• yine aynı bulaşık makinesini kurmaya gelen yetkili servis (bkz: #9897464), cihazın düğmelerine falan basılı tutarak bir ayar menüsüne girer ve bir şeyler yapar.

    - ne yaptınız?
    - makinenin tuz ayarını kapattım. tuz koymanıza gerek kalmadı makineye.
    - e ama bulaşık makinesi tuzu kireçlenmeyi önlemek için konulmuyor mu?
    - gerek yok. koymasanız da oluyor.

    evet koymasak da oluyor sevgili yetkili servis. lakin suyu kireçli olmayan, yumuşacık suya sahip şehirlerde oluyor o iş. iki çay demlemede çaydanlığımızın komple kireç kaplandığı bir şehirde, o makineye tuz koymazsak maazallah başka bir yetkili servis "galgon kullanmazsanız böyle olur" diyerek kireçlenmiş rezistansı çıkarıp götümüze sokar.
  • ürünü, tasarımı ve üretimi yapan mühendisten daha iyi bildiğini, tanıdığını sanan, "müyendiz de kimmiş, müyendiz skiyoz biz her gün" mantığındaki kişilerdir. örneğin; bir bulaşık makinesi alırsınız. kurmak için yetkili servis gelir. makinenin yerleştirileceği yer tezgah altıdır ve her türlü tesisat vardır. yetkili servis, makine tezgahın altına sığabilsin diye üst tablasını çıkarır zira üst tabla varken makine tezgah altına girmemektedir. zaten o tablayı da tezgah altına sığabilsin diye kolaycacık çıkabilir şekilde imal etmişlerdir. ve fakat tabla çıktığında da makine, girmesi gereken yere biraz kısa gelmektedir. önemli değildir, nasıl olsa tezgah altındadır. yetkili servis, makinenin içinden bir de bidon gibi bir şey çıkarır.

    - o nedir?
    - bu mu? bu denge taşı.
    - e niye çıkardınız?
    - gerek yok ona.

    gerçekten de 9-10 kg. ağırlığında içi kum benzeri bir şey dolu büyükçe bir şeydir denge taşı. neyse, galiba olmasa da oluyor denir. yetkili servis makineyi kurar ve gider.

    ilk bulaşık yıkama öncesi, tabaklar bardaklar makineye özenle yerleştirilir. biraz daha fazla bardak koyabilmek için üst sepetin iyice dışarı çekilmesiyle birlikte denge taşının ne işe yaradığı anlaşılır. zira makine bardakların ağırlığıyla birlikte höngürt diye öne ağdırır*, tezgahın laminat kaplamasına alttan yaslanıp tahtayı da yerinden söker (o tezgahı doğru düzgün yapıştırmayan/vidalamayan mutfakçının da ağzına sıçayım). mühendis amcanın bu hadiseyi düşünerek oraya koyduğu ve aleti dengelemeye yarayan ağırlık, mühendis amcadan çok daha iyi bilen yetkili servis sayesinde kırık bir tezgaha mal olur bana.
  • otomobil için düşünürsek yetkili servis her zaman işinin ehli değildir. servisteki elemanlar illa ki belli eğitimler, kurslar alırlar fakat yine de edindikleri tecrübeyi kullanmaya serviste fırsat verilmez. çünkü serviste tamir yoktur, değiştirme vardır. örneğin kapı biraz ezilir, hele ki kaskonuz da varsa o kapı kesin değiştirilir. ve hiçbir zaman eskisi gibi olmaz. adam çok iyi bir usta olmadığı sürece bi ayarsızlık kalır kapıda. hızlı giderken ses gelir, kapatırken sesi farklı gelir falan filan..
    sanayide ise çok daha düşük bir paraya o kapı düzeltilir. düzgün bi ustanın elinden çıkmış boya değiştirilmiş parçaya her zaman yeğdir.

    aynı şeyleri yürüyen aksamda, motorda düşünürsek, atıyorum 100 liraya tamir edilebilecek bir parça serviste 500 liraya değiştirilebilir. bunun kalitesinde bir sorun yoktur, sadece pahalıya gelir.

    serviste çalışan insanlar profesyoneldir de çok doğru bir inanış değildir. işini iyi yapan usta serviste kalıp maaşla uğraşmaz. gidin sanayide tanınan ustaların alayı 8-10 yıl serviste çalışıp sonra kendi dikkanını açmış insanlardır.

