• som 3 yıldır -2008-2009-2010- gittiğim -2010'daki vip olmak üzere-, ancak bu sene başka işlerim olduğundan gitmediğim organizasyon. peki param olsa gider miydim? evet. bukadar çok gitmek bayar mı? hayır. bir metalkafa için* daha sağlam ortam var mı? yok. neden? işte orası bu entry oluyor.

    wacken denen yer* hamburg'un kuzeyinde, hamburg hava alanından kiraladığınız herhangi bir arabayla "yol boş olduğu taktirde" bir-bir buçuk saat mesafededir. ha yol boş olduğu taktirde diyorum çünkü festival zamanı -bir gün önce özellikle- bütün otoyol'un kasaba* girişi kilitlenir, arabalar neredeyse ilerleyemez. tabi wacken open air'ı anlamak için öncelikle hamburg'daki rock, metal tayfasını bi görüp anlamak gerekir, st. pauli'yi özümsemek gerekir. çünkü wacken'ı wacken yapan değerler buradadır. misal ben 2008'de geldiğimde wackenwacken diye bağrınıyordum etrafta ama 2009'da hamburg'da geçirdiğim vakitten sonra festivali pek farklı ve olgun bir yaklaşımla daha çok sevdim. zaten wacken dediğiniz festival 90 yılında bu st. pauli rock tayfasından elemanların hem piknik hem metal sahnesi olsun keyfimiz yerine gelsin diye yaptıkları göt kadar bir etkinliktir, yıllar yılı üzerine katılan alman sistematikliği ve profesyonelliği ile bugünlere büyümüştür. elbette bunda metal medyasının da katkısı tartışılmaz, ancak metal medyası da bu katkısını boşuna göstermemektedir. bu festival düzülen tüm methiyeleri, kaldırılan her kadehi hak eder nitelikte.

    her şeyden önce "özgür" bir festivaldir. her şeyiyle avrupa metalcisinin piknik alanıdır, özelidir. wacken'ın ne meret festival olduğunu kamp alanında 2 saat gezerek çoooook rahat anlayabilirsiniz, o tente altına kurulan barbeküleri, masaları, ses sistemlerini, kasalarca biraları, muhabbetleri, cıbıldak gezen kızları erkekleri her bir boku gördükçe kafanızda oturur ortam, birbirinden özgün ve tarz karavanlardan bahsetmiyorum bile. diyeceksiniz ki graspop'da, hellfest'de, summer breeze de , şurada burada da var bu tayfa, evet, var, aynı kitle şeker gibi schengenleri ve rahat maaşlarıyla hepsine gidiyor amına koyım, her festivalde benzer tipler var, ama wacken farklı, farklı işte.

