• why the worl is worried about turkey diye video paylaşmışlar. oturdum izledim. başlangıçta objektif bir biçimde türkiye’nin kuruluşundan bugüne kadar ki süreci özetlemişler dedim. atatürk’ün türkiye’nin laik bir ülke olarak kalmasını sağlama görevini orduya verdiğini bu yüzden 50’lerden itibaren darbelerin yaşandığını hatta erdoğan’ın da bu yüzden hapis yattığını falan söylüyor. buralara kadar ok, eleştiremeyiz. lafı 15 temmuz’a getirdiğinde çüşşş denilecek bir yorumda bulunuyorlar. laiklik görevinin bekçisi ordu yine darbe yapmayı seçmiş ama bu sefer laik ve laik olmayan herkes erdoğan’ın çağrısına kulak verip askere karşı ülkesini savunmuş. çüşş ki ne çüşş! sizin yapacağınız haberciliğe sıçayım! akp ve erdoğan bile ordu ile fetö’yu ayrı tutarken, darbeyi tsk’nın tamamının değil de sadece fetö üyelerinin gerçekleştirdiği ayan beyan ortadayken bu nasıl bir habercilik anlamak mümkün değil.

    özetle kime ve neye hizmet ettiği belli olmayan haber kaynağı.

    edit piaf: bir adet video daha varmış ben yeni gördüm bunu. turkey's failed military coup, explained başlıklı videoda "kimin yaptığı belli olmayan darbe girişimi" söylemini kullanıyorlar. sonra darbe gecesi kendilerine "yurtta sulh konseyi" denilenlerin yaptığı açıklamayı referans göstererek bu söylemin atatürk'e bir gönderme olduğunu atatürk'ün kurucu lider olduğunu ve seküler ülke yapısının korunması görevini askerlere verdiğini, askerlerin de bundan destek alarak geçmişte bir çok darbe girişiminde bulunduğundan bahsediyor. videonun ancak ortalarında fetö demeye başlıyor kendileri. bu olayı anlatacaksın ama videonun yarısını atatürk, türk ordusu ve darbe tarihine ayıracaksın. tekrar ediyorum kime ve neye hizmet ettiği belli olmayan haber kaynağı.
  • bu kadar göstere göstere taraflı video içerikleri üreten bir kanala türkiye hakkında başarılı videoları var demek için türkiye düşmanı olmak gerekir. suriye'deki terör koridorunu masumlaştırıp türk ordusunu suçlayan, karabağ'ın aslında ermenistan toprağı olması gerektiği şeklinde her videosu propaganda olan bir kanal. itibar edilmemesi gerekir.
  • the beatles, the rolling stones, the kinks, the yardbirds, brian may, paul weller, rory gallahger, the edge, mark knopfler, pete townshend, ritchie blackmore, john scofield gibi isimlerin ve grupların tercih ettiği, 2. dünya savaşından sonra kurulan amplifikatör ve gitar üreticisi ingiliz firma.
  • tarafsiz filan degildir. secim doneminde hillary'nin kicini yalamaya doyamamislardi. ozellikle amerika'nin ic politikalari konusunda yayinladiklari video essay tadindaki videolar tamamen coptur. son donemlerinde bu cesit videolar azaldi, ki yerinde bir karar olmus.

    amerika disindaki olaylara karsi daha objektif olduklari soylenebilir. borders gibi belgesel tadinda serileri ve tarihe dayali almanac serisi oldukca iyidir.

    ayrica bilgisayar oyunlari medyasinin kanseri, maksadi uzum yemek degil, bagciyi dovmek olan sjw bozuntusu polygon vox media'ya aittir.
  • biletlerin üzerindeki "yerler numarasızdır. 18 yaş sınırı vardır." ile "iade ve degisiklik yapılmaz" cümleleri arasındaki "davetiyedir satılamaz" ibaresini %90 oranında silerek bu biletleri 10 milyondan satarak başarılı bir girişimcilik -ya da vergi kaçakçılığı mı demeliyim?- örneği gösteren aferim club.
  • bir adet ac15 model amfisine sahip olduğum amfi.

    madem kutsal bilgi kaynağı, anlatayım: elimde bir adet fender classic series 70s stratocaster var. http://www.fender.com/…sic-series-70s-stratocaster/ -- bu alet vintage manyetiklere sahip meksika malı bir stratocaster. güzel bişey, seviyorum. neyse. grup olarak progresif rock'a gönül vermiş, gilmour ile fripp ile parsons ile kendimizi yeşertmiş insanlarız. ben normalde bas gitaristim ama evimde kayıt yaptığım için ve elektro çalmayı da çok sevdiğim için ne zamandır kendime bir amfi almak istiyordum. en az 2 senedir amfi araştırıyorum. grubumuzun gitaristinde bir adet fender blues junior var ve çok beğeniyorum o amfiyi ben. hacmi olsun, reverbi olsun şahane. ama fiyat olarak bi tık aşıyodu beni. bi de ne de olsa grubumuzda bu amfiden var diye farklı bir şey alayım dedim.

