• hemen sözler;
    in the town where i was born, lived a man who sailed to sea,
    and he told us of his life, in the land of submarines,
    so we sailed on to the sun, 'til we found a sea of green,
    now we live beneath the waves, in our yellow submarine.

    we all live in a yellow submarine, yellow submarine, yellow submarine.
    we all live in a yellow submarine, yellow submarine, yellow submarine.

    and our friends are all aboard, many more of them live next door,
    and the band begins to play.

    we all live in a yellow submarine, yellow submarine, yellow submarine.
    we all live in a yellow submarine, yellow submarine, yellow submarine.

    as we live a life of ease, every one of us has all we need,
    sky of blue and sea of green, in our yellow submarine.

    we all live in a yellow submarine, yellow submarine, yellow submarine.
    we all live in a yellow submarine, yellow submarine, yellow submarine.
    we all live in a yellow submarine, yellow submarine, yellow submarine.
    we all live in a yellow submarine, yellow submarine, yellow submarine.
  • simdi ismini vermek istemedigim (cevap hakki dogmasin ! ) ankarada faaliyet gosteren sektorundeki lider bi firmada yasadigim elm sokagi tadindaki mulakattan bir enstantanee

    --mulakatci sayko muyendiz: "olcaytu bey, anti-submarine warfare system hakkinda bildikleriniz nelerdir?"
    --bendeniz: "we are living in the yellow submarine, yellow submarine , yellow submarine"
    --mulakatci sayko muyendiz: "biz sizi arariz"
  • istiklal mar$i soylenen kalabaliklarda caktirmadan soylenebilecek ritme sahip $arki.
  • günlerden bir gün radyo odtü dinlerken telefonla yayına katılan bir kişiden istek alıp, benim "aa bir arkadaşım da bu şarkıyı çok seviyordu" diye düşünmeme sebep olan parça. aradan geçen bir kaç saniye sonrasında, istek yapan kişinin bu arkadaşım olduğunu anlamamla da, benim için unutulmazlar arasına giren insanı rahatlatan beatles şarkısı.
  • dünyanın %80'inin muhakkak bildiği ancak yalnızca %35'inin bildiğini bildiği, her dinleyene bir demet çiçekle umut dağıtan yüzlerce the beatles klasiğinden belki de en sevimlisi. zaten o ütopik musmutlu dünyadan üç saniye önce düşmüş ringo starr tarafından söylenmiş biraz da genç kitleyi hedef alarak yazılmış tatlıların tatlısı bir lennon/mccartney bestesi değil mi sonradan bir çizgi filme ad ve ilham olacak bu şirinlik muskası şarkı? çalmaya başlamasıyla o güzelim sarı deniz altına binip o huzurlu insanlarla deniz kıyısında mis gibi yıllar geçirme arzusuyla doluyor içiniz. peki, desem ki şarkının çıkış kaynağı gücünü hippie'likten (bkz: sunshine and rainbows) değil de çok daha karanlık bir yerden alıyor.

    sonunda * revolver'ın da super deluxe ekibine katılmasıyla birlikte yellow submarine'in de demo'larını dinleme şansı bulmuş olduk. albümü tümden övmeyi sonraya bırakayım da yellow submarine'nin tahminen ilk kaydından bahsetmeye başlayayım ben. bir dakika dört saniyelik bir taslak var elimizde. vokalde john lennon sadece bir akustik gitarla karşımızda bestenin temellerini atıyor. ki bugün elli altı yılı devirmiş versiyonunun bitirilmişliği ve içerdiği çeşit çeşit "ses" hesaba katılırsa birebir aynı yapıyı yalnızca bu kadar çıplak vaziyette duyabilmek dahi benim gibi beatles nerd'leri için muhteşem bir deneyim olacakmış ancak sözleri duyana dek sürüyor yetinme haliniz. son derece kırılgan dokunsan ağlayacakmış gibi neredeyse mırıldanan bir sesle "in the town where i was born no one cared..." ne demek istiyorsun john? aydınlat bizi ne olursun...oradaki insanlar mı takmayanlar? yoksa biz miyiz takmayan geldiği yeri? kimi takmıyorlar john'u mu, bizi mi, hayatı mı, yoksa hiçbir şeyi mi?

