aynı isimde "you (dizi)" başlığı da var
  • aslında ingilizce'de hem sen hem siz demek değildir. sadece "siz" demektir. lakin kibarlık için herkese "siz" diye hitap etmenin öyle bokunu çıkarmışlardır ki "sen" kelimesi beraberinde tüm ikinci tekil şahıs çekimleriyle birlikte dilden tamamen kaybolmuştur.

    mesela:

    ben giderim -> i go (erken modern ingilizce'de "i go")
    sen gidersin -> you go (e.m.i. "thou goest")
    siz gidersiniz -> you go (e.m.i. "you go")

    bu kaybolan ikinci tekil şahsa dikkat edince ingilizce'nin germen kökenli bir dil olduğu daha iyi anlaşılıyor. "thou goest" -> almanca "du gehst".
  • bir radiohead sarkisi da ayni zamanda.. you are the sun and moon and stars diye baslar, baska bi sekilde devam eder..
  • degisik bir roman..

    --- spoiler ---

    bu kitabi okuyana kadar degisik bir ad-soyad ikilisine sahip oldugum icin sevinirdim, facebook'ta falan aratinca benden baska cikmiyor diye, simdi butun gizlilik ayarlarimi bir daha gozden geciresim geldi

    --- spoiler ---
  • muhteşem richard bona'nın mikrofon başında olduğu pat metheny şarkısı. gene zamansız çalındı kulağıma. gecenin içinde ezgilerle yaşanan esrime- dinledikçe bağımlılık yaratabilir.

    http://www.youtube.com/watch?v=lchivctyewo
  • bir the pretty reckless şarksı.sözleri ise şöyle;

    you don’t want me, no
    you don’t need me
    like i want you, oh
    like i need you

    and i want you in my life
    and i need you in my life

    you can’t see me, no
    like i see you
    i can’t have you, no
    like you have me

    and i want you in my life
    and i need you in my life

    you can’t feel me, no
    like i feel you
    i can’t steal you, no
    like you stole me

    and i want you in my life
    and i need you in my life
  • bir de gloss'un var 'you' adlı bir parçası . . . bu aralar sıkça dönüyor *eksen'de . . . felaket fena güzellikte iç gıdıklayıcı fısıl fısıl bir kadın vokal usul usul kulaklarınızdan içinize akıyor dinlerken . . . arada bir zavallım bir adamın yine ayak uydurmaya çalışır bir tonda fısıltıları bu büyüyü bozan tek şey . . . şarkının bahar aylarında yasaklı olması iç huzur adına doğru bir hareket olurdu . . . neyse . . . iş sözlerde değil, şarkının yorum performansında ama işte sözleri:

    you’re a mystery to me
    you’re so dark, you’re so bright
    you’re a hurricane to me
    coming near, running wild
    found the bloom deep inside
    saw your dreams openwide
    felt your heartbeat and your cry
    kiss your fear, kiss your sigh

    going with you
    going on
    going with you
    i don’t want to know how long

    you’re a fantasy to me
    you’re a ship, you’re the sea
    you’re a lunatic to me
    you’re a dreamer, you’re the real
    found the love in your eyes
    saw your footstep in the sand
    felt your breath in my bones
    kiss your soul, kiss your hand

    going with you ...

    you’re blue challenge for me
    you’re the sky, you’re the ground
    you’re a mirror for me
    find myself in your sound
    found the meaning worth to be
    saw the eagles below me
    felt the rythm in your blood
    kiss your laughter, kiss your heart
    so high - so wide - eternal ride
    no promises - it could be a lie
    so high - so wide - eternal ride
    found the love - found your soul -
    felt your breath kiss your - kiss your soul

    going with you...

    p.s: kağıda yazılı iste(ri)k parça olarak elden verilirken bir bakmışsın ki yaptığın eşek yalağına lebaleb hoşaf doldurmaktan başka bir şey değil . . .

    a: afiyet olsun.
    b: ...
    a: yahu afiyet olsun !
    b: ...
    a: hadi ?
    b: ...
    a: hoşaf ... ne anlamak ... eşek ... kal sağlıcakla ....
  • radiohead üyelerinin tifil zamanlarina denk gelen bir sarki olmasina ragmen oldukça iyidir. o günden bugüne miras kalan iki sey sudur.birincisi ne zaman olursa olsun bu adamlar asik olduklari zaman tepetaklak oluyorlar.ikincisi ise asla kötü bir sey yapmiyorlar.
  • ten sharp'ın şarkısındaki "you" diye söylenişi herhalde dünya'nın hiçbir yerinde bu kadar içten ve acılı olamaz gibi geliyor bana.
  • breaking benjamin'in 2006 tarihli phobia albümünün 4. şarkısı. çok tehlikeli.

    sözlerini de yazayım tam olsun:

    my hands are broken
    and time is going on and on
    it goes forever
    (how long)

    so i'm not hiding
    lived all the life that i have taken all for granted

    promise me you'll try
    to leave it all behind
    'cause i've elected hell
    lying to myself
    why have i gone blind?
    living out a lie

    you
    you

    the only way out
    is letting your guard down
    and never die forgotten
    (how long)

    forgive me my love
    i stand here all alone
    and i can see the bottom

    promise me you'll try
    to leave it all behind
    'cause i've elected hell
    lying to myself
    why have i gone blind?
    living out a lie

    you.
    you.
  • radiohead'in ilk albumunun ilk parcasi:

    you are the sun and moon and stars are you,
    and i could never run away from you.
    you try at working out chaotic things,
    and why should i believe myself not you?
    it's like the world is going to end so soon,
    and why should i believe myself?

    you me and everything caught in the fire,
    i can see me drowning, caught in the fire.
    you me and everything caught in the fire,
    and i can see me drowning, caught in the fire.
hesabın var mı? giriş yap