anlayamadım. zaten evden çıkmadan nasıl zatürre olduğumu da anlayamadım. bir gece gayet iyi şekilde yattım, sabaha karşı ölüyorum diye uyandım.

    ateşim o kadar yükselmiş ki, bir ara odada montumun ve atkımın kendi kendilerine dolaştıklarını gördüm. o an "ya siz hayırdır" diyememişim, anneme "anne söyle şunlara dolaşmasınlar, başım dönüyor" demişim. bir ara da ne olduğu anlaşılmayan bazı olayları anlatıp anlatıp sinir stres yapmışım yattığım yerde. bu kısımları hatırlamıyorum.

    öksürmekten kusulur mu? kusulurmuş. iki defa öksürdüğümü zannederek kustum. iyi altıma yapmamışım. nefes alırken ciğerlerine kızgın demir batıyormuş hissi, öksürmekten kafatasının hatta kasıklarının ağrıması, vücudundaki bütün kemiklerin sızlaması, yataktan tuvalete kadar yürüyememe, tıkanıp nefes nefese kalma gibi belirtileri var. nefes almaya çalıştıkça göğüs kafesinden fiyu fiyu sesleri geliyor. ayrıca zatürreyle beraber larenjit de olduğumdan sesim tamamen kısıldı. derdimi whatsapp'tan ya da smsle yazarak anlattım. konuşmaya çalıştığımda sesim şu kadar bile çıkmıyordu. zaten sürekli öksürdüğümden ben cümleyi tamamlayana kadar millet başını unutuyordu. süleyman demirel gibiydim yani.

    ilk birkaç gün rüyalarımı net hatırlamıyorum ama sonra sürekli uçak kullandım ve uçak düşerken uyandım. çok parlak, sanat filmi gibi rüyalar gördüm. 30 yaşındayım, annemin beyanına göre çocukluğum da dahil hiç bu kadar şiddetli hastalandığım olmamış. hem doktorlar tarafından hem arkadaşlarım tarafından yapılan "ehe mehe, antibiyotiğin icat edilmediği zamanlarda yaşasan kesin ölürdün, alexander fleming'e dua et" şakalarını saymıyorum bile. bu cümleyi duya duya sonunda adamı rüyamda gördüm, bana levopront içirmeye çalışıyordu elinde kaşıkla. ben de ona "ya senin olayın öksürük şurubu değil ki, ne alaka" diyordum.

    hala nefesim yetmiyor, hemen yoruluyorum ama en azından algılarım açıldı. son bir haftanın neredeyse tamamını uyuyarak geçirdim. dünyayı uzaylılar işgal etmiş olsa, ya da ne bileyim hükümet değişmiş olsa (nerdee) falan haberim yok şu an. hala haberlere bakmadım. bir torba ilacımla gün teyzesi gibi yataktan koltuğa, koltuktan cam kenarına salınıp duruyorum.

    açıkçası haberlere bakasım da yok. ciğerlerimden gelen fiyuuu sesi bitene kadar bakmayacağım.

    ayrıca,

    in alexander fleming, we trust!
  • sigarayı bırakmak için hem bir ikaz hemde fırsattır.
  • yılda 4 milyon can alan lanet bir hastalık türü.