    sahne alanına geçtiğinizde ise alman mühendisliğinin neden çelikten taşaklı olduğunu direk görüyorsunuz, böyle bir sahne kurulumu olamaz, o devasa alana bukadar net ses dağıtılamaz. kusursuz işçilik. siz ana sahnelerden ikisini * *direkt olarak karşıdan gören, festival alanının girişindeki -sahneye 150-200 metre- beergarden'da oturup biranızı yudumlayıp yanınızdaki çıtıra bir öpücük kondururken sahnedeki performansı 30 metre önündeymişçesine dinleyebiliyorsunuz. alanın eğimi ve açıklıkları(boşlukları) okadar iyi ayarlanmış ki ses asla dalgalanıp kaybolmuyor (diğer avrupa festivallerinin hemen hemen hepsinin en büyük problemi, ses sisteminin alana yetersiz olmasıdır), nerede olursanız olun, notası notasına her enstürmanı duyarsınız o sahnelerde, o biçimdir. kitlesi de delidir, avrupa'nın bir çok festivalinde crowd surf olayı yasaklanmışken buranın vazgeçilmez geleneği, tutkusudur. her yanda moshpitler döner. insanlar acayip şekilde arkadaş canlısı, ılımlıdır, öyle diğer festivallerdeki gibi götü havada tip bulamazsınız kolay kolay. crowd surf e kalkmak da çok kolaydır, iki üç kişiye önce kendinizi gösterip sonra da havaya işareti yapmanız yeterli, hemen sizi kaldırıp ellerin üstüne yollarlar, siz altınızda eller sizi taşırken kendinizi sahneden gelen müziğe, alkolün -varsa cigaranın- damarlarda iyiden iyiye yayılışına, endorfin pompalamasına bırakırken ç a a a a t diye düşürülmezsiniz. ellerinden kaysanız, ayağınızdaki postal, eliniz kolunuz bişeyiniz birilerinin kafalarına çarpsa da, kirli de olsanız ve insanları pisletiyor da olsanız sizi düşürmezler. ellerinden kayarsanız hemen hepsi konseri bırakıp seferber olup sizi tekrar havaya, crowd surf ünüze geri yollarlar. tarifsiz bir duygudur. arkanızdan daa a a an diye bir postal çarptığında "bu ne lan ananızı siktiminleri" demek yerine gülümsersiniz, crowd surf çünün tekidir, hop siz de yardımcı olursunuz, herkeste bir tebessüm vardır bu konuda. ruhtur bu ruh, başka yerde bulamazsınız bu metal ailesini. herkes yardımcıdır, çünkü bilirler ki herkesin bu hakkı vardır, bu sefer de başkaları yardımcı olacaktır. kardeşlik ve insanlık esastır.

    moshpitler*, wall of deathler, circle pitler kalabalıktır, gazdır ve insanlar insan gibi değil hayvancasına girer. ancak ayakkabısının bağcığı çözülen, yere düşen, çıkmak isteyen herhangi birisi olduğunda derhal onu korumaya alırlar, insanların bireysel mutlulukları önceliklidir. zaten bu hayvani pitlerde başınıza bir şey de gelse götünüz sağlamdır. çünkü wacken'ın sahne alanıyla kamp alanı arasında istanbul'daki hemen her kızılay tıp merkezinden çok daha kaliteli, işlevsel, işinde uzman doktorlardan-görevlilerden oluşan bol ekipmanlı-ambulanslı bir portatif hastane kurulmuştur. kafanız kopmadığı müddetçe size her türlü hastane hizmetini eksiksiz sunarlar. başınız belaya girse bile "böyle bir ihtimal yok", hastanenin yanında portatif polis karakolu vardır. polis sadece burada durur, portatif karakolun içinden çıkıp asla festivale gelenlerin yakınına gelmezler ki kimse huzursuzluk hissetmesin, bilirsiniz polisler sevilmez :)

    cüzdanınız filan düşse etse asla dert etmeyin, muhakkak birileri bulmuştur, görmüştür, eğer öyleyse derhal gerekli yerlere, yetkililere teslim edilmiştir, wacken seyircisi wacken'ın güzide köy sakini gibidir, anlayışlı, halden anlayandır.

    burada çıkan gruplar da öyle ahım şahım değildir diğer festivallere göre, ancak her çıkan grup en iyi performansını gösterir. bunda dünyanın en iyi metal festivali ses sisteminin olmasının yanında dünyanın en gaz seyircisinin bulunmasının da katkısı var. wacken'ı dünyanın diğer festivallerinden ayıran en ama en önemli özellik festival, gruplar seyirciye evsahipliği yapmaz. wacken'da seyirci evsahibidir, bu ortamın ana unsurudur. gruplar çıktığında seyirci o grubu misafiri olarak kabul eder ve misafirini iyi ağırlar. her saat her grup dolu olur ve asla es geçilmez, seyirci grubu orgazm ettirdiğinde grubun mutluluğu seyirciyi daha da gaz yapar ve doyurur. böyle eşsizdir.

    buarada vakın diye değil vaken diye okunur. raconu böyledir.
  • bir müslüman için hacca gitmek neyse bir heavy metal dinleyicisi için de wacken odur.
  • hacı olmayı çok istiyorum ama şu videoyu izledikten sonra sorgulamaya başladım bu isteğimi.

