• son yıllarından girdiğim canım denyo kuşağım benim. eski dünyaya doğmuşuz resmen, çok acayipmiş düşününce. hem eski kuşakları hem de yeni kuşakları anlayabilecek bir dönemde dünyaya gelmişiz bence aslında. bu bir skime yarar mı bilmiyorum gerçi ama...

    mesela ben küçükken arabaların camından kadranlarına bakardık, ''kaç basıyo la'' bu diye. bir pontiac'da 240 kadran gördüğümüzü ve yobareeeeyyyyy diye sevindiğimizi çok iyi hatırlıyorum mesela. bizim ilk arabamızın sağ aynası yoktu lan hjsahjashjah, fabrika çıkışı yoktu yani. gerek görülmemişti. şimdi tesla kendi kendine giden araba yaptı, bilim kurguyu yaşıyoz olm biz resmen.

    sene 1986, trt 2 yayın hayatına başladı. evde üzerinde 8 kanal düğmesi bulunan bir televizyonumuz var, uzaktan kumandası yok. o günden sonra uzun bir süre evin kumandası olacağımdan habersizim. bir düğmeye basıyorum bir görüntü, öbür düğmeye basıyorum başka bir görüntü. aklım çıkacak allaaaam, teknolojinin son geldiği nokta bu olmalı cidden. beynim akıyor bakarken görüntülere, nasıl oluyor da oluyor acaba yaa? şimdiyse ''netflix de çöp yaeeee'' diye konuşuyorum ortamlarda. insan nasıl da gebeş değil mi?

    lan bize neler yedirdiler bir görseniz jhsajhasha. renkli macun yedik okul önünde, ekmek arası kanser yemek gibi bi şey resmen. gluten falan daha icat edilmemiş lan, ekmekler 2 kilo çekiyor. meybuz diye bi şey vardı mesela. çubuk bir poşet içinde buz, gıda boyası (duvar boyası da olabilir) ve şeker karışımı. aylarca onu emikledik yine okul önünde. o yüzden biraz az zekalı olabiliriz ya, yüklenmeyin bize.

    ''adana çık aradan''. bilen varsa bunu eğer aranızda, düzenli çekapını yaptırsın kardeşim. eskiden ev telefonu ile konuşurken araya birileri karışırdı, başkasının konuşmalarına şahit olurdun. adana çık aradan diye bağırılırdı işte böyle durumlarda. konfırıns call gibi ama tanımadığın kişilerle. şimdi whatsapp soruyo ''nasıldı konuşman hocam, puanlasana'' diye. siktir lan diye veriyorum tek yıldızı. biz de böyle bir yavşağız işte.

    giyim konusuna hiiiiç girmiyorum. belki hamileler, çocuklar falan okur; allah muhafaza cidden. kumaş pantolonun altına kovboy çizmesi giydi lisede bazılarımız, o kadar diyeyim işte.

    neyse işte, böyleyken böyle. yolun yarısını da geçtik gitti çoktan. iyi geçti ama ya, güzel geçti şimdi bakınca. bodrum kalesinde şarap içip klasik müzik dinledim gençken ben. huysuz, ramazan programı yapardı televizyonda. geriye gitti ya la memleket. ay dilim şişmiş be, öylesine yazdım işte.
  • 1965-1978 yillari arasinda dogmus kusaktir. 1978 sonrasi doganlar generation y dir.
  • genelde ana babaları boomer kusağından gelir. tarihte boşanmadan en cok etkilenen ve zarar gören kuşak olarak kabul edilir ve bu sebepten dolayı erken yaşta 'loss of innocence' kavramına maruz kalırlar.
    coupland'in de kitabında yazdığı gibi genel mottoları:
    i am not a target market.
  • 1960'ların başından 1980'e kadar doğmuş olan nesle iş dünyasında verilen ad.

    1925-1946 arası doğumlular geleneksellermiş. 1946-1963 arası doğumlular baby boomers1963-1981 arası doğumlular x jenerasyonu, her şeyi sorgulayan ve ingilizce why (neden) kelimesinden türetilen y jenerasyonu ise 1981-2000 arası doğumlular.

    x jenerasyonu, berlin duvarı, kasetçalar, siyah-beyazdan renkli tv'ye geçiş, ilk özel tv kanalı, cd'nin ve mp3'ün doğuşu, 80'lerin kült filmleri, körfez savaşı gibi hadiselere tanık olan kuşak.

