• açık konuşacağım; onun [benim için] talihsiz ölümü üzerine bir çift söz etmek, tarihe bir not düşmek ve biraz da öfke boşaltmak istiyordum ekşi sözlüğe. edebiyata ve hayata dair düşüncelerimde önce büyük bir gedik, sonra da [aslında] geniş bir yol açmış olan vüsat o bener için bir şeyler yazmaya koyuldum. ama olmadı. kala kala elimde sadece öfke kaldı: ekşi sözlük böyle olsun istemiyorduk, ama oldu. bugün açtığımda "vüsat o bener" başlığının ve belki de ilgili resimlerin öne geldiği, "olay" kısmında bundan bahsedilen, ve başka birtakım önemli sorumlulukları ( söz gelimi sonraki kuşakların -ki kendileri internetle büyüyecekler / büyüyorlar- fıldır fıldır dönen meraklı beyinlerine ışık tutacak pek çok şeyden bahsedebilen koyu/yoğun bir eser olabilmesi ) üstlenebilmiş yazarlarıyla bir geniş internet ansiklopedisi, kültür/sanat kaynağı olsun istiyorduk, ama olmadı. vüsat o bener ölmeden onu bir kez daha görelim, onunla bir kez daha konuşalım istiyorduk, olmadı. vüsat o bener ölmek istiyordu, öldü. ve baş sayfayı fosters aldı, intel aldı, turkcell aldı vesaire. başımız sağ olsun. sağ iken onun için bu dünya neyse, artık bizim için de ekşi sözlük odur. artık çoklukla bir mücadele alanı değildir, içinde sürünegideceğimiz bir mecradır.
  • "zaten bu dünyada çoğunluğu, herkesin kendisine hayran olduğunu düşünenler ile kimsenin kendisini sevmediğini düşünenler oluşturur, geri kalanlar ise vüs'at o. bener okurudur." *
  • ilk kez 50'li yillarda imzasi gorulen ve halen hayatta olan oyku ve roman yazari.. siir denemeleri de mevcuttur..

    sapkin, sinir tanimayan bir ironi, postmodernleri kiskandiracak uslup denemeleri, cetin, dolambacli ama ote yadan da iktisatli bir dil tum duzyazilarinda olaganustu bir uyumla bir araya gelmistir.. dost ve yasamasiz'daki ilk oykulerinde konularini genis bir alandan secmis,karakterleri arasindaki psikolojik gerilim genellikle oykulerinin temel unsurlarindan biri olmustur.. romanlarinda ise kendi yasamindan ciddi izler gorulebilmekte olup cogunlukla hayatla alip vereceginin ne oldugunu bilemeyen, mutsuz, huzursuz, tasraya ya da buyuk sehir icindeki kendi tasrasina sikisip kalmis insanlari anlatir.. ozellikle romanlarinda, cok yogun ve ustaca yedirilmis bir ironi karsimiza cikar ve kelimenin tam anlamiyla acitir okuyani..

    1952 tarihli dost adli oyku kitabi turk oykuculugunun birkac dorugundan birisidir.. bana gore birincisidir.. bu kitapta hem o ana kadar alisik olunmayan konu ve kisileri oykunun yorungesine tasimasiyla, hem de keskin, sert, vurucu uslupuyla yalnizca oykuculeri degil donemin siir evrenini de etkiledigi soylenir.. dost'un su an piyasada olan iletisim baskisi bir sonraki oyku kitabi olan yasamasiz'in yanisira 80'lerde yazdigi birkac oykuyu de icermektedir..

    buzul caginin virusu ve bay muannit sahteginin notlari en onemli iki romani olup ozellikle birincisi benim gozumde aylak adam ve tutunamayanlarla birlikte turk edebiyatinin en mustesna kosesinde yer almayi hak etmistir..

    ayrica tutunamayanlar'daki suleyman kargi karakterinin vusat o bener'den esinlenilerek olusturuldugu rivayet olunur.. oguz atay'la olan arkadasliklari ve suleyman kargi'yla bener'in romanlarindaki anlaticinin benzerligi dusunuldugunde akla yatkin gorunmektedir soz konusu rivayet..

    eski bir askerdir.. birakmistir, uzun yillar memur olarak calistiktan sonra bir sendikaya danismanlik yapmisligi da vardir..
  • kara tren durdu. hey gidi süleyman kargı. alemin gerçek kralıydın sen.
  • hakkında çağla şikel'den daha az entry girilmiş olmasını tarihe havale etmek istediğim büyük öykücü.
  • bu sabah uyanır uyanmaz okumaya devam ettiğim yazar, öykücü, şair.

    bilge karasu'ya göre, vüs’at o. bener’in ‘konuşur gibi’ yazılmış metinleri ancak okunduğunda, bir şekil sürekliliği ile birlikte bir de anlam sürekliliği kazanır.

    vüs'at o. bener, konuşuyor gibi yazar ve çok içtendir. öyküleri, romanları iyi takip edildiğinde parça parça bir yapbozu birleştirir gibidir.
    vüs'at o. bener’in dili zaman zaman eleştirilmiştir, gerçeklikten kopuk olduğuna dair yorumlar azımsanmayacak kadar çoktur.

    ben ise (bkz: barış bıçakçı)'nın söz ettiği taraftayım ve çok seviyorum:

    “zaten bu dünyanın çoğunluğu, herkesin kendisine hayran olduğunu düşünenler ile kimsenin kendisini sevmediğini düşünenler oluşturur, geri kalanlar ise vüs’at o. bener okurudur.”
  • muazzam bi ad-soyad kombinasyonu. yani böyle akıp gidiyo söylerken. vüsatobener.
    yazılışının görüntüsündeki karizmadan bahsetmedim bile. "vüs'at o. bener." hey yavrum hey.
    adeta bi o. henry, bi scarlett o'hara tadı var.
  • denilen doğruysa öyküleri fransızcaya çevrilecek olan büyük yazar. fransızcaya çevrilecek kitabında sekiz öykü olacakmış.

    bu arada an itibarı ile hakan günday başlığında 502 giri varken kendisi hakkında hepi topu 96 giri olan yazardır. bundan sözlük yazarlarının büyük bir okuma lezzetinden yoksun kaldıklarını da anlıyoruz. mesele sertlikse, ayrıksılıksa vüs'at o. bener hakan günday'dan bin kat daha ayrıksı bir yazardır.
  • vüs'at o. bener'in herhangi bir kitabını okuyan biri, büyük ihtimal yadırgayacak ve memnun kalmayacaktır diye düşünüyorum. bunda, yazılarındaki aykırı dilin de payı vardır muhakkak ancak benim görüşüm; okuyucuyu asıl huzursuz eden şeyin, gündelik hayattaki ikiyüzlü hallerimiz olduğunu da inkar edemeyiz sanırım. gerçekçi anlatımın en büyük defosu da bu. insan kendiyle yüzleştikçe üzülüyor çünkü.
  • "ben zaten hiç beceremedim, hiçbir şey, iç yangını anılar yaratmaktan başka."
hesabın var mı? giriş yap