aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • genelde headbang yapmaktan dolayı oluşan ciddi boyutta boyun ağrısı
  • güzel parçadır, filmdir, şarkıdır ama aynı zamanda kazalarda arkadan çarpma ve darbelerde boyun dokusunun incinmesi,bazı durumlarda yırtılmasidır. whiplash kazası yada sendromu kamçı sendromu da denilen ve oldukça ağrılı olan bu sakatlığı geçirenlere tavsiyelerim;
    size geçmis olsun ziyaretine gelenler arasında “ gaynımgilin başına da bu kaza geldiydi adam felç oldu,” görümcem de bu kazayı geçirdi kadıncağız genç yaşta öldü” “ bizim bacanak kaza sonrası yatalak oldu bidaha kalkamadı” gibi felaket tellallığı yapan basit organizmaları, hemen pencereden aşağı atın.
    çevrenizde bu kazayı önceden yaşayıp atlatmış aklıbaşında olanların önerilerini dinleyin.
    -kaza sonrası “keşke ogün ordan geçmeseydim” “o buzda arabayı sürmeseydim”“orda bulunmasaydım bu kaza olmayacaktı”gibi pişmanlıkları keşkeleri unutun.bu sizi daha fazla üzecektir. zaman geri alınmaz bunun yerine kazayı kabullenip bundan sonra ne yapabilirim düşüncesiyle ileriye dönük bakın, nasıl iyileşebileceğinizi düşünün.

    -yakınlarınızın boynuna ne oldu sorusu “ deveye sormuşlar'' boynun niye eğri'' nerem doğru ki demis.” hikayesini size hatırlatır. boyun omurları vücudun heryerini etkilediğinden başınızdan ayağınıza, elinizin parmak ucuna kadar bu etkiyi hissedersiniz.
    -öncelikle “bana birşey olmaz abi yatarım geçer” düşüncesini bırakıp doktorunuza görünün. doktorunuzun, fizyoterapistinizin söylediklerini kelimesi kelimesine yapın. boynunuzun emniyeti icin boyunluk takıp bazı durumlarda boynunuz ve omuzlarınıza sıcak minder, iltihap durumlarında soğuk minder koyun.tüm bunları kendi kafanıza göre değil uzmanların önerdiği şekilde yapın.ilac,krem, ağrikesicileri düzenli olarak kullanın.

    -fizyoterapistiniz bu dönemde sizin yaşamyoldaşınızdır. yaşadığınız kaza sonucu oluşan travmadan dolayı psikolojiniz iyi değildir bu nedenle fiziktedavi uzmanınız sizinle konuşarak sorunlarınızı anlamaya çalışır. sır saklama yükümlülüğünde olduklarından konuşmalarınız ikiniz arasında kalır. rahatça üzüntü, endişe ve kaygılarınızı ona anlatmaktan çekinmeyin. stress ağrılarınızı daha da artırabileceğinden bunu bilmek isteyecektir.

    -kesinlikle kollarınızla ağır birşeyler kaldırmayın bu süreçte boyun kaslarınızı zorlayacak hareketlerde bulunmayın.
    - elinize aldığınız şeyler yere düşüyor diye sinirlenmeyin. aslında onlar kendiliğinden yere düşmüyorlar siz düşürüyorsunuz.
    -doktorunuz kesin yatak dinlencesi önermemişse biraz sokağa çıkıp yürüyüş yapmak, hareket iyi gelir.
    dışarı çıktığınızda insanların üzerinize doğru geldiğini, size çarpıp boynunuzu acıtacağını zannedersiniz.. ( elbette bu arada boynunuza takılmış boyun koruyucusu, eliniz ve kolunuzdaki sargıları gördüğü halde yol vermeden üzerinize doğru gelen şehir öküzleri ve dinozorlarından kendinizi sakının)

    -yine sokakta, otobüste size yol açan, elinizdeki paketi almak isteyen, yer vermek isteyenlere sinirlenmeyin. onlar size acıdıklarından değil gerçekten yardımcı olmak istedikleri için bunu yapıyorlar.
    -yine tekrarlıyorum eğer doktorunuz da hareket etmenizi, biraz gezmenizi önermişse mutlak dışarı çıkıp insanların arasına karışın. dışarıdan korkar eve kapanırsanız yada ağrılarım yeniden ne zaman gelecek diye endişeli bekleyişlere girerseniz sosyal fobi ve panik bozukluklara davetiye çıkarırsınız. sosyal olun, kabalaşın, dağıtın çünkü kaza geçirdiniz hastasınız.