    http://www.youtube.com/…ql4qxin7p6i&feature=related lan!?
  • festivali bitirdik. kendi adima ilk wacken'imdi ve gercekten buyuk deneyim diyebilirim. neler gordum biraz yazayim, bilenler zaten asinadir; bilmeyenler de aklina takilani belki giderir.
    not: yazim hatalari olursa affola, telefondan giriyorum. pc basinda duzenlemeler yapilacaktir. ayrica biraz kisisel blog post'u gibi olacak sanirim. sikilan okumaz artik n'apalim.

    oncelikle organizasyona degineyim. gercekten mukemmeldi. kusursuza yakin. hamburg tren istasyonundan itzehoe'ya giden trene bindik ve daha o an trenin bir metal wagon oldugunu gorduk. bu kadar metalciyi bir trende gormemistim. bir diger dikkatimi ceken sey de cogu kisinin kilt giymesiydi. dogrudur adi umarim. su iskoc erkeklerinin giydigi etekler iste. italyan da giymis, nordik kardeslerimiz de giymis, herkeste kilt vardi. bilen aydinlatsin beni lutfen. bildigin sakalli makalli her turlu dayida falan vardi bu etegimsi seylerden.

    itzehoe'da indik. istasyondan cikinca bir diger dalga metalcileri gorduk. artik alana gidiyoruz. kamp alanina gidis ve sonrasinda donusu kapsayan bir shuttle ticket aldik. 10 euro. otobusumuze bindik ve indik. wacken'in adini aldigi yerlesim yerinden, daha dogrusu wacken koyunden gectik ve yarim saat surdu denebilir. muthis evler var ve cogu wacken bayragi asmis evine. otobuste alakasiz memleketlerden insanlarla hemen muhabbet kuruyorsunuz ve herkes heyecanli. boru degil, hac vazifesi resmen.

    indikten sonra kamp alanlarinda bizi sari yelekli kardeslerimiz karsiliyor. bizi kamp alanlarina yonlendiriyor ve orada turuncu yelekli dunya guzeli kardeslerimize teslim ediyor. arkadaslar, ben bu kadar guzel bir ekip daha gormedim. turuncu yelekli kardeslerimize buradan hem yardimlari hem de guzellikleriyle biz metalcilerin etrafinda guzel bir aura olusturduklari icin ayrica tebrik ediyorum.

    neyse, kamp alanimizi secip cadirimizi kurduk. yolda gelirken moralimiz biraz bozuldu acikcasi. yerler, o guzelim cimenler gitmis; gubre kokan yumusak, yeni yagmur yagmis toprak gelmis. onceden hazirlikliydik, yanimizda bot getirdik. ama bu kadar mi erken be mikail reis? hemen ustumuzu degistirip alani turlamaya cikiyoruz. ticket'larimizi isletip wacken bilekliklerimizi ve wacken sirt cantamizi aliyoruz. icinde ilk yardim setinden, kondoma; festival boyunca bayagi isimizi goren suluktan cesitli magnete, sticker'a kadar cesitli hediyeler vardi. derken sahneleri gorduk.

    faster
    harder
    louder

    yok boyle bir his. inanilmaz otesi buyuk alanlar ve hala yesil. gubre kokusu gelmeyen, binlerce kisinin ayagi altinda ezilmemis temiz temiz alanlar. derken dus ve tuvaletleri buluyoruz. duslar fena degildi gordugum kadariyla. ben kullanmadim. sebebine gelecegim. gelmezsem hatirlatin ekleyeyim. tuvaletler muthis otesi temizdi. metal cleaning team gibi bir adi olan guzel kizlarimiz yardim ediyordu. ilginc bir sekilde tuvalet kapagina iseyen metalci yoktu. o kitleye de ayrica tesekkur ediyorum. tuvaletler gercekten essiz temizdi.
    geldigimiz ilk gunu bitirirken sabaha karsi uyandim. yagmur acaip yagiyordu. oyle ki, sictik amk cadirdan iceri girecek dedim; neyse ki girmedi. ertesi gun oldu.

