• adini birlesik kralligi, hem de en güçlü dönemlerinde, 19. yüzyilda seksen yil kadar yöneten kralice victoria'dan alan tarihin en ilgi çekici periodlarindan, "hadi lacrima, atla zaman makinasina, acele et dostum" deseler inmek isteyecegim birkaç duraktan biridir.
    kadina ve cinsellige olan bakistir bu kadar ilginç olan.
    çünkü her türlü seksüel güdüyü, duyguyu, aktiviteyi bastirmak, reddetmek temel egilimdir o dönemde. (burdan sonrayi sanki hakikaten gidip görmüsçesine bir dilbilgisel kiple anlatacagim)
    o dönemin ideal kadini cinsel duygulari olmayan kadindi. erkekler ise eger bir sey onlara seksi çagristirirsa uyarilan varliklardi, o yüzden tüm kaynaklar bunu önlemek için seferber edilmisti: misal hayvanat bahçelerinde hayvanlara pantolon giydirilirdi ki, erkekler onlarin cinsel organlarini görüp de kendilerinde de ondan bir tane bulundugunu hatirlamasinlar. yine öyle, piyanolarin, masalarin alt taraflarina hep örtüler geçirilirdi. altinda sanki bir vücut yokmus gibi gösteren tas gibi agir, kat kat kiyafetleri ise zaten biliyorsunuz.
    tavuk yerken gögüs yerine boyun derlerdi, gögüs filan gibi kelimeler kullanmak nerde.. breast degil, bosom denirdi kadinlarin gögüslerine, bacaklarina da leg degil, limb.
    incil dahi, shakespeare dahi, içindeki erotik çagrisimli yerler atilarak, degistirilerek yeniden basilmisti.
    mastürbasyon zaten direk veba demekti. tehdit, ceza, nush, kötek fayda vermezse mastürbasyon yapan çocuga, gence, hadim edilirdi (kizlar da dahil). kadinlar da, erkekler de bekaret kemeri takarlardi çogunlukla.
    peki ne oldu? elbette, birlesik kaplar modeli uyarinca bir yerlerden çikacakti bu bastirilan cinsellik.. çocuklara yönelik cinsel taciz, pornografi, fahiseler, cinsel yolla bulasan hastaliklar.. hepsi artti.
    bugün dünyanin kimi cografyalarinda halen bu devri hatirlatan uygulamalar yok mu? var. ama o dönemin bir numarasinda, hegemonunda, süpergücünde böyle bir zihniyetin yesermis olmasi enteresan.
    victorian age, victorian era der ecnebiler, ecnebilerin amerikali, kanadali, ingiliz, avusturalya ve yeni zelandali olanlari özellikle.
  • onsekizinci yüzyılda batı uygarlığının en önemli şehri paris'ti; ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısına doğru da iki milyon nüfustan kraliçe viktorya'nın ölümüne kadar altıbuçuk milyonluk bir nüfusa erişen londra... londra'nın bu denli hızlı büyümesi viktoryen dönemin en büyük özelliklerinden birisi olan, toprağa bağlı olan tarımsal, kırsal ekonomiden, modern, şehirsel ekonomiye, ticarete geçişin bir göstergesidir.
    ingiltere sanayiileşen ilk devletlerden bir tanesi olduğu için de bu geçiş son derece sancılı olmuştur. sosyal ve ekonomik problemlerim başabaş bir hızla artarak gitmesi viktorya dönemindeki seri ve de düzensiz sanayiileşmenin bir başka göstergesidir. sınıflar arasındaki uçurumların artması ve ingiliz orta sınıfının ticaretle iyice zenginleşip, işçi sınıfının da diplere vurması bu düzensiz sanayiileşmenin en belirgin örneğidir. aslında şöyle diyebiliriz, ingiltere devlet kapitalizmi'ne fransa kadar önem vermediği için, ingiltere'de burjuva sınıfının yaptığı bir devrim olmamıştır belki; ama viktorya döneminde bir evrim gerçekleşmiştir. bu da en az bir ihtilal kadar sancılı, kendi içinde kanlı ama sonucunda ekonomik açıdan da verimli olmuştur. şu yadsınamaz bir gerçektir. ingiltereyi ingiltere, ingiliz kültürünü ve siyaset anlayışını belirleyen en büyük önemi taşıyan bir dönemdir viktoryen dönem, bir evrim, bir metamorfoz dönemidir...

    oliver cromwell döneminden sonra puritan mantığın en çok izinin sürüldüğü ve gözlemlendiği dönemlerden bir tanesi viktorya dönemidir. "work is prayer," yani "çalışmak ibadettir," kabilinden bir çevirisini yapabileceğimiz puritan mottosu işçi sınıfı üstünde "daha çok emek verin! daha çok terleyin ki; cennet yerlerinizi hazır edin! zaten bu çamurlu, pis thames'in, essex bataklıklarının, pis kokulu lime sokaklarında ne var ki yaşayacak? gerçek dünya bu değil." altmetniyle bir güzelce harmanlanarak iş gücünün açlığın ve rezilliğin, yozluğun güdümüyle arttırılmasını sağlamıştır. ingiliz tarihindeki bu dönem çöplerin sokaklara yığıldığı, ölülerin bile gömülmediği demir leydi iktidarındaki, 1978 kasımındaki protestoları ve iş bırakma eylemlerini yapan bir işçi sınıfını doğurmuştur. thatcher dönemiyle viktoryen dönemin birbirine çok benzeyen londralar ortaya çıkardığı görülmüştür.

