• ingilizce'de aslinda birbirine bagli iki su sisteminin ayrildigi, bosaltildigi nokta olmasina ragmen, politik anlamda, tarihte kilometre tasi olarak gorev yapmis, tarihi ve sinirlari bir nevi degistirmis olan olaylar icin kullanilan kelime.
  • güzelliğinin çirkinliğinin tartışılması yersizdir. bir opeth albümüdür...
  • albümdeki the lotus eater şarkısının gıda alanındaki karşılığı tam olarak aşuredir.
  • opeth'in ''bitti gidelim'' diyenlere ''daha yeni başladık ya nereye'' cevabı albüm!
  • çok çok güzel bir albüm olmuş gerçekten de. nasıl dinlemedim bu kadar süredir iki yıl da geçmiş çıkalı halbüke...

    bazı yorumları okudum da, eski opeth tadı yok işte çok farklılaşmışlar felan gibi şeyler yazılmış. yahu bıkmadın mı teknik sololar arkasındaki apansız giren dimini rifflerden, sırf brutalden oluşan o vokallerden? opeth tamam opeth yine abi kızmayın etmeyin fakat adamlar cidden hastası kaldığım bir albüm hazırlamışlar. progressive manyağıyım zaten, 3 gündür kulağımdan çıkarmıyorum vallahi kulaklıkları. beni ilk vuran parçası da burden olmuştu, sonrasında hatim ettim albümü.

    morningrise, blackwater park yine başımızın tacı olsun ama sikip atmayalım güzelim şarkıları da.
  • friends dizisinin bir bolumunde (ulan opeth album elestirisine de friends diye basladik ya, haydi bakalim)...

    neyse, friends'in bir bolumunde, rachel sukran gunu icin yemek yapacaktir. ancak yemek kitabinin sayfalari yapistigi icin tarifler birbirine girer. "chocolate and fruit truffle" dedikleri meyveli ve cukulatali bildigimiz pastanin arasina bir katman da "beef sauté with onions", yani soganli sote koyar. ross durumu "it tastes like feet" diyerek ozetler, masadakilerin hicbiri bunu yiyemez, ancak joey kardes durumdan oldukca memnundur. "neden begenmeyeyim ki?" der, "cikolata guzel, sote guzel, meyveler guzel..."*

    evet progresif ekstrem metal* kritigindeki yersiz sitcom alintimizin anlam ve onemi sudur:

    gercekten de album kopuk kopuk olmus ("it may taste like feet to some" - david schwimmer). ama ben joey gamsizligiyla yaklasiyorum bu akarsu sahanligina:

    "blast beat" guzel, vokaller guzel, akorlar guzel, melodiler guzel, sololar (yer yer) guzel... kopuk olsa ne yazar?

    olmadi, yeni kadroyla piyasa surulen bir "compilation" (derleme diye turkcesi de var simdi, britanya'nin k-9 biriminde degiliz sonucta) albumu oldugunu varsayin...
  • 3 haziran 2008'de çıkacak opeth albümü.

    01. coil
    02. heir apparent
    03. the lotus eater
    04. burden
    05. porcelain heart
    06. hessian peel
    07. hex omega
  • onceki albumlerden bir yonuyle farkli olmasi yuzunden yanli$ anlayip hakkini yedigim albumdur sanirim..

    soyle ki, bundan onceki tum opeth albumlerine baktigimizda (damnation haric) hepsinin atmosfer olarak karma albumler oldugunu goruyoruz.. yani albumun atmosferi $arkidan $arkiya ve hatta ayni $arki icerisinde devamli degi$iyor.. kah gaza getiriyo.. kah huzunlendiriyor.. hatta gobek attirdigi bile gorulmu$tur.. dolayisiyla o anki ruh haliniz nasil olursa olsun bu albumleri dinlerken kendinize hitap edecek bir$eyler bulabilmeniz mumkun..

