• o kadar çok çeşidi var ki, ağırlığından ziyade çeşitliliği korkutuyor insanı. bir bakış, bir anı, bir hikaye, bir ikaz, bir şiir, bir şarkı, bir iltifat...

    yük; aslında hakikat potasında eritemediğimiz her şey deyip ağır aksak yürümeye devam edelim. yüklerimizden külliyen kurtulduğumuz vakit, bu yürüyüşün zevkine varılacak. yüklerimizden değil de her biriktirdiğimizi yük bellemekten müştekiyiz.

    bir çocuğa bin bir mücadele ile ettiği misketleri ağır gelir mi hiç?...

    ed: (yeniden düşünüldü) kimsin ki sen namütenahi, kimsin?!...yükmüş! peh! asıl yükün vehm-i gümanın...
  • "bir insanı rüzgârda savrulmaktan alıkoyan yüküdür."

    görsel

    bir bakmışsınız yük sandıklarınız sizi kurtarmış, size kimlik, yoldaş, kanat olmuşlar...

    güzel bir dosta...
  • kaldırabilen ve kaldıramayan için aynı ağırlıktayken;
    taşıyan ve taşımayan için farklıdır durum.
  • almak ve fakat asla olmamak gereken şey..
  • (bkz: kilo)
  • en büyük nimetlerden biridir “yük”.

    ........

    bir malzemeyi tanımak için, ona bir kuvvet uygularız, “yük” yükleriz.

    böylece malzemenin mukavemeti, dayanımı ölçülür,
    yük karşısındaki davranışları öğrenilir.

    bu sayede;
    o malzemenin, ne kadar büyüklükte bir yüke ne kadar zaman dayanacağı,
    ne zaman eğileceği,
    ne zaman akacağı,
    ne zaman kopacağı anlaşılır.
    böylece, o malzemeyi, nerede ve nasıl kullanacağımızı seçeriz.

    kollar ne kadar ağırlık kaldırırsa, ne kadar zorlanır ve yanarsa kaslar; o kadar güçlenir o kol..

    acıya dayanabildiği kadar güçlenir.

    hayatta başımıza gelen felaketler,
    karşılaştığımız zorluklar; bize büyük acılar yaşatsa da,
    bizim kendimizi tanımamıza, gelişmemize
    ve doğru tavırlar almamıza yol açarlar aslında,

    her güçlük, her kötü olay; tecrübe ve dayanım gücü olarak döner hayatımıza. değiştirir bizi.

    .........

    zorluklar karşısında teslim bayrağı çekmeden,
    kaderine isyan etmeden önce,
    “yük”ün kazandırdıklarını düşünmeli insan.
  • özdemir asaf şiiri:

    yük

    bir öykü var, sakladığın,
    bir öykü var, ardında duran,
    bırak onu, uyansın.

    şimdi sen bir anı düğümü önünde
    duvarcasına uzanıp duran,
    taşlaşmış yükünle uyuyansın.
  • (bkz: ömür)
  • insanlığın yükünü taşımıyorsan
    kendinden söz etme.
    * *
hesabın var mı? giriş yap