    güdümlenen ekonomiyle belli sınıflar için gitgide zenginliğin arttığını ve ingiltere'nin dünya pazarındaki çoğu noktayı ele geçirdiğini anlayabiliriz bu döneme şöyle üstünkörü bir şekilde bakarsak. pamuk ve başka işlenmiş hammaddeler ingiliz gemileriyle dünyayı gezerler. ingilterenin akıllara ziyan verecek denli geniş bir ticari filoya sahip olduğu aşikardır. bu ticari gelişmelerden beslenen ingiltere tüm kıtalarda atılımlar, girişimler yapmaya başlar. ingiltere dünyanın fabrikası, atolyesi olduktan sonra dünyanın bankası da olur sonunda.

    1837'den 1901 yılına kadar süren uzun hanedanı boyunca kraliçe viktorya bir döneme adını vermiştir; bu adın ardından "viktoryen" denilen sıfatı doğurmuştur. kendisinin halkına sunmayı istediği anlamlarda viktoryen kelimesi ahlaki sorumluluk, ciddiyet ve düzen gibi çağırışımları olan bir kelimedir. ne var ki bu sorumluluk haddinden fazla bir sorumluluk, bir nevi zorbalık, ciddiyet eğlence denen şeyi unutmak, ölümüne çalışmak, düzen ise ahlaki sorumluluğu ve toplumsal görev olarak adlandırılan "herkes kendi yerini bilsin!" emrinin insanlara yaptırımından başka bir şey demek değildir... ingilizceyi yoğun bir alman aksanıyla, konuşan ama nasılsa ingiliz olmanın yukarda saydığımız özellikleri taşımakla yani viktoryen olmakla eş tutulduğu bir dönemde kraliçe viktorya, ülkesine bağlılığıyla halkının gönüllerinde çok önemli bir yer işgal etmeyi başarmıştır gene de... elimizde fotoğrafları olan ilk ingiliz kraliçesi de gene viktorya'dır... bu fotoğrafların çoğaltılmasındaki ve dağıtımındaki kolaylık halkına ulaşmasını ve de viktoryen propagandasını kolaylaştırmıştır.

    viktoryen dönem başladığında, ingiliz sanat ve entellektüel çevrelerinde farklı bir bilinçlilik gözlemlenir. 1831'de john stuart mill şöyle yazmıştır: "we are living in an age of transition." yani "bir geçiş çağında yaşıyoruz." 1830ların yazarları, keskin bir modernizm, geçmişle olan güçlü bağın aniden kopuşu ve bununla beraber gelen, kazanılan bir başka tarihsel bilinç edinmişlerdir. örneğin ünlü ingiliz romancı edward bulwer-lytton england and the english isimli kitabında ingiliz romantik akımının önemli isimlerinden lord byron'ın ölümüyle ilgili şunu yazmıştır. "byron öldüğünde, biz hayatın gerçek ve işlevsel işleyişine döndük: ölümcül olandan uyandık, hayallerden..." bu bakış viktoryen yazarlarının çocuksu bir naiflikle süslenmiş, kaçak ve de "işlevsel" olmayan; "işlevsel" olmadığı için de viktoryen dönemin özüne uymayan edebiyattan ne kadar uzaklaştıklarını gösteren önemli ipuçlarıdır. ne var ki viktoryen dönemin son yıllarında ise bu "işlevsel" olmayanı ayrı kılan seçmeci tarihsel bilinç bir tepki olarak tam tersi şekilde geri gelmiştir... georgian period writers diye tabir edilen, kısa süren edward hanedanından sonra gelen beşinci george döneminin yazarları ilk dönem "viktoryen" yazarların eserleriyle tabir caizse dalga geçmeyi pek severler. bu dönemden hiç hazetmeyen virginia woolf'un çevresinden olan lytton strachey'in eminent victorians isimli kitabı buna bir örnektir. virginia woolf da bir günlüğüne, son derece katı bir viktoryen olan babası sir leslie stephen ölmeseydi asla ama asla bir yazar olamayacağını not etmiştir. sir leslie stephen da strachney'nin bahsettiği "eminent victorian"lardan bir tanesidir pek tabii.

