• emlak vergisiyse söz konusu borç,
    e-devlette yazmıyor. belediyenin sitesine bakmak gerekmiş. mümkünse borçlarınızın hepsini birden ödeyin. eski borçların bir bölümünü ödeyince uyuyan dev uyanıyor ve sistemde bir hareketlilik oluyor. siz borcun bir bölümünü ödemiş olsanız da bir iki hafta sonra tapudan kamu haczi ile ilgili bir sms alabiliyorsunuz. * tapudan haczin nedeninin emlak vergisi olduğunu öğrendiniz, belediyeye gidip borcunuzu ödediniz.. bitmiyor.. takip etmeniz gerek haciz kaldırıldı mı diye.. borcu ödedikten 10 gün sonra, yani bugün tapuya gittim, haciz kalktı mı dedim. nooooo.. belediyeden yazı gelmemiş. belediyeye gittim, sorunun ne olduğunu sordum. unutmuşlar. nasıl yahu demeyin, unutmuşlar işleme koymayı. işlemi başlarında bekleyip hallettirdim, dosya numaramı aldım. yarın tapuya gidip soracağım haciz kalktı mı diye.

    ödense bile sonra durum nedir takip edilmesi gereken borç.
  • 2007 mayıs ayında şirketimi kurdum. 2008 nisan ayında vergi borcum oluştu. yanılmıyorsam kemal derviş türkiye'de öyle bir vergi sistemi var ki dürüst olup vergi kaçırmazsan matematiksel olarak batıyorsun demişti. bu doğruymuş yıl 2018 oldu 2 ayda bir 4500 taksit ödüyorum ama borç azalmıyor. vergi adaleti gelsin. adam el arabasında akşamları tezgahı açıp gece yarısına kadar 15 tl den 300 dürüm satıyor vergi namına verdiği koca bir sıfır. lanet olsun diyorum.
  • 2012'den beri ısrarla ödemediğim bir vergi borcum vardı. bugüne gelene kadar birkaç kez vergi affı da çıktı ancak ödemedim.

    gün geldi hesaptaki parayı e-haciz ile kaptırmamak için sağa sola gönderdim, gün geldi köylü emmi gibi cebimde bir sürü nakitle gezip eve para stokladım. çok emek verdim ben bu işe. yaşam tarzımı tamamen değiştirdim bunun için. ancak her şey buraya kadarmış. bugün tam olarak 178 bin 604 lira ve 91 kuruş ödeyerek yüce devletimize olan tüm vergi borcumu kapattım. pişman mıyım peki? açık konuşmak gerekirse hayvan gibi pişmanım lan, sinirden uyuyamadım. elim ayağım titriyor. vergi dairesi yarın arayıp "geri almak ister misiniz?" dese koşa koşa giderim.

    ben o parayla 89 bin 302 adet simit satın alıp ölene kadar aç kalmamayı garantileyebilirdim. tam 51 ay boyunca kira ve fatura gibi sabit ödemelerimi yapabilirdim. kıytırık bir şehirden bir ev alabilirdim. tam 12 bin 317 kez taksiyle kısa mesafe gidebilirdim. benzin fiyatları ne olur bilinmez ama bugünkü fiyat üzerinden tamı tamına 482 kez arabamın deposunu doldurabilirdim. kedime yaklaşık 10 bin kutu en kalitelisinden yaş mama alabilirdim. dünyayı dolaşabilir miydim emin değilim ama new york'a 30 kez gidip gelecek kadar uçak bileti alabilirdim. yaklaşık 6000 kişiye 1 öğün yemek ısmarlayabilirdim. 11 bin 906 adet bira alabilir, tüm kadıköy'e olmasa da birkaç mahallesine ayı gibi içirebilirdim. "1 liran var mı, vallahi şarap alacağım" diyen dayıların şarap bütçelerine 178 bin 604 kez destek çıkabilirdim. hatta bir arkadaşımdan 10 kuruş borç alıp bu sayıyı 178 bin 605 de yapabilirdim. örnekler çoğaltılabilir, tadımızı daha fazla kaçırmayalım. ya da yok lan, kaçıralım.

    ben bunları yapmayı tercih etmedim evet ama asıl soru şu; ne yapmayı tercih ettim?