    -bu tarz kaza geçirmeyenlere önerim:
    genç yaşta spora başlayın. spor yapanlar bilirler. yapılan spor sonrası vücutta oluşan ağrılar normaldir.yıllarca spor yaparsanız bu ağrılara alışkın olur kaza durumlarında dayanma , direnç süreciniz artar. spor yapma olanağınız yoksa hiç olmazsa hergün enaz yarım saat bol bol yürüyün. bu tip sporlar ileride başınıza gelecek olan kazalarda sizin kurtarıcınız olacak.
    spor yapmakla birlikte herşeyi kendiniz yapın. hiçbirzaman yan masadan sigarasını, suyunu bile eşine, çocuklarına arkadaşına, sevgilisine getirten tembellerden olmayın. kalkın kendiniz alın.

    -boynunuza taktığınız koruyucu ile kasıntı edalarla yürümeye alışın. boyunluğu çıkardıktan sonra da o alıskanlıkla kısa süreliğine imparatorlar gibi yürümeye devam edeceksiniz.

    -whiplash olayında mide bulantısı, basdönmesi, kas agrıları, bulanık görme,baş ağrısı, el kol uyuşma ve karıncalanmaları,denge bozukluğu olabilir. herseyi doktorunuza danışın. başınıza arkadan güçlü darbe yediğiniz için yüz ve boyun kaslarınız, kol ve karın kaslarınız da acıyacaktır.hatta hareket ederken acıdığı için karın kaslarınızın varlığını daha fazla fark edeceksiniz.

    -internette sigorta şirketlerinin kaza sigorta bölümlerini iyice araştırıp bilgilenin.koşulları öğrenip sigortanıza elinizdeki kanıt rapor ve diğer belgelerle başvurunuzu yapın.sigorta şirketinize kendinize ait tüm sağlık hastalık kayıtlarınızın vekaletini asla vermeyin.

    -bol bol küfredin, içinize atmayın , asılzadeler gibi kibar olmayın, gerekirse ağlayın.raftan birşey almak için elinizi uzattığınızda raftaki herşey tepenizden aşağı düştüğünde,koltuğa oturup kalkarken karın kaslarınız acıdığında, elinizdekileri yere düşürdüğünüzde dünyanın gelmişine geçmişine küfredin iyi geliyor.

    -evin içinde ve sokakta yürüyüşünüz denge bozukluğu nedeniyle penguenler gibi olacaktır.
    -macera aksiyon filmlerindeki zıplama hoplama ve yere düşme sahnelerini içiniz acıyarak izlersiniz.çünkü bilirsiniz ki bunlar film hileleridir. hilesiz sahnelerde gerçekten düşen dublörlerin bu sahneler sonrası başına gelecekleri tahmin edersiniz.

    -doktorunuza güvenin. geçecek diyorsa geçecektir. profosyonel sporcuların sürekli bel kemigi, boyun sakatlıkları gecirip en ağır ameliyatlardan sonra bile eskisi gibi spora dönebildiklerini unutmayın. eğer spor yaparak vücudunuza yatırım yaparsanız ileride bu tip kazalar gecirdiğinizde bedeniniz bunun karşılığını verir kendini toparlar.

    -bazı ağrılar ve belirtiler kazadan birkaç saat, birkaç gün yada birkaç hafta sonra başlayabilir.
    -travma sonucu psikolojiniz bozulabilir. gözünüzü kapattığınızda yaşadığınız kazayı rüya halisilasyon karışımı görebilirsiniz, üzüntülerinizi içinize atmayın sevdiklerinizle dertleşin ,anlatın.
    (ilk 2 gün gözümü kapadığımda buzda kayan araçlar gördüm. korkup yatağa yatıp uyumayı denedim. bu seferde rüyamda yattığım yatak içinde ben buzda kaya kaya yokuş asağı gidiyordu. bu komik rüyaya güleyim mi yoksa korkmalı mıyım bilemedim)

