• korkunç bir savaştır. birinci dünya savaşı standartlarına göre bile saf yıpratma savaşı olarak çok kötü bir ünü vardır ve hiç haksız değildir.

    falkenhayn'ın savaş öncesi güncesiyle başlayalım :

    "fransa'nın teli artık kopma noktasına kadar gerildi. bugün herhangi bir şekilde yapmanın imkansız olduğu cephenin tam olarak yarılması aynı zamanda gereksiz bir operasyondur. elimizde fransız genel kurmayının sahip olduğu her askeri üzerimize atmasını sağlayacak kozlar var. ve böyle yaparlarsa fransa ölümüne kan dökecektir."

    kaynak

    * tarihçiler alman general falkenhayn'ın bu savaştaki gerçek motivasyonu üzerine çok yazmıştır. hala kesin bir konsensus da sağlayamamışlardır. büyük ihtimalle ikinci dünya savaşında gani gani göreceğimiz cepheyi yarma harekatının 1915 sonu itibariyle artık imkansız olduğunu düşünmekteydi. cepheyi yaramıyorsa yapılacak tek şey vardı (kendisine göre) düşman kanını ülke kuruyana kadar akıtmak. bu karara varmak da bir milyona yakın insanın ölüp gitmesi olduğundan kimi tarihçiler* bu planlı ve geniş ölçekli yıpratmayı savaş sanatının dejenerasyonu olarak kaydederler.

    * üzerinden bugün 100 yıl geçti. hakkında kim ne derse desin verdun acımasız, brutal metodların minik sonuçlar almak üzere düşünülmeden uygulandığı bir savaş izlenimi verir. yıpratma savaşı diyince "ay sinirlerim çok yıprandı" cümlesindeki yıpranma olarak algılıyorsunuz ama o işler öyle değil. günde 2500 kişinin öldüğü, ertesi sabah ölenlerin cesetlerinin taşınıp yeni insanların cesetlere baka baka ölmeye ilerlediği ve öldüğü ve bunun her iki tarafta tam 300 gün boyunca sürdüğü bir kıyma makinesinden bahsediyoruz. savaştaki kazançlarla karşılaştırılınca ölü yaralı sayısı devasa sayılara ulaşmıştır. ancak dediğim gibi falkenhayn'ın amacı zaten bu cesetlerdi.

    * almanlar 1915 sonunda kale-şehir statüsündeki verdun'a uzaktan bakıyor haldeydiler. tarihte fransız alman sınırı kadar derinlemesine incelenmiş bir yer olmadığı için de bir işgalcü gücün nerelerden gelip nereleri vuracağı az çok belliydi. verdun'da bu rotaların en ortasında çok kritik meuse nehri geçişinde bulunuyordu. o kadar eskiden beri bu roldeydi ki hun imparatoru atilla* beşinci yüzyılda şehri ele geçirememişti. o günden beri de verdun fransa'nın kalbini koruyan bir kilit olma rolünü hep sürdürmüştü. savaştan üç yüzyıl önce de fransızların medar-ı iftiharı harp mimarı vauban verdun'a bir dizi yıldız biçimli kale inşaatı yapmıştı. douaumont* bunlardan biridir.

    * birinci dünya savaşında da verdun olması beklendiği gibi cephenin kilidiydi. açtığınız anda meşhur champagne bölgesine savunulması ww1 şartlarında bile çok zor dümdüz bir açıklığı almış olur ve paris yolu böyle açılırdı. fransızlar da buraya öyle bir yığınak yapmışlardı ki görenin ağzı beş karış açık kalıyordu. 17 birbirlerini koruyan kale serisi, aralarında devasa bir nehir geçişi*onun da arkasında hendeklerle siperlerle güçlendirilmiş verdun şehrinin kendisi.

    * fransızlar savaştan hemen önce aklı olan bir düşmanın kendini buraya atmayacağını düşünerek verdun bölgesindeki kalelerde üslenmiş ağır topları cephenin daha kritik gördükleri başka yerlerine kaydırmışlardır. asker de bundan nasibini alınca fransızların asla düşmez dedikleri verdun savaşın bu aşamasında aslında oldukça kritik bir şekilde zayıf bırakılmıştır.