    bir istanbul kongresi olmasa da ufak bir şehirde düzenlenecek olan bir akp kongresinin tamamını ya da büyük bir kısmını finanse ettim. kurduğu her 2 cümleden biri ırkçılık, homofobi, zenofobi, kadın düşmanlığı ya da özetle bir nefret söylemi içeren bir takım siyasetçilerin biraz daha konuşabilmesini sağladım. sırf buraya adamın biri hakkında "şuayip" yazdığım için beni 7008 türk lirası ödemeye mahkum eden yargı sisteminin çalışanlarını besledim. normal bir ülkede başıma bir iş gelse ilk arayacağım, ancak türkiye'de kendilerinen korkar olduğumuz malum kurumun elemanlarının maaşına katkıda bulundum. hayatım boyunca adım atmadığım ve atmayı da düşünmediğim ibadethanelerin açık kalmasına, her cuma nefret saçan yahut bir siyasi partiyi dini kullanarak öven adamların mevkilerini korumasına yardım ettim. biraz daha silah alınmasına, belki de birkaç insanın ölmesine neden oldum. çeteleşmiş şirketlerin biraz daha zenginleşmesine katkıda bulunurken köpek gibi çalışıp kazandığım paramın bana "geçiş garantili" yol olarak geri dönmesini dolaylı olarak sağladım. reisimizin davetlilerine 4465 adet ejder meyveli smoothie ısmarladım. "itibardan tasarruf olmaz" dedim ve yabancı devletleri titreten sarayımızın bir günlük harcamasının %2'sini üstlendim.

    ben kimseye "vergi ödemeyin" diyemem. zaten bu suç da olabilir, bilmiyorum. aynı şekilde, "vergi ödeyin" de diyemem, diyemiyorum. akıllı insanlarsınız. artıları, eksileri tartıp ona göre kararınızı verirsiniz artık.

    edit: ooo, ayın 26'sı olmuş. değerli annemin ve reisimizin doğum günlerini kutluyorum. ödemeyi yaptım, güle güle harca.
  • 25 yaşında bir öğrenci ve genç bir yazarım. bundan 6 yıl önce, babam iş yapabilsin diye açacağı tekstil atölyesini benim adıma açtık. (17 yaşında bizi bırakıp izmir'e gitmişti) hiçbir vergi borcunu ödememiş ve doğal olarak bu büyük borç benim adıma birikmiş... 12 yıldır antalya'da ikamet ediyorum, atölye izmir'de. en başta belirttiğim gibi, daha yolun başındayım ama hayata 10 sıfır geriden başlıyorum, hem de beş kuruşu cebime geçmemiş bir işin borcu yüzünden... hukuk bunlara önem vermez, biliyorum ama yapabileceğim bir şey varsa bilgisi olan avukat dostlar yardımcı olurlarsa sevinirim.
  • vatan borcundan, daha ağırdır, bakarsan bağ bakmazsan dağ olur atasözünün tam karşılığıdır, sinsi ve alçak bir şekilde, yavaş yavaş büyür, fark ettikten sonra, bırakın ana parayı, faizi bile ödeyemez hale getirir, o masum vergi mükellefini...
  • basit, ortalama bir kobi icin calisip kazandiginin yarisini vermek zorunda oldugun omur torpusu.

    damga pulunun, defterin, damga pulunun pulunun bile vergisi vardi dimi... 2 yildir oturup hesapliyorum; gelir vergisi, yok donemlik bilmembisi vergisi, yok kdv falan derken kazancimin neredeyse yarisindan da fazlasina ortak sevgili devletim.

    bir de o vergilerin gercekten devlet icin kullanildigini bilsem icim acimayacak. (bkz: ölürüm turkiyem)
  • zaman aşımının kesilmesi sayesinde üzerinizden düşmeyecek borç.

    bu işi biraz bilenler: 5 senelik zaman aşımından bahsedip, vergi borçlarından kurtulacaklarını zannederler.

    bu işi çok yaşayanlar: ödemenin dışında kurtulmanın tek yolu vardır; ölü taklidi yapmak.
  • vergi borcu sorumlulugu anonim sirketlerde yonetim kurulunu (ortaklari) ya da pay sahipleri, sadece taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile ve şirkete karşı sorumludur.

    tanım gereği, sadece taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı olarak sorumlu olur, bunun ötesinde bir sorumlulukları söz konusu değildir. bu bilmeyen de ayda 5 degil 100 bin dolar maas da alsa maldir!
  • 2009 yılında hayatını kaybeden vatandaş için 2014'te borç ve borcun iki katı faiz istenen, hakkını arayacağın yolların mantığı zorlayan gerekçelerle kapandığı ülke türkiye... bankada/vergi dairesinde sayısız işlem yaparsın, borcu yoktur kağıdı alırsın vs. nafile. devlet baba 5 yıl sonra öyle bir ceza çıkarır ki şaşarsın!!
  • hepimizi mazoşist* yiğitler* haline getiren/getirecek kamçıların en önemlilerinden biridir.*

    (bkz: verginin vergisini alan devlet)
    (bkz: verginin vergisi)
    (bkz: sapıkça zevk almak)
    (bkz: vergilerimizin gittiği yer)
    (bkz: mazoşiste işkence etmeyerek işkence etmek)
hesabın var mı? giriş yap