• özdemir asaf'ın düsturum olan şiiri

    bir entryde kısmen yazılmış, ben tamamını yazayım:

    evler, ampûller, bardaklar olacağım
    ben yaşayacağım neysem öyle kalarak
    sen boyuna yanımda ağlayıp güleceksin
    demek ben bakacağım

    biliyorum, ben bu şişeleri bırakacağım
    kırılmasın, tozlanmasın dediğim
    biliyorum, hepsini kıracaklar, hepsini, hepinizi
    bu raflar, bu kitaplar, bu kutular, sildiğim

    sizler, şu siz, şu sen, şu o, şu kim
    uyurken, uyanmışken, şu giden, şu gelen
    unuttuğum, benzettiğim, bildiğim
    insanlar; o siz, bu sen, şu ben

    kıranları da kıracaklar, ezecekler, bugün, yarın
    tozlarını silmeyecek bir el, bir bez
    olanca kapısını açık tutanların
    dışına bile hırsız girmez

    bir fazla almak bir fazla olmak değil
    kimler var, vermekle tam kalmışlar
    üsdenlik dışından parlamak değil
    yerlerden çok kaçmak toplamışlar

    ne iyi kırık bir şişe olmak
    yıkık bir ev, çatlak bir bardak
    gene de bir şişe, bir ev, bir bardak
    giderken de biraz daha kendi kalarak

    evler, ampûller, bardaklar olacağım
    oluşmak için neysem öyle kalarak
    sen boyuna yanımda değişeceksin
    boyuna öleceksin, ben bakacağım
  • bir ozdemir asaf siiri;

    " evler, ampuller, bardaklar olacağım.
    ben yaşayacağım neysem öyle kalarak.
    sen boyuna yanımda ağlayıp güleceksin..
    demek ben bakacağım

    biliyorum, ben bu şişeleri bırakacağım..
    kırılmasın, tozlanmasın dediğim
    biliyorum, hepsini kıracaklar, hepsini, hepinizi.
    bu raflar, bu kitaplar, bu kutular sildiğim

    sizler, şu siz şu sen, şu o, şu kim..
    uyurken uyanmışken şu giden şu gelen.
    unuttuğum, benzettiğim, bildiğim..
    insanlar; o siz, bu sen, şu ben.

    evler, ampuller, bardaklar olacağım,
    oluşmak için neysem öyle kalarak.
    sen boyuna yanımda değişeceksin
    boyuna öleceksin, ben bakacağım."
  • azda çok barındıran .....
  • bazen de duyguların birbirine çarpması sonucu oluşan hissin kıvamı. dayanılmaz derecede sıkıştıran da olabilir. birbirine kenetlenmiş, ayrışmayan. balçık gibi. karıştırılmış. ayarı kaçmış. kaçınılması gereken. bastıran, baskın olan.
    yoğun kar yağışı var mesela. şehrin bütün pisliğini kapatan. şu deli yaz sıcağında özlenilen yoğunluk. miktarı fazla işte. belki tam da ihtiyaç duyulan.
  • aynı zamanda diyarbakır'ın çermik ilçesine bağlı bir köy.
  • yaşama kıvamı.
    diplerden diplere koşturup duruyor peşinden. her duyguyu yoğun yoğun hissediyorum.
    bazen nefes alırken acı çekiyorum içime, soluyup soluyup bırakamıyorum geri.

    -neyse ki dengeye olan oluyor-

    bazen her gün önünden geçtiğim çirkin bir ağacı, bir gün güzel bulup hayran hayran inceliyorum.
    hatırladım, bir karıncayı da öle sevmiştim.
    bir şarkıyı dinlemiş, kendimden geçmiştim.
    gökyüzünün rengi bazen ne de güzel oluyor. bakınca insanın içine tarif edilemez duygular bırakıyor.
    mesela bazen ne de güzel gelir insan yüzleri gözüme. her birini ayrı severim.
    bazen ne güzel bi insanın yüreğine bakmak, hiç tanımasa bile tanıyor gibi hissetmek.
    -güzel kelimesi ne de anlam kazanır. bir duygu ifadesi gibi gelir kulağa.-
    ne güzeldir bir bebeğin kokusu, saçın okşanması.

    ama ne yazık ki hep anlık sürer bu güzel-yoğun duygular.
    acılar daha mı kalıcı ne?
  • kısacık zamana, minicik mekana sığan; ama o zamanı da o mekanı da çok aşan...
  • istanbul 2010 kutlamalarını sunan spikerlerden birinin "yoğun hava şartlarına rağmen bik bik bik..." şeklinde şükela bir cümlede kullandığı, hiç olmasaymış biz nasıl konuşacakmışız diye düşündüren kelime.
  • zıt anlamlısı olmayan bir sıfat.
  • gerçek sevgi diye bir şey yok kanımca; yoğunu, aptalı, çelişkilisi, karşılıksızı** var ama gerçeği yok, çünkü onun özel terazisi yok, hepsine gerçek demek zorundayız*.

    (bkz: yoğ)
    (bkz: yeğin)
hesabın var mı? giriş yap