    * falkenhayn saldırının operasyonal komutasını imparator wilhelm'in oğlu prens* wilhelm'e verir. kendisinin kurmay başkanlığına da von knobelsdorf'u atar. almanlar çok da uzun sayılamayacak bir yığınaktan sonra kesinlikle bu sayılarda bir savaşa hazır olmayan ama doğal olarak muhteşem bir savunma poziyonuna karşı 21 şubat 1916'da topyekün saldırıya geçerler.

    * saat 07:15'te tam dokuz saatlik bir ağır topçu bombardımanı verdun göklerini cehenneme çevirir. hatta saldırının kötü ününü perçinlercesine atılan ilk top mermisi ağır 203'lük bir donanma obüsünden atılan bir mermidir ve hedefini yüksek aşırıp verdun katedralinde başpiskopos sarayının çatısına girmiştir. savaşın tanrı tanımazlığı konusundaki kitabeyi verdun şehrine gidip katedral bahçesinde okuyabilirsiniz.

    * topçu ateşi hazırlıksız fransızlar üzerine 3 farklı açıdan başladığı için savunmacılar büyük şaşkınlık içinde amansız çilelerle dolu bir 9 saat geçirmiştir. saat 17:00 civarında da alman piyadesi hattın zayıf noktalarını bulmak için dikkatle ve yavaş hareket ederek taaruza kalkmıştır. prensin planı asıl piyade gücünü ertesi gün bir kırılmaz dalga olarak göndermektir ancak topçu ateşinin fransızları tarumar ettiğini görüp önden bir recon saldırısı yapmaktan da kendini alamaz. asıl saldırıyı şu an yapmış olsalar versailles anlaşması hiç olmayabilir, kurtuluş savaşımız hiç başlamayabilir, ikinci dünya savaşı hiç yaşanmayabilir, sovyet rusya hiç doğmayabilirdi.

    * bu ilk saldırıda almanlar bois d'haumont gibi önemli bir kaleyi güç kullanarak alırlar. ve fransız hattından önemli bir parçayı ilk anda koparırlar.

    * mühim kalelerden ikincisi bois des caures albay emile driant'ın chasseur (hafif piyade) alayı tarafından tutuluyordu, ancak topçu saldırısında öyle feci hasar almıştır ki artık duvar mı harabe mi belli olmayan bir yıkıntının içinde çok tutulması mümkün olmaz. buna rağmen alman onsekizinci kolordusunu önemli bir süre oyalarlar. driant bu arada başkomutan joffre'nin suratına verdun'un çok da sağlam tahkim edilmediğini söyleyip huzurdan hakaretle falan kovulmuş bir albaydır. bu yıkıntılarda kendisi ironik bir şekilde savaşın ilk günü ölür.

    * savaşın ikinci günü fransız ordusu krizin ortasındadır. alman baskısı altında çok ağır moral ve ekipman hasarı almışlardır. inanılmaz bir kayıp vermişlerdir. ve bir fransız noktasından diğeri her an almanlar eline geçmektedir. bu aşamada fransız merkez cephe komutanı langle de cary meuse nehrinin doğusunu terk etmeye karar verir. bu askeri açıdan gayet yerinde bir karar gibi de görünse joffre'un erkan başkanı noel de castelnau tarafından tersine çevrilir. adam verilmiş emri iptal eder, güçlerinin %24'üyle savaş veren bitik fransız alayları siperlere küfrederek tekrar dönerler. aynı anda kendisi philippe petain'i ikinci ordu komutanlığına, savunmanın başına getirir.

    * philippe petain'in hayatı bu uzunlukta birkaç entry'e konu olur ama verdun ile ilgili konuşacaksak kendisi topçu ekolünden gelmektedir. savunma savaşında da topun merkezi önemini iyi kavramış bir generaldir. kendisi cepheye gelip genel duruma baktığında hemen ekstra topçu bataryaları ister ve bunu meuse nehrinin batısındaki tepelere yoğun bir şekilde dizer. bu sırada verdun hattına ikmal getirebilen tek yol bir dar-hat demiryolu olan bar-le-duc kalmıştır. bu yolun savaşa öyle bir etkisi olmuştur ki o günden beri adı kutsal yol, voie sacree haline gelmiştir.