    neyse. kafamda 3-4 tane amfi var. ilk olarak blackstar'a merak sardım. güzel aletler ama biraz dijital geldiler. ve sıcak değiller. muhtemelen el84'lere dair (blues juniordan kaynaklandığına inandığım) ciddi bir zaaf oluştu. inanılmaz sıcak, pamuk gibi ama istediği zaman da cangır cangır bi ton veriyo bunlar. bayılıyorum. sanırım blackstar el34 kullanıyo, öf nası donuk geldi bana bilemezsiniz. neyse. güzel aletler gene. drive hacmi hayvan gibi geniş blackstar'ların, canavar gibi oynayabiliyosunuz. ama açmadı işte beni. bi booster veya bi preamp pedalıyla yapılmayacak şey yokken şu dünyada, clean tonumu neden harcayayım blackstar ile dedim.

    sonra gittim laney vc 30 denedim. inanır mısınız vox ac30 un yarısı büyüklüğünde alet. el84 var bunda, benim için iyi bir avantajdı. ama laney'in de drive'ları sıcak gelmedi. clean tonu çok güzel, çift kanallı bir amfi ve bool bol alanınız var clean için ve drive için. ama ne bileyim, ııh dedim ısınamadım. üstelik ayıptır söylemesi 1700 lira fiyat çektiler bana ki, bence çok fazla idi. diyeceksiniz ki ac30 2200 lira, 1700 lira gayet iyi fiyat, fakat değil çünkü aletten ac30'un rakibi olabilecek kalıbın çeyreğine sahip değil. bi kere aletten 30'luk amfi sesi çıkmıyor. kabin falan da küçük yani, alevlenmiyor alet. aleti denediğim yerde sesini köküne kadar dayadım ve gayet rahattım. götünüz yiyosa 10 metrekarede ac30'u kökleyin bakalım, ne olacak. :)

    neyse, sonra gittim ac15 denedim. zaten ac15 almayı planlıyordum en başından. rakip arıyordum kendisine. allahım o british parlaklığı yok mu. cangır cangır. tone cut koymuş adamlar, kontrolsüz güç güç değildir diyerek, kıstığın zaman gidiyor o cangırtı; bi anda yumuşacık bi amfi haline geliyor. drive'ları benim gitarımın da ayı gibi anıran bir alet olmamasından kaynaklandığını düşündüğümden ötürü çok hayvan değil. mesela laney daha bi cazgırdayabiliyodu galiba. ama donuktu işte.

    neyse aldım ben bunu eve getirdim. 22.5 kilo alet, 100 metre zor taşıdım, araba olmasa ölürdüm. neyse. getirdim, clean'ı falan şaka gibi. arkadaşlar, inanın bana çok hacimli, çok dolgun, ve mixe çok güzel oturacak bir clean'a sahip. çok dengeli low-mid ve basları var; gereksiz uğultu yapmıyor. bu da mixe güzel yerleşmesi açısından çok faideli. tizleri cılız değil, parlak ve dolgun. drive'ları konusunda ilk başta dedim ki beni çok tatmin etmiycek galiba falan. açıkçası biraz şüpheye düştüm. neyse. az önce gaza geldim bu entry'i yazmak için çünkü elimde 4 sene önce aldığım bir sansamp gt2 pedal var. onu koydum amfinin önüne.

    oha. ayı oldu alet bi anda. böyle blues breaker modlardan ciyak ciyak, alev alev tonlara evrildim falan böyle bi beynim aklım döndü. ve hiç ama hiç bu kadarını beklemiyodum. ben çok ıslak tonları çok severim. bazen o blues'cuların testere gibi tonları rahatsız eder beni, ve bundan çok çekiniyordum doğrusu. ama bana kaymak gibi bi ton verince bu alet, abi dedim tamam; doğru iş yaptım ben.

    kesinlikle tavsiye ediyorum. son dönemlerde yaptığım en kaliteli alışveriş oldu diyebilirim. amfi almayı düşünen arkadaşlar özellikle aşırı modern veya core müzik falan yapmıyorsa, ne bileyim drop a ile dorrrrrrrrr diye çalmıyorsa falan muhakkak bir baksınlar. distribütörü can müzik, tünelde, zuhal'in karşısında.
  • telsizlerdeki ve bilimum ses ile alakalı elektronik cihazdaki push to talk butonunun görevini üstlenen özellik. sesle aktive olan anahtar denilebilir. açılımı "voice operated switch" veya "voice operated exchange" dir.

    telsizde konuşmak istediğinizde bas konuş butonuna basar ve konuşursunuz, bu özelliğe sahip bir cihazda ise buna gerek yoktur, ses şiddeti belli bir seviyeyi geçtiği anda cihaz otomatik olarak sesi iletir. örneğin motosiklet kullanırken yan motorla konuşmak istediğinizde telsizin butonuna basmak sürüş güvenliği açısından tehlike yaratır, bu özelliği açıp "ellerimi bırakabiliyorum" becerisine sahip olmadan da konuşabilirsiniz.
  • kayıt esnasında mixerin üzerinde ya da kullanılan müzik programında * vokalin nerede olduğunu belirten kanala da vox yazılır..
  • mac os x platformu icin ücretsiz servis edilen, tertemiz arayüze sahip ses oynaticisi.

    basarili arayüz tasarimi ile alkisi hak ediyor.
  • son videosunda "why this russian company sponsors soccer team" diyerek gazprom'un avrupa'daki futbol takımları ve futbol organizasyonlarındaki sponsporluklarını siyasi ilişkiler etrafında incelemiş.

    videonun altındaki en beğenilen yorumlardan biri ise şu: "there is no soccer in europe, only football".

    hahahahaha yaa amerikan kardeş sen o kadar araştırma yap inceleme yap ortaya birşey çıkar ama no context bir yorum en beğenilen olsun.
hesabın var mı? giriş yap