    olmaz olsun...

    her yer balcik. o bahsettigim yumusak toprak artik bir 10 15 cmlik camur olmus. bak alman askerleri fransa'ya daldiginda boyle camura gomulmemistir. abartiyorsam allah belami versin. sabah olmus 8 9. hayvan evladi gibi bagiran metalci sesleri icinde ilk konser gunune uyaniyorsun. tuvalet sirasi var. askerde hissettim kendimi yeniden. herkesin elinde tuvalet kagidi, dis fircasi vs. balcik icinde tuvalete gidiyorsun ve aklinda bir ses.

    wacken bu mu amk, kafami sikeyim. ne guzel ofisimde oturup cayimi soyluyordum.

    biz askere gittik be, ha gayret diyerek devam ediyoruz. ama hala balcik ve gubre kokusu var. bu arada gubre kokusu donene kadar devam etti. hicbir zaman gitmeyen bir koku dusunun. askere de gitmistik hani?? gubre hepimizi yendi be. alakasiz bilgi ama tuvalet sirasinda cok guzel bir kizla tanistim. dusun o kadar uzun suruyor tuvalet sirasi. derken tuvalet sirasi geldi ve kiza gubre kokusu arasinda veda ettim. arkadaki brezilyali kardesim soyleniyordu zira. sonra da bulamadim kizi. amk gubresi.

    dusa girememe sebebim budur iste. gubre ve itzehoe'nun got kesen sogugu. ilk konser gunu bir yagmur daha indi. hazirliksiz yakalandik. cantadan cikan yagmurlugun gotu basi neresi derken zaten sogugu da suyu da yedik. gercekten allah belamizi veriyordu. allah'im hani askere gitmistik? bize de mi yagmur be?

    neyse. sikerler diyerek devam ettik. zaten kimse anlamiyor diye ortamda surekli koyuyoruz. balciga, gubre kokusuna, saga sola iseyenlere, neden buraya geldigimize falan. bayagi kufurbaz olduk amk. derken turkiye'de olsa dayaktan geberecek turde metalcilerle tanistik. kusura bakmayin, orospu cocuklari bunlar. balciga girip takla falan atiyorlar. biz de haa hii ne guzel wacken ruhu ehihehei diyorduk. tipki youtube'da izlediklerim gibi ehehehieu. sanirim birazdan dusa girerler.

    amina koduklarim. takla ata ata herkese camur bulastirdi. benim de ustume geldi. ne sovdum ya. dovemiyorsun da amk. halbuki turkiye olsa o adamin agzina sabun, gotune dus basligi sokup oyle doverdik. senin de amk medeni almanya.

    neyse. yasamak icin temel ihtiyacimiz olan sicma islemi sonrasi yemek falan aldik. superdi. ama yerken bile gubre kokusu vardi. buraya kadar okuyunca sanirim kardes sen ne bok yedin orada konsere gel diyorsunuz. valla ben de anlamadim bak boyle anlattikca anlatasim geldi. ne dolmusum ya.

    boku bocegi gecelim. konserlere gelelim. her grubu yazamayacagim ama unutamadiklarim var. oncelikle sahneler, ses sistemleri, isik sovlari muthis otesiydi. ben turkiye'de boyle ses duymadim. birkac sovdan bahsetmem gerekirse;

    lacuna coil.
    cristina hala guzel. sesi hala muthis. son albumden, black crown halo'dan, comalies'dan, carma code'dan, dark adrenaline'den falan caldilar. cok eglendim. temiz caldilar ve seyirci ile etkilesimleri guzeldi.

    aborted.
    sven. reis. icimizden gectiler.

