• osmanlı döneminde güzel kadınlar için kullanılırmış.
  • bir yosmayı gözlerinden tanırsınız. yosma bakışları vardır çünkü. adamı kendisinden alır yüz yüzeyken. ıraktyken de efkara boğar. öyle bakar yosmalar adamın içine. parlak...

    her kadın yosma olamaz. yosmalık bir güçtür çünkü bence. güzel olmak da yetmez. ilk intibada göze batan fiziksel göstergeleri bakışları ve mimikleridir. nadiren de olsa mevcutsa şayet çirkin bir yanları, hal ve hareketleri vasıtasıyla kolaylıkla kamufle ederler bu eksikliklerini. fiziksel değil tinsel kaynaklı bir karakterdir yosma. tanıyınca farkedersiniz; hayat görüşü ister yosma olmak. çok erkek tanır mesela yosmalar, bilirler erkeklerin ne mal olduklarını. pervanedir çünkü her zaman erkekler etraflarında. bir dediğini iki etmezler. ağızlarının içine bakarlar yosmaların. o yüzden bilirler erkekler ne ister; ama kolay da vermezler erkeklere istediklerini. bilakis kullanmazlar da erkeklerin zayıf yanlarını, istismar etmezler. o yüzden vazgeçilmezlerdir.

    her kendisini yosma sanan kadın yosma olamaz. yaş sınırı vardır en azından. şahsi görüşüm, 28 yaş kadınlığın başladığı bir yaştır. en az 2 senelik kadınlık görüşü de ister yosmalık keza. en az 30 yaşında olur yosmalar. en az 30 senelik, dolu dolu yaşanmış bir hayat tecrübesi ister yosmalık. 35 gibi sönmeye başlar bakışlarındaki parlaklık. 40'a kadar yine de çekerler etraflarındaki börtü böceği gözlerindeki ışıkla. sonra yeni yosmalar alır erkeklerin kalplerindeki köşe başlarını.

    erkeklerin yosma düşkünlüklerinin sebebi, çok ama çok zor olsa da "imkansız" kadınlar olmamalarıdır. keza vaad ettikleri pek çok şey vardır çünkü yosmaların. bir defa bıkmazsın yosmalardan. bıkamazsın. hayatın nadir ve güzel tadlarından birisidir çünkü yosma. sonra, zaman farklı akar sanki yosmaların yanında; daha yavaş. hem sonra keza bir yosmanın bulunduğu ortamda tüm gözler ve akıllar daima yosmalardadır. ilgi odaklarıdırlar. gene keza güçlerinin farkında olan yosmalar rahat kadınlarır da. ne etraflarındaki kadınları, ne de erkekleri pek zorlamazlar. diğer kadınlar görmezden gelirler güçlerini yosmaların. içten içe sinir olsalar da mücadele etme zahmetine girmezler bile, peşin bir kabullenmişlikle. erkekler sorgulamazlar bile, biat ederler sadece yosmalara.

    bunca yıldızın arasında umarsıca uçan kuyruklu yıldızlara benzetirim ben yosmaları. baki kalmazlar çünkü adamım hayatında. dönem dönem yosmalar girer ve çıkar sefil hayatlarımızın parabolik yörüngelerine. meşgul eder gönüllerimizi!

    çok üzülüyorum ben ecnebilere bu bağlamda. tıpkı efkar gibi yosmalar da yoktur çünkü ecnebistanda; bu coğrafyanın yarattığı kadınlardır onlar. ondan efkarın sebebidir belki yosmalar...
  • -cok yosmasin..:)
    -o sizin yosmaliginiz ekiekieki
  • londra'da baker street uzerinde bulunan havali bir turk restauranti. gecen hafta turk / yabanci karisik bir ekip olarak buyuk umutlarla gidip husranla ciktik. websitesi ve konsept cok guzel gozukuyor, bildigimiz kebapci konseptinden farkli, modern tasarimlar vs. gelin gorun ki yemekler de bildigimiz tatlardan farkli. orada farklilasmaya ne kadar gerek varmis emin olamadim. mezeler turk gorunumlu ama tatlari cok vasat, 8 kisi uzerinde mangal ya da meyhane konseptli fiks menulerden birini secmek gerekiyor ama sonucta masada karisik ve birbiriyle cok alakasi olmayan ara ve ana yemekler oluyor. ortam cok soguk, yaratilmak istenen modern turk karisimi bir seymis anladigim kadariyla ama bana guzel gelmedi malesef. ayni sekilde muzik, dekorasyon vs de cok ortada kalmis gibi. garsonlar olabildigince yardimsever ama yemekler ve menulerin detaylariyla ilgili yeterli bilgiye sahip degiller. sevdigim ve ozlem giderdigim icin memnun oldugum iki sey oldu: raki ve kunefe. son olarak da bu performansa bence degmeyecek bir hesap odedik, bir daha gitmeyecegiz.
  • 9-10 yaşlarindayken bir türk filminde duyup ''yosun'' gibi bir anlami oldugunu zannederek kiz kardeşime söylediğim ve ardindan babamdan çoook fena firça yememi sağlayan kelime.
  • zarif, kıymetli, edalı, işveli, şen anlamına gelen kadın ismi. nedense orospu anlamında kullanılıyor, o ayrı.
  • bir kelime düşünün ki bir kadına ithaf edilebilecek en güzel sıfatları (genç ve güzel, şen, baştan çıkarıcı) içinde barındırsın ve yine aynı o kelime bir hakaret, bir aşağılama sıfatı olarak kullanılsın.
    güzel olan hiçbir şeye tahammülü olmayan bir milletiz biz, yosma da bu hastalıklı kültürümüzden payını almış güzel bir kelime işte.
    muhtemelen eski zamanlarda genç ve güzel ve alımlı kadınlar bu şekilde tanımlanırken, gerek onları elde edemeyenler, gerekse onları kıskananlar zamanla bu kelimeyi kıskançlıklarından dolayı çirkin ithamlarla bağdaştırıp altını oymuştur. bu topraklarda bu senaryonun başka türlü şekillenmesinin mümkünatı yok.
    güzel bir kadın gördüğümüzde güzelliğine odaklanmak yerine ilk olarak "kimin altına yatıyor acaba?" diye düşünüyoruz, güzelliği takdir etmek yerine onu lekelemelek için çabalayıp hayatı kendimize de başkalarına da zindan ediyoruz, biz niye böyleyiz sahi?
  • kıymeti bilinmemiş kurban şarkısı. hey gidi. eşlik etmesi zevklidir. sözlerini de yazayım tam olsundur.

    boyalı tırnaklarla
    dolaşıyor sokakta
    kimse bilmez nerdenmiş,
    buralara gelmezmiş
    kıpkırmızı terlikler
    güzel durmuş ayakta
    pardon bayan baksana
    sakın yanlış anlama

    bu şehrin neresindensin
    söyle ki biz de bilelim
    annenler uyuduğunda
    haber ver kalkıp gelelim
    yosma!!

    kısacık saçlarına
    takıyor tek bir toka
    kurban olayım senin
    ağzındaki sakıza
    takılmışız oltaya
    alma bizi dalgaya
    başka işiniz yoksa
    bekliyoruz yatıya
  • orospu/fahişe anlamına gelmeyen, işveli güzel kadın anlamına gelen kelimedir. argoda bir kullanımı da yoktur bu anlamda. fonetik olarak orospu kelimesiyle benzeşmesi şanssızlığı ve bu isimli türk filminde ahu tuğba'nın bir telekızı oynaması nedeniyle insanların aklında bu kelimeyle eşleşmiştir.
hesabın var mı? giriş yap