• aslinda alcaklik sevgisidir. zeminde olmanin verdigi o inanilmaz, o karsi konulmaz huzur, o guven ...
  • yükseklikten değil düşmekten korkmaktır. yükseklik korkusu olan insan yükseğe çıkınca dengesini kaybeder, başı döner ve en önemlisi içinde yere yatma hissi oluşur. şöyle açıklayayım:

    bir köprüdesiniz köprü çok yüksek, yanlarıda açık; korkuyorsunuz. içinizde eğer yüksekten korkuyorsanız yere yatma hissi oluşur ayaktayken her an dengenizi kaybedip düşebileceğinizi düşünürsünüz çünkü zaten o sırada dengede değilsinizdir ve başınız dönüyordur. adım atmaya korkarsınız, çömelme veya uzanma, emekleyerek/sürünerek gitme hissi oluşur, o zaman daha güvende olacağınızı hissedersiniz. tabiki toplum içinde olduğunuz için genelde böyle bir şey yapmazsınız
  • hakkında girilen entryleri okurken bile soguk terler döktüren korkudur. ömür boyu kurtulamıcam heralde bundan peh.
  • yerden yuksek bir yerdeyken, ne kadar korumalik olursa olsun, kendinizi oradan dusecek gibi hissetmek, bir gucun sizi asagiya dogru cektigini sanmak. filmlerde gokdelenlerin uzerinden asagiya bakan oldugunda ici urpermek. koprulerden yaya olarak gecerken arada korkuluklara carpmak, terasa oturup ayaklari boslukta sallayamamak hatta bunu hayal bile edememek...
  • bunun bir de yüksekte herhangi bir iş yapan birine bakarken yaşanılanı var. boyunda gerilme, baş dönmesi, kalp atışlarının hızlanması ve olay yerine bakmaktan kaçınmak gibi. mesela yan dairenin balkonuna panjur takılıyor. ustalardan biri balkonun korkuluklarına basmış, tek tutunduğu tavana monte etmekte olduğu parça. ayağı kayıp her an düşecekmiş gibi geliyor, o aşağı baktığında sizin başınız dönüyor. ya da dış cephesine boya badana yapılan yüksek bir bina düşünün. ustaların iskeledeki her adımında ayaklarınız yerden kayıyor gibi oluyor. aktivite ne olursa olsun, hissettirdikleri temelde aynı.

    yani nedir? yükseklik korkusunun bir diğer çeşiti var sizde, bizde. o zaman, afedersiniz, salak mıyız bakalım? bakmayalım, fena olmayalım.
  • insanın başına gelmedikçe anlaşılamayan korku çeşidi..
    yükseklik korkusu ne kadar saçma derken, başa gelmesiyle korkuların en büyüklerinden biri olduğu anlaşılmıştır..yalnız bi tamamlayıcısının da olması gerekir, alçak korkuluklar..
    diyelim 9.katta bi balkondasınız, öncesinde pencereden bakarken aa ne güzel her şey küçücük diye düşünürken balkona çıkmayla birlikte, balkondaki korkuluk biraz da bel hizasının altındaysa işte o an korku başlar, değişik bir histir..güvensizdir, gerilimlidir..
  • ne boyutta olduğuna göre insana hayatı zehir edebilir. sebebi nedir, nasıl ortaya çıkar bilemiyorum lakin bendeki bir nevi öğrenilmiş korku olabilir. babamda var. ben küçükken gittiği gezilerde uçağa binmesi gerektiğinde günler öncesinden bir telaş sarardı adamı. sanırım öyle öyle bana da bulaştı.