    zorunlu askerlik görevimi yaparken ölmek üzere olduğumu gören doktorun 15 gün hastanede yatırması sonucu zor da olsa atlattım bu illeti. birliğime geri döndüğümde de yüzbaşının neden hastanede yattın, burada ilaç yok muydu demesi tam bir komediydi. ulan ölüyordum, 10 gündür hastayım diyordum, hastaneye gidemiyordum. hatta hasta olduğumu söylediğim için azarladığını ne çabuk unuttun! gece acile gitmesem sabaha çıkamayacaktım lan...
  • tek akciğerde görüldüğü zaman nispeten daha hafif geçer. her iki akciğerde de iltihaplanma oluştuysa hastaneliksiniz demektir. sadece antibiyotikle atlatılması biraz zordur. antibiyotik yanında birkaç haftalık penisilin tedavisi gerektirir. çok seyrek görülen durumlarda olay bayılmayla başlayabilir. 10 dakika içinde ateş 40-42 dereceye kadar yükselebilir. düşmesi uzun zaman alır. acil müdahale gerekebilir. başlarda belirtileri şiddetli griple aynıdır. uzun süre düşmeyen ateş, nefes almada güçlük, uyurken inleme, bazen mide bulantısı, ağızda kuruluk, iştahsızlık görülür. kıçınız süzgece döner iğnelerden. doktorun midenizin bulanmaması için verdiği şurup anında kusmanıza neden olur. hele yaz günü millet denizlerde, havuzlarda cirit atıyorken bu hastalığa yakalanmışsanız ve yatak döşek yatıyorsanız gıcık olursunuz, küfür edersiniz. başınız da bekleyen anne çernobil yüzünden zatürre olduğunuzu iddia eder, babanızın sizi iğne olmaya götürmek için dondurmayla kandırmaya çalışması da ayrı bir fenomendir.
  • akciğer'de iltihaplanma.bu iltihap kana da karıştığı için lökosit yani kandaki iltihap oranı da tavan yapar ve ayakta durmakta zorluk çekilir.sürekli ağız kuruluğu vardır deli gibi su içmek istenir.iğrenç bir hastalıktır.
  • yaklaşık bir haftadır müzdarip olduğum hastalık. inatla mızmızlanmamaya ve olayı büyütmemeye çalışıyorum. en büyük sıkıntım hızlı hareket edememek. şöyle odadan odaya zıp zıp gidemiyorum. geceleri uyurken yarı oturur vaziyette uyuyorum. doktor ısrarla protein tüketmemi (et,süt,yumurta) söylemesine rağmen canım hiçbirini yemek istemiyor.gerçi bugün yürürken ve konuşurken sırtımda oluşan bıçaklanıyormuş hissi kayboldu. ama en erken iki haftaya düzeleceğimi düşünüyorum. meğer yürüyebilmek ve hızlı hareket edebilmek büyük bir nimetmiş.

    sözün özü. herşey gibi pozitif olmakla daha rahat atlatılabilecek bir hastalık. grip gibi değil çok daha can yakıcı ve kısıtlayıcı. hassas insanlar hep ciğerden hasta olurlarmış zaten. demek ki hassas olmayacaksın. karma diye birşey de yok demek ki. hastalık bile daha hassas ruhluları hedef alıyor. ben bi ayağa kalkayım domuzlaşmazsam ne olayım!
  • bugün itibariyle bana konan teşhistir.garip olan grip olduğumda bile hastalığımı daha ağır geçirmem.acaba hastalığın sadece bir ciğerimde olması ya da başlangıç seviyesinde olmasıyla mı alakalı bilmiyorum tabi.ne bir batma hissi ne de ağrı.sadece ciğerlerim şimdi ağzımdan fırlayıp uçucak hissi veren geceleri uyutmayan deli gibi bir öksürük var ki off .
  • iki haftadır bende bulunan illetmiş meğer.

    deli öksürüyorum, göğsüm, belim, başım ağrıyor, fenayım.

    yılbaşı gecesini ateşler içinde yatarak geçirdim. üç gündür yatıyorum. bugün için yaptığım tiyatro, gezi gibi tüm planlarımı iptal ettim. yarın da yatacağım. ama pazartesi işe gitmek istiyorum artık.

    semptomlarımı google'a yazıp hastalığımı teşhis etmeye çalıştım. ya tüberküloz ya da akciğer kanseriydim. akciğer kanseri olma ihtimalimi düşünüp walter white moduna girdim. metamfetamin mi üretseydim?

    sonra annem zatürre olduğumu söyledi. küçükken olmuşum tekrarlamıştır kesin. derken doktora gittim. ekg cekildi. sırtımı dinleyen doktor akciğer enfeksiyonu, pnömoni dedi. "eyvallah" dedim. sigara içip içmediğimi sordu. olumlu yanıt alınca yüzüme tiksintiyle baktı.

    eve geldim. cravit diye bir antibiyotik verdi onu içeceğim şimdi.

    bi arkadaşım da "aa beşir gibii.." dedi. hee allah kahretmesin, taa aşk-ı memnu dizisinin beşirini hatırlayıp ona benzetti. verem olaydım hulya kocyigit, akciger kanseri olaydim walter white olacaktim. kaderim besir olmakmis.

    sigarayı da bırakıyorum.
hesabın var mı? giriş yap