• osmanlı dönemindeki darü'ş-şifalarda, çeşitli hastalıkların tedavisinde -bilhassa akıl hastalıklarının- hastalara dinletilen makamlardan biridir. farabi, musikinin insan bedeni ve ruhuna olan etkisini incelemiş, notaların, insan ruhundaki iniş ve çıkışları ifade ettiğini, uşşak makamının da insanda gülme duygusu uyandırdığını ve büyük ölçüde öğle vakitlerinde tesirli olduğunu ortaya koymuştur. bu makam, şifahanelerde, kalp, karaciğer, sıtma ve mide hastalıklarının tedavisinde de yardımcı bir metot olarak kullanılmış hatta.

    muzdarip olduğum mide rahatsızlığıma pek iyi geldiğini söyleyemesem de musikinin ruhtaki şifai tesirine bir örnek de benden olsun yalnız uşşak değil rast ve mahur coverı benimki efenim:

    http://www.youtube.com/watch?v=3coi6yy5ylw
  • türk halk müziğindeki kerem dizisi'ne karşılık gelir.
  • makam müziği köşemizde bu hafta uşşak var. uşşak ilk bakışta sade ve kavranması kolay bir makam gibi görünür ancak layıkıyla icrası güçtür. hele hele günümüzde daha da güçtür çünkü bilhassa makam müziği "dinlenerek öğrenilecek" bir müziktir. yavuz özüstün 'ün beyanıdır bu (bir ara yavuz bey ile ilgili uzunca bir yazı yazacağım. memleketimizin kıymeti en az bilinmiş simalarından biridir ne yazık ki). günümüzde makam müziği usta-çırak ilişkisiyle değil yazıdan, kitaptan öğreniliyor. bu da lazımdır tabii ama usta-çırak ilişkisi makam müziğinin olmazsa olmazıdır. kötü dinleyiciden iyi icracı olmaz. tamam, bu kadar laf kalabalığı yeter. şimdi makama gelelim. la'dan (dügah) la'ya (muhayyer) uzanır ve tek bir arızası vardır: si 1 koma bemol yani segah perdesi (bu perdenin öneminden önceki yazılarda çokça bahsettim. merak eden okusun). işte böyle uzaktan bakınca çok kolay görünüyor. şimdi vakit kaybetmeden bir eser seçelim ve kabaca analiz edelim, bakalım uşşak makamını ustalar nasıl duyuyormuş;

    gamzedeyim deva bulmam - tatyos efendi. parçayı bilmeyen yoktur herhalde. sade, ağdasız bir parça. bundan iyisini bulamazsın tetkik için. notaları da burada. eser uşşak kalıbının dışına sadece iki kez çıkıyor ve her ikisinde de aynı yere uzanıyor. ilkini aranağmenin sondan bir önceki ölçüsünde görürsünüz; mi - fa#- sol / la - sol -fa (naturel) . fa# yani eviç perdesi makamı oluşturan sesler arasında değildi fakat tatyos efendi eviç basarak rampayı çıkmış ve inerken eviç acem (fa naturel) olmuş. fa#'i bir kez daha kullanmış ancak bu kez bir oktav pestte yani ırak perdesi olarak: "kaderimdir". tonal müziğe alışkın bir göz için her iki fa# de aynıdır ancak modal müzik tedrisatından geçen biri bunların hiç benzemediğini bilecektir. bilmelidir. ikinci fa# uşşak makamı seyrinde çok mühimdir.

    kısacası bu parçadan şu üç dersi çıkarabiliriz;

    •"uşşak makamı altlarda yegah perdesindeki rast ile genişler". yegah perdesinde rasta takılmayın. çözmesi kolaydır, korkutmasın gözünüzü. rast makamını yazmıştım, hatırlayın. rast beşlisi sol - la - si 1 koma bemol - do - re idi yani rast, dügah, segah, çargah, neva. yegahta demek re sesinde demek. rast beşlisini 2,5 ses pestten çal diyor yani. bu kadar. ayva çiçek açmış yaz mı gelecek. burada da yegahta rast beşlisi ile pestte genişlemektedir makam.

    •uşşak makamı tırmanışa geçtiğinde acem perdesi (fa) eviç perdesine (fa#) dönüşebilir. akşam oldu hüzünlendim ben yine. aynı numarayı bu parçada da görürsünüz.