    * almanların voie sacree'ye doğru neden bir harekata girişmedikleri bugüne kadar kimsenin cevaplandıramadığı bir sorudur. daracık bir hattan gözlerinin önünde her hafta 9 bin asker ve 50 bin ton ikmal şehre akmaktadır. yeni asker getiren kamyonlar yaralı ve ölüleri alıp gayet efektif bir rotasyon kurarlar. fransızlar buna noria sistemi der. elden ele kovaların yangın yerine taşınması için kullanılan sözdür.

    * petain'in cepheye geldiği gün douaoumont'u kaybeden fransızlar en sonunda petain'in yoğun top ateşi sonunda zorlukla almanları durdururlar. almanlar bunun ardından bütün dikkatlerini meuse'un sol kıyısında fransızların tuttuğu bir tepeciğe "le mort homme"'a * çevirirler. bu nokta da aşırı kritik bir yerde alman taburları arasında kelimenin tam anlamıyla direkt atışlarla bir kıyım yapmaktadır. petain fransız ordusunda bugün dahi çok popüler olan verdun emrini nisanın 9'unda verir. cephe bu sırada çatırdamaktadır ama kendisi 7 satırlık bir emir yazar. ve cesaret! hepsini alıcaz bunların! diyerek nereden geldiği belli olmayan bir umut verir. bilahare söz paris gazeteleri tarafından bir tür relic haline getirilir.

    * cephenin ardında falkenhayn verdun'e saldırarak ingiliz fransız irtibatını da bir yerde koparacak seviyeye getirmiştir. bu sıralarda ingilizlerin en kanlı harekatı olan somme savaşı planlanma aşamasındadır. ancak işler verdun'de çığrından çıkınca somme başlayamaz. falkenhayn bir yerde müziği kapatıp kendi plağını çalmaya başlamıştır yani. ancak savaştır bu, falkenhayn bile olsa size dair hep başka planları vardır. almanlar le mort homme'a saldırıyı sürdürünce nehrin sol yakasından bir parça toprak ele geçirmiş olurlar. falkenhayn bu saldırı emrini bizzat vermiştir. bu da tüm savaşın coğrafi düzenini bozmakla kalmaz, o ana kadar almanların başarıyla uyguladıkları, kısıtlı saldırı doktrinine büyük tezat teşkil eder. kendisi yıpratmayı kesip kesin bir zafer ummuş olabilir, bu hareketiyle belli bir miktar toprak da kazanıp elini kuvvetlendirmiş olabilir. ancak fransızlar insanlıktan çıkıp çamur ve kan deryası haline gelen le mort homme'a sıkıca tutundukları zaman almanlar kendilerini bir anda nehrin iki yakasından simultane bir şekilde saldırıya uğramış bulurlar.

    * bu aşamada prens wilhelm her metre arazinin cesetler üzerinden bir git gel savaşına döndüğünü görür. nisan ayı geldiğinde de günlüğüne şöyle yazar "verdun'daki kesin sonuçlu bir zafer, yalnızca büyük zayiatlar vererek mümkün olabilir. edinmeyi planladığımız bütün kazançlarımızı gölgede bırakacak bir bedelle". kendisi prensliğini de kullanarak von knobelsdorf ve falkenhayn ile yüzleşir. verdun harekatının nisanda bitirilmesini ister. ikisi de bunu kesin dille reddederler.

    * bu arada petain güzel savunmasından ötürü merkez ordular grubu komutanlığına terfi edilir. yerine de harp tarihindeki adı ertesi sene çok büyük leke alacak robert nivelle getirilir. mayıs ayı boyunca nivelle ve kurmay başkanı charles mangin douaumont kalesini boş yere almak için agresif ama çok büyük zayiatlı saldırılar düzenlerler. babayı alıp döndükleriyle kalırlar. her beş metre kazanım için iki üç bin fransız genci can verir. aynı sırada almanlar nehrin sağ yakasındaki for vaux'a emsali görülmemiş bir saldırı yaparlar. kale komutanı binbaşı raynale de fransız tarihinin yüz akı sayılan 7 günlük bir savunma yaparak teslim olur zira ikmal yolları kapanmıştır, fort vaux'da üç gün kimse su bile içmemiştir.

