• savoye ailesinin parayı bastırıp le corbusier'e yaptırıdığı evdir. madam savoye evin çatısının düz olmasından şikayet etmiş üstad le corbusier ise evi ziyarete gelenlere bakın da hizaya girin tadında bir ayar vermiştir.mimar evin iç işlerine o kadar karışmıştır ki madam savoye'nin iki çift koltuk atmasına dahi konsept bağlamında izin vermemiştir. ev yaşamak için değil seyirliktir. nitekim madam savoye'nin dert edindiği çatı yağmurda ve karda su geçirmeye başlamış; rivayete göre jr savoye'nin akciğerleri iltahaplanmış ileri derecede zatürre olmuş. bunun yanısıra villa görsel anlamda modern mimarinin biricik numelerinden biri olmakla beraber modern yaşamın bir göstergesi olarak da kabul görerek bu bağlamdaki reklamlara arka fon olmuştur.
  • pierre chenal adlı yönetmen ile le corbusier " l'architecture d' aujournd'hui " isimli bir filmi vardır 1929 yılında çekilmiş. bu filmde le corbusier arabasıyla villa savoye'a gelir evin içinde dolaşır, bazı mekanlarda yaşayan insanları gözlemler. aynı film ayrıca bir bayanı takip ederek evin içinde de dolaşır. biraz voyeuristic(röntgenci?) bir film olarak da tanımlanmıştır , new york modern sanat müzesinde bir kopyası bulunmaktaymış.

    ayrıca tamamen alaksız bir proje olarak matija grguric tarafından bir lego modeli yapılmış villa savoye'un. aynı kişi fallingwater'ın da bir modelini yapmış legodan. görmek isteyenlere;

    http://www.mocpages.com/moc.php/61160
  • içinde yaşayanların rutubetten kırıldığı, romatizmalarının azıttığı, zatürreye yakalandıkları bir ev nasıl oluyor da mimaride modernizm denince akla ilk gelen yapılardan oluyor anlamak çok zor.
    evet ev tasarlanırken ve inşa edilirken barındırılan mimari kaygılar hat safada, belli bir felsefe ve dünya görüşünü yansıtıyor. gel gelelim, bizzat içinde yaşayan madame savoye; "içinde yaşamak imkansız" diyor bu ev hakkında. (kaynak: alain de botton - mutluluğun mimarisi - sel yayınları sf.74)
    le corbusier'e bok atacak değilim, haddime değil. yapıtlarını ve yazılarını da mümkün olduğunca öğrenmeye, incelemeye çalışırım. ancak villa savoye'un hatalı bir tasarım olduğunu kabul etmek gerektiğini düşünüyorum.
    modernizmin mottosu biçim işlevi izler. lakin bu bina işlevini yerine getiremiyor. dolayısıla işlevden kopuk bir binayı modern mimarinin simgesi olarak görmek, göstermek (mimarlık okullarında her daim örnek olarak gösterilir bu yapı) oksimoron değil mi?
  • paris’e gittiğimde eyfel kulesine gitmeyip ekstradan 30km yol katedip görmeye gittiğim modern yapı.
  • alain bottom'un mutluluğun mimarisi adlı kitabında iddia ettiği üzere, eğer 2. dünya savaşı çıkmasaydı ev sahipleri le corbusier'i evdeki izolasyon sorunları nedeniyle dava etmelerine sebep olacak olan ev.
  • le corbusier'in yaptığı bir mimari başyapıttır. lakin mühendisliğe üst düzey aşık olan corbusier'in bu yapısı mühendislik bakımından sınıfta kalmıştır. hatta düz yapmakta ısrar ettiği çatısı su geçirdiğinden dolayı savoye ailesinin en küçük ferdi olan çocukları zatürre olmuştur ve bir sene boyunca hastanede yatmıştır. dahası alain de botton'ın anlattığına göre aile tamamen romatizmaya yakalanmış ve bu sebepten corbusier'e dava açacak duruma dahi gelmişlerdir ve fakat ikinci dünya savaşı'nın boy göstermesinin ardından aile paris'e kaçmıştır buna istinaden corbusier evde değişiklik yapmaktan kurtulmuştur.
  • incecik kolonların üzerinde uçar gibi bir hali olan konsolun kimilerince sürrealist addedildiği de vakidir.
  • le corbusier in mimari oldugu,modernizmin müzesi haline gelmiş bir pürizm bashyapiti.ancak daha sonralari lekorbuzyede bazı egilim sapmalari gorulmush olsada sosyalist kokenli bir cagdash mimarlik eseridir.
  • bu bina üzerinden modern mimarlığı eleştirenler genelde soğukluğundan dem vururlar. idealizmin boku çıktığından insani değildür deyü bok atarlar. wright'ın şelale evi için de aynı şeyi söylemek mümkün. nemden filan durulmuyormuş. mies'in less is more lafının less is bore olarak çevrilmesi de bu eleştirilere örnektir. bireyselliğin tavan yaptığı bir dönemde, inancın değil fiziksel faydanın örneğidir. tavan 'düz', bina statiktir. kubbe, evrenle bir olma ayaklarını bırakan insan yataylıkta huzur bulamamış olacak ki, insani görülmemiştir. aslında bir nevi fahişe gibidir. kullan beni ve çık git. halbuki aşk nedir? güzellik nedir? tamam modern mimarlığa hastayız da, demek ki insanlık kubbe ya da piramitlerde -yalan dahi olsa- bir işlevin olduğunu gördü böylece. insani bir işlev. bir şeylere inanma ihtiyacı. insanlık yüksek teknolojiyle mp3 çalar yapar, içine müzik denilen şeyi koyar. araba yapar, sesini ya da gitmesini sever. insani işlevini yüklenmedikçe işlevsellik boktur. iyi niyet fabrikası yaptığını söylese de le corbusier, iyiliğe inandırması da gerekliydi sanırım yapısında. alenen sert bir yapı var. bireyselliğin doruğu evdir. evin iyiliği ise tam işlevsellikte değil, biraz yuva olmasındadır. ne garip aslında, en bireysel mekan esasen en duygusal, tartışmalı, evrensel değerlere en uzak olan mekan. garip işler valla... uzar gider.
  • sanırım japonlardan etkilenerek yapmış bu binayı
hesabın var mı? giriş yap