    nile.
    bir suredir takip etmemistim ve acaip bekliyordum. bir baktim ki dallas ayrilmis gruptan. what the actual fuck dedim. almanya'dayiz yani. surekli o ne amk demekle olmuyor, sikiliyor insan. vokale biri gelmis ayni zamanda bass caliyor. yana da baska bir gitarist gelmis. bu iki yeni eleman ve karl sanders donusumlu ucgen seklinde vokal yaptilar. fena degildi ama yani eh. dallas yok.

    trivium.
    cok merak ediyordum ve cok sevdigim, sarkilarini ezbere bildigim bir gruptur. muthis otesiydi. hatasiz caldilar resmen. matt'in seyirciyle etkilesimi harikaydi.

    the dillinger escape plan.
    konserin en iyi sahne sovunu yaptilar. dunya gozuyle gormek mi derler ne derler, hah, cok istiyordum ve gormek nasip oldu. imkani olan herkesin gormesi gereken bir grup. favori sarkim milk lizard'i caldilar; bagira bagira soyledim.

    architects.
    tek kelimeyle efsaneydi. ben bu kadar duygu ve gaz yuklu hissetmemistim. cok cok cok iyilerdi. the dillinger escape plan'e de selam caktilar. siz olmasaniz burada olmazdik dediler. hostu.

    fit for an autopsy.
    amerikan deathcore'unun farkini ortaya koydular. amerikan metali bir baska. az ama oz caldilar. en cok eglendigim konser oldu. absolute hope absolute hell, heads will hang, the jackal, iron moon gibi efsane sarkilari caldilar. breakdown'lar resmen ciger titretti. 01.20 gibi bir saatte ciktiklari icin seyircisi azdi ama ozdu.

    heaven shall burn.
    ayi gibi kalabalikti. alman yurttaslar doldurmustu sahneyi. birkac sarki disinda eslik edemedim zira pek sevmem.

    ne kadar uzun oldu telefon ekranindan goremiyorum ama sanirim bayagi oldu. bir ara max ve igor cavalera kardesler cikti. ustalara saygi kusagi resmen. ne yaslanmis max reis ya. uzdu.

    her sabah cadirdan cikinca yolda sizi karsilayan turuncu yelekliler vardi. hani cok guzeller demistim. size guzel guzel gulerek good morning diyorlardi. bunu ozleyecegim. alandaki garlic bread yapan amca, seni de ozleyecegim. 8 euro'ya migros doneri satan amca seni ozlemeyecegim. ikisi 16 diyor bir de.

    yok ya? hele hele. wtf demeden gecmedim tabii.

    millete boklu su sicrata sicrata giden oc'ler sizi de ozlemeyecegim. it oglu itler.

    dikkate alinmasi gereken notlar:
    cadiri alana girer girmez kurmayin. seneye ayni duzen mi olur bilmem ama sahneye yakin olan s2 alanina kurun. komsunuzu iyi secin. bizim karsimizda nordik bir ekibin yardim cadiri gibi olan ayi evladi cadiri vardi. sabaha kadar muzik caldi it oglu itler. arkamizdaki cift sabahlara kadar sevisti. ablanin bagirtisi can sikti. solumdaki dayi horlaya horlaya bir hal aldi.

    cadir alani kritik. aman iyi secin.

    buyuk boy islak mendil sart. getirin.

    balikci botu. muthis onemliydi. alanda da sattilar. balcik cikinca 30 euro oldu fiyati. it oglu itler. esnaf her yerde esnaf. koduklarim.

    neyse. iyisiyle, kotusuyle, alanda ciplak gezeniyle, camuruyla bitirdik. ben cok eglendim bakmayin soylendigime. eger bu muzigi seviyorsaniz bu festivale gitmeniz sart.

    rock on kardeslerim.
  • dünyanın en büyük metal festivallerinden wacken open air'ın fikri 1989'da thomas jensen ve holger hübner'den çıktı. 1990'da ilk organizasyonunu yapan ikili rock ve metalin tüm alt dallarını bir çatıda toplamak istiyordu.