    * almanlar 8 haziran'da verdun şehrine en yakın savunma noktası sayılan ouvrage de thiaumont kalesini de ele geçirirler. savaş sırasında burası büyük insan kaybıyla tam on beş kere alınmış, geri alınmış, tekrar geri alınmış ve tekrar geri alınmıştır.

    * 11 haziranda almanlar stratejik rezervlerin sonuna gelip saldırı insiyatifini kaybederler. saldırma sırası fransızlara geçer. zira verdun'e akıp durmakta olan alman asker seli 4 haziran'da doğu cephesinde bir rus saldırısı ile sekteye uğrar. 1 temmuzda'da meşhur somme saldırısı cephenin kuzeyinden gerçekleşmeye başlayınca verdun'e artık asker gelemez olur. çarpışmalar gözle görülür derecede azalır ancak sürmeye devam eder.

    * nivelle bütün topçusunu tek noktaya nişanlayarak kısıtlı saldırı doktrinini tekrar tesis eder. ekim başında thiaumont ekim sonunda douaumont ve 2 kasımda da fort vaux geri alınır. savaşın son günlerinde de prensin hatıratında "bu kara gün" olarak yazılmış 15 aralıka fransızlar emsali görülmemiş douaumont ötesine 3 kilometrelik bir ilerleme yapar. savaş böylece sona erer.

    * fransızlar 377.000 almanlar 337.000 zayiat vermiştir. 10 kilometreyi bulmayan bir cephede yüz binlerce genç birbirlerini mermiyle topla süngüyle bir yıl boyunca durmaksızın öldürmüştür.

    * zamanında pek çok savaş atlatmış douaumont arazisi savaş sonrasında öyle bir hale gelmiştir ki top mermilerinin açtığı çukurlar düzleşmemektedir. nereyi kazsanız insan kemikleri çıktığından verdun bölgesi için özel emirler çıkartılıp burası devasa bir mezarlık haline getirilmiştir.

    * bu savaşa katılmamış olan bir sonraki dünya savaşının baş aktörü adolf hitler artık burasıyla ilgili ne duyduysa yıpratma savaşına karşı özel bir bağışıklık kazanmıştır. bundan 26 yıl sonra gerçekleşecek olan stalingrad savaşı için "yeni bir verdun istemiyorum" diyerek şehre zamanında düzgün baskı uygulamaktan imtina edecektir.

    * fransız belleklerinde ise savaşın önemi ve ismi hiç unutulmayacaktır. savaş sırasında fransızlar 10 kilometrelik oturma odası kadar bir cepheye ölüm saçan 2708 top getirmişlerdir. bunların 1138'i mobil 75mm bataryalardır. almanlar da fransızlara eklenince savaş süresince bu araziye 10 milyon top mermisi düşmüştür. tartıyla oturup çekseniz 1 milyon 300 bin ton top mermisi gelir.

    * ölen her almana karşılık 1.1 fransız ölmüştür. bu oranı insanca bulan alman yüksek komuta heyeti bir yıl boyunca her akşam çadırlarında bir şey olmamış gibi yemek yemeyi konyak içmeyi sürdürmüşlerdir.

    * siperlerde koşullar insanlıkla bağdaşır gibi değildir. hiç durmadan yağan yağmur, toprağın milyonlarca top atışıyla habire yer değiştirmesi, ortada insan kalıntılarıyla dolu yoğun bir çamura sebebiyet vermiştir. çamur o denli kaygan bir hale gelmiştir ki bomba kraterleri yanında yürüyen askerler arasında çamurlu birikintilere düşüp çıkamayıp boğulanlar vardır.

    * savaşın büyük çoğunluğunda iki taraf ta bir düşman askeri görmeyen çoktur. bu da moral açısından değerlendirildiğinde kimseye deşarj olma imkanı vermez. ölenler korkunç bir cehennemde ölür gider yaşayanlar ise kafalarına bir yıl boyunca düşecek top mermisini çamurun içinde bekler dururlar. her iki taraf için de verdun cehennem sözüyle eş anlamlı kullanılır olmuştur.