    "bu jenerasyon için önemli olan her alanda ve her anlamda çeşitlilik ve farklılıkların kabullenilmesi, beraberinde özgüven, eğlence, resmiyetten uzaklaşma, samimiyetin değer kazanması ve tabi teknoloji okur yazarlığı" imiş. hızlı sosyal değişimlerden geçen çocuklar, öte yandan bekar anne babaların çocukları da ilk kez ve en çok bu grupta görülüyormuş. pek çok kuruma karşı şüpheci yaklaşımları varken çalışmaya, çok çalışmaya hazır ancak karşılığında herhangi bir değerden ötürü ödün verilmeyecek iyi bir kazanç beklentileri var. elle tutulur, gözle görülür, ölçülebilir fayda arayıp ancak bu koşullar altında çalışmaya devam etmeye hazırmış, herhangi bir ödül ya da ödüllendirme yolu yerine nakit kazanç en önemli tercihlerden biri imiş, iş ve özel hayat dengesi ise temel değerleri arasındaymış (aa ben).

    (bkz: y jenerasyonu)
    (bkz: x jenerasyonu jargonu)
    (bkz: y jenerasyonu jargonu)
  • fight club kuşağı, net...

    tutunamayanlar kuşağının evlatları; hem beyaz zenciler hem kurt cobain kuşağıdır... dial-up kuşağıdır, commodore 64 kuşağıdır, 8 bittir...

    şahsen sevdiğim çok fazla özellikleri var... başta ciddi ciddi dolu olmaları, attıkları zaman 12'den vurmaları, pek boşa sallamamaları geliyor... hesaplı-kitaplıdırlar çoğunlukla ve bunun geri dönüşünü almayı da bilirler... bir mensubu olarak beni hasss-ta eden özellikleri ise biraz pısırık, biraz "aman tadımız kaçmasın"cı olmaları ki bu da aslen hesaplı-kitaplı olmanın yan etkilerinden biri...

    bununla beraber, aralarından cidden sağlam(!) "nefret etmelik" insan da çıkartırlar zira yavşaklığı, dönekliği, yalakalığı da yine hesaplı-kitaplı ve ciddiye alınacak bir "iş" olarak yaparlar... örnekleri şöyle bir düşünün, hak vereceksiniz...
  • kitaptaki terimler: (terimlerdeki bkz'lar boş değildir.)

