• 1997. beyaz şov. konuk, salkım.

    konu nasıl oldu bilinmez göksel'e gelmiş. göksel mekânda yok. beyaz "dinlediniz mi?" benzeri bir soru soruyor ortaya. salkım yere bakarak (ya da kimsenin yüzüne bakmayarak) ve göksel'in uzun uzun yollar klibini kast ederek "haa şu sağını solunu açan mı?" gibi hasetinden mütevellit bir laf ediyor.

    aklımdan çıkmaz, çıkmadı bu ölümcül kıskançlığa dair anekdot. rüyalarıma gireyazdı. bir insan hiç tanımadığı yek diğer insanı nasıl böyle aşağılar ulan, dedim. ister götünü açar, ister ağzını açar sana ne, dedim. göksel'i de tanımaz ama severdim. "yeşim salkım'ın haseti" diye bir türkü yakasım geldi.
    kendi şanına, ardındaki desteğe öyle bir güvenmekti ki o, gözüne kestirdiği kimsesiz (vallaha kimsesiz gibiydi kadın o sıra) göksel'e saldırmıştı durduk yere.

    tarih bu tarih. ayakta kalmak için neler yaptı sonra salkım? uzangillere gelin gitti , sonra dar attı kendini. serdar ortaçgillere yaslandı, albüm batırdı (bir nevi), tutturamadı, devamlı konuştu hiç sevimli olmadı, olamadı. hala da "hiç"e doğrudur gidişi.

    göksel: "şah mat" ! tam da uzun uzun yollar aştı geldi, kadın
    tarz buldu, tarzını kabul ettirdi, ikon olmaya yakınsadı. uzangillerden hakan'ın gözünün içine bakıp "deli mavi. sana söz sana yemin" demeye ihtiyaç duymadan.

    içimdeydi, göksel'in intikamını, kanını yerde komayacaktım. ha o hatırlamaz, belki şu an bilecek - okursa- bunu. kanın yerde kalmadı göksel... kanın...yerde....kalmadı töremiz gereği. yok ... deli düzmedi beni...
  • atv'den tv8'e transfer olduğundan mı yoksa lohusalığından mı durgunlaştığı anlaşılamayan esra ceyhan'ın konuğu iken şarkı söylemeye, sinemaya; genel olarak sanata bakışını kavrama fırsatı bulduğumuz salkım şöyle konuşuyordu:
    "mustafa altıoklar herşeyden önce çok zeki bir insan. herşeyden önce ne yaptığını iyi biliyor. (burada çağanoz oturuşu ve yan gözle bakış daha da keskinleşiyor, ses pesleşiyor) herşeyden önce onun iyi bir mesleği var: doktor kendisi."
    sevgili salkım, herşeyden önce doğallıktan, samimiyetten buharlaşmak üzere olan insan pozuna halel getirircesine kurtlaşan (canis lupus) bir ton ile "bunlar oyunculuktan anlamıyor. ben altın portakallı oyuncuyum. bırakın da biz yapalım bu işleri yaaaaanieee" dedikten sonra "altıoklar zibidi bir yönetmen değil ki herşeyden önce doktor!" dersen, ben de sana altın portakal heykelciği ile halı dövmeyi, altın portakallı ördek pişirmeyi salık veririm.
    herşeyden önce portakal vitamin dolu bir meyve.
  • bu sözlüğün yaş ortalaması kaç yahu? bu kadının hakan uzan ile evli olduğu dönemde, uzanların sahibi olduğu kral tv'de top10 listelerini nasıl manipüle ettiğini yukarıdaki bir kişi haricinde kimse mi hatırlamıyor? salkım'ın en kıytırık şarkısı aylarca top 10'da ilk 3'te gezerdi. 2 ve 3.sıraya da haftalar boyu kimsenin dinlemediği şarkıyı 1.sırada tuttuktan sonra utanarak zorla indirirlerdi.

    salkım'ın kimsenin izlemediği filmi "şarkıcı" kral tv sinema listesinde yine haftalarca top 10'da kaldı. filme satılan toplam bilet sayısı zamanında 35000'in altındaydı. düşünün yani kolpalığı.

    salkım keşke madem açtı ağzını, o dönemlerden de bahsetseymiş. şimdi güç elinden uçup gidip de eski şöhretten eser kalmayınca cesaret gelmiş tabii. ama ortamdaki herkes liseli değil hani. hatırlayanlar var salkım'ın güç gösterilerini.
  • son ayrıldığı eşi, eski şefimin kardeşiydi. bu nedenle kendisini çok iyi tanıyorum. mütevazı ve olgun bi kadın, gelelim esas konulara.

    işyerimde yüksek kademede bir ağabey var. yıllarca gece kulübü işletmeciliği yapmış, hatta bi dönem sezen aksu ile ortakmış. kendisi tüm ünlü camiasını tanır, tanınan da biridir. hatta vatan şaşmaz cinayetinde, filiz aker'in feys linkini paylaşmıştı biri, sayfayı açtığımda "bir ortak arkadaş" uyarısını görünce filiz aker ile nasıl bir ortak arkadaşım olur diye heyecan yapmıştım, o da bu yetkili ağabeyimiz çıkmıştı.