    * savaşta 23 mayıs 1916'da ölen bir fransız teğmenin üzerinden çıkan güncede şöyle yazar :

    " insanlar deli olmalı. böyle bir şey yapmaları için deli olmaları lazım. ne katliam! ne yıkıcı korku ve kıyım sahneleri... gördüklerimi anlatmak için sözcükler arasında seçim bile yapamıyorum. cehennem bu kadar korkunç olamaz. insanlık delirmiş!"

    özetlersek insanın istedikleri için kollektif olarak inebileceği moral seviyelerde auschwitz ile yarışan, ne kazananın ne kaybedenin ne elde ettiğini bildiği, insanların baya bildiğin yok yere yüz binlerle öldüğü ve çamurun altından hiç çıkamadığı, ardından kahramanlık hikayelerinin kolay kolay anlatılamadığı bir garip savaştır.

    bazı resimler :

    1 savaşın hemen sonrasında toprak üstünde kalan kemiklerin toplanması

    2 fort vaux çevresinde alman siperleri

    3 günümüzde toprağı az eşelediğinizde çıkanlar. biriktirilmiş ancak atılamamış alman el bombaları

    4 bir fransız sanatçının savaştan sonra aklında kaldığı kadarıyla verdun'ü resmetmesi

    5 fransız savaş esirleri

    6 çamurla bir olmuş siperde bekleyen fransızlar

    7 siperlerde günlük yaşam

    8 savaş öncesinde verdun ve kalelerin konumu
  • 1. dünya savaşında almanların, 40 milyonluk fransaya altından kalkamayacağı kadar kayıp verdirmek için giriştikleri yıpratma savaşı.dar bir cephe üzerine 1300 topla hazırlanan saldırı batı cephesinin pivot noktası olan verdun'a yapıldı.fransızlar korkunç bombardıman karşısında fort daumont'u (domon kalesi) kısa bir süreliğine boşaltınca,6 kişilik bir alman keşif kolu burayı ele geçirdi ve savaş en kritik devresine girdi.general petain verdun'a kutsal yol adı verilen bir ikmal hattı açtı,ve müttefik yardımı gelene kadar fransız ordusu tükenişine ramak kalana kadar burayı savundu.fransız ordusunun yarısından fazlası burada savaştı ve çoğu daha siper ve asker dahi göremeden tepelerine inen cehennemi bombardımanda öldüler.çarpışmaların son aşamasında siper diye bir şey kalmamış durum balçıklı krater deryalarında devam eden bir vahşet halini almıştı.general neville ordu komutanlığına getirildiğinde fransız ordusu verdun'u bombalayan tepeleri korkunç kayıplar pahasına geri aldı,ve bu da 24 yıl sonraki büyük fransız trajedisinin (1940) başlangıcını oluşturdu.çatışmalarda almanlar 330 bin fransızlar ise 377 bin kayıp verdiler.fakat fransız halkı verdun sendromunu bir daha üzerinden atamadı.savaştan sonra savunma amaçlı olarak maginot hattını inşaa ettiler ve hücum fikri üzerinde durmadılar.bu da 1940'da almanlar tarafından işgal edilmelerinde büyük rol oynadı.askeri tarihçiler eğer fort daumont tesadüfen düşmeseydi herhalükarda almanların daha fazla kayıp vereceği görüşündeler.
  • bu şehrin etrafında, zamanında çatışmaların yaşandığı yerler, askeri bölgedir, sivillerin girmesi hala yasaktır. sebebi ise, taa birinci dünya savaşından kalma, büyüklü küçüklü on milyon civarı patlamamış top mermisi olmasıdır.

    sadece atılıp patlamayan bombalar bu miktarda iken, varın toplam atılan bomba sayısını, yaşanan vahşeti siz düşünün.

    çok değil, sadece yüz yıl önce oluyor bu olaylar. medeniyetin beşiği, avrupa'nın göbeğinde.
  • early access fazinin sonlarina yaklasmakta olan, birinci dunya savasi'nin -oyunun adindan da tahmin edilebilecegi uzere- bati cehpesinde gecen, tamamen siper savasi odakli harika bir first person shooter. bu oyuna kadar, bu zaman diliminde gecen, birkac tane eski moddan(battlefield 1914, battlefield 1918, iron europe...) baska -benim bildigim kadariyla- hicbir fps yoktu ve bence bunun eksikligi hissediliyordu, ozellikle kabaca 2002-2006 arasi patlama yapan, battlefield, call of duty, medal of honor gibi dev markalar haline gelmis ikinci dunya savasi fps'leri dusunulunce, buyuk yapimci firmalar tarafindan neden birinci dunya savasi'na onem verilmedigini anlamak gercekten guc.