    (bkz: mcjob) *
    (bkz: yoksul jet sosyete) *
    (bkz: tarihsel yetersiz doz) *
    (bkz: tarihsel aşırı doz) *
    (bkz: tarihsel ziyaretler) *
    (bkz: brezilifikasyon) *
    (bkz: aşılanma gerektiren zaman yolculuğu) *
    (bkz: on yıl karmaları) *
    (bkz: et yağlandırıcı bölme) *
    (bkz: duygusal ketçap patlaması) *
    (bkz: kanamalı at kuyruğu) *
    (bkz: boomer kıskançlığı) *
    (bkz: mekanik süreklilik) *
    (bkz: konsensüs terörizmi) * kitapta konsesüs olarak yazılmış ama doğrusu konsensüstür herhalde
    (bkz: hastalık binası göçü) *
    (bkz: çark etme) *
    (bkz: ozmoz) *
    (bkz: güç bulutu) *
    (bkz: aşırı yükleme) *
    (bkz: toprak tonları) *
    (bkz: etnomanyetizm) *
    (bkz: yirmili yaşlar ortası krizi) *
    (bkz: başarıfobi) *
    (bkz: güvenlik ağı - cılığı) *
    (bkz: boşanma seçeneği) *
    (bkz: kalıcılık karşıtlığı) *
    (bkz: güdümlü nostalji) *
    (bkz: şimdiki zamanın inkarı) *
    (bkz: bambileştirmek) *
    (bkz: öpüşmekle geçen hastalıklar) *
    (bkz: abartıcılık) *
    (bkz: azlık) *
    (bkz: statü dengeleme) *
    (bkz: sona kalmacılık) *
    (bkz: platonik gölge) *
    (bkz: zihinsel sıfır mekan) *
    (bkz: yalnızlık tarikatı) *
    (bkz: ünlülerin ölümlerinden pay çıkarma) *
    (bkz: imparatorun yeni alışveriş merkezi) *
    (bkz: fukarakondri) *
    (bkz: kişisel tabu) *
    (bkz: mimari sindirim) *
    (bkz: japon minimalizmi) *
    (bkz: emek ve devreler) *
    (bkz: seçmen blokajı) *
    (bkz: armanizm) *
    (bkz: fakirlik düzeni) *
    (bkz: müzikal ayrımcılık) *
    (bkz: 101 - izm) *
    (bkz: yuppie heveslileri) *
    (bkz: ultra yakın geçmiş nostaljisi) *
    (bkz: başkaldırı ertelemesi) *
    (bkz: bariz minimalizm) *
    (bkz: kafe minimalizmi) *
    (bkz: çeşnicilik) *
    (bkz: sahte aile) *
    (bkz: kıvranmak) *
    (bkz: tenezzül edilen eğlence) *
    (bkz: tenezzül edilen sohbet) *
    (bkz: tenezzül edilen meslek) *
    (bkz: anti kurban belirteci) *
    (bkz: tenezzül edilen beslenme) *
    (bkz: tele - kıssadan hisse) *
    (bkz: tbf) *
    (bkz: tbmf) *
    (bkz: bence - cilik) *
    (bkz: kağıt kuduzu) *
    (bkz: bradycilik) *
    (bkz: karadelikler) *
    (bkz: kara inler) *
    (bkz: strangelove reprodüksiyonu) *
    (bkz: şövalyeler) *
    (bkz: fakirlik saplantısı) *
    (bkz: fişi çek pasta dilimini kap) *
    (bkz: zayıfın yanında yeralma) *
    (bkz: 2+2=5' izm) *
    (bkz: tercih felci) *
    (bkz: kişilik vergisi) *
    (bkz: jack ve jill partisi) *
    (bkz: yuva küçültme) *
    (bkz: ev sahibi kıskançlığı) *
    (bkz: yeşil hat) *
    (bkz: suluzırtlak espri) *
    (bkz: alay önleme mekanizması) *
    (bkz: şöhrete endeksli atalet) *
    (bkz: çözünme tahminleri) *
    (bkz: on yıllar) *
    (bkz: metafaz) *
    (bkz: dorian gray' leme) *
    (bkz: muğlaklık) *
    (bkz: ölümcül gezme arzusu) *
    (bkz: kriptoteknofobi) *
    (bkz: bakir topraklara kaçış) *
    (bkz: yerli taklidi) *
    (bkz: solipsist sürgün) *
    (bkz: aşağı göç) *
  • douglas coupland'ın

    ''bizler mahallemizde küçük hayatlar yaşıyoruz; marjinalize olmuşuz, katılmayı reddettiğimiz şeylerin haddi hesabı yok. sessizlik istemiştik, artık bu sessizliğe sahibi. buraya geldiğimizde suratlarımız ergenlik sivilceleriyle ve çıbanlarıyla kaplıydı, bağırsaklarımız öyle bir düğümlenmişti ki bir daha görevlerini yerine getiremeyeceklerinden korkuyorduk. fotokopi makinalarının yaydığı koku yüzünden, white-out kokusu yüzünden, evraklardan yayılan koku yüzünden ve karşılığında ufacık bir alkış alacağımız ama başarmak için kendimizi parçaladığımız o zorlu işlerin altından kalkmak için harcadığımız çabanın bitmek bilmeyen stresi yüzünden bütün sistemlerimiz iflas etmişti. alışverişle yaratıcılığı birbirine karıştırmamıza, sakinleştirici alıp cumartesi gecelerini video dükkanlarından kiraladığımız kasetleri seyrederek geçirirsek herşeyin yoluna gireceğini sanmamıza neden olan baskılara maruz kalmıştık. fakat artık çölde yaşıyoruz ve herşey çok ama çok daha güzel.''