    hayır, yok başka bir bilgi elimizde hatta daha da kafa karıştırıcı belki kalanı "if you run then you can run..." nereden nereye koşuyoruz şimdi? ne alaka, koşarsak koşarız tabi ama hani biz şeker şeker süzülüyorduk denizin üzerinde.

    bestenin kalanında paul mccartney'nin de katkısı çok büyük olmalı şüphesiz ikisinin de tarzı çok net seziliyor nihai versiyonda zaten bizim bilip sevdiğimiz haliydi kendini kanıtlayan yüzyıllara. ancak şimdi bakıyorum da bir pozitifi bir negatifi varmış sanki bu şarkının da beatles 1966 yılında tam zamanlı bir stüdyo grubu olmaya yeni yeni alışırken pozitifini rötuşlamayı tercih etmiş yalnızca. ki bu sözler açısından daha depresif seyreden rubber soul'a da ilginç bir kontrast oluşturuyor.

    asla öğrenemeyeceğiz artık diğer yolu seçseler nasıl olacağını ancak yine de çok merak ediyorum son halde yer dahi verilmeyen bu sözlerden bu bambaşka dünyanın panoramasından ne cover'lar ne yorumlar çıkacak? o değil de adamlar bizi bunca yıl sonra yine şok ettiler ya. ne diyeyim bir kez daha şükrettim yıllar önce beatles'la kafayı bozduğuma.

    son olarak denizaltımıza selam çaktığını dşündüğüm iki bambaşka motivasyonlardan doğmuş gruptan bambaşka iki çok çok kritik esere değinmek istiyorum.

    "can ı ride with you in your bmw?
    you can sail with me in my yellow submarine" (bkz: supersonic) (bkz: oasis)

    "the echo of a distant time comes willowing across the sand
    and everything is green and submarine" (bkz: echoes) (bkz: pink floyd)
  • sari denizaltı anlamina gelen bir hippi efsanesidir.efsanede soyledir kötü kalpli pintiler, neseli ve iyi yürekli insanların ülkesi pepperland e saldırırlar ve burdaki tum sevgi, barış ve müzigi kacırırlar.ülkede kurtulan tek kişi koca fred de yanına beatle ları da alıp sarı denizaltısına atlar ve zamanda yolculuk yapıp pepperland i kurtarmaya calısır.yol boyunca karsısına cıkan kozmik gucler,kara delikler ve cavanarlarıda müzikleriyle birer birer altederler.sonunda pepperland ı yeniden neseli ve iyi yurekli insanların ulkesi haline getirirler..vs
  • hemen haiku;

    denizci adam
    sarı denizaltında
    mutlu yaşardı...
  • yellow submarine filmini beatles üyeleri hiç sevmemişlerdir.hatta george harrison demiştir ki: " bu filmin tek iyi yanı bizimle hiçbir ilgisinin olmaması."
  • rainwatcher'ın da belirttiği üzre, bağırarak söylenmesi bünyeye faydalıdır. anti-depresan etkisi yapar. başkalarıyla beraber, sesimin nasıl olduğuna hiç bakmaksızın söylerken en fazla eğlendiğim şarkıdır da diyebilirim. bununla beraber alkol tüketimini arttırır, handiyse dans etme kıvamına gelirim. deniz kenarlarında, deniz gören geniş teraslarda söylenmesi önerilir.

    [neden sonra, not: insanın böyle entirileri var, bunu benim adımla bi başkası yazmış diyor, tekrar baktığında, ne edeyim bilemedim]
  • $arkidaki bardak sesleri rolling stonesdan brian jones'a, su sesleri ise bir kova yardimiyla bizzat john lennona ait olan $arki.
hesabın var mı? giriş yap