    sonuç olarak garantisi bitmiş bir arabayı yetkili servise sokmak bilmemektir. bilen insan o servisin önünden bile geçmez..
  • insanlarin urunle ilgili olarak urunu alirken degil urun bozulduktan sonra muhatap oldugu ve cogunlukla memnun kalmayacaklarini tahmin ettikleri bir sekilde telefonu cevirdikleri tamirci. evinize gelen servis calisani buzdolabinizi tekmelediginde zaten isini ne kadar iyi yaptigini anlamaniz cok da uzun surmuyor.
  • arıza için aradığında, geleceği saati tam olarak söylemeyip, bütün işlerinden seni alıkoyan, eve bağlayan..
  • aracınız garanti kapsamında iken sanzımanınızla ilgili bir sıkıntınız olupta götürdüğünüzde bu modeller yapıo öyle deyip sizi eve gönderen, garanti bittiği gün şanzımanı komple değiştirmek isteyen yere verilen addır.
  • otomobil için düşündüğünüzde, sanayide 1 gün içerisinde halledeceğiniz bir iş için ortalama 1.5 hafta bekletip üstüne de sanayiden 3-4 kat fazla maliyetle bu işi yapan firmalardır. aracın motoru veya elektrik aksamı gibi önemli hususlar ve aracın garanti kapsamında olması ya da ödeyenin siz olmadığınız durumlar haricinde pek uğramamakta fayda var. zira ancak yapılan işin bedelini kredi kartından çektirene kadar yapılan işin ardında dururlar.
  • eskiye göre daha tembelleştiklerini gördüğümüz servislerdir. satın alınan bir mal görece olarak daha kıymetliyken teknik servise törenle gider, gelirdi. bozulan cihazın yenisi çok pahalıydı çünkü. şimdi kullan at tüketici/üretici mantığı çerçevesinde birşeyi tamir ettirmek yenisini almanın neredeyse %25 ine denk gelmeye başlamıştır. bu sebeple çok eski bir faks cihazını götürdüğüm brother yetkili servisi "abi bunun tamiri 5-6 saat sürer**, gel sana 2. el vereyim" deme cesaretini kendinde bulmaktadır *
  • üretici veya distribütör tarafından yetki verilmiş servistir. hizmet verdikleri sektöre göre tüketicinin de servisin de davranışları değişir.

    otomotiv sektöründe yetkili servislerde hem parça fiyatları hem de işçilik fiyatları özel servislere göre daha tuzludur. sebebi de aracının garantisinin bitmesini istemeyenlerin öpe öpe garanti süresince tüm bakımları bu servislerde yaptırma zorunluluklarıdır. ayrıca otomobillerine ehil ellerce bakım yapılmasını isteyen ve işten de anlamayan insanlar için güvenli bir kapıdır. belki fazla para verilir ama kullanılan parçanın orjinalliği kesindir en azından. kazançlarını kesin bilmiyorum ama iyi kazandıklarını düşünüyorum.

    elektronik sektöründe yetkili servis fiyatı pahalıdır çünkü kullanılan parça yan sanayi değildir. yetkili olmayan servisler yan sanayi parçaları kakalayıverir, ruhunuz duymaz. özellikle tv sektöründe artık tamirat bitmeye yüz tutmuştur. servisler parayı kurulumdan kazanırlar.

    beyaz eşya da elektronikle benzerdir ama tamirat geliri eklenir. beyaz eşyada tamirat hala devam etmektedir. televizyonu atmak insana kolay geliyor da buzdolabını atmak kolay gelmiyor. ayrıca parça fiyatları da malın kendi fiyatına oranla daha düşük.

    günümüzde bir lcd tv'nin paneli veya mainboardu arızalanınca neredeyse yeni tv parasına tamirat yapılıyor. insanlar zannediyor ki bu ücretin yarısından fazlasını servis gümletiyor ama değil. bunu üreticiler istiyor. üretici yedek parça üretmek istemiyor. sürekli gelişen teknolojiye uygun yedek parça üretecek olsa deli gibi atıl stok birikecek, haklı adam. o sebeple parça fiyatını yüksek tutup tv'leri kullan at yapmaya çalışıyorlar, hatta böyle oldu günümüzde. artık bir tv'yi 10 yıl kullanmak yok. 5 yıl bozulmazsa kullanacağız, teknolojisi eskidiği için atacağız; tıpkı bilgisayarda olduğu gibi.
  • ayni yerde uretilmis yedek parcanin* fiyati normal servislere gore genelde iki kat daha pahali olan, ustune iscilik parasi da alan, yetkili saticilarla baglantili calisan servis.
hesabın var mı? giriş yap