    •uşşak makamı pestte genişler. hemen hemen hiçbir zaman muhayyerin (la) ötesine geçmez.

    gerçekten de uşşak makamının özü yukarıdaki üç dersle sınırlıdır. fakat bu hudutların içinde çok hoş nüanslar vardır. öyle ki kimini yazıya bile dökememişlerdir. neymiş bu gizemli nüans? segah perdesi. demiştim ki makamı oluşturan perdelerden biri de segahtır fakat gel gör ki çalarken kimse segah çalmaz. hele hele inici ezgilerde muhakkak 1-2 koma daha pest basılır. eksik bakiyye diye geçer teorikte ve bu arızanın bir işareti yoktur. arel-ezgi sisteminde dışarıda kalmıştır. dolayısıyla segah diye yazılır ama sen onu 1-2 koma daha pest basarsın ve makama havasını veren de gerçekten bu minicik perdedir. öyle ki bu perdeye "uşşak perdesi" denir. uşşak perdesini layıkıyla duyurmadan uşşak çalamazsın. şöyle etüt edebilirsiniz;
    la (dügah) - si 1 koma bemol (segah) - do (çargah) - re (neva) yapın ve oradan geri inerken re (neva) - do (çargah) - si 3 koma bemol (uşşak) - la (dügah) basın.

    sınırlar içerisinde kalan diğer nüans da bu makamın asma kararlar açısından zenginliğidir. bu ne demektir? bu makamın bazı perdeleri geçici bir süre karar sesine dönüşür ve makamın seyrine başka bir makam dahil olmuş olur. örnekle izah edeyim;
    asma karar olarak kullanılan perdelerden biri segahtır. yerinde eksik segah beşlisi sık kullanılır mesela. segahı görmüştük: si 1 koma bemol (segah) - do (çargah) - re (neva) ve mi 1 koma bemol (dik hisar). 5. sesi yani eviç perdesini (fa diyez) basmadık çünkü "eksik beşli" diyor. bu çeşni uşşak makamı seyrinde kullanılabilir. tabii bunlar sık karşınıza çıkacak şeyler değil. 20. yüzyıl bestecilerinin eserlerinde neredeyse hiç duymazsınız. bunu kimde duyarsınız? şevki bey. nasıl sadettin kaynak hicaz makamına, hüseyni'ye vurgunsa şevki bey de uşşak makamına vurgundur. bu makam hiçbir besteci elinde bu denli zengin değildir. ben üstünkörü bahsedeyim, merak eden ilgisini derinleştirir. hem şevki bey'i tanıtma fırsatı doğmuş olur bana da.

    -bakmadın vaktiyle istikbaline "uydu mu sandın" kısmı gelene kadar uzun bir uşşak. sürpriz yok. sonra dik hisar'da ferahnak, gerdaniye'de buselik, neva'da hicaz, neva'da rast! 8 ölçülük meyanda girmediği delik kalmamış.

    -bîzâr ediyor âlemi bu hâl-i tebahım bir evvelki eser gibi bunda da meyanda dağılıyor zemin. muhayyer'de kürdi ile sazlar meyana hazırlığı yapıyor sonra üç ölçü yerinde karcığar ve tekrar uşşak'a avdet.

    -cânım gibi sevdikçe seni gönlüm ey âfet meyanda bu kez neva'da hicaz kullanmış. neva'da hicaz için şevki bey'in imzasıdır denebilir. duçar-ı hicr-i yar olalı didem ağlıyor. aynı imzayı bunlarda da görürsünüz: esiri zülfünüm ey yüzü mahım, duçar-ı hicr-i yar olalı, heva-yı aşk eser serde...
    ve hepsi nefis eserlerdir. duru, sade durduklarına da bakmayın icrası hakikaten ustalık ister. o yüzden şevki bey'i okumaya bekir sıtkı sezgin'den başkası pek yeltenmemiştir. bu paragrafı şevki bey'in imzasının analizini yaparak bitirmek isterim. uşşak içinde neva'da hicaz çeşnisi ne demektir? . neva'da hicaz beşlisi'ni bulmak kolay. hicaz beşlisi dediği la (dügah) - si bemol (dik kürdi) - do# (nim hicaz) - re (neva) ve mi (hüseyni). bunu neva perdesine yani re sesine transpoze edeceğiz: re - mi bemol - fa # - sol - la. şevki bey bu geçkiden sonra sıklıkla neva'da buselik yaparak girer uşşak makamı içine. yani neva'da hicaz çalar sonra direk uşşak makamına geri döner. madem neva'da hicazdan bahsettik o zaman karcığar makamına da değineyim.

    şu zamana kadar hep basit makamlar hakkında yazdım. bu makamlar iki parçadan oluşurlar. mesela hicaz makamını oluşturan ilk dört ses yerinde hicaz dörtlüsü'dür, sonra gelen beş ses ise neva'da rast beşlisi'dir. efendim hüseyni makamı yerinde hüseyni beşlisi ve hüseyni'de uşşak dörtlüsü'nden oluşur. uşşak makamı ise yerinde uşşak dörtlüsü ve neva'da buselik beşlisi'nden müteşekkildir. bu kadar örnek yeter. uzatmayım. bunu şu yüzden anlattım; şevki bey'in imzası olan "uşşak içinde neva'da hicaz geçkisi" karcığar makamı içinde bir gezinti anlamına gelir. neden başka makam değil de karcığar tercih edilmiş? karcığar makamı uşşak'ın komşusudur da ondan. ne münsabet? yerinde uşşak dörtlüsü ve neva'da hicaz beşlisinden oluşuyor çünkü. buradan şu dersi çıkarabiliriz;