    önce lokal gruplarla başlayan wacken open air her sene daha iyisini yapmaya çalıştı ve bölge halkının da destekleriyle kısa sürede ismini duyurdu. günümüze gelene kadar organizatörler, gruplar, seyirciler ve wacken halkı farkında olmadan bir topluluk inşa etti. festival artık sadece eğlence sunmuyor, bir müzik kültürüne de ev sahipliği yapıyor.

    wacken open air bir festivalin nasıl olması gerektiği yönünde dersler içeren bir yapı. burada sadece canlı performanslar yok. katılımcılar müzik dışında onlarca çeşit aktiviteye katılabilir. festival zamanı olmasa bile devasa bir network'ün içine girip wacken için, metal için bir şeyler yapabilir. bölge halkının metal festivaline entegre olması da grupları, seyircileri ve organizatörleri rahatlatan büyük bir gelişme. evinden çok uzakta olanlar, ilk kez büyük bir festivale katılanlar her yıl sıcak bir karşılamayla bu ailenin bir parçası oluyor.

    1990'da 6 grup için 6 euro'dan bilet kesen wacken open air 800 seyirci topladı. 2022'de 195 grup 239 euro'dan 83,400 bilet sattı. 2023 için ise 75,000 bilet 224 euro'dan satışa açıldı ve kadro belli olmamasına rağmen 5 saatte tükendi. bu da gösteriyor ki wacken open air'a gidecekler neyle karşılaşacaklarını az çok biliyor. her sene wacken'in yolunu tutup bunu bir gelenek haline getirenler de var.
  • evropa diyarlarında düzenlenen onlarca dev festivalden yalnızca biri, ufak hayatım boyunca gidebildiğim yegane yurtdışı festivali.

    2007'de düzenlenenine gitmek nasip olmuştu; memlekette gittiğim festivallerin aksine pogo, wall of death olaylarında seyirci birbirinin canını yakmamaya, ağzını gözünü yamultmamaya -bir takım "münferit olaylar" dışında- azami derecede dikkat ediyor.

    hatta aklıma gelmişken kısa bir ülkeler-kültürlerarası karşılaştırma yapayım: 2005'te istanbul'da düzenlenen rock republic'te slayer'ın çıkmasını beklediğimiz o akşam serinliğine rağmen insanlardan tüten terden (vallahi abartmıyorum) dolayı nefes dahi alınamayan durumda, sahnedeki sislerin dağılayazdığı ve nihayetinde lombardo'nun zile dokunduğu anda arkalardan fırlatılan ve zatımın kafasında patlayan bira şişesine karşın, wacken'da napalm death çıkar çıkmaz seyircinin oluşturduğu ve sanırım ecnebi diyarlarda adına "pit" denen delidolu olayda insanların düşenleri kaldırması, küçük sakatlıklar durumunda gerektiği zaman bir kenara kadar eşlik edip ilgilenmesi vs... her şeyi şiddetle ve şiddetli bir biçimde yaşamayı seven -iyilik kötülük atfetmiyorum- bir coğrafyanın insanlarıyız, seviyorum.
  • bir gün gitmek için evimi bakımı satabileceğim, metalcilerin haccı denilen mükemmel ötesi festival. sadece konserler falan değil ortamı etkinlikleri falan da mükemmel. internetten girip herhangi bir yıldaki lineup a bakmanız ne demek istediğimi anlatmaya yeter sanırım. yanlış hatırlamıyorsam sadece festival için adamlar saniyede 5 bardak doldurabilen bira sistemi döşemişti festival alanına.
  • 2023 biletleri on satisa acildiktan 1 saat sonra tukendi, hard ticketlar ve arada kalan birkac diger biletlerle birlikte 5 saat icinde butun festivalin biletleri bitti, ama biz kapmayi basardik! hala inanamıyorum fakat onemli bir milestone daha asilmis olacak gibi duruyor tam 1 yil sonra *
  • 2020 yili organizasyonu bugunden baslamak uzere, dort gun boyunca https://wacken-world-wide.com/ baglantisindan canli izlenebilecek dunyanin en iyi metal festivallerinden biri.
hesabın var mı? giriş yap