    amma velakin watershed (akaerfeltin de album cikmadan once 100 kere soyledigi gibi) grubun yaptigi en karanlik i$.. bir nevi dark ambient album.. album boyunca ayni karanlik atmosfer korunuyor, temponun arttigi anlar bile bu atmosfere sadik kalacak $ekilde $ekilleniyor.. dolayisiyla albumden tat almak icin bu modda dinlemek gerekiyor.. haydi abi acalim gaza gelelim biraz diyip watershed'i koydugunuzda bi bok anlamiyorsunuz.. daha onceki albumlerdeki duygusal rollercoaster burda yok.. tamamen karanlik ve depresif..

    benim album hakkindaki ilk izlenimim bir seylerin eksik oldugu ve tekduze oldugu yonundeydi.. bunu yeni elemanlarin eskilerin yerini dolduramayi$ina baglamaya calistim ve ya opeth acaba bu sefer harbiden sicti mi diye dusundum.. ancak ne zaman ki gercekten albumun moduna girerek dinlemeyi ba$ardim o zaman acaip tat aldim.. her $arki bir ba$ka geldi kulagima.. evet dedim opeth yine yapmi$ ama bi degi$ik yapmi$ lan.. aferim.. eger gun icinde az biraz opeth dinleyelim co$alim diyosam hala still life'a gidiyor ellerim.. amma velakin gece soyle takilayim kafa bo$altayim dersem ki favori albumumu bulmu$ durumdayim..

    bu arada sozlukte her zamanki gibi super metalcilerin yorumlarini zevkle okuyorum.. burden'i sevenleri fi$lemeler, opeth'i bitirenler, iyi diyenlere vuranlar, kotu diyenlere gecirenler.. hey yavrum beaa.. neyse.. milletin hakkini vermek lazim, burden neredeyse en iyi $arki olacakmi$ albumdeki.. netekim albumun en iyi solosunu barindiriyor.. amma velakin hessian peel gerilerden gelerek bu unvani kimselere birakmiyor kanimca.. komple sanat eseri olmu$.. yarmi$..

    not: martin lopez'in yerinin dolmayacagi konusundaki fikrim hala degi$medi yanniz..
  • herkesin şarkıların farklılıklarını, denenen yeni lezzetleri tartışacağını beklerken, gözlerin kapanıp axe'a saldırıldığı albümdür kanımca. gören de davula goril koymuşlar o çalıyor sanacak. ne kadar lopez'e, acaip ataklarına, kaliteli ritmlerine duyduğumuz aşk tazeliğini korusa da, zannımca bu yeni arkadaşımız da gruba iyi ya da kötü bir farklılık getirmiştir, o kararı dinleyici kendi zevkine göre verebilir. adam bu kadar alışılmış ve tarzıyla opeth ile bütünleşmiş bir davulcunun yerini doldurmak kadar zor bir görevi elinden geldiğince kotarmaya çalışmış, ki bence ilk albüm olarak beklemediğim kadar başarılı olmuştur.
    albüme dönecek olursak, gruptan ayrılan arkadaşların yerine yeni müzisyenlerin katılımı genel sound'un değişmesine sebep olmuş, oldukça da doğal bir değişim. neredeyse her şarkıda farklı bir şey denenmiş, durum da böyle olunca farklı farklı şarkılardan oluşan bir albüm çıkmış ortaya. yani baştan sona gelene kadar sanki hiç şarkı değişmiyormuş havası taşıyan karakteristik bir havadan biraz yoksun olsa da, tek tek incelendiğinde her şarkıda farklı lezzetler yakalamak mümkün. yavaş yavaş alışacağız heralde.
    iki ya da üç kelimeyle:
    coil: hayır.
    heir apparent: çok sert ama gaz
    the lotus eater: oha, şapka.
    burden: favori, romantik akerfeldt.
    porcelain heart: çok dur-kalk, melodi harikası.
    hessian peel: backmasking?, uzun bir experiment.
    hex omega: yeni favori, dinlemeye devam.
hesabın var mı? giriş yap