    "buyuk yapimci firmalar" dedim zira verdun uzerinde daha birkac ay oncesine dek, ikisi kardes olmak uzere sadece 3 kisi calisiyordu. sonrasinda gruba yanilmiyorsam 3-4 kisi daha katildi ve ardi ardina suruyle update geldi. ben oyunu bir yildir oynuyorum ve sadece o zamandan bugune kadar kaydedilen ilerleme gercekten de alkisi hakediyor(-ki, steam'de early access'e gecmeden once browser uzerinden de oynaniyormus). su an bence en buyuk eksiklik voip.

    biraz da oynanisdan bahsedeyim. oyun neredeyse red orchestra oyunlari kadar gercekci olma iddiasinda, tufekler tek isabetli atisla olduruyor, tabancalarda ise bu -headshot haric- 2-3 hit arasinda degisiyor. stamina sistemi var, dikenli tellere dalmak sizi yavaslatiyor ve 10 saniye gibi bir sure boyunca icinde debelenirseniz -ve tabii bu sirada vurulmazsaniz- oldurucu oluyor. ileride daha arttirilir mi bilmiyorum, sahsen zannetmiyorum, cunku haritalar nispeten kucuk bu yuzden "sadece" 16v16 oyuncu destegi var. fakat bunu red orchestra'larin 32v32siyle karsilastirmak, dedigim gibi kucuk olan harita boyutlarindan dolayi pek dogru degil, zira toplamda 32 kisiyle de no man's land'i canli olarak gecmek bayagi caba ve sans gerektiriyor. basta da dedigim gibi oyun tamamen siper savasi odakli, her iki taraf sirayla saldiriyor/savunuyor. dusmanin siperini, sure bitmeden ele gecirebilirseniz(siperde dusmandan sayica daha fazlaysaniz ele gecirmeye basliyorsunuz) saldiri sirasi, karsi tarafa geciyor ve siz savunuyorsunuz. oyunun suresi dolana kadar boyle boyle gidiyor, siperler el degistirip duruyor gercekte oldugu gibi.

    oyunda squad ve birkac seviye sistemi var, neyse ki o kisim biraz basitlestirildi. her squad'da 4'er kisi var, bunlardan sadece biri, astsubay(non-commissioned officer) her squad'da var ve q tusu ile bir noktayi squad arkadaslari icin isaretleyebiliyor ve "move order" verebiliyor. bombardiman/kesif ucagi/gaz da gene q tusu ile kullaniliyor. squad'daki kisilerin(class) fix bonuslari var(nco'nun aurasi icindeyken daha uzun sprint, nisan alirken nefes tutma, killerden ekstra puan alma, nco icin daha guclu bombardiman/gaz gibi). bu bonuslar, eger hep ayni kisilerle beraber oynarsaniz zamanla daha da gucleniyor, ama bu kisim biraz grind gerektiriyor. hangi squad olarak oynadiginiz veya squad'inizin adi onemli degil, sadece ayni kisilerle oynamaniz lazim bu bonuslari aktive edebilmek icin. ayrica oyuna direkt etkisi olan bonuslar disinda, squad'inizin uniformalari da, gercege uygun olarak, belirli squad seviyelerinde degisiyor, celik migfer, webbing* falan ekleniyor. 3 farkli cesit squad var, bunlar:

    recon: alman alpenjäger ve fransiz chasseurs alpins. bu hafif bir squad, nco gozlemci ucagi cagirabilir ve minimap'de kisa sureligine dusmanlarin yeri belli olur, ayrica 1 kisi sniper olarak oynayabilir.
    rifle: alman landser, fransiz poilu ve brit "tommies". bu en fazla ates gucune sahip squad. nco belirli bir alana havan topu/bombardiman cagirabilir ve 1 kisi makineli tufek kullanabilir.
    assault: alman stoßtruppen ve kanadalilar. bu biraz destek squad'i gibi. hizlica hareket edip, baslica tabanca ve el bombasiyla donatildiklari icin(ek olarak, trench club ve hatta kurek) yuksek rate of fire'lari sayesinde yakin mesafede etkililer. nco bir bolgeye zehirli gaz cagirabilir ve stoßtruppen'de 1 kisi mp18 kullanabilir(ilk submachine gun, op degil ama, orta-yakin mesafede 2-3 mermilik kisa burstlerle kullanilmali).

