• benim en sevdiğim replik şudur ki filmden sonra hayatımda da fırsat buldukça kullandım bunu;

    -demek bir de kütüphanemiz olsa
    +yok mu?
    -maalesef. daha ilk defa bir muhabbette adı geçiyor.
  • 1980 yılında geçen öyküde detaylara dikkat edilmiş olduğu doğru, ancak atlanmış olan birkaç nokta da yok değil..

    otogar duvarında otobüs firmasının seferi olduğu iller arasında ş.urfa* da var. ancak urfa'ya "şanlı" unvanı 1984 yılında verildi.

    benzer bir biçimde filmin başlarında görülen renault 12 steyşın otomobilin jant kapağının ve bilimum sahnelerde görünen renault 12'lerdeki yuvarlak çift farların ilk olarak 1983'te satılan renault 12 gts'lerle birlikte hayatımıza girmiş olması atlanmış bir detaycılıktır.
  • şaka yapmıyorum, abartmıyorum, belki elli sekiz kere izlediğim film.
    yine de hala daha evvel atladığım şeylere rastlıyorum.
    mesela kütüphane müdürü tarık akan bir gece eve döndüğünde karısı salıncakta sallanıyor, elinde rakı kadehiyle.
    tarık yanına oturuyor, farkediyor ki kadın biraz evvel ağlamış. ağlamışsın? diyor. kadın kafasını sallıyor.
    tarık ne diyor? niye ağladın be, n’oldu, hayırdır bir derdin mi var, demiyor. sarılayım da geçsin yapmıyor.
    “iyi geldi mi bari” diyor. yaa, öyle diyor. empati empati.
  • + arkadaşlar size diyarbakırdan selam getirmişem
    - ve aleykümselaaam... yani.. var olsun yoldaşlar
  • bu filmde geçen "ilk defa bir muhabbette adı geçiyor" repliğine bayılırım ve günlük hayatta oldukça sık kullanırım. benzer durumlar için insanın derdini anlatmasına yarayan dört dörtlük bir ifade bence.

    ayrıca devrimcilerin deli emin'i dağa yazı yazması için ikna etmeye çalıştıkları sahnede "bunu halkına borçlusun" dediklerinde, emin'in cevabına hastayım:

    "ben kimseye borçlu değil alacaklıyım kardeşim. herkesin vizontelesini radyosunu tamir ettim kimse parasını vermiyor. faşisti de vermiyor devrimcisi de"
  • kıbrıs şehidi rıfat'ın mezarı başında
    siti ana : nasılsın kızım?
    asiye : eksik
  • -ne yapamıyormus?
    -yazamıyoooomuuusssss
    yazan yılmaz erdoğan
    (bkz: kapak)
  • --- spoiler ---

    bu filmin hemen basindan bir ayrinti: yilmaz'in ögretmeninin okudugu gazete, sagcilarin gazetesi olarak bilinen tercümandir.

    --- spoiler ---
  • nejat uygur'un hacı zübeyir amca rolü ile kahkahalara boğduğu film.

    --- spoiler ---

    + okul nasıl gidi?
    - bir kaç dersim kaldı
    + nerde kaldı?
    - okulda kaldı.

    + olaylara karışmıyorsun degil mi?
    - yok hacı zübeyir amca pek karışmıyorum.
    + karışma, karışma.

    + okul nasıl gidi?
    - valla iyidir hacı zübeyir amca

    + oğlum bak olaylara karışma, tamam mı olaylara karışma.

    --- spoiler ---
  • yılmaz erdoğan'ın vizontele isimli filminin devamı niteliğinde çekilmiştir.
    film, oldukça başarılı bir oyuncu kadrosuna sahiptir:

    deli emin - yılmaz erdoğan
    sıti ana - demet akbağ
    güner sernikli - tarık akan
    başkan nazmi - altan erkekli
    tuba sernikli (tuuba) - tuba ünsal
    nafiz - tolga çevik

    filmin en dokunaklı cümlelerinin hep bu kısım olduğunu düşünmüşümdür:
    " _tuba: yazarım sana..
    _emin: yazma!
    o zaman bekliyor insan. e buraya çok az insan geliyor, çok insan gidiyor..
    e kalan da bekliyor; ama bazen çok uzun bekliyor..
    yani mesela zannediyorsun ki; bir yoldan birisi gelecek, boş uzun bir yol...
    devamlı ona bakıyorsun,sonra kimse gelmiyor.
    yazma boşver...
    _tuba: ben seni hiç unutmayacağım..."

    bgst'nin albümündeki "hewara gule" isimli parçada da bu kısım alıntılanmış,etkileyici olmuş kanımca...
hesabın var mı? giriş yap