    üstlerine çöken "viktoryen gölgeler"in karanlığında biçimlenen, ama bir şekilde başka bir ışığa varmak isteyen son dönem viktorya edebiyatı ve edward ve george dönemlerinde süren viktoryen döneme karşı görülen tepki günümüzde "viktoryen" terimini kraliçe'nin korumaya çalıştığı edepli, vakarlı manasından uzaklaştırmış, başka yan anlamlara sürüklemiş, bu çağın özetini yapmıştır. merriam webster's eşanlamlılar sözlüğünde victorian kelimesinin yan anlamı: modası geçmiş, yenilikten uzak, sıkıcı gibi kelimelerle özetlenir; karşıt anlamları ise rahat, kendi halinde gibi sıfatlardan oluşur.
  • tarihin en bilinmeyen en sir, en muamma donemidir. bu yuzdendir ki:
    (bkz: victorias secret)
  • bu devirde yazilmis onanizm uzerine inceleme isimli bir eserde cok kurcalarsak tenasul organimizin kararip dusecegi, hafiza kaybina neden olacagi, kararip dusecegi ve de hafiza kaybina neden olacagi soyleniyordu.yalandi elbette.

    ayrica piyanonun ortulmesi benzeri bu devirin icadlarindan celloyu kadinlar calamazdi, poziyonlari musait degildi.
  • bu devirde, kadının doğum sırasındaki acısını dindirmek ile ilgili bir takım ilerlemeler kaydedilmiştir. lakin bunlar hayata geçirilememiştir, zira kraliçe viktorya kadının kutsal kitaba göre acı çekmesi gerektiğini (var böyle bir şey, havva ademi baştan çıkardı o yüzden acılar içinde çocuk doğuracak minvalinde bir şey, çok kutsal) söylemiş ve 'çarpılırsınız mendeburlar kadın dediğin acı çekerek doğuracak sonrada kıçını kırıp evinde oturacak' diyerek bu tıbbi gelişmeyi veto etmiştir.
  • ingiliz imparatorlugu'nun topraklar ve gelirler bakimindan altin donemi...

    ingilizlerin, somurgelerinde somurge katmaya devam ettigi, o bolgelerdeki yerlilerin ya etnik temizlik yoluyla yok edip ya da kolelestirerek hayvan gibi ingiliz cikarlari icin calistirildigi, insanlarin zorla anglikanlastirilmaya calisildigi donem oldugu halde, kralice victoria'nin zamaninin cogunu kendi halinde, bahcesinde dolasarak gecirdigi zamanlardir..

    evet bir takim ahlak kavramlari asiri olacak derecede guclendirilmeye calisilmis, kolelik ve kole ticareti, vicdan azabi gibi nedenler neticesiyle kaldirilmaya baslanmistir amma ve lakin, bu kendini kandirmaktan baska bir sey olmamistir o donemde..

    somurge topraklarinda cikan isyanlar, en sert sekilde bastirilmis, bu catismalar sirasinda cogunlukla yerli isbirlikciler kullanildigi icin ingiliz askerlerinin kilina zarar gelmemis, fethedilen topraklarda on saflarda hep somurge topraklarindan gelen askerler kullanilmistir.

    topraklari elde tutmak icin somurgelerde ingiltere'ye sonuna kadar bagli elit kesim yetistirme ve boylece kukla yonetimler olusturma politikasi benimsenmistir (sonradan geri tepmistir elbet bu).

    victoria ingiliz kralicesi olmasinin yani sira bir de hint imparatoricesi unvanini kendi kendine verdirmis. sagda solda gonul eglendirmis, askerleri, misyonerleri yerlileri kole gibi calistirip, onlari kimliklerinden uzaklastirmaya ve krallik emelleri icin kullanmaya calisirlerken, kendisi olmemis de olmemis, essek kadar uzun yasamistir.
  • ingilterede kralice victorianin hukum surdugu 1837-1901 yillari arasindaki, kendi icerisinde celiskilerle dolu romantik bir donemdir. ingilterenin gecirdigi en muhafazakar donemlerden biridir ayni zamanda. buna karsilik kilise-bilim, inanc-rasyonalite, zengin-fakir, uretkenlik-insani degerler, ahlaki degerler-fuhus catismasi ve celiskilerinin en yogun yasandigi donemdir. cinsellik baski altinda tutulmus ve kadin bastan cikarici seytan veya azize meryem gibi uc noktalarda yorumlanmistir. bu donemin onemli isimleri olarak ingilterede charles darwin, charles dickens, thomas hardy, henry james, jane austen, bronte kardesler, lewis carroll, dunyada ise karl marx ve sigmund freud sayilabilir.
  • cinsel eğilimi hoş görmeyen lakin dokuz çocuk dünyaya getiren bir kraliçenin hükmettiği dönemdir.
  • baskici, tutucu ama ayni zamanda ahlaki ikiyuzlulugun yasandigi bir donem. cinselligin evlilikte cocuk dogurup ingiltere icin vatandas uretme araci olarak olarak kullanildigi donemdir. kralice victoria'nin kendi kizina tavsiyesi "close your eyes and think of england"(gozlerini kapat ve ingiltere'yi dusun)dur.
  • bir tek ülkenin üzerine dantel örülmediği kalmış dediğim dönem.
hesabın var mı? giriş yap