    ancak bendeki daha vahim boyutlarda. hani uçağa binersin, düşmesinden korkarsın ya da bilmem kaç metre yüksekten yeryüzüne bakmak gerer insanı. ben alışveriş merkezlerinden bile korkuyorum. hani o galeri boşlukları var ya, ölüm gibi. hele de anlık bir gafletle üst katlarda tek başıma kaldıysam vay halime. resmen panik atak geçiriyorum. yürüyen merdivende tek başıma duramam. ille yanımda biri olacak ve ona temas edeceğim bi şekilde (elini tutmak olur, koluna girmek olur vs.). ancak o zaman kendimi güvende hissediyorum. mesleki açıdan da sakıncalı durum teşkil ediyor. şantiyede, kabası bitmiş binanın iskelesinde gezemeyen bir mimar olur mu? olamaz. nasıl olacak bilemiyorum. hatta 6 katlı binanın en üst katında bulunan bir bürodaki iş görüşmesini kaçıracaktım asansörden inemediğim için. durum o derece fena. bir psikiyatriste danıştığımda aldığım yanıtsa bu korkumu asla yenemeyeceğimi kanıtlıyor gibi: "ben bile uçağa binmeden iki tek atıyorum da cesaretimi topluyorum, seni nasıl telkin edebilirim ki?"
  • çoğunluğunda aslolan yükseğe çıkmak değil de çıktığı yükseklikten düşmek olan korkudur. ha yüksek bir yere çıkmaz olur biter de diyebilirsiniz ama olaylar öyle gözüktüğü kadar kolay değildir. televizyon karşısında ya da sinemada koltuğunuza yayılmış rahat rahat filminizi izlerken biri ansızın gökdelenin üzerinden kendini aşağıya bırakır ya da apartmanın 38. katından(37. değil bak) biri pencereden atılır, sanki o an düşen filmdeki adam değildir de sizsinizdir. oturduğunuz yerde sizin dibiniz düşer, siz fena olursunuz. batman gökdelen üzerinden kendini öyle bir bırakır ki kuş gibi süzülür adeta, on numara bir görüntü oluşur. siz o görüntünün seyrine doyamazken benim mideme kramplar girer. ya bir insan avatar'ı 3 boyutlu izlerken kötü olur mu? işte ben oldum. film boyunca kendimi sıkmaktan filmden zevk alamadım arkadaş. bu böyle sürer gider. anlayacağın pis bir korkudur.

    ayrıca yükseklikle alakalı daha başka enteresan ve spesifik korkularım da mevcuttur.

    mesela dağın/tepenin üzerinde yani belli bir yüksekliğin olduğu yerde uçurtma uçurtmaktan çok pis tırsarım. o an kendimi uçurtmanın yerindeymişim gibi hissederim. sanki ben uçurtmayı uçurtmuyorum da uçurtma beni uçuruyormuş gibi. bir de yüksek bir apartmanın çatısındayken elimde tuttuğum uçan balonları serbest bırakıp gökyüzüne doğru gidişlerini izlemek başımı döndürür, olduğum yere kapaklanırım. diyeceksin böyle absürd bir olayı nerede gerçekleştirdin. ben yapmadım, yapanı izledim. ezel'in bir bölümünde böyle bir sahne vardı, oradan biliyorum. düşün izlerken kötü oluyorum, allah bilir orada olsa n'apardım kim bilir. bir de uçak korkum falan yoktur mesela. uçağın inişe geçmesi yolculuğun en sevdiğim tarafı. ama uçağın düşeceğini düşünmek, aman aman.
  • yükseklik korkusu, genellikle düşmekten korkma ya da boşluktan tedirgin olma diye bilinir.

    ama tam da böyle değildir. bu, esasında bir denge sorunudur.

    insanın dengesi birkaç unsur tarafından belirlenir. görme, dokunma ve duyma. olağan hareketler sırasında, bütün bu unsurlar kesişir.

    ama olağan dışı bir harekette, değişik sinirler tarafından bu hareketle ilgili olarak beyne yollanan bilgiler çelişki yaratır. beyin bunları yorumlamakta zorlanır. deyim yerindeyse beynin "kafası karışır".

    işte insan çok yüksek bir yerde durduğu zaman, böyle bir karışıklık meydana gelir.

    aşağı bakan göz, yerin uzaklığını saptayamaz ve beyne kesin bilgi yollayamaz. halbuki, ayaklar sert bir şeyin üstünde durdukları için "yere dokunuyorum" mesajını verir.

    bu iki farklı bilgi beyinde çelişki yaratır ve beyin, vücudun pozisyonunu netleştiremez.
  • başka bir ismi var mıdır yoksa yükseklik korkusuna mı girer, veya olağan bir durum mudur bilmiyorum; yüksek bir yerdeyken yukarıya bakamamak vardır bir de. şahsen yükseklikle ilgili bir problemim yok ama dediğim şeyi yapmaktan fena tırsarım. başım falan döner.
hesabın var mı? giriş yap