    oyunda su an icin 5 tane siper savasi haritasi(flanders, picardie*, artois, argonne, vosges) ve 1 tane de rifle deathmatch haritasi var. yillar yili top mermileriyle dovulmekten korkunc bir hale gelmis araziler, olu agaclar, kraterler, dikenli teller, su birikintileri, olu atlar... savasin atmosferinin iyi yansitildigini dusunuyorum -ki ben ancak dusuk ayarlarda oynayabiliyorum.

    bundan sonra oyuna eklenebilecek ulkeler, eger bir expansion pack/dlc durumu olmazsa sanirim sadece abd ve belcika. gonul isterdi ki bati cehpesinde almanya disindaki mihver devletleri de kayda deger varlik goster-ebil-mis olsalardi. fakat bu durum, ulke sayisi dengesi acisindan gercekci bir esitsizlik sagliyor ve "bu adamlar -almanya- tek baslarina nasil oluyor da koca cepheyi yillarca sirtlamislar, ustune muttefiklerinin yardimina** defalarca -hör zu, avusturya-macaristan- kosmus ya?" seklinde dusunduruyor.

    fakat ileriki yillarda dogu cephesi(ana olarak almanya/avusturya-macaristan(belki bulgaristan) vs. rusya(belki romanya)) ve canakkale eklenebilir. siper savasi odakli dusunuldugunde, ki bu oyundan bahsederken dusunmemek imkansiz, canakkale savasi, oyunun su anki haline dogu cehpesine oranla daha yakin bir tercih olacaktir, zira dogu cephesi batiya oranla daha hareketlidir(alan genis, siperler "ince", haliyle asker yogunlugu dusuk). ote yandan, hem avusturya-macaristan, hem de rusya'nin kendilerine ozgu silahlara sahip olmalari, dogu cephesini cesitlilik acisindan daha cazip hale getiriyor.

    birkac ogut:
    - no man's land'i cogu haritada tek nefeste kosarak katedemezsiniz, zaten bu guvenli de degil. sabirli bir sekilde, nco'nuzun move order'larina kulak vererek ve kraterden kratere ilerlemelisiniz.
    - savunurken, kafanizi gereksiz yere siperden disari cikarmayin, -sniper harici de- bazi insanlar saldiri/savunma mantigini tam anlayamadiklari icin*, saldiri sirasi kendilerinde olsa dahi siperlerinden cikmayip, sizin siperlerinizi gozetliyor* olabilirler.
    - bir assault squad'inda nco iseniz, gaz saldirinizi, saldiri sirasi sizdeyken, ilerlemenizi kolaylastirabilecek bir yerde kullanin, gaz maskenizi takip ve gaz bulutunun icinden gecerek hucum edin.
    - eger yakinlariniza gaz saldirisi cagirildiysa, 4 tusu ile gaz maskesi takin. hemencecik oldurmuyor genelde ama gorusunuzu bulaniklastiriyor.
    - makineli tufeginizi iyi bir yere yerlestirmek cok onemli. cok acik farkla en cok kill'i bu rolde ve rifle squad nco'su olarak alirsiniz(ama oyunu k/d oraniniz kazandirmiyor, onu da unutmayin). ben ya en sagda ya da en solda konumlanmayi tercih ediyorum.
    - rifle squad'da nco olarak oynarken, unutmayin ki savunma amaciyla kendi siperlerinize ve siperlerinize giris yapilmasi en mumkun yerlere top atesi cagirabilirsiniz. hatta cooldown her hazir oldugunda bir yere top atesi emri vermelisiniz. bundan takim arkadaslariniz etkilenmez, fakat o bolgede durursaniz kendi kendinizi oldurmeniz mumkundur.
    - ne yazik ki, assault squad'daki melee silahlar su sira pek de kullanisli degiller. ama gene de bazen hic belli olmuyor, bir keresinde dusman siperindeyken, alman makineli tufegiyle(fransiz ve brit'lerinkinin aksine, bir yere kurmadan ates edilemiyor) ardi ardina 2 kisiyi melee olarak oldurebilmistim(en yavas melee animasyonuyla toplam 4 hit). gerci sanirim bu benden ziyade, o oyuncular hakkinda bir seyler soyluyor...
  • general petain'in rotasyon saplantısı nedeniyle batı cephesindeki fransız askerlerinin %70'i kıyma makinesi lakaplı bu kanlı cephede savaşmak zorunda kalmıştır. fransa'nın hayatını kurtaran ise ingilizler'i somme'da bir cephe açmaya ikna edip, yüklerini hafifletmek olmuştur. çünkü verdun, her iki taraf için de bir deli inadı haline dönüşmüş, zaten 3 km gibi son derece dar bir alana kurulu cephe binlerce genç askere mezar olmuştur.