    yeşim son yıllarda kendini disipline etmiş bir kadın ( bu lafı da seda sayan'dan öğrendim) olsa da, zamanın hızlılarından. hakan uzan ile evliyken, o da piyasaya yön veriyordu. gülben, hakan ile swiss otelde kaçamak yapınca ( bu yetkili ağabey böyle diyor) yeşim çıldırıyor. trilyonlar alarak boşanıyor. tabii o dönem cem uzan ile de gülben atışıyor. gülben'in 19 yaşındayken birlikte olduğu ilyas atak ile seks kasedi bir şekilde uzanlar'a ulaşıyor ve dadı dizisinin transferi ile ilgili koz için bu kaset kasada muhafaza ediliyor. fakat cem uzan ile nasıl bir olayları oldu bilinmiyor ama kaset olayı bam diye patlıyor.

    bir zamanlar yılmaz morgül gülben'e aşıktı. hatırlayanlar olur. televoleciler de morgül'ün ailesi ile birlikte yaşadığı eve gitmişti. muhabir, annesine "oğlunuz gülben'e aşık ne diyorsunuz " demişti de annesi "biz oğlumuza kız istiyoruz " demişti. asfkşkgfdss. teyzem olayı orada patlatmıştı. morgül de lafı kıvırıp " ay anne gülben erkek mi" demişti.

    insanların hatası, yanlış kararları elbette olur. hepimizin olduğu gibi. kimse geçmişi ile sürekli kıyaslanmamalı da. ama sen sürekli din iman konsepti yapıp, kendini mükemmel gösterirsen, yapmacık hareketlerinle insanları kandırırsan, "çocuklarıma başkalarında görüp, onu alacak durumumuz olmadığını açıkladım" gibi akıllara zarar duygu sömürüsü yaparsan, biri de çıkar tüm oyunlarını bozar.
  • "türkiye'de her alanda bu kadar torpil, birilerinin iteklemesi, olduğu sürece yurtdışında kimse bizi iplemiyor tanımak dahi istemiyor, bu yüzden bulgaristandan öteye geçecek başarılarımız olmuyor."

    sözüyle doksana takmış kadın. antipatik bulabilirsiniz ama gülben ergen'e ve bilimum medya patronlarına söylediği her sözünde sonuna kadar haklıdır.

    kimsenin sözü edilen şahıs hakkında resmen parayla kendini pazarlamasına rağmen haber yapamamasının sebebi de şu: kankası aktif gay fotoğrafçı "odabaşı" sayesinde piyasanın bütün sırlarını bilmesi ve onları tehdit etmesidir.
  • gönül hırsızı isimli şarkısı, zamanında bir demet tiyatro'da lütfiye'nin hayata dair sorguladığı binbir şeyden biri olarak konu edilmişti..

    - (toz alırken saçlarını savura savura şarkıyı söyler..) seni gönül hırsız yaaaaar, açık kapı arsızı yaaaaar.. açık kapı arsızı mı? açık kapı arsızı? allah allaaaah.. kelimelerin hepsi türkçe, ama bir araya geldiklerinde türkçeyi hep birlikte terk etmişler..
  • kendisi pir-ü pak bir insan değildir, vakti zamanında kral tv üzerinde kayırdıkları olmuştur... da berbatlık skalasında gülbiş ile karşılaştırıldığında çok masum kalıyor. 'ne farkı var bunlar birbirinden' denmiş. farkını kendi anlatsın:

    '... "sen de zengin adamlarla evlendin." (diyorlar). ben evlendim! ben metreslik yaşamadım kimseyle! otel odalarında basılmadım, para karşılığı hiçbir erkeğe satılmadım* *. ben evlendim. ben çocuk doğurdum. benim en son evlendiğim adam *, 250 liraya tiyatro oynayan bir adamdı. 8 sene boyunca ben bankadan kredi aldım, evimi ipotek ettirdim. ama ben kocamla oturup çocuğumu doğurdum. ben paragöz bir kadın olsaydım o adamla evlenir miydim, çocuğunu doğurur muydum?? millet bakın nasıl gayrimeşru çocuklar doğurup bir de gidip üstüne nikahlar yaptırıyor *
    ! aklınızı başınıza toplayın ya *! nasıl kadınlarsınız siz!... '

    allah'ım bu sene de iyi magazin yaptı. yalnız tirat da tiratmış yani. izledikçe seda sayan'ın erol köse'ye saydırması geliyor aklıma.
  • kendisi, gülben ergen ve seren serengil sayesinde şu son 3 gündür kendimi tekrardan 2000'li yıllarında hissediyorum.
  • kendisini soğuk bulurdum ama bugünkü dobra açıklamalarını izledikten sonra alkışladım.
    türkiye'nin en itici ve kutsal anne rolü kesen kadını gülben ergen'in ipliğini pazara çıkarmıştır.
    ''ben kimsenin metresi olmadım! kimsenin yuvasını yıkmadım! kimse ile basılmadım!'' demiştir.

    ağzına sağlık.
  • bir gün önce şeyme ve acun'a laf söylettirmeyen masada, çatır çatır söylenilemeyenleri söylemiş, içimin yağlarını eritmiştir. ne şahenk kurtulabilmiştir dilinden ne cengiz semercioğlu ne de yılmaz biraderler. uzun zamandır böyle seri ayar veren birini görmemiştim.
hesabın var mı? giriş yap