    diye anlattığı kuşak
  • "latchkey children" olarak da anilirlar. boyunlarinda evlerinin anahtarlari, anababalari isinde gucundeyken kendi basinin caresine bakmakla yukumlu cocuklar manasinda
  • biz tuhaf bir kuşağız.
    kendi kuşağımdan bahsediyorum.
    70'lerin anarşiklerini ucundan gördük. bacak kadar çocuktuk. sağa sola girme diye büyüttüler bizi. her gün gazetelerde sağ sol çatışmasından ölen insanların haberleri olurdu.
    lakin kolu komşu kapılar açık olurdu.
    kimse yandaki hırsız mı göt mü diye korkmazdı.
    misafirliklere gidilirdi.
    apartman topuk ispanyol paça rock and roll orhan ferdi gülden alpay ecevit erbakan türkeş demirel abba ayhan ışık john wayne vardı.
    darbe oldu.
    çocuktuk anlamadık tam.
    sağ sol bitti geldi özcan calp turgut özal.
    anap torbadaki kent ve marllboroyu benzinciye markete tekele soktu.
    çiller yılmaz akbulut televizyonda konuşabiliyordu.
    kimse taklidim yapıldı diye adamı tutup içeri tıkmıyordu.
    17 yaşında idam edilen çocuğun 12 eylülünden bahsediyorum.
    türban yasaktı.
    hatta o kadar yasaktı ki üniversitede görünce böğürüyorduk.
    sanırım her türk dönemi gibi başka bir yasağın ahmaklığını yaşıyor olmalıydık.
    ekonomik krizler enflasyonlar su kesintileri içinde her şeye rağmen bir toplum olarak yaşıyorduk.
    94, 98 ve 2001'de bir türkiye klasiği olarak büyük ekonomik bokların içinde boğulduk.
    en son bu anayasa fırlatma ve doların zıplaması hadisesinden sonra ecevit yılmaz bahçeli koalisyonu kütür kütür bitti.
    geldi akp.
    eski bazı solcular eski bazı idealistler yazarlar entellektüel takımı bir gece önceden suya batırılmış çarşaf kıvamına ilk o senelerde evrişti.
    bizim kuşağın silinme evresi böylece başlamış oldu.
    ab, ekonomi, ılımlı muhafazakarlık falan derken evvela 5 sonra 10 yıl hızla geçti.
    yollar köprüler tek haneli enflasyon rakamları imam hatipler badem bıyıklar müslüman çehresi içinde dini imanı para olan tayfalar cemaat ergenekon balyoz gezi 15 temmuz rusyayla hollandayla amerikayla almanyayla kriz hepsi çatur çutur yoğruştu.
    15 yıl içinde eğitilmiş istikbal vaadeden koca bir kuşağın ilk bir anası sikildi afedersin.
    sonra başkanlık oylandı.
    üsküdar fatih eyüp hayır dedi.
    üsküdar hattında hayır çıktığı için kentsel dönüşüm projesi bente alındı.
    gezi olduğu için taksim'in vidaları söküldü araplara verildi.
    benden değilsen kork benimleysen biat et politikası türkiye kutuplaşmasının gelmiş geçmiş en kralını yarattı.
    bu kuşağın yaklaşık 20 koca yılı bu ve buna benzer detaylar içinde gitti bitti.
    etrafımın %30'u esnaf ticaret adamı iş adamı emlak eşrafı.
    geri kalanı has çevrem.
    sanat reklam beyaz ve mavi yakalın senin.
    boka batmış vaziyetteyiz bulanık bir suda yüzüyoruz..
    emlak çömlek ofislerinde ticari ziyaretlerde ekşide bazı forumlarda karşıma çıkan kimi koşullarda gıcık net örnekler veriyorum arada.
    bu defa vermeyeceğim.
    100 yıl falan sürecek sanıyorlar.
    nah!
    az kaldı bu da biter
    ömrümüzün en çok çeyreği eder
    gider
    bu kuşak ama
    işte
    yazık oldu
    1 zinde eğitimli hazırlıklı donanımlı dolu kuşağı
    bildiğin siktiler
    devir kertilsin ne olur be oğlum
    biz de yaşlanarak geliriz...
  • bu ülkenin en şanslı neslidir, cumhuriyetin ilk yatırımlarının meyveleri bu neslin zamanına denk gelmiş olup istihdam ve alım gücü olarak kaymağı yemiştir. y ve z kuşağına hiçbir şey kalmadı malesef.
hesabın var mı? giriş yap