    öne sürülenin aksine, almanlar için bu savaş bir zayiat verdirme amacı taşımamaktadır. amaçları verdün'ün hemen arkasındaki demiryolu ağları ve dolayısıyla da paris'e giden yolda güvenli, rahat bir bilettir. ama elbette işler kontrolden çıkmış, fransız'ların ulusal onurları olarak gördükleri kaleleri “ils ne passeront pas*” diye diye deli gibi savunmaları ve alman'ların da aynı şekilde karşılık vermeleriyle verdün bir kıyma makinesine dönüşmüştür.

    çoğu tarihçiye göre, birinci dünya savaşı sonrası almanlar çok kanlı geçen bir savaşı kaybetmelerinin kılıfı olarak bu war of attrition yalanını ortaya atmışlardır. alman kayıtlarında, savaşın zayiat amaçlı olduğunu belirten hiçbir belge yoktur. tek dayanak harekatın planlayıcısı falkenhayn'ın savaş sonrasında yazdığı anılarıdır.
  • birinci dünya savaşının en kanlı çarpışmalarından birisidir almanların yıpratma stratejisi sonucunda girdikleri toprak kazanma amaçlı olmayıp insan kaybı verdirmeyi amaçlayan ve 2 tarafında 500.000 civarında kayıp vermesine sebep olan savaşın en kanlı aşamalarından birisidir fransızları çok sarsmış olmasına rağmen fransa abdnin yetişen yardımıyla toparlanmış fakat almanlar kayıplarını yerine koyamamıştır.
  • geleceğin fransa devlet başkanı charles de gaulle de burda savaşmış yaralanıp esir düşmüş.
  • fransa, buradaki savaşı dengede tutabilmek için sömürgelerinden asker getirip sınıra yığmak zorunda kalmıştır. bir nevi etten duvar*.
  • bir sanatçı burada fransız ve alman askerlerinin maruz kaldığı topçu barajının sesini yeniden yaratmaya çalışmış.

    https://www.youtube.com/watch?v=we72zi7iojk

    ses efekti 5 dakika sürüyor. açın, gözlerinizi kapatın, ve dinleyin. sonra bu sesin, dişlerinizi yerinden titretecek kadar yüksek bir şekilde, durmadan, kesilmeden, saatlerce, günlerce, haftalarca sürdüğünü, ve bu birbirinden ayrılması imkansız bir uğultu haline gelen patlamaların her birinin onlarca insanın parçalarını etrafa saçan, onlarca insanı parçalanmış toprağın altına gömen top mermileri olduğunu hayal edin.

    verdun. somme. ypres. gelibolu.

    savaş cehennem değildir. savaş cehennemden kötüdür. cehennemde masumlar olmaz, günahkarlar olur. savaşta ise masumlar. hatta, savaşa neden olan, ve cepheyi asla görmeyecek bir kaç ensesi kalın hariç, savaşın içindeki herkes masumdur.

    bir daha asla gerçek olmaması dileğiyle.
  • solidguitar reyizle beraber "ekşi rifles" squad ile siperleri şenlendirdiğimiz harikulade oyun. run&gun olayından, hoplayıp zıplayıp adam vuran ergen bebelerden hazzetmiyosanız bu oyun tam size göre. yeşillendirin, no man's land de yalnız kalmayın...
hesabın var mı? giriş yap