• kader kavramının didik didik edildiği, uzun zamandır bu kadar güzel bir masal izlememiştim diyebileceğiniz, görsel şölen. inanılmaz ayrıntılar düşünülmüş, yer yer bazı cümleler insanı güldürmüş ama en nihayetinde görsellikte muhteşem bir lezzet yaratmış film.
  • güvenilir kaynaklardan alınan son haberlere göre bu sene film festivalinde* gösterilecekmiş bu film, merakla bekliyoruz bakalım!
  • heroyla kıyas bile kabul etmeyecek, görsellik açısından güzel olsada konu bakımından gayet boktan olan, trailerı güzel kendi kötü film. 5/10
  • 2 saat süren bir şeydi, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadım ben, çok hızlı bi kurgusu vardı. film demeye dilim varmıyor, warcraft 3'ün ara demoları bile daha sinematikti. dizi film izler gibiydim, adını sanını bilmiyorum ama trt'de veriyorlar bir tane aynı konseptte, belki o dizi bile konu itibariyle wu ji'den daha iyidir. gerçekten çok kötü bir tecrübeydi benim için wu jin'i seyretmek. sadece saçmasapan da denebilir tabi bu şey için.
  • çince "sonsuzluk" anlamına gelen bir isme sahip, ama ingilizce konuşan ülkelerde "the promise" ismiyle oynayacak olan epik bir kaige chen filmi... henüz ismini cismini kendi coğrafyamızda duymasak da; etkileyici posterleri, oyuncuları ve prodüksiyon bütçesi ile bu tarz yapımları sevenleri heyecanlandıracak bir filme benziyor. hiroyuki sanada'nın varlığı, klaus badelt'in müzikleri ve kostümlerin şaşaası bile izlemeye değer bir film olduğuna delalet..
    buyrun:

    http://image2.sina.com.cn/…f872dt20050927103922.jpg
    http://image2.sina.com.cn/…f329dt20051201142933.jpg
    http://image2.sina.com.cn/…f326dt20051123104330.jpg
  • "he ni zai yi qi"nin unutulmaz yönetmeni kaige chen'in muhteşem filmidir. o kadar ki, "acaba yüzüklerin efendisi'ni de kaige mi çekeydi lan urugh" diye sayıklamışım yol boyu. bir wuxia fantazisi. filmle ilgili pek söylenecek söz yok. elbet sağını solunu çekiştirmek mümkündür ama yapmamak lazımdır. kıymamak lazımdır. harikulade bir masala eşlik eden kader ve aşk öyküsüdür. kendi adıma çevirmenin gazabı hariç, negatif eleştiri üretilecek tek kelime bulamam. öykü, kostümler, mekan tasarımları, kavga sahnelerinin çekimi, savaş sahneleri, makro-mikro kullanımlar filan gözünüzü kırpmadan ve dahi nefes alamadan izliyorsunuz.
    bu mükemmel masalda; dong-kun jang, hiroyuki sanada*, cecilia cheung,
    nicholas tse, ye liu rol almakta. film aynı zamanda çin'in oskar adayı ve bugüne kadar yapılmış en pahalı çin prodüksiyonu ünvanını taşımaktadır..
  • cyrano de bergerac soslu, japon aktör* süslü çin filmi.
    sadece kahraman, sarı çiçeğin laneti ve bu filmi izlemiş biri olarak çin filmi diye bir tarz var diyebilirim.

    fizik kurallarına çok abartmadan muhalefet eden dövüş sahneli, göz alıcı renklerin çekim kuvvetini gösterdiği olaylar örgüsünün ince işlendiği filmlerdir bunlar. söz de onlardan biridir.

    90'lardan itibaren çekilmiş onlarca türk filmi izlemiş biri olarak türk filmi diye bir tarz olmadığını da nacizane gözlemim olarak sokuşturabilirim bu arada.
  • --- spoiler ---
    "kislar bahar olabilir
    ve sonmus bir kalp
    yeniden hayata donebilir".
    --- spoiler ---
  • daha önce denenmemiş farklı efektleri ile seyirlik film örneği.konusu bana kaderimin bir oyunu mu bu teması üzerinden giden,ayrı dünyalara ait insanların kaderin oyunları ile aşk , nefret ve güven kavramlarını sorguluyor.vizyon filmleri içerisinde sinemalarda yer alırsa güzel bir hasılat getireceğe benziyor.daha önce the king of comedy ve lost in timedan tanıdığımız cecilia cheung gerek oyunculuğu gerek güzelliği ile göz dolduruyor.
  • görsel şölen sözü yeni bir anlam kazanıyor bu filmle. renkler, mekanlar, kostümler.. bir harika. dövüş sahneleri zerafet yüklü. büyük bir keyifle, soluksuz izledim. bitmesini istemediğiniz bir düş gibi. umarım vizyona girer, sinema perdesinde izlenmeli tadına iyice varmak için.

    izlerken bunun bir masal olduğunu ve masal diliyle anlatıldığını unutmamak gerekiyor bence. tüm o eğlenceli, komik sahnelerin yanı sıra, çok da trajik bir yanı var gözlerden kaçan. kader, aşk, iktidar, güven, hayatta kalma savaşı, seçimler ve katlanmak zorunda kalınan sonuçları... gibi temalarla uğraşıyor film. ancak o masalsı anlatım diliyle, temaların ağırlığını çekip alıyor üzerlerinden. hatta bazı sahneler özellikle seyircide oluşacak özdeşleşme halini kırmak istercesine abartılı, yer yer komik olacak biçimde çekilmiş.

    artık masallara da yaban kaldığımız için belki, en dokunaklı sahnelerde bile seyircilerin kahkahaları doldurdu salonu. tek hayal kırıklığı buydu benim için. oysa ki birkaç değişiklikle tragadya vari bir film bile olabilirmiş aslında.
hesabın var mı? giriş yap