    -bir gece uyandığınızda bacaklarınızı hissetmediğinizi, yürüyemediğinizi görüp paniğe kapılmayın. inanın sonradan robotları onarır gibi herşeyinizi bir bir düzeltiyorlar. tıp artık gelişti.eski halinize dönüyorsunuz.
    “bir daha asla araba kullanmam, arabaya binmem, buzda yürümem” gibi şeyler düşünmeyin. ileride araba da kullanır buzda paten yapar gibi yürüyebilirsiniz de.
    -öksürük ve normalde neşeyle yaptığınız hapşırık bu sefer size epey uğraştırır.( her hapşırık sonrası boynum koptu mu acaba diye kontrol ederdim. boynun kopmadığını hala yerinde oldugunu görür sevinirdim)

    -eğilerek çorabınızı giydiğiniz gün başardınız atlattınız demektir.ağrılar sizi değil siz ağrıları kontrol altına alın.
    -insanların size acır gibi bakmalarına aldırmayın.üzüntünüzü gizlemeyin unutmayın ki siz hırsızlık yapmadınız, cinayet işlemediniz sadece kaza geçirdiniz.
  • bir tek benim aklıma mı arctic monkeys'in the view from the afternoon klibini getirdi acaba.
    http://youtube.com/watch?v=peqazsyucbq
  • kırbaç darbesi. havada şaklayan kırbaç sesten hızlı hareket eden ilk alettir.
  • kamçıyla yapılan sert ve ani darbe anlamına da gelen ingilizce sözcük.
    ayrıca metallica'nın içinde metallica sözü geçen tek şarkısı.
  • filmin sonunda elemanın bagetleri buruşuk kel adamın götüne sokmasını bekledim ama olmadı.
  • henüz izlemedim ama ekşiciler bok atıyorsa güzel film olduğunu tahmin edebiliyorum.
  • hayvanlar gibi yardıran film. atlet olsam burdan çin'e kadar durmadan koşardım bu filmden sonra. j. k. simmons naptın abi sen? bu kadar mı iyi oynanır? uzun süredir kitlenerek izlediğim bi film olmamıştı. miles teller, o terler helal oğlum!

    izlemeden okuma
    --- spoiler ---

    nicole'le pizzacıdaki üniversite sohbetlerinden "bu iş olmaz hacı." dediydim. zira kız sıradan, oğlumuzsa gayet net. davul da davul, delirmiş, takmış kafaya olacak. oldurdu nitekim ama beni de öldürdü izlerken. haspam hemen de sevgili bulmuş, caz da sevmeyebilirmiş. caz sevmeyenle olmaz zaten olm geçelim. baştan kararın ne kadar doğruymuş aslanım andrew.

    fletcher fletcher fletcher! j.k. simmons yardırmış. çok çok sevdiğim bir oyuncuydu. böyle manyak bi adamı oynarken ve hakikaten oynarken, tozunu attırmış kendisi. filmin genel atmosferi gergin. fletcher ve andrew'ın ilişkisi gibi. ya da fletcher'ın herkesle ilişkisi gibi. her yer siyah, dumanlı. müzik; caz. aslında izlerken de dedim ki, müzik dediğin zaten caz. filmde bu kadar tozun dumana katılmasının nedeni de bu olsa gerek. belki de müzik başka, caz başka bişey. gece gece beni düşüncelere saldı adamlar. her noktasına kadar ödülü, alkışı, izlenmeyi kısacası vakit ayırmayı hakeden bir film.

    andrew'ın kafaya koymuşluğu ve gelgitleri çok çok iyi aktarılmış. bir bakmışsın pısmış kedi, sonrasında koşup yine davulda. öyle bir istek ve cesaret. fletcher'a, fletcher gibi, onun istediği "tempodan" yaklaşmayı anlıyor sonunda ve hakediyor her bir bölümü. bu noktada, fletcher benim için ideal öğretmen ya da mentor. zorlaması ve deyim yerindeyse ağzına sıçması, süreç sonunda insana dank ettiriyor ve işe yarıyor. ancak özellikle yemek masasındaki başarı üzerine konuşmaları öyle şahaneydi ki. buna şahit olmayan varsa özel hayatında, gerçekten şansın allahına sahiptir. ya da tam tersi, değildir. o kadar yakın ki andrew'in başarmak ve "o" kişi olmak uğruna yaptıkları. insana düşündürtüyor film, "ben ne kadar istedim?", "ben ne kadar hakettim?", "yeterince dediğimiz yeter mi aslında?" gibi gibi.

    izlemeden okuma
    --- spoiler ---

    uzattım ben ama, izleyin ve siz karar verin. oscar moscar değil ne versen alır bir film.
hesabın var mı? giriş yap