    •makam seyri esnasında komşu makamlara uğramak seyri zenginleştirir. fakat unutmayınız ki hiç de kolay değildir bu iş. başka makama dahil olduğunuz anda zemin kayganlaşır. bunu muhakkak deneyin ve tecrübe edin. bu yazının muhatabı olanlara tavsiyem bu hafta sadece uşşak çalışmayın; uşşak'dan karcığara geçmeye ve geri dönmeye de çalışın.

    sağlıcakla.
  • klasik türk müziğindeki ana makamlardan biridir.

    yerinde uşşak dörtlüsüne neva'da buselik beşlisi eklenmesiyle meydana gelir. nazari olarak beyati ve hüseyni makamlarıyla aynı gibi görünür fakat seyir olarak üç makam da birbirinden farklıdır. uşşak makamında özellikle segah perdesi ("si" notası) öne çıkmaktadır. makamın çıkışlarında daha tiz seyreden perde, inişlerde daha kalın basılarak makamın kendine özgü seyrini belli eder. bu makamdaki bazı bilinen eserler:

    -yangın olur, biz yangına gideriz
    -mehtaplı gecelerde hep seni andım
    -telgrafın tellerine kuşlar mı konar
    -bu akşam gün batarken gel
    -ömrün şu biten neşvesi tam olsun erenler
    -gün gelir de beni unutursun demiştim
  • batı müziği söylemeye alışmış sanatçıların fena halde zorlandıkları, detone oldukları makamdır, ya doğru söylesinler, ya da hiç bulaşmasınlar

    örneklere gelirsek:

    coşkun sabah'ın benimsin şarkısının zerrin özer yorumu:
    https://www.youtube.com/watch?v=v9gbohctbzk

    onur akın'ın geceyi sana yazdım şarkısının ışın karaca yorumu:
    https://www.youtube.com/watch?v=w8hnckg91ys

    murat kekilli'den unutamam seni yorumu:
    https://www.youtube.com/watch?v=1q3xtmb7xyg
  • kuram kitaplarında 1. derece güçlüsü için neva denir fakat neva perdesi 2. derecede güçlüdür.
    1. derecede güçlüsü, karar sesi olan dügah perdesisir.
    bunu kabul etmeyenlere neva perdesini hiç kullanmadan taksim geçersiniz, üşenmezseniz eser ve taksim analizleri yaparsınız. hala kabul etmezse "hee he" der, kendisinin bilgisini ciddiye almazsınız.

    ayrıca koma bemolüyle gösterilen segah perdesi 4 komaya kadar kullanılabilir. bu nedenle segah ile kürdi arasında kalan perdelere uşşak perdesi denir*.
  • arapça sözlük anlamı "aşıklar"dır.makam dügahta karar verir.ikincil durak perdesi neva perdesidir.senamede segah sesini gösteren işaret yer alır. arak perdesine ilişkin işaret yeri geldiğince gösterilir. yegah ve tiz neva sesleri arasında gezinebilir. pes tarafında sürekli olrak arak perdesi kullanılır. akşam oldu hüzünlendim yine uşşak makamı bir parçadır.
  • uşşak gözümde musikinin en ağırbaşlı makamlarındandır diyebilirim. çok benimsemesek de musikide şu dörtlü beşli hikayesini, tanımlamak gerekirse uşşak 4'lüsü ile neva'da buselik 5'lisinin birleşmesiyle oluşur. dügâh kararlıdır, nevada durur soluklanır.
    bir çok diğer makam ile aynı diziyi paylaşır, ancak seyir farklarıyla hepsinden ayrışır. bayati gibi neva perdesine çok baskı uygulamaz, çargâh ve acem perdelerini kokutmaz. bir de diğer beylik tabirle rast perdesini karara giderken yeden olarak kullanır ki onu da bayati yapmaz.
    başlığa yazmaya niyetlenmişken pek de kıymeti olmayan baskıları perdeleri konuştuktan sonra işin özüne gelmek lazımdır. uşşak makamı ağırbaşlıdır dedik, öyle ağırdır ki 1 komalık segâh perdesini ağırlığı ile aşağıya çeker, dügâh'a yaklaştırır. bu detay makamın ruhuna da işlemiştir. mevlevi dergâhının vazgeçilmez makamlarından olmuştur.
    salih dede'nin ve neyzen aziz dede'nin eserleri ile kimlik kazanmıştır diye düşünmekteyim. ancak makamın ruhunun necdet yaşar'ın 1979 yılında icra ettiği o unutulmaz taksimle tamamlandığını düşünüyorum